sevgili günlük.ne kadar adiler yaaa. heriflere iyi davrandıkça tepeme çıktılar yaaa. anlamıyorum iyi davranmanın yardımcı olmaya çalışmanın neresi yanlış. nerede hata yaptım ben ya. iyi davranarak mı. yok yok bazı şeyleri görmezden gelmek. BABAM yaşında adamlara çıkışmak olmaz dedim ama nerdeee. adam değillerki bunlar.işe girmeden önce sert yöneticileri eleştirirdim. ne serti kırbaç lazım bana. lanet herifler.saf saf emekçiler zart zurt inandım durdum. müstahak bunlara. bok herif hepsi. lanet okuyorum hepsine. bir de içlerinde binbir güçlükle işe aldırdığım herifler var ki onlara ayrıca lanet okuyorum. adi bok herifler. bu kadar çıkarcı. fesat olunmaz ki kardeşim. yani topu topu 10 dk. ayrı kaldık şurda.para için ruhunu satar bunlar be. kaldı ki beni oooo.şerefsizler nefret ettim hepsinden.durun geliyorum ama. nerde benim kılcım
yorumlar
ne bicim seyler yazmissin. ofke ile kalkan bilmemne hikayesi olur dilerim bu. yani dilerim fikrini deistirirsin sakinlestiinde.isciler die bi’ yaratik turu mu war eloy?
bana demiştiki “Herkese aynı değeri veriyorsun. Bunu yapma herkese hakkettiği kadarını ver”. Ama yapabiliyormuyum? bilmem bazen belki. Arada aklıma geliyor ama . Böle programlı olmazki al sana bu kadar değer, sana da bu kadar, sana biraz daha fazlamı dicem yani. İçimden geldiği gibi davranıyorum yani sonsuz değer veriyorum insanlara. Bazen çok kırılıyorum ama napim yine tutamıyorum kendimi. Arkadaşlar bana neredeyse ..çındaki ..nu bile çıkarıp vereceksin derler.:=)
haşa yaratiklara denir mi böyle şey.
canım acıyor ya. enayi yerin koyulmaya mı yanayım. işleri aksatmalarına mı. beni sallamamalarına mı.
CuLDeSaC sakinimdir ben ama yok ya deliye döndüm ki. kolay kolay kızmam ben.
benim öfken birilerinin bi tarafına girecek bundan sonra.
bundan sonra iyi davranmak mı tövbe.
metenin dediği gibi sadece hak edene. ama kolay değil artık. hakedişin limitini alabileceğim en üst seviyeye alıyorum.
şimdi içeri girecem, esip gelicem.
senin emrinde calisan baazi iscilerden nefret edion. boole dielim mi? ya da ben oole dedin kabul ediom. ama bana ne isyersen hepsinden nefret et. ben isci diilim:P
sözüm bu fabrikadan içeri.
eloy’um, ama insanlara hakettikleri şekilde davranılması gerektiği de maalesef hayatın acı bir gerçei. Bizim başımıza da aynı şeyler geldi. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz derler ya, öyle yapmak lazım. Ha ben yapabiliyor muyum? Hayır. Ama çok kafanı bozarlarsa, söölersin ısırırım ben onnarı (Kurt dişleri, hatırladın mı? Hatırlarsın sen :))
der ki ben sewgiboceiiyiiim!
bir musibet bin nasihattan yeğ dir gibi bişey işte
iddiası yoktur thelaw‘ın, tam tersine uyarır insanları, kurdum ben, çıkmaz sokaam die. Eloy‘u da uyarmıştı zamanında ama dinnetememişti.
cikmaz sokak benim ama beni uyario musun simdi. hem bu ahkam ne alaka oldu boole? fulort edioz sanki heheheheheh dur ben sana mesaj atiiim 😛
söz konusu sanırım. Fulort? Doğru da yazılsa yannış da yazılsa annamsız bi kelime olmuş ama bu? Sanırım daa önce olmuş olaylardan bahsedince bööle anlaşmazlıklar oluyo. Böyle saniim di mi ben? Evet böyle saniim.
hey bi dakika thelaw, cikmaz sokak benim. sen thelaw’sin. yanlis olan bisii yok olsa idi mesaj atardim e-heh
ne kadar kötü davranırsan sana o kadar iyi davranıyor .(ast anlamında)
şöyle örnek vereyim:çaycıya bey/efendi vs. kelimelerle hitap eden ben ve benzerlerime çay çaycının istediği zaman geliyor, ahmeettt çay getirr diye bağıranlara anında geliyor.
hey bi dakika thelaw, cikmaz sokak benim. sen thelaw’sin. yanlis olan bisii yok olsa idi mesaj atardim e-heh
haklısın valla. adamların açıklarını kapatıyorum. benle alakası olmayan konularda bile yardımcı oluyordum. ama yok. şu var bir kere efendi/bey/abi vs. demiyeceksin astına. ne kadar büyük olursa olsun. usta veya isim sadece. tutturamamak işte bu ayırımın farkına varamadık. şimdi bu saatten sonra da ortada biri olamayacağıma göre.
hala kızgınım. tebrik ediyorum beni de kızdırmayı başardılar. kılıcım kılcımı istiyorum ben.
ama en iyisi dediğim gibi usta ya da isim. eğer eleman çok iyiyse dışarda içerde değil kesinlikle bir kez abi veya ne biliyim buna benzer bir kelime kullanmak gerekir ki nerede olduğunu bilsin karşında ki. bi kez ikincide sıçmayı öğreniyorlar.
diye düşünüyorum.
sirin bi kadin. temizlie gelio. ama her gecen gun daa cok konusuo. daa fazla sey hakkinda. once out wermesine izin werdim. sewgili dediin sabah para birakirmis. sen de utu, camasir ihmal etmezmissin. ewt dedim. 🙂 bi’ hafta sonra bul dedi bi taane zengin olsun. hi hi dedim.:) konu bedava ask yoka geldi. ay dinnemicem seni diyemiom simdi de. ama ondan nefret etmiom.
bunun nesi yanlish? ahmeet cay getir demeyi denesen. bu kotu bi’ tavir mi? nasi’ bi’ muabbet oluo bu boole ama? yani simdi de cayci bey diildir’e mi gelioruz?
haklısın, pek fazla sayılmaz ama 3-4 işyeri değiştirdim, bu ast kısmının hepsi aynı, yüz verince tepene çıkıyorlar, hep bir sonraki işyerinde sert ve katı davranmaya oynayayım diyorum, olmuyor..netcez bilmiyom, hep insancıl, iyiliksever davranıyoruz, bi iş yapmıyo adamlar ya.
millet çoğu zaman bunları özel işlerinde bile kullanıyor, ben kurum/şirket işinde bile rica ederek yaparmısın,edermisin, yapabilirmisin tarzı cümleler kuruyorum.
siz bunnari “aha! CuLDeSaC die bi’ sazan bulduk dur sunu bi’ kafaliyalim.” die yaziosunuz. pek inandirici gelmio bana dusuncelerinizin bunlar olduu dusuncesi.
düşünki sen 25-30 yaşlarında çaycı/temizlikçi de 40-45 yaşlarındababan yaşında adam..bağır bakalım ahmet diye..ben yapamam gibi
sen de ahmet abi de… ahmet bey de. ne farkeder ki? ama bairmak hos diil tabi is yerinde oole. o konuda haklisin.
n’apıcaz biz peki?
yok ben affedemem onları artık. bir değil. iki değil.
eloy gibi düşünürdüm önceden. bütün müdürlere patronlara uyuz olur, başka bir yol olmalı diye düşünürdüm. Sonra anladım ki yokmuş, acı ve pahalı bir tecrübe oldu ama öörendik işte. Gerçi sadece iş ve işçi bağlamında değil, hayatın genelinde de, kendine ideal bir dünya, bir hayal dünyası kuruyorsun, bööle herkes çok iyi, çok mutlu filan, sonra büyüdükçe anlıyosun neyin ne olduğunu. Yıkılıyo o dünya yerini gerçeine bırakıyor, belki de olması gereken budur.
bu duruma gelmek.
yani birini tepene çıkarmak kolay değildir abi.
kızgınlığım geçti belki ama affedemiyorum onları. tamam şey değilim hulusi kentmen kıvamında bir tipim veya babacan tavırlarım yok ama elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyorum. apranox rica falan demiş. tabii ki öyle keza bu herkes için geçerli alt/üst olayı değil bu.
bütün gün yoktum ortalıkta. ahkamlar almış başını gitmiş. ELOY bahsetmedin de bu olaydan bütün gün aşk olsun yani 🙂
şimdi hoca bak; sen en kısa zamanda yıllık izne çık, fazla işte yok demiştin bana.
bir hafta yeter. Bu süreç muhteşem dönüşün için yeter. döndüğünde bağır çağır bu neden böyle olmamış falan diye. Adamlar izninin kötü geçtiğine yorarlar olayı ve bu arada da söz dinleyemeye başlarlar. bir daha da ödün verme. Hem daha önceki işyerlerinde hem de askerde test edilip onaylanmıştır. işe yarıyor.
Onların etik olmayan davranışlarına olan doğal tepki tamam da tepkiyi dile getiriş biçimin.Yapılan davranış her ne olursa olsun bu tür hakaretler ve kin kusmak? İyi ya da kötü her davranışın altında bir neden vardır.Tabii klasik dogmalar,doğrular;haticeye değil neticeye bakmak lazım zihniyeti.Belki bazen ‘haticeye’ de bakmak lazım.Belki insana ‘bok’olarak değil de ‘insan’olarak bakmak lazım.
insanlari bok olarakgorebiliriz. bunda bi’ sorun yok bence. ama eloy’un yaptii gibi isciler, bilmemneciler dersek, bu cok sacma. bi’ cesit fasizm bu.
bütün insanlar çok değerlidirler ama bazılarının ne kadar değerli olduklarını bilmemeleri hem kendileri hem insanlık için çok daha iyi olur.
ama sevdiğim bir fıkra vardır. Her insan mavidir ama kimi insanlar daha mavidir.
CuLDeSaC ve asymptot un yazdıkları bana bunu hatırlattı. Bu arada olay sadece astlar değiil üstler de değil. insanlık böyle…
o fikra diil ki. o bi’klasik. Animal Farm o. mavi olanlar sirinler. onlarda da herkes ayni mavi! komunist onnar.
Efendim malumunuz İzmit memleketimizin sınai merkezi olup şehir fabrika işçilerinden geçilmez. Sendikal örgütlenme bilinci de yüksek seviyededir. Bu münasebetle proleterya diktatörlüğü amacıyla yanıp tutuşmaktadırlar. Bunların hepsini kesmek gerek. Ahan da gılınç. Buralar şakaydı. Şimdi ciddi olalım.
ELOY’cuk sakin ol. Hiç bilmiyorsan açarsın bilmem kaçıncı dönem toplu iş sözleşmesi kitapçığını, disiplin kurulunda -ki sendika temsilcileri verilecek her türlü cezaya muhalefet edeceklerdir- gereğini yaparsın. Yöneticilik sanattır. Kılıç-kalkan ekibiyle olmaz.
istemezdim eloy ancak dıyecegım odur ki ıyı davranmaya devam et harbıden kazanacaksın yasadıklarının hepsı olagan seyler.Bir sure sonra vicdanları calısmaya baslayacak goreceksın.ayrıca izinden geldiğinde hiç bir sey degısmez gıbı gelıyor.Sadece arlarında dolas ve kotu dusunmeden pis pis sırıt gozlerıne bakarak.Eger bunu denemedıysen mutlaka yapmalısın.super oluyor ortam.sırıt sırıt acı acı gulumse ama konusma.Sadece gerektıgı kadar.ne ismıyle ne unvanıyla hıtab et.hıtab etme.
Bir sure sonra topla hepsını bı odaya “buranın kralı benım de” bunu gulmeden sırıtarak soyleyebılırsen fecı kafalarını karıstıracak gıbı gelıyor bana.
Bu arada meslegın ne dıye sorsam ?
ben alti yil calistim 2 insan grubu icinde. bir yanda kendini bir bok sanan, sahip moduna girmis zengin zibidiler, diger yanda birakin yazmayi-okumayi, konusmasini bilemeyen adamlarla. Sorun herkese oldugun gibi davranmamaktan, iscilerini is arkadaslarin gibi gormemekten kaynaklaniyor bence.Eger ben iscilerim gunesin altinda kavrulurken ya da soguktan bi taraflari donarken yanlarinda mimar tribine girmeyip onlara yardim etmeye calisiyorsam, eger ayricalikli ciks yerlerde super oglen yemegi tekliflerini geri cevirip, onlarla ayni yerde ayni yemegi yiyorsam, eger isini gercekten bilen adamima, soru sormaktan kacinmiyorsam, hata yaptiklarinda onlara bagirirken, cok salak bir sey yapmami isteyen musterime de kafa tutuyorsam bir yandan, sorun cikmamasi lazim diyorum. Bende hic cikmadi ya da. Daha ise ilk basladigimda biri demisti, ordan aliskanlik kaldi, ben de isimleriyle cagirirdim, once bozulurdu yaslilar, sonra sen nerelisin derler, aradaki buzlar erirdi. Musti vardi, cok ozledim hatta onu. Bir de sahin dayi, dayi gibi adamdi. Kamyon kullanmayi ozledim bea 🙂
ve/veya faşizm yok ortada. bir nev’i ünvandır bu. eğer merkez fabrikamız gibi bir çok farklı bölüm olsaydı ona göre bir söylev kullanırdım. atıyorum pres bölümü. keza üst yönetimden bahsederken de bundan farklı bir tarz kullanmıyorum. bence olayları aynı şekilde yaşamadığımız için veya siz yaşamadığınız için böyle görüyoru olabilirsiniz CuLDeSaC.
ama daha önce de dediğim gibi benim sözlerim buradan içeri. bir de etkileşim var. başta çok iyi çalışanlarda onlar yatıyor, kaytarıyor, şunu yapıyor, bunu yapıyor ben neden yapmayayım mantığının yerleşmeye başladığı şaşkınlık içinde görebiliyorum. bozulma bir kere başladı mı çok hızlı yayılıyor.
Psychedelic‘in söylediği aslında yapılması gereken prosedür ve en mantıklısı.[sağolsun] ama bunu uygulmaya geçirdiğimde işten atılacaklar. ilk defa yaptıkları bir hata değil bu. işte bundan dolayı hyalperest genel bakış açımı bilmeden onlara bok mu insan gibi mi davrandığımı bırak ben düşüneyim. kendi adıma. ama derseniz ki ben kendim göreyim buyrun gelin. sizi ağırlamak bana zevk verir.
apranox buna benzer bir şeyi yaşamış biri olarak beni yargılamadan kendi başından geçenlerden bahsetti. çünkü nasıl bir duygu olduğunu biliyor o aldatılmanın.[eyvallah]
kokakola iyilik/kötülük büyük ölçüde çevreyle gelişir diye düşünsemde doğuştan gelen bazı şeyler olduğunuda ekliyorum bu düşüncelerime. yani iyiysem iyiyimdir. kötüysem tam tersi. tabii bu değişmeyecek bir durum değil bu yüzden çevrenin etkisine inanıyorum. ama bu durumdayken eğer şimdiye kadar kötüysem bundan sonrada onlara karşı iyi olmak için açıkcası büyük bir çabada göstermem.
infuscoare üst yönetimden bahsetmişte. onlarında ne bok olduğu belli. tabii benim de. herkesin.
moonshine’ın dediğini yapmam ben dışarda. herkese aynı davranamam ama içerdeyken elimden geldiğince eşit oldum. ve elimden gelenin yeterli olduğuna bunun doğru olduğuna inanıyorum.
amirin iş konusunda çok titiz olup herşeyin hesabını sorması, bunu kılı kırk yararak sorması, hata yapıldığında sert dille eleştirmesi, taviz vermemesi durumu çalışana bunun sadece bir iş olduğunu benimsetmekle haklı bir zemine (yok haklı demiyim), kabul edilebilir, hazmedilebilir bir zemine oturtulabilir. toparlayamadım bi örnekle şeediyim :
depoda 1,5 milyon metre kumaş var iken bunların arasından kaybolan 1 metrenin hesabını çok ağır soran yönetici aynı hatayı yapan adamın kredi kartı borcunu kendi parasıyla kapatabiliyor mesela, yada her hangi bir zamanda “yaw ahmet usta nasılsın? bir sıkıntın varmı?” diye soruyor ki nice kredi kartı bakiyelerine bedel bi davranış bu, ahmet usta için. o zaman o yöneticinin bu hassasiyeti ve sertliği çalışana hiç koymuyor. aksibe iş dışındaki tavırları işe daha iyi sarılması için motive ediyor çalışanları. ama kural basit, iş konusunda taviz yok. al kılıcını ELOy
CuLDeSaC;’insanlara bok olarak bakabiliriz’demek olur hatta istersen insanlığa da kanalizasyon gözüyle bakalım;bu senin faşist olarak değerlendirdiğin her ne ise’den çok mu farklı?
ELOY;sıkıntım, hırsızlık veya buna benzer davranışları onaylamak değil;insanlara ‘insanca’bir yaşam standardı sunmayıp daha sonra onlardan peygambercilik oynamalarını beklemek yani…Bahsettiğim yaşam standardını da sizin fabrikanız için belirtmedim;bu makro bir sorun.Bu gerçekler hepimizin rahatça görebileceği şeyler.
İnsanlara nasıl davranacağın ya da bakacağın inan bana beni çok fazla ilgilendirmediği gibi şüphesiz karar da veremem.. Ben sadece fikrimi belirttim.Buyrun siz istediğiniz yerden bakın;çok farklı yerlerden baktığımız da bir gerçek.Daha da fazla ahkam kesme veya konuşma ihtiyacı da hissetmiyorum!
CuLDeSaC;’insanlara bok olarak bakabiliriz’demek olur hatta istersen insanlığa da kanalizasyon gözüyle bakalım;bu senin faşist olarak değerlendirdiğin her ne ise’den çok mu farklı?
ELOY;sıkıntım, hırsızlık veya buna benzer davranışları onaylamak değil;insanlara ‘insanca’bir yaşam standardı sunmayıp daha sonra onlardan peygambercilik oynamalarını beklemek yani…Bahsettiğim yaşam standardını da sizin fabrikanız için belirtmedim;bu makro bir sorun.Bu gerçekler hepimizin rahatça görebileceği şeyler.
İnsanlara nasıl davranacağın ya da bakacağın inan bana beni çok fazla ilgilendirmediği gibi şüphesiz karar da veremem.. Ben sadece fikrimi belirttim.Buyrun siz istediğiniz yerden bakın;çok farklı yerlerden baktığımız da bir gerçek.Daha da fazla ahkam kesme veya konuşma ihtiyacı da hissetmiyorum!
ewt bakabileceimize inaniorum. bu gruba ben de dahilim. soole bi’ etrafina bak da gor! o kadar cok sebep var ki tek tek yazmamin bi’ anlami yok sanki.
neden kızıyorsunuz sevgili dostum. sizi kıracak bir şey söylediysem affedin beni. istemeyerek olmuştur. ancak bende sizin gibi fikrimi açıklıyorum.
DEVRİM SENİ DE HESABINI KESECEK ADİ BURJUVA KIRINTISI SENİ. SİKSİN SENİ İŞÇİLER EMİ
nasyonal sosyalizm hortladı, yok yok bu ne be? İP’liler geldi, wallaha bunlar çok vahşi oluyor, boşaltalım bence burayı
işçilerle yapılan içten muhabbetlerin tadını başka hiçbir kültür seviyesindeki insanda bulamadım. önce ürkek davranırlar, sonra memleket muhabbetinden girerler. dini ve politik görüşlerin hakkında yeterli ipucu aldıktan sonra dertleşme, sızlanma -daha doğrusu açılma- bölümü başlar. kirli bardaklardan kötü çaylar içilir ama tadı hep güzeldir nasıl oluyorsa… eğer içten ve acemiysen, bir sonraki muhabbetin bir öncekinin devamı olacağını sanarak aynı gülümsemeyle gidersin adamın yanına. bazen olur bazen olmaz.
ne yazık ki tüm bu tatlar, hoşsohbetler, çaylar, gülüşmeler ve diğerleri, sen arkanı döndüğünde bir çivinin eksik çakılmasına engel olamaz. bunu -neden bilmiyorum- bir tür marifet, kahramanlık, meydan okuma sayarlar.
işin en acı tarafı, o çivinin belki de yapının düğüm noktalarından birinde önemli bir görevi olduğu ve bu ortaya çıktığında senin yargısız infazının kaçınılmaz oluşudur. sanırım önce hayal kırıklığı, ardından kin ve öfke tam da bu noktada başlıyor.
ve yanılıyorsun.
işçinin öfkesine bak. ben sana benim kılıcı vereyim eloy’um, nasıl olur?
esasında bu işçi sorunsalında dikkati, özellikle izmit civarında yaşayanlar için, tüpraş olayına çekmek gerekir. şoförü olan işçiler, hiç çalışmadan maaş alan işçiler gibi. ama yok, moonshine hanım’ın belirttiği gibi: herkese hakettiği kadar değer vermek gerekir.
derler ki yönetilenler başa geçtiğinde bazen, zamanında onları yönetenleri eleştirdiklerinden çok daha zalimce davranabilirler. böyledir bu işler belki de.
bu gün itibari ile resmen bir işçiyim. Bakalım n’olcak?
benden de nefret etmiyeceksin değil mi ELOY?
🙂
eee bi düşünmem lazım:D
o kadar çay demledim kahvaltı hazırladım sana.
İşçiyiz. haklıyız. söke söke alırızzz…
😀