İNOVASYONLatince bir sözcük olan innovatus’tan türetilmiştir. Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılması anlamına gelmektedir. İngilizce’ye göre ise, buluş, icat anlamına gelen invention kelimesi kökenli bir kavramdır. Günümüzde inovasyon olarak kullanılan bu kelimenin Türkçe karşılığı ise yenileme, yenilik kavramlarıyla ifade edilmektedir.İnovasyon kavram olarak hem bir yenileme ve/veya yenilenme sürecini anlatır hemde bir sonucu anlatır. OECD ve AB literatürüne göre, “inovasyon”, süreç olarak bir fikri, pazarlanabilir bir ürün yada hizmete, yeni yada geliştirilmiş bir imalat yada dağıtım yöntemine, yada yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi anlatır.Teknolojik icad ve keşiflerin yanı sıra, iş süreçlerinde de katma değer yaratacak ticari ve ekonomik avantajlar sunabilecek inovasyon çalışmaları çoğunluktadır. Bunların yanı sıra sosyal yapıyı kuvvetlendiren fikirlerin, fayda yaratması koşuluyla işlerlik kazandırılarak faaliyet haline dönüştürülmesi süreci vardır. Bu süreç araştırma, karar alma, prototip uygulamasını başlatma, sonuç alındığı taktirde geniş kitlelere yayma ve oluşan faydayı toplumsal alanlara entegre etme ile sonuçlanır.Burada önemli olan ister ticari kaygı ile oluşsun ister sosyal amaçlı, önemli olan ekonomik zenginliğe ve genel refaha katkı sağlayıp sağlamadığıdır. Kullanılan temel faktör, kimsenin düşünmediğini düşünmek veya bir çok kişinin düşünebildiği fakat nasıl yapıldığını sizin bulduğunuz bir şeyi üretip uygulamaya sokmaktır.İnovasyon sistemini çalıştırmak için gerekli koşullar:Fikir, buluş veya icad, ,girişimcilik ruhu, alışılmış olanın dışında düşünme, proaktif yapı, bilimsel tabanlı araştırma, disipliner yapı, kreatif düşünce şekli-yaratıcı ruh, çok yönlülük, vizyoner yapı, esnek olabilme, sorunlarla baş etme gücü ve sabrı, fayda yaratma özelliği, uygulamaya sokulması gerekliliği.İnovasyon SonuçlarıYüksek performans, finansal avantajlar, ekonomik kalkınma, artan müşteri talebi, daha iyi ürün ve hizmet, şirketlerin ekonomik değerinin artışı, mutlu çalışanlar, daha teknolojik ve sosyal içerikli olabilme, verimli insanlar, vizyon sahibi insanlar, artan karlılık, kaynakların rantabıl kullanımı, doğru işgücü istihdamı, uygun çalışma koşulları, refah ve zenginlik, eğitim ve öğretimde kalite, çevreci yaklaşım, rekabetçi dolayısıyla gelişen iş dünyası..Farklılaşmak ve farklılaşarak ekonomik, sosyal ve kültürel değer artışlarını sağlamak için yeni olanı veya yenilenmeyi öğrenmeli ve de fayda unsurunu görebilmeliyiz. İnovasyon, ülkeler için kalkınmanın ve rekabet gücünü elde etmenin ve de sosyal yaşam kalitesini arttırmanın en önemli enstrümanlarından biri haline gelmelidir.Birkaç kısa örnekle ilerlersek..Son dönemde THY ve özellikle diğer özel hava yollarının kalite standardını bozmadan oluşturdukları farklı yöntemlerle müşterinin kesesine hitap eden ve müşterinin yolculuk yapma kalitesini arttıran aynı zamanda zamanı en kaliteli biçimde yönetmeye izin verecek kadar kısa süreli, güvenli ve hava yolları firmalarının da para kazanmasını sağlayan, rekabeti arttıran, özel havayolu taşımacılığı sektörünü ekonomiye kazandıran bir fiyat ve taşıma politikası oluşturdular ve yukarıda saydığımız bir çok sonucu sağlamış oldular.Bir başka örnek ise, çok kısa bir zaman önce gazetelerden duyduğumuz ve icadın Amerika’da yaşayan genç bir Türk Bilim adamına ait olduğunu öğrendiğimiz iki dakikada AIDS teşhisi yapabilen cihaz. Bu cihazın kullanımı çok kolay ve güvenli. Aynı zamanda düşünülen fiyat herkesin tercih edebileceği kadar uygun. Her yerde satılabilecek olan ve kullan -at mantığında olan bu cihazın tıp dünyasına ve insanlığa getireceği katkı inanılmaz boyutta olacaktır. Fakat buradaki en önemli nüans, başarılı olan bu bilim adamının arkasında mevcut buluşu oluşturana kadar tüm arge faaliyetleri için finansal, sosyal, sektörel, bilimsel ve devlet desteğinin süreklilik arzetmesi, alınan kararların devamlılığı ve inancın önemi ön plandadır. Bu buluşun parasal, sağlık, bilimsel katkı ve toplumsal bilinçlenme yönündeki toplam faydalarını düşündüğümüzde İnovasyon dediğimiz kavramın fikir+karar+operasyon+deneyerek uygulama+ sonuç alma ve genel faydaya yayma şeklinde uzayan bir süreç ve proses zinciri olduğunu görüyoruz. Ancak bu sürecin tamamlanmasıyla inovasyon tamamlanmış oluyor..Bunların dışında, Nokia, Sony, Biritish Airways, Zara, Nike, IBM gibi, bir çok farklı sektörde, tedarik zincirlerinin işleyişinden ürün kullanım avantajları ve satış sonrası hizmete kadar bir çok konuda inovasyonu uygulayan firma ve ülke örnekleri görebiliyoruz. İnovasyonu gelişim süreçlerinde bir silah gibi kullanan ülkeler ve firmalar sanayi ve endüstri iş kollarında çok büyük farklılık yaratarak çok daha rekabetçi olabiliyor ve hızla büyüyorlar. Mesela IBM şirketinin son yıllarda dünyanın en fazla patent kaydı yaptıran firma olarak lider konumda olduğunu ve sadece Amerika’da yılda 3000’nin üzerinde patentin kaydını yaptırdığını uluslar arası kaynaklardan öğreniyoruz!..Türkiyemizde ise maalesef, İnovasyon konusunda ciddi anlamda bilgi ve inanç eksikliği söz konusu. Bugün kurum olarak bilinen kadarıyla TÜBA, TÜBİTAK, TTGV(Türkiye Teknoloji Geliştirma Vakfı) gibi bilimsel araştırma kuruluşlarının dışında bu konuya eğilen ciddi başka kurum yok! Hükümetlerin ise kalıcı destekleri yok. Toplumumuzun zaten inovasyon kültürü yok! O zaman inanın biz fazlasıyla -araştırma, yenilikçilik ve bunun ekonomik ve toplumsal faydaya dönüşmesi konusunda- yolun başına doğru gerileme halindeyiz. Halbuki üniversite, devlet, sivil kuruluşlar, medya ve halkımız arasında daimi bir link oluşabilse ve bu konuda heveslerin ve heyecanların oluşmasını sağlayacak eğitim, hedef ve ödüllendirmelerin geçerli olduğu yapıcı ulusal amaçları barındıran bir ülke ve/veya yönetim biçimimiz olsa, inanın yolda yürüyen her vatandaşımız dahi “inovasyon” halinde olur..Halbuki biraz derine indiğimizde bizler yani Türkler, bunu çok daha önce Jopanya, Kore, İrlanda, Finlandiya gibi bir çok ülkeden önce başlatmışız; nasıl mı? Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk sayesinde.. Türkiye Cumhuriyeti olarak bağımsızlığımızı kazanıp “devrimleri” gerçekleştirmiş olmamız en büyük inovasyondur bana göre!. Çünkü köhneleşmiş bir rejimin yerine çok daha değerli ve halkın yönetiminin olduğu, bilimsel tabanlı tüm ekonomik ve sosyal atakların başladığı, sanayileşmenin başladığı, ekonominin oluştuğu, toplumsal refahın ve faydanın oluştuğu, devlet ve halk bütünleşmesinin sağlandığı, inanç birliği ile hedeflerin verildiği, güvenin ve vizyonun sağlandığı, para biriminin yüksek kıymete bindiği, üreten ve işleyen beyinlerin varolmaya başladığı, güven unsurunun oluştuğu, hastalık kabuğunun üzerimizden sıyrılıp atıldığı ve tertemiz dinamik ve yetkin bir dönemin yani yenilenme döneminin başladığı yep yeni ve taptaze Türkiyemizin oluştuğu bir Ulusal İnovasyon süreci yaşanmıştır..Şimdi sıra kaldığımız yerden hızla atağa kalkmamızdadır.. Bilirsiniz koşu bitmeden galip olan bilinmez!. Yarış devam ediyor.. Bizi kalkındıracak, bizi uluslar arası arenada söz sahibi kılacak, bize bilimsel düşünce ve eylem kültürü kazandıracak, bizi toplumsal refaha ve başarıya ulaştıracak, bilgi üretip satacak, dünya ve ülke toplumuna ve de bireysel yaşayışımıza katma değer yaratarak, kaliteyi arttıracak inovasyon düşünce birliğinde olalım. Bu yetkinliği yani inovasyon yetkinliğini oluşturmak için önemine inanalım ve her zaman her ortamda yeni ve faydalı olanı üretmeye, yenilenmeye ve farklılaşarak değerlenmeye, fikir üretmeye, icad etmeye, kimsenin göremediğini görmeye çalışalım ve doğru olduğuna emin olduğumuzda ifade etmekten ve ortaya koymaktan çekinmeyelim.. Gerekirse fikirde “uçalım” Hayal dünyamızı geniş tutup bunu bilimsel bakış açımızla besleyelim..Makale SahibiMehmet Ömer YALÇ[email protected]@hotmail.com