..orada tatil yapan tiplerin yüzündeki ifadeyle burada, felaketzedeler için hiç olmazsa on şişe temiz içme suyu alabilecek bi on milyon bile bağışlama ihtiyacı hissetmeyen, kıçlarının üstünde rahatça oturup beğendikleri türkücüye destek vermek için sms yollayabilenlerin yüzündeki ifade aynılaşıyor.
işte buna ucuz siyaset ya da ucuz hamaset deniliyor. vay şerefsizler, tatil yapıyorlar! peki sizce o yörede yaşayanlar, o turistlerin orada olmasından rahatsız mıdır? gelmesinler, turizm bitsin oralarda tamamen, iyice aç kalsın halk. güzel görüntüler değil elbet ama o insanlara sizin bu eleştirilerinizden daha faydalı oluyorlar.
son günlerde magazinciler derneğinin de içinde parmağı olduğu bir yardım konseri düzenlendi ve bildiğiniz gibi 500 civarı seyircisi ile utanç tablosu olarak yorumlana yorumlana bir hal oldu. yok efenim bu kadar duyarsızmıymışız nasıl olurmuş falan filan..konserin mydonoz showlandte olması dolayısıyla zaten bizim gibi anadolu yakasında oturup da hala altına bir 4 teker çekememiş birinin oraya gidebilmesi imkansız denebilecek kadar zor. ayrıca benim haberim bile yoktu. sonuç olarak günün büyük bir bölümünü internet önünde geçiriyorum ve ayrıca genel olarak da aptal kutumuz açık fakat dediğim gibi bu yardım konserinin bilgisi bana ulaşmadı. kısaca demek istediğim tanıtımda da gerçekten eksiklikler olan bu konserin özellikle magazinciler derneği tarafından düzenlendiğini bilseydim yine bu olay için kılım kıpırdamazdı. magazinciler derneği başı gibi görünen kır saçlı yaşlı kurt edasıyla dolaşan ve ne olduğu belli olmayan şahsiyetin bence olaya getirisinden daha çok götürüsü olmuştur. ayrıca o kadar bağış kampanyaları var. smsdir bankadır şudur budur .. şimdi neden ben gidip denyo Alagöz ailesinin 3 günde yaptığı tsunami şarkısını dinlemek zorunda kalayım ki? bunu yapmadım diye neden insanlığımdan şüphe edilip duyarsızlıkla yargılanayım. yardım konseri diye düzenlenen konser istanbulun bir ucunda. gercekten istanbulda yaşayanlar bilir anadolu tarafından oraya ulaşabilmek için çeşitli vasıtalarda 3 saat geçirmek zorunda kalınıyor. o konsere ulaşabilmek için harcanması gereken yol parası neredeyse bilet bedellerine denk geliyor. siz yardım konseri düzenlerken uyulması gereken çok değil bir iki tane ana kuralı bile göz ardı ederseniz sonra hiç ortalara çıkıp bu milletin duyarsızlığındam dem vurmaya çalışmayın. konu ne olursa olsun kamera ve mikrofon gordüğü yerde ağlak ağlak zırlayan ibrahim tatlıses de yine bu konuda da bu nasıl olur şeklinde klasik ağlayan gözlerle açıklamalar yaparken hiç düşünmüş mü? o oraya nasıl gitmiş tabiki kendi özel arabasıyla. bana da özel bi araba tesis etseydiniz ben de giderdim ama araba olmadan bir gitsin bakalım oraya nasılmış ulaşım. tamam çok da duyarlı bir toplum olduğumuzu iddia etmiyorum fakat bu kriterler bu konuda bir yargıya varmak için yeterli değildir.ayrıca en çok sinirlendiğim şeylerden bir tanesi de bizim de deprem kuşağında yaşadığımızı hatırlatıp yardımlaşmayı bile bir alışveriş olarak lanse eden zihniyet. bizim de başımıza gelmiş tekrar gelebilirmiş o yuzden yardım etmelimişiz. yuuhh o zaman deprem kuşaaklarında değil de sağlam cografyalarda yaşayan insanların yardım etmelerine gerek olmadığı ortaya çıkatr ki bu da düpedüz saçmalıktır.
pardon ben bir şey anlamadım. iyi kötü birilerine yardımı dokunacak bir organizasyonu ha çorumlular derneği düzenlemiş, ha ülkü ocakları, ha magazinciler derneği. ayrıca yapıldığı yere dair ahlanmak da tuhaf, çünkü atıyorum bostancı gösteri merkezi’nde olsa bu sefer de ataköy’deki adam gitmekte zorlanacaktı. burada önemli olan tanıtımının doğru düzgün yapılmaması. öyle ki olay gece 2’ye kadar sürerken bazı ana haber bültenleri konser bitti de geçti gibi yorum yaptı. eh birkaçı da maydonoz’dan canlı yayın yaptı ki ben de ancak o sırada öğrendim.sonuçta mesele dönüp dolaşıp bizim en insani olayda dahi öncelikle kendi rahatımızı düşünmemize geliyor. yaşasın insanoğlunun doğası!bu adreste güney asya’daki depremzedelere yardım ettiniz mi diye bir anket var. 1900 kişinin %70’i yardım etmemiş. hadi siz de bir deneyin, bakalım bu oran ne kadar değişecek.önemli dip not: dileyen yardım eder, dileyen etmez. iş ki “ederdim ama bilmem ne…” denmesin.
evet anlamadığın ortada biraz açıklayayım o zaman; şimdi sen güvenmediğin birilerinin düzenlediği bir yardım konserine gider misin? demek istediğim tabiki yardım yardımdır ama işin içinde bahsi geçen sahıs ve dernek olunca kanımca olay güvenilir bir durum olmaktan çıkmıştır. daha da açıklamak gerekirse o organizasyonda toplanan paranın tamamiyle aktarılması gereken yere gitmeme ihtimalidir duyduğum güvensizliğin kaynağı. tabiki bostancıda da düzenlenseydi aynen dediğin gibi oraya da uzak olan semplerimiz mevcut. ama ne derlerse desinler yine de mydonoz showland kadar sapa bir yer değildir bostancı. bir çok toplu taşıma araçlarının durakları da bostancıda mevcuttur. örnek olarak bostancıyı kullandığın için ben de bostancı üzerinden konuşuyorum. bildiğimiz gibi mydonoz showland yeşilköy hava limanı mevkiğindedir. ve yine bildiğimiz gibi hava limanları olabildiğince şehir merkezlerinden uzakta yapılır. umarım bu sefer açıklamalar yeterli olmuştur. saygılar
Son zamanlarda siklikla gazetelerde cikan bir gorus Turkiye’deki yasamin cemaat, mahalle seklinde grup bazli olmasi. Kisi tek basina halledemeyecegi isleri cemaate veya mahalleye havale ediyor; mahalleden buyukler veya nufuslu abiler araya giriyorlar bu cocuklar bizim mahallenin cocuklari hepsi elimizde buyudu, gozumuzun nuru, basimizin tacidirlar, duruma gore, affedin, bahsedin vs. vs. diyip tatli dil, kirilmayacak yakinliklarla isleri hallediyorlar. Kisilerin birey halinde varolmayi basaramadigi, toplu halde ayakta kalabildigi bir yasam seklimiz var. (diyorlar)Her ne kadar sozel’den yazisal’a gecen bizler (hafif uyeleri) bu tip bir toplumsallasma iliskisinin disinda da olsa; bizim mahallle, bizim cemaat, bizim okul, bizim sinif, bizim takim gercegini sanirim onlar da herkes gibi biraz yasamistir.Tsunami yardiminin toplanamamasini mahalle veya cemaat yardimlasma sistemiyle cakismasina bagliyorum.Mahalleli icin kendisine arka cikmayacak birine yardimi etmek tanimli bir davranis sekli degil. Tanimli bile olsa kurban bayramina hazirlanan cemaat tarafindan tasvip edilmez diye dusunuyorum.Sonuc olarak ne yazik ki toplumsal gelismemiz bu tip inceliklere daha el vermemekte, deprem korkusuyla yatak ucunda duduk bulunduranlarin baskalarinin acisinin duyamamasi ne kadar kotu.Kor gibi dusen ates mecazi anlamiyla bizlere bir sey ifade etmiyor; kor halindeki bir demir parcasi kalbimize bastirilirsa yandim diyoruz, yandim deme sirasi bize gelene kadar da sukrediyoruz.
Nasıl bir tatil aşkıdır, helal olsun. Ama “hayat devam ediyor, turizmdir lazımdır” gibi yorumları da hayretle okuyunca tatiline pişkin pişkin devam eden adamlara diyecek birşey kalmıyor. Trajikomiktir bu afet yüzünden güney doğu asya turizminin önemli noktaları hasar görmüştür. İki kıçı kırık turisti eylemek suretiyle turizmin kaldığı yerden devam edeceği, bu vesileyle tek geçim kaynakları turizm olan(ki değildir) aç, zavallı(!) halkın doyacağı inancı da komiktir. Kendimizi bu adamların öküzlüğüne bir açıklama getirmek zorunda hissetmemiz, acaba hayat devam ediyor şeklindeki zevzek yaklaşımlarımız ışığında kulak tıkamamızdan yada kıçımızı kaldıramamızdan kaynaklanıyor olabilir mi? Daha önce de örneklerine şahit olduk. Kimse kimseyi yardım yapması için zorlamıyor -vicdani ve maddi bir meseledir kabul-, en fazla teşvik edebiliriz birbirimizi. Fakat felaketten bihaber enkaz olmamış biriki bara koşup yılbaşı kutlayan ipini koparmışlar gibi öküzleşmek yerine zaman zaman insan evladı gibi davranmak zor mudur. Böyle eğlence sektörünün de, turizmin de içine edilir. Sadece bireysel tatmini körükleyen anlayış yaygınlaştıkça daha rezil fotolarla karşılaşacağımız kesin. biz de burda mum yakalım olsun bitsin.
yardımın doğru ellere gitmeyeceği endişesi her organizasyon için geçerlidir. kaldı ki söz konusu gece istanbul valiliği ile ortaklaşa düzenlenmiş. zaten “magazinciler derneği’nin parmağı olması” ifadesi bana daha çok televole kültürüne duyulan bir tepki olarak geliyor…ist ulaşım rehberliği için teşekkürler ama maydonoz’un memleketin en büyük gösteri merkezlerinden biri olduğunu unutmamanı öneririm. mekan seçiminde izleyici kapasitesi çok önemlidir. belediye otobüslerinin istanbul’un her yerinden insanları maydonoz’a bedava taşıması ise bence yeterince iyiniyetli bir yaklaşım.
bence i.e.t.t yi üçe katladı toyçocuk. o parmak, magazinciler derneğinin orta parmağı değil bizatii ekslansları sör nurettin soydan’ın badi parmağıdır, ve nurettin soydan da sanıldığı gibi, yeri gelirse babasını satıcak bir zihniyete sahiptir. Aslında can tanrıyar ve tanınmış bir kaç magazinci, nurettini alaşağı etmek için sırada beklemektedirler lakin ahh şu ‘magazinciler derneği’ adı altına düşecek olan herhangi bir gölge hepsine yapıştıracaktır yaftayı…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
..orada tatil yapan tiplerin yüzündeki ifadeyle burada, felaketzedeler için hiç olmazsa on şişe temiz içme suyu alabilecek bi on milyon bile bağışlama ihtiyacı hissetmeyen, kıçlarının üstünde rahatça oturup beğendikleri türkücüye destek vermek için sms yollayabilenlerin yüzündeki ifade aynılaşıyor.
oldugunu anlayamıyor musun bakınca, gerçekten ?
,,bence fotomontaj falan değil bu fotoğraflar..
fotomontaja hiç benzemiyor, insanlık ayıbımı diyelim!…
insanlık ayıbı mı diyelim, insanlığın şerefsizleri mi diyelim, ben de ikisinin arasında gidip geliyorum.
ayıp degil emin ol jjan şerefsizlikde az kalır sen baska bi şey bul ama daha koyu olsun
hayda bre kime ne ya insanların insanlık anlayışından.Diger insanlar yaşamaya devam ediyor bence insanlık tarihiyle gayet uyumlu resimler.
işte buna ucuz siyaset ya da ucuz hamaset deniliyor. vay şerefsizler, tatil yapıyorlar! peki sizce o yörede yaşayanlar, o turistlerin orada olmasından rahatsız mıdır? gelmesinler, turizm bitsin oralarda tamamen, iyice aç kalsın halk. güzel görüntüler değil elbet ama o insanlara sizin bu eleştirilerinizden daha faydalı oluyorlar.
son günlerde magazinciler derneğinin de içinde parmağı olduğu bir yardım konseri düzenlendi ve bildiğiniz gibi 500 civarı seyircisi ile utanç tablosu olarak yorumlana yorumlana bir hal oldu. yok efenim bu kadar duyarsızmıymışız nasıl olurmuş falan filan..konserin mydonoz showlandte olması dolayısıyla zaten bizim gibi anadolu yakasında oturup da hala altına bir 4 teker çekememiş birinin oraya gidebilmesi imkansız denebilecek kadar zor. ayrıca benim haberim bile yoktu. sonuç olarak günün büyük bir bölümünü internet önünde geçiriyorum ve ayrıca genel olarak da aptal kutumuz açık fakat dediğim gibi bu yardım konserinin bilgisi bana ulaşmadı. kısaca demek istediğim tanıtımda da gerçekten eksiklikler olan bu konserin özellikle magazinciler derneği tarafından düzenlendiğini bilseydim yine bu olay için kılım kıpırdamazdı. magazinciler derneği başı gibi görünen kır saçlı yaşlı kurt edasıyla dolaşan ve ne olduğu belli olmayan şahsiyetin bence olaya getirisinden daha çok götürüsü olmuştur. ayrıca o kadar bağış kampanyaları var. smsdir bankadır şudur budur .. şimdi neden ben gidip denyo Alagöz ailesinin 3 günde yaptığı tsunami şarkısını dinlemek zorunda kalayım ki? bunu yapmadım diye neden insanlığımdan şüphe edilip duyarsızlıkla yargılanayım. yardım konseri diye düzenlenen konser istanbulun bir ucunda. gercekten istanbulda yaşayanlar bilir anadolu tarafından oraya ulaşabilmek için çeşitli vasıtalarda 3 saat geçirmek zorunda kalınıyor. o konsere ulaşabilmek için harcanması gereken yol parası neredeyse bilet bedellerine denk geliyor. siz yardım konseri düzenlerken uyulması gereken çok değil bir iki tane ana kuralı bile göz ardı ederseniz sonra hiç ortalara çıkıp bu milletin duyarsızlığındam dem vurmaya çalışmayın. konu ne olursa olsun kamera ve mikrofon gordüğü yerde ağlak ağlak zırlayan ibrahim tatlıses de yine bu konuda da bu nasıl olur şeklinde klasik ağlayan gözlerle açıklamalar yaparken hiç düşünmüş mü? o oraya nasıl gitmiş tabiki kendi özel arabasıyla. bana da özel bi araba tesis etseydiniz ben de giderdim ama araba olmadan bir gitsin bakalım oraya nasılmış ulaşım. tamam çok da duyarlı bir toplum olduğumuzu iddia etmiyorum fakat bu kriterler bu konuda bir yargıya varmak için yeterli değildir.ayrıca en çok sinirlendiğim şeylerden bir tanesi de bizim de deprem kuşağında yaşadığımızı hatırlatıp yardımlaşmayı bile bir alışveriş olarak lanse eden zihniyet. bizim de başımıza gelmiş tekrar gelebilirmiş o yuzden yardım etmelimişiz. yuuhh o zaman deprem kuşaaklarında değil de sağlam cografyalarda yaşayan insanların yardım etmelerine gerek olmadığı ortaya çıkatr ki bu da düpedüz saçmalıktır.
pardon ben bir şey anlamadım. iyi kötü birilerine yardımı dokunacak bir organizasyonu ha çorumlular derneği düzenlemiş, ha ülkü ocakları, ha magazinciler derneği. ayrıca yapıldığı yere dair ahlanmak da tuhaf, çünkü atıyorum bostancı gösteri merkezi’nde olsa bu sefer de ataköy’deki adam gitmekte zorlanacaktı. burada önemli olan tanıtımının doğru düzgün yapılmaması. öyle ki olay gece 2’ye kadar sürerken bazı ana haber bültenleri konser bitti de geçti gibi yorum yaptı. eh birkaçı da maydonoz’dan canlı yayın yaptı ki ben de ancak o sırada öğrendim.sonuçta mesele dönüp dolaşıp bizim en insani olayda dahi öncelikle kendi rahatımızı düşünmemize geliyor. yaşasın insanoğlunun doğası!bu adreste güney asya’daki depremzedelere yardım ettiniz mi diye bir anket var. 1900 kişinin %70’i yardım etmemiş. hadi siz de bir deneyin, bakalım bu oran ne kadar değişecek.önemli dip not: dileyen yardım eder, dileyen etmez. iş ki “ederdim ama bilmem ne…” denmesin.
evet anlamadığın ortada biraz açıklayayım o zaman; şimdi sen güvenmediğin birilerinin düzenlediği bir yardım konserine gider misin? demek istediğim tabiki yardım yardımdır ama işin içinde bahsi geçen sahıs ve dernek olunca kanımca olay güvenilir bir durum olmaktan çıkmıştır. daha da açıklamak gerekirse o organizasyonda toplanan paranın tamamiyle aktarılması gereken yere gitmeme ihtimalidir duyduğum güvensizliğin kaynağı. tabiki bostancıda da düzenlenseydi aynen dediğin gibi oraya da uzak olan semplerimiz mevcut. ama ne derlerse desinler yine de mydonoz showland kadar sapa bir yer değildir bostancı. bir çok toplu taşıma araçlarının durakları da bostancıda mevcuttur. örnek olarak bostancıyı kullandığın için ben de bostancı üzerinden konuşuyorum. bildiğimiz gibi mydonoz showland yeşilköy hava limanı mevkiğindedir. ve yine bildiğimiz gibi hava limanları olabildiğince şehir merkezlerinden uzakta yapılır. umarım bu sefer açıklamalar yeterli olmuştur. saygılar
Son zamanlarda siklikla gazetelerde cikan bir gorus Turkiye’deki yasamin cemaat, mahalle seklinde grup bazli olmasi. Kisi tek basina halledemeyecegi isleri cemaate veya mahalleye havale ediyor; mahalleden buyukler veya nufuslu abiler araya giriyorlar bu cocuklar bizim mahallenin cocuklari hepsi elimizde buyudu, gozumuzun nuru, basimizin tacidirlar, duruma gore, affedin, bahsedin vs. vs. diyip tatli dil, kirilmayacak yakinliklarla isleri hallediyorlar. Kisilerin birey halinde varolmayi basaramadigi, toplu halde ayakta kalabildigi bir yasam seklimiz var. (diyorlar)Her ne kadar sozel’den yazisal’a gecen bizler (hafif uyeleri) bu tip bir toplumsallasma iliskisinin disinda da olsa; bizim mahallle, bizim cemaat, bizim okul, bizim sinif, bizim takim gercegini sanirim onlar da herkes gibi biraz yasamistir.Tsunami yardiminin toplanamamasini mahalle veya cemaat yardimlasma sistemiyle cakismasina bagliyorum.Mahalleli icin kendisine arka cikmayacak birine yardimi etmek tanimli bir davranis sekli degil. Tanimli bile olsa kurban bayramina hazirlanan cemaat tarafindan tasvip edilmez diye dusunuyorum.Sonuc olarak ne yazik ki toplumsal gelismemiz bu tip inceliklere daha el vermemekte, deprem korkusuyla yatak ucunda duduk bulunduranlarin baskalarinin acisinin duyamamasi ne kadar kotu.Kor gibi dusen ates mecazi anlamiyla bizlere bir sey ifade etmiyor; kor halindeki bir demir parcasi kalbimize bastirilirsa yandim diyoruz, yandim deme sirasi bize gelene kadar da sukrediyoruz.
Nasıl bir tatil aşkıdır, helal olsun. Ama “hayat devam ediyor, turizmdir lazımdır” gibi yorumları da hayretle okuyunca tatiline pişkin pişkin devam eden adamlara diyecek birşey kalmıyor. Trajikomiktir bu afet yüzünden güney doğu asya turizminin önemli noktaları hasar görmüştür. İki kıçı kırık turisti eylemek suretiyle turizmin kaldığı yerden devam edeceği, bu vesileyle tek geçim kaynakları turizm olan(ki değildir) aç, zavallı(!) halkın doyacağı inancı da komiktir. Kendimizi bu adamların öküzlüğüne bir açıklama getirmek zorunda hissetmemiz, acaba hayat devam ediyor şeklindeki zevzek yaklaşımlarımız ışığında kulak tıkamamızdan yada kıçımızı kaldıramamızdan kaynaklanıyor olabilir mi? Daha önce de örneklerine şahit olduk. Kimse kimseyi yardım yapması için zorlamıyor -vicdani ve maddi bir meseledir kabul-, en fazla teşvik edebiliriz birbirimizi. Fakat felaketten bihaber enkaz olmamış biriki bara koşup yılbaşı kutlayan ipini koparmışlar gibi öküzleşmek yerine zaman zaman insan evladı gibi davranmak zor mudur. Böyle eğlence sektörünün de, turizmin de içine edilir. Sadece bireysel tatmini körükleyen anlayış yaygınlaştıkça daha rezil fotolarla karşılaşacağımız kesin. biz de burda mum yakalım olsun bitsin.
yardımın doğru ellere gitmeyeceği endişesi her organizasyon için geçerlidir. kaldı ki söz konusu gece istanbul valiliği ile ortaklaşa düzenlenmiş. zaten “magazinciler derneği’nin parmağı olması” ifadesi bana daha çok televole kültürüne duyulan bir tepki olarak geliyor…ist ulaşım rehberliği için teşekkürler ama maydonoz’un memleketin en büyük gösteri merkezlerinden biri olduğunu unutmamanı öneririm. mekan seçiminde izleyici kapasitesi çok önemlidir. belediye otobüslerinin istanbul’un her yerinden insanları maydonoz’a bedava taşıması ise bence yeterince iyiniyetli bir yaklaşım.
bence i.e.t.t yi üçe katladı toyçocuk. o parmak, magazinciler derneğinin orta parmağı değil bizatii ekslansları sör nurettin soydan’ın badi parmağıdır, ve nurettin soydan da sanıldığı gibi, yeri gelirse babasını satıcak bir zihniyete sahiptir. Aslında can tanrıyar ve tanınmış bir kaç magazinci, nurettini alaşağı etmek için sırada beklemektedirler lakin ahh şu ‘magazinciler derneği’ adı altına düşecek olan herhangi bir gölge hepsine yapıştıracaktır yaftayı…
Türkiye’nin yardımı 2 milyon Ytl olmuş.