Berkecan eksta parlak mayıs güneşinden kurtulup serin öğrenci yurduna girdi. İçeri girdikten yaklaşık bir dakika sonra gözleri alıştı. Deli Hayri önce gölgelerin arasından gelen bir sesti. Birinin vücuduyla alakalı olmayan bir ses.Deli Hayri ” Çok korkunçtu , değil mi ?” diye sordu. ” bu seferki gerçekten korkunçtu , değil mi ?”Berkecan ” evet ” dedi. ” Zordu .”Artık Deli Hayri’yi görebiliyordu Berkecan. Sivilceli alnını ovuşturuyordu. Göz torbalarının altında ter damlaları vardı. Beyaz spor ayakkabıları vardı ve üzerinde 67 yazan bir tişört giymişti. Hayri’nin iri ve çıkık dişleri karanlıkta parlıyordu.Hayri ” Bu dersten temmuz ayında vazgeçecektim” dedi. ” Sonra kendime zamanın varken yap dedim ve geldim. Ya bu kurs devam edecekti ya da yarım kalacaktı. Galiba çaktım Berke bana inan.”Yurt müdiresi köşede durmuş coca cola dolabını tekmeliyordu , muhtemelen parasını yutmuş zavallı kadında sinirlenmişti. Oldukça uzun boyluydu. Koltuk altlarından akan ter oldukça aşşağılara inmişti.Berkecan ” Sınav gerçektende çok zordu” dedi . Deli Hayri tam cevap verecekti ki bir gürültü geldi. Müdire kendi boyundaki coca cola dolabını devirmişti ve yerde sinir krizi geçiriyordu. Havayı tekmeliyor, kulağa rafft ya da kraaft gibi gelen hayvani sesler çıkarıyordu. Hayri koşarak müdirenin yanına gitti. Yardım etmek istiyordu. Ama müdire rastgele savurduğu bir tekmeyle onu yere düşürdü sonra da ısırdı. Evet ısırıyordu. Şişko Hayri ne yapacağını bilemiyor , öylece bağırıyordu … Her yer kan olmuştu , kimse yaklaşmıyor , müdire ise Hayri’yi boğazından ısırmaya devam ediyordu ….devam edecek.