Geçenlerde bir dostum, benim hâl ve hareketlerinden nefret ettiğim bir şarkıcının aslında “gerçek hayatta” öyle olmadığını söylemişti. Benim gördüğümün sadece bir imaj olduğundan söz ediyordu. Bu ve benzeri savunmalar her zaman yapılır zaten. Benim anlamadığım neden böyle bir durumda, insanların söz konusu kişiyi “savunma” pozisyonuna soktuğu.

Başka bir bağlamda başka bir yerde de yazmıştım: Her türden kitlesel medyada bir biçimde boy gösteren kişi, medyumun (ortamın) kendisi tarafından amplifiye edildiğine göre o ortamdan gönderdiği -çeşitli bilinçli ve/ya bilinçsiz- işaretlerle bir kimlik arz eder. Bu kimlik duragan olmak durumunda değildir tabiî, genellikle de değildir zaten. Bununla şunu demek istiyorum: Kişi her bulunduğu ortamda ayrı bir kimlik taşır hâle gelir zamanla. Bu ayrışma bazen yaklaşık olabilir şüphesiz ama bazen uzun boylu farklılıklar da üreyebilir ayrışmada. Netice itibariyle farklı ortamların tek bir kişide barınması kişiyi dağıtırken, kişi de bu dağılan parçalarını toplamakla uğraşır olacak.

İnternet ve web de böyle bir ortam tabiî. Hattâ eski ortamlardan genellikle daha da mücadele edilmesi zor bir kimlik parçalanması sürecini beraberinde getiriyor. Aynı anda farklı tartışma forumlarında, yazın platformlarında (Hafif.org gibi), sitelerde, chat operatörlerinde bulunmak; farklı e-posta adreslerine sahip olmak ve bütün bunların sonucunda farklı işaretler arz eden kimliklerin içinde erimek mümkün. Tahmin ediyorum bu yazıyı okuyan her bir kişinin de ya farklı webkimlikleri oluşmuştur ya da oluşmasına ramak kalmıştır. Webkimlik, bu bakımdan, kimliklerin sahibi olan kişiden enikonu uzaklaşan, ayrışan bir yapıya sahip. Bir başka deyişle bir webkimliği üstlenen kişi, illa o kimliğin sahibi sayılmalı mıdır, sorusunu en uzun boylu sormamız gereken alandayız şimdilerde. Hatta şunu söylemek mümkün: Tek bir kimliğe kimi zaman tek bir kişi sahip olmaya da bilir buralarda, olmayabildiğini biliyorum, bu da normal; meğer ki bir kişi aynı anda farklı kimliklere sahip olabiliyor…

Tabiî doğal olarak bu ortam, kendine has “ajan”larını da geliştiriyor. Çünkü bunca kimlik parçalanması, her ajan ruhlu insanı fazlasıyla çekiyor olmalı. Soru/nsal şu: O ajanların kim olduğunu nerden bilelim? İsimlerini açıklamaları yeterli mi meselâ? Ya da başka bir yerde kullandıkları başka webkimliklerini, “ajan” kimlikleri olarak da kullanmalarından tatmin olacak mıyız?

Webkimlik üzerine aklımdaki birkaç soruyu gündeme getirdiğim bir metin oldu bu. Bir ekleme daha yapacak olursam, bu oyundan az biraz hazzettiğimi belirtmeliyim sanırım kendini daima bir oyun alanında farz eden birisi olarak. Nitekim şimdi bu yazıyı okuyup da çok üzülen ya da çok sevinen ajan ve suçlananlar olacaktır. Fakat ben onların da hepsini bu oyuna –ki onların bu oyundaki varlıkları kendi istemleri doğrultusunda gerçekleşmiş olmaya da bilir- dâhil görüyorum. Huizinga’nın Homo Ludens’lerinin hâlâ aramızda dolaşmadığını kim iddia edebilir ki?