Geçen akşam bir arkadaşımla evde oturuyoruz…Ben, son 2 günü faturalarını ödeyemeyen cinderella modunda geçirmişolduğumdan adamı da daraltıyorum tabi. Son bomba olarak da kirama yapılan feci zamla birlikte tüketmişim tüm olumluenerjimi, domuz gibiyim…Canım arkadaşım da kendi derdini unutmuş, bana terapi yapmayı misyon edinmiş durumda.Baktı ne dese fayda yok, kadın arızaya bağlamış, gecenin 11’inde beni zorla ikna edip yürüyüşe çıkardı. Son çare:) Yürüyüş iyi geldi ve bir baktık kaptırıp kendimizi Caddebostan tarafına kadar gelmişiz…Orada bir kafe-bardaçeşitli oyunlar olduğunu ve servisin hala devam ettiğini görünce hemen yerleştik bir masaya. İçecekleri söyledik vescrabble oynamaya başladık. Sonlara doğru cıvıtıp “Peki “ayol” yazsam olur mu? Sayılır mı?” gibi acaip sorular sormaya başladık:) Ben kazandım! Bunu belirtmeden geçemeyeceğim:)Scrabble bitti ama birden bire ortaya çıkan “içimizdeki oyun canavarı” yüzünden jenga aldık masaya bu sefer. Büyükbir itinayla dizdik tahtaları üst üste ve başladık oynamaya. O sırada herşeyi bildiğine çok inandığım arkadaşıma”Jenga ne demek acaba?” diye sordum ve “Bilmiyorum. Araştır, öğrenelim” diye bir cevap aldım. Sağolsun, aynıbabam…Birşey sorarsın ve eğer o gün gıcıklığı üstündeyse, “Araştır bul!” diye yapıştırır lafı. Ama hakkınıyememeliyim, “Ördekler nasıl çiftleşir?” gibi son derece aptal olduğunu şu an ayrımsadığım ama sarhoş kafa ağzımdançıkıveren soruma, yaklaşık 10 dakika güldükten sonra bile olsa, cevap vermişti:) Eh, bu kadar “herbokolog” tabirettiğimiz cinsten arkadaşım bile bilmiyorsa, ben bu jengayı hakkaten araştırmalıyım dedim ve bu yazı çıktı ortaya,sıcak sıcak:)Jenga kelime olarak “kujenga” kelimesinden gelmektedir. Doğu Afrika’da kullanılan bir dil olan “swahili” dilinde”inşa etmek” anlamına gelen “kujenga” fiilinin emir kipi halidir “jenga”. Hem fiziksel beceri hem de zeka gerektirenkeyifli bir oyun.Jenga, 54 blokla oynanır ve her bloğun uzunluğu genişliğinin 3 katıdır.Tahta blokları üst üste dizerek oluşturulan kuleden oyuncular sırayla birer blok çekmekte ve sadece tek ellerini kullanmaktadırlar. Oyuncu çektiği bloğu kulenin üstüne tekrar koyar ve böylelikle kule tekrar inşa edilmeye çalışılır. Kulenin yıkılmasına sebep olan oyuncu kaybeder.Jenga, 1980li yıllarda Leslie Scott tarafından icat edilmiştir.jenganın bir de yetişkinler için hazırlanmış versiyonu vardır: Jenga Truth or Dare. Bu versiyondaki bloklar klasik jenga ile aynı olmasına karşın 3 farklı renktedir: kırmızı, siyah ve doğal jenga blok rengi. Oyuncu eğer kırmızı bir blok çekerse o bloğun üzerinde yazan cesaret eylemini yapmak zorundadır. Eğer siyah blok çekerse, o bloğun üzerindeyazan soruyu doğru olarak yanıtlamak zorundadır. Bildiğimiz şişe çevirmece misali:) Doğal renkteki blokların üzerinde birşey yazmamaktadır. Bu blokları seçenlerin yapması gereken tek şey bloğu en üste koymak.Bir diğer jenga versiyonu ise “Extreme Jenga”. Bu oyunda jenga bloklarının şekil ve açıları çeşitlidir ve yine yetişkinler için tasarlanmıştır.Jengayı bilgisayarınızda da oynayabilirsiniz. Ben denedim ama gerçeği kadar keyif aldığımı söyleyemem. Yine de merak edenler için burada var.Amerikalı bir girişimci olan Robert Grebler Şubat 1985’te Kanada’da Kalp Vakfı yararına bir jenga turnuvası düzenlemiş ve turnuvaya halkın ve medyanın ilgisi büyük olmuş. Şimdilerde de jenga turnuvaları düzenlenmekte ve rekorlar kırılmaktadır.Jenga keyifli bir oyun…Şiddetle tavsiye ediyorum. En azından şunu gördüm ki, ne kira, ne fatura, ne aşk, ne meşk düşünüyorsunuz oyunu oynarken:) Tek derdiniz kuleyi yıkmadan bir blok daha çekebilmek ve böylece rakibinizi strese sokmak olunca fatura düşünülür mü zaten:)