Duyduğuma göre Offspring yeni bir albüm hazırlamış, onu da sadece internet release yapmış. Aradım da bulamadım ama bu fikir beni düşündürdü, çok eylendiğimden değil yani, offspring sevmem de zaten amma…
Albüm internette çıkıyor ve 1 dolara download ediyorsunuz. Korsan CDden bile ucuz. Ve kazanılan para sadece offspring’e gidiyor, SONİ, EMI ve phillips araya girmiyor.
Aynısını kitaplar için düşünüyorum, ve gazeteler ve filmler. Aşağı yukarı herşey alınıp verilecek, ama daha da iyisi var: herkes aynı seviyede olacak. Herkes sadece yaptığıyla ölçülecek. Bugün Offspring koyduysa yarın ben koyucam. Belki de bedavaya yaparım, belli olmaz.
Ama daha ötesi, yazdığım kitabı da oraya koyucam. Ve herkes koyucak, ama birileri bunun önüne geçmeye çalışıyor! İlk önce SONY, çünkü en büyük karını kaybedecek. Filips o kadar umursamıyor, engellenemeyeceğini görmüş ve zaten kendisi en önde bilgisayar ürünleri satıyor.
Bir de bizim meclis var tabi. Kitle iletişim mesajlarının kontrolsüz biçimde yayılmasından korkuyorlar. Çünkü savundukları şeyler çürümüş, bunu biliyorlar. Bunu korumanın tek yolu da alternatifini göstermemek. Büyük kitle iletişim şirketleri, KARlarını koruyabilmek ve ayakta kalabilmek için, kitlelerini korumak zorundadır. Bunun için de olabildiğince geniş kitleye hitap edebilmek amacıyla değerlerle pek uğraşmazlar. Yani status quo’yu korurlar. (statüko diyorlar buna türkçede) bu demek oluyor ki, yeterince farklı fikirler buralarda asla yer alamaz…
Ama işte bir yer var, herkesin herşeyi söylediği bir yer.
zaten konu bu değildi, korsan diyordum değil mi? O albümü ordan çeken adam sağa sola yaymaz mı? Yaymaz. Yayarsa da yayar. CDyi alan adam da yayıyor. Bütün MP3ler nasıl dolanıyor ki ortalıkta? Kitaplar fotokopiyle çoğaltılıyor, zaten korsanları var, böyle birşey olsa bunu arttırmak yerine azaltır. Ve aradaki, sanatı, bilimi her neyse işte, bunu yaymak için, birşeyler anlatmak, derdini anlatmak için, kimseye ihtiyacın kalmaz. Bu mükemmel birşey.
Fakat bir sorun da burada, benim ne kredi kartım ne de internet bağlantım var! Bu demektir ki, korsana devam edicem. Biz çok daha farklı biryerde yaşıyoruz. ABDde 100 milyon kişi evinde ya da işinde internet bağlantısına sahip, internet kafe diye birşey yok. Peki bu durumda biz ne yapmalıyız? Bence CDleri kopyalamaya devam etmeliyiz. Ve hatta bu konuda diğer doğu bloku ülkeleriyle rekabet etmeli ve muassır medeniyetlerin şeysine su kaçırmalıyız.
yorumlar
ama amerika’da internet cafe var
Ne derler sizin orda. Oynamaya niyeti olmayan gelin yerim dar dermiş.
Ben çakal filminde görmüştüm. Neyse… Ya bu internet paylaşımı güzel bir olay. 1$ a albüm falan ama yurduma ters bişiy gibi geldi. Bilibilekinde dediği gibi bizde pek yaygın değil. Bunun yanında zati amaç dışı kullanımı fazla. Yani ben alıyım şimdi o albümü ama sadece ben sen o değil ki. Bu gün zıtar gazetesinde bi haber vardı. Teknoloji kartpostalı yenemedi diye. Konuyla alakasız ama değil de. Mesela bu cd olayına falan iyi de kitabın derginin vs. nin tadı ayrı. Yani ben yolculuk yaparken kitap okumak için yanımda internet bağlantısı olan bir lap top taşımak zorunda mıyım. Yani ne biliyim bana ters gibi geliyor.
lezzet olayına değinmiş;
kesinlike evet. şu analog vs dijital çekişmesinde son noktayı koyan adam şöyle buyurmuş; siz dijitalciler, sesi önce öldürüyor sonra saklıyorsunuz. cd, vcd, dvd, divx falan var ama, plak ve sinema asla öldürülemez, bugün hala, plaklar cdlerden pahalı ve ilk onlar sürülüyor piyasaya, ilk onlar tükeniyor. pioneer, sony, clarion falan bir sürü amplifikatör yapıyor ancak lambalı amplifikatör’ün verdiği zevki niç bir dijital ürün yakalayamıyor. ancak dijital teknolojide boş durmuyor tabi, gazete gibi katlanabilir bir ekran üretilmişti enson, içine bir bağlantı modülü entegere edip günlük gazete olarak kullanılabilir hale getirilmeye çalışılıyordu. gerçi bilibilek, olayın ticari ve toplumsal tarafından bakmış ama buda var yani.
amerikada burdakine benzer bir internet kafe yok…
yerinde inceledim, üç beş tane yer var tabi… acil işler, yurdundan uzak insanlar, geçerken uğrayanlar için sanırım. saatlik ücreti 10 doların üstünde. (burdaki 1 milyonla karşılaştırınız) insanlar da oraya chat yapmaya quake oynamaya falan gitmiyolar. ve de istanbuldaki 2000 üzerindeki kafeye karşılık newyork’ta 100’ü geçmiyor bu rakam.
ayrıca AOL bağlantısı genelde ücretsiz, her ay ücretsiz dağıtılan dergilerden biriyle, AOL 500 saatlik bedava bağlantı veriyor. işte bunun için amerikada internet kafe yok.
kitabını palm denen aletle okuyacaksın. gözlerini rahatsız bile etmeyecek 10 santimlik bir ekranı bikaçyüz dolara alacaksın. ve sinemayı da retina yansıtıcısıyla izleyeceksin(bilim-kurgu değil leyn bilim-teknik, 2050 değil 2005)
sen değil tabi, amarikadaki soydaşların. sen vcdleri aynı fiyata alıp, eminönünden 70 milyona aldığın vcdçalar ilen, aile sıcaklığını yitirmeden, çay-kurabiye ambiyansıyla izleyeceksin. yıl oldu sinema görmeyeli, bi bilet 2 VCD fiyatına olunca insan 2 kere düşünüyor tabi…
Çok iyi ya. Bak bunu düşünmemiştim.”kitabını palm denen aletle okuyacaksın. gözlerini rahatsız bile etmeyecek 10 santimlik bir ekranı bikaçyüz dolara alacaksın. ve sinemayı da retina yansıtıcısıyla izleyeceksin(bilim-kurgu değil leyn bilim-teknik, 2050 değil 2005)” demişsin ya. Peki ben 100$ civarı bir palm e verecem. Yanında film için retina bişeysi alıcam oda allah bilir bilmem kaç $. Bunun yanında zati türk parası kullanmıyoz bide sakız alırmış gibi toplamda sadece uygun teknolojiye erişmeye 3 aylık maaşımı yatıracam. Bir de A.F.M sinemalarından aldığım yıılık üyeliğim yanacak. Neymiş öle palmden kitap okuycam retinadan buruç li seyretcem. Peki arkadaşım hadi bunları yaptık. Okuduktan sonra ben o palmden Orhan Veli’ yi kaldırdım rafa. Seneler sonra çocuğuma çombalağıma okuturken gösterirken kağıt kokacak mı? Sen hiç sahaftan eski kitap aldın mı, onu bi kokladın mı. Bazı şeyler vardır. Bence değişmemeli. Teknolojikleşmemeli. Olur mu olur. Hem de hoş olur. Ama tat aynı değil. Isınmış silikon biraz lehim biraz da bakır kokan bir kitap istemiyorum.
P.S : Çok teknoloji karşıtı oldu ama bence bu işin sonu yok arkadaş. Bir yerde dur demeli. Özelliklede yurdumda. Çünkü biz toplumca olayın bokunu çıkarıyoruz. Adam internet diye birşey yapıyor. Bilgi paylaşalım diye. Sen orda “anoowwww J.Lo sex var olm lan” diye olaya dalıyosun. Çetten sapıklık yapıyosun vs. Benim yurduma çok bu işler. Zaten kitap mitap okuyo bunlar. Palmden okuması eksik kalsın.
sen zaten beni anlamamışın…
AB ortalamasında adam, 2 haftalık harçlığıyla biriktiriyor onu.
kitap kokusundan bahsediyosan, eğer daha fazla insan orhan veliyi okuyacaksa, varsın kokmasın… nereye kadar yani? matbaayı da atalım parşömene el-yazmasına dönelim. antika olur onlar da, sen de orhan veliyi saklarsın bi köşede, saklama diyen yok… ben zaten kokuyomuş kokmuyomuşta değilim ki.
alamamana üzüldüm tabi, son-teknoloji harikalarını, ama AFMden yıllık sinema şeysi alamayanlar da var, sen de onlara üzül…