çoğu arkadaşımla internet işleri (pelesenk oldu ama anlaşılıyor artık) yaparken tanıştım. bazen ben de durup baktığımda benzer duygular basıyor içimi. ve ben burdan para kazanıyorum. 4-5 yıldır kazanıyorum, hâlâ 0-1’lerden nasıl bu kadar para kazanılır anlayabilmiş değilim. balık-su sendromu bir nevi… paraya takılmayalım dersek, bilgi fazlalığı da ilginç. bomba yapımından tutun ansiklopedik bilgilere, tutorial’lardan tutun online kütüphanelere kadar bu kadar bilgi, bizim ve daha ziyade yeni neslin *ıçlarının oturmaktan düzleşmesini sağlayacak sanırım; ve hepsi de o kadar. yine bu kadar bilginin yine sürekli internette olacağını düşündüğümüzden, bilinç altımız genelde bunu tam anlamlandıramadan o anda işimize yarayan kısmını “kopyalayıp” gerekli yere yapıştıracağız. ve gün geçtikçe “bak internet derya oldu, her üç evin beşinde internet var, bilgi düzeyimiz artıyor da kabarıyor” gazlamaları altında ezileceğiz. ve o kadar haşır neşir olmamızın sonrasında mütemadiyen, yan komşumuzla msn’den konuşur hale geleceğiz. okula internetten devam edip öğle yemeğini internetten sipariş edeceğiz. daha sosyal olup “aa internetten yemek mi söylenirmiş?” diyenlerse, domatesini biberini yine internetten sipariş edip bir gözü internetten film seyretmek için monitörde olduğu halde menemen yapacak. sonra yediğim yumurta taze değildi diye sikayetvar.com’a şikayet bırakacak. tavuk firmaları bunları arayıp özür dileyecek, akşam yemeği için günlük tavuk gönderecekler. klavyeler yok olacak, parmaklarımızı eldiven vari bir şeye sokup, sadece düşüneceğiz. o zamanın google’ı bizi “istediğimiz” yere götürecek, orta parmağımız kıpırdarsa başka bir siteye, başka bir siteye.. sonuçta hangisinin bilgilerinin doğru olduğunu bilmediğimiz bir milyar içerik sağlayıcı türeyecek. kimi cia, mossad, ira kaynaklı, kimi apo kaynaklı, kimi turancı kaynaklı olacak. herşey çöplük olduktan sonra, “biliyor musun ben artık msn kullanmıyorum” diyen insanlar türeyecek. moda olacak, laçka olacak bu da.durduramıyorum 🙂 hepimiz ölecez, kaçıııın!