Tony Duran’ın objektifinden yansıyan Rene Russo
Tony Duran’ın objektifinden yansıyan Rene Russo

Dünyanın senin çevrende dönmediğini görmen ne kadar önemli! Ne sözler, ne de o masum gülüş masumluğumuzu betimlemiyor, bu ahenkli çağ bozumlarını yaşadığımız son devrede…Herşeyi geçtiğimiz, olgunlaştığımız bu evrede sözde kendimizi bilmemiz lazım. Nasıl? Güven sözlerle, vaatlerle olmuyor, çoktan çoktan anladım. Hikâyeler mi anlatılmalı kendini önemli hissetmen için? 20 dk’da bir aranılıp ama gayet güzel aldatılabildiğini gören biri olarak bunlara inanmıyorum. Hesap, sorgu, sual; hikaye. Geç, inanmıyorum.Annen ne diyordu, ‘Eşek bile düştüğü çukura ikinci kez düzmez’değil mi? Yeterince eşeklik ettim ben bugüne değin. Ben olmaktan vazgeçmeyeceğim. Hatta biliyorum ki, ben olmak biz olmaya mani değil. Hatta ben olmadan biz olmanın kapısından geçemeyiz. Bilirim ki, iki yarım bir tam etmiyor.
Geçtim güzelim, bağ bozumlarını. İnsan anasonu içmeden içmiş gibi olurmuş.Görmek lazım illa ki ve illa ki; sevildiğini. Ve bebek, anlamak lazım kırmadan önce iki kere düşünmek gerektiğini.Ruhun katledişine izin verdim bile bile hatıralarımda. Artık en önemli varlık benim ister kırıl, ister sarıl. Çünkü ben olmazsam ne senle ne benim hayatımda paylaşımlar, benimle ilgili hiçbir veri kalmayacak.Ve sana açık yüreklilikle şunu söylüyorum: Bu ‘ruhsuz’ kadın önemsiyor seni. Ama artık bir başkası için kendimi feda eder miyim, etmem ‘bebek.’Sana hesap verdiğimde, hayatımdaki ‘her ayrıntının krokisini’ ve bir kopyasını sana armağan ettiğimde sorun çıkmayacaksa, lütfen çıksın.Ama ben bana kalan vakitleri ve bana ait olanları seninle paylaşmadığımda, sorun yaşayacaksak; sorun olmasın diyemeyeceğim.Bu benim. Sen de, sen.
İki insan da bir bireydir. Eğer bireyse hesap kitap yok; yazmaz, saçma. Bireyliğimden vazgeçmemi istiyorsun.
İşin aslı ilişkiyle ilgili bunlar sana sorunsa, dedim ya; sana sorun bana değil.Arkadaşımla bugün dedikodu yaptık seninle ilgili. Bana dedi ki, ‘İlişkiye saygı sevgiden de önemli. Çünkü bunları önemsemediğinde sevgi olsa da devam etmez.Ne yaparsan, yapsan da olmaz. Ama saygı varsa ilişkiye ve kurduğun bağa, işte o zaman büyütürsün ektiğin o tohumu.Fidan olur, ağaç olur gün gelir. Saygı olmazsa ömür de geçse çabalarının ardından bambu olup da 6 hafta da 26 metre uzamaz.Velhasıl, sebebi ilişkiye saygı eksikliğidir.’Saygı, ilişkiye saygı; budur.Birey olmaktan vazgeçmemek.Bu biz olmayı red etmek değildir. İki tam birey biraraya geldiğinde iki değil, kuantum enerjisiyle üç olur. Oysa iki yarım bir dahi etmez, dinginlik.Üzülme diye sana evet diyemem, ben olmaktan vazgeçmeyeceğim.Ki, ben olmaktan vazgeçersem, pardon sen kimi sevdin? Beni değil mi? O zaman ne bu çalım? Sen beni nasıl sevdin, böyle, değil mi?Şimdi kafanda başka bir profil/ resim çiziyorsan şayet; git kafana göre birini bul. Bu benim, değişmiyorum. İşine gelirse.Ben beni seviyorum. Bu halimi seviyorum, huzurluyum. Ayrıca hayatımda biri olmadığında da huzurluyum. Beni değiştirmeye çalışan biri olmuyor.Açık görüşlü geçiniyoruz ya, hikaye…Hah ha, kahkahalarla gülesim geliyor. Sevildiğimizi nasıl anlıyoruz biliyor musun, sürekli aranılarak, sorularak, hesap verilerek.Sana hesap versem her anımı ama gidip başkasıyla olsam için rahat olacak. Sana her dakika ne yaptığımı söylediğimden, ‘beni seviyor’ diyecek ve rahat edeceksin. Sevilme kavramın bu senin.Kendine yarım bir ruh bul. Sana hesap versin, saniye saniye. Kafan rahat etsin ve sen ona güven olur mu?