Hobbit, Yüzüklerin Efendisi’nin ön çalışması gibi bir şey değil mi? ( Yanılıyorsam düzeltin. ) Romanın dili, üslubu çok iyi değil aslında, ama anlattıkları cezbediyor insanları herhalde. En iyi karakter Gollum bence.
Yüzüklerin Efendisi’nden önce okunduğu zaman gerçekten oldukça sürüklüyor insanı.Orta Dünya tarihçesi niteleği taşıyan Silmarillion okunmasa bile The Hobbit yüzük sevenlerin okuması gereken bi eser bence.Özellikle Bilbo’nun mağarada Gollum’la yaptığı ölümüne bilmece oyunu ve yüzüğün ele geçiriliş kısmı benim en çok begendiğim bölümlerdi..Bu arada kitap olarak bi malumatım yok fakat tablo olarak Osman Hamdi Bey’in ”Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı eseri 5 trilyon gibi bi fiyata alıcı bulmuştu sanırım.
Böylesine içtenlikle ve zenginliğin şaşasından başı dönmüş terimler içeren benzetmenizi, bu yaşıma ve hatta henüz kahvaltı yapmadan okumuş olmama rağmen anlayabilmek bile sevinidirici :)Ama Aragorn’dan ziyade öykülerin damarlarına kötülüğü pomapalayan Melkor, Sauron ve Witch King karakterlerine daha çok bağlandığımı belirtmek isterim..Neticede o kadar kötülük olmasa herşeyin sonunda tüm dünyaya hakim olan o iyilik melteminin dalgaları gözleri yaşartmazdı 😉
Tom Bombadil hakkındaki herşeyi bilmek istediğim yegane karakterlerden biri zaten..Filmi izledikten sonra kitabın başında vakıf olunca silmarili nerdeyse tekrar baştan sona okuyacak kadar merak uyandırmıştı bende.Hele Gandalf’ın Shire ekibinden ”Bombadil’le ne zamandır konuşmak istiyordum..Artık vakti geldi” gibisinden bi kelam ederek ayrılması içimi kıpraştırmıştı.Ama tabiki o ikisinin diyaloğuna sahit olamamak büyük hüsrana uğrattı beni.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Hobbit, Yüzüklerin Efendisi’nin ön çalışması gibi bir şey değil mi? ( Yanılıyorsam düzeltin. ) Romanın dili, üslubu çok iyi değil aslında, ama anlattıkları cezbediyor insanları herhalde. En iyi karakter Gollum bence.
Bizde de böyle ilk baskılara bu kadar para verilir mi acaba?
Yüzüklerin Efendisi’nden önce okunduğu zaman gerçekten oldukça sürüklüyor insanı.Orta Dünya tarihçesi niteleği taşıyan Silmarillion okunmasa bile The Hobbit yüzük sevenlerin okuması gereken bi eser bence.Özellikle Bilbo’nun mağarada Gollum’la yaptığı ölümüne bilmece oyunu ve yüzüğün ele geçiriliş kısmı benim en çok begendiğim bölümlerdi..Bu arada kitap olarak bi malumatım yok fakat tablo olarak Osman Hamdi Bey’in ”Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı eseri 5 trilyon gibi bi fiyata alıcı bulmuştu sanırım.
Bu doyurucu açıklama için teşekkürler Proksima 🙂
Böylesine içtenlikle ve zenginliğin şaşasından başı dönmüş terimler içeren benzetmenizi, bu yaşıma ve hatta henüz kahvaltı yapmadan okumuş olmama rağmen anlayabilmek bile sevinidirici :)Ama Aragorn’dan ziyade öykülerin damarlarına kötülüğü pomapalayan Melkor, Sauron ve Witch King karakterlerine daha çok bağlandığımı belirtmek isterim..Neticede o kadar kötülük olmasa herşeyin sonunda tüm dünyaya hakim olan o iyilik melteminin dalgaları gözleri yaşartmazdı 😉
Tom Bombadil hakkındaki herşeyi bilmek istediğim yegane karakterlerden biri zaten..Filmi izledikten sonra kitabın başında vakıf olunca silmarili nerdeyse tekrar baştan sona okuyacak kadar merak uyandırmıştı bende.Hele Gandalf’ın Shire ekibinden ”Bombadil’le ne zamandır konuşmak istiyordum..Artık vakti geldi” gibisinden bi kelam ederek ayrılması içimi kıpraştırmıştı.Ama tabiki o ikisinin diyaloğuna sahit olamamak büyük hüsrana uğrattı beni.