İçinden Deniz Geçen Şehir:İçinden deniz geçen bu şehirde doğdum ben, halicin kokusunu, galatanın neşesini yaşadım, küçücüktüm askerdi babam o zaman, o da küçüktü daha 20 sindeydi ben 2 yaşındaydım, asker babam derdim.. Şapkasını alır aynanın karşısında küçücük kafama oturtmaya çalışırdım, büyük gelir gözlerimi kapardı. 2 yaşında yaşadıklarını mı hatırlıyorsun demeyin, hani olur ya insana böyle flashback ler şeklinde bazı sahneler hiç gitmiyor gözümün önünden. Gölcükdeydi babam, hep evci çıkardı. İşte öyle zamanlardan birinde yanımıza geldiğinde beni aldı, en güzel ve tek gezmelik elbisemi giydirdi annem cılız bebek saçlarımı hatırlıyorum yada resimlerden aklımda kalan, o güne ait bir resimde var zaten. Sultanahmette başlayan yürüyüşümüz, Saraçhane,Unkapanıya kadar uzanmış, hiç gıkımı çıkartmadan yürümüşüm. Arada şarkı söyleyişimiz geliyor gözümün önüne ;Üsküdara gider iken aldıda bir yağmur,Katibimin setresi uzun eteği çamur,Resimde oturmuşuz bir çay bahçesinde, babam bira içiyor ben limonota, o tat ve o koku nasıl çıkmaz insanın aklından, etrafı seyrediyorum, belki de ilk kez geldim böyle bir yere, ne kadar kalabalık heryer..Bunları yazarken o günlere dönmek için neler vermezdim diye geçiyor aklımdan:) Sonra bir başka görüntü hatırlıyorum, gecenin bir yarısı karanlık heryer kapımız deli gibi tekmeleniyor, açın diye, uyanamıyorum küçüğüm daha belki 5 yaşlarındayım, babam kalkıyor telaşla, kapıyı açıyor askerler içeri giriyor, heryeri arıyorlar ve gidiyorlar. Olanlara bir anlam veremiyorum. Tüm apartmanı aramışlar, çocuk aklımla neden geldiler ne aradılar diye soramıyorum bile, sadece susuyor ve konuşulanları dinliyorum. Komşumuzun oğlunu arıyorlarmış, duvara yazı yazarken görülmüş, düşünüyorum bende duvara tükenmez kalemle resimler çizmiştim, annem çok kızmıştı, demek ki o daha çok resim yapmış, korkuyorum bir daha duvarlara resim yapmayacağım.Bir sahne daha geliyor aklıma, apartmanımızın kocaman bir taşlığı var öyle diyordu annem, taşlıkta oynayın, nasıl anlatsam size kocaman bir alan 6 daire kapısı bu alana açılıyor ama gereksiz büyük bir alan, evcilik, seksek herşey orda oynanıyor, ışıkda alıyor, yazın terası var apartmanın oraya çıkıyoruz, tabi güneş yakıyor orayı akşamları ordayız. İşte o taşlık merdivenlerle aşağı ve yukarı açılıyor, ama merdivenlerde trabzan yok korkuluk yok, ben kimbilir kimin eskisi 3 tekerlekli bisiklete biniyorum, daireler çiziyorum taşlıkta, birkaç küçük çocuk kilim sermişler oynuyorlar, kızkardeşim daha 11 aylık emekliyor, bisiklete doğru geliyor ben kaçıyorum, o geliyor ben kaçıyorum, çok zevkli bir oyun, gülüyoruz beraber, sonra ne olduğunu anlamıyorum bir çığlık duyuyorum, boşluktan aşağı yuvarlanan bir çuval sesi, sonra sessizlik, arkamı dönüyorum kardeşim yok, eve koşuyorumm “ anne ben yapmadım anne “ diye ağlıyorum, kardeşimi kucaklıyorlar kan yok, ama yüreğim ağzımda annemin çığlıkları kulağımda ne olur allahım birşey olmasın diye, gidiyorlar hasteneye bekliyorum bekliyorum, ya ölürse ya ölürse allah baba beni cezalandıracak, ben ne yapacağım… Geldiler, kardeşimin kafası ne kadar büyük, sadece kaşı yarılmış, ama kafası kocaman, kaşını dikmişler ama nasıl sarmışlar kafasını öyle gözleri gözükmüyor, yeşil gözlerini görmek istiyorum bana gülen gözlerini göremiyorum. Annem alıyor beni kucağına sımsıkı sıkıyor, geçti canım diyor geçti, ama komşulara ne diyeceğim ben eşime diye ağlıyor, bir de babamın tasası düşmüş minik yüreğine, evladına mı üzülsün nasıl hesap vereceğini mi düşünsün, ağlıyor annem, bende ağlıyorum, tek gülen düşen kardeşim:)Masanın altına girmişiz, bir çarşafı da germişiz sandalyelere, ev yapmışız kendimize, aman ne keyifliyiz, sığınağımız sanki orası, annem sesleniyor, çok dağıttınız ortalığı babanız gelmeden bitirin oyunu. Off off baba gelmeden sokaktan eve gir, baba gelmeden divanları bozma sakın oturma, baba gelmeden derslerini bitir, oyun oynama, ses yapma, kavga etme, babanıza söyleyeceğim sizi. Annem ne derse desin benim babam öcü değil, tamam korkuyorum ondan ama öyle de çok seviyorum ki, o tatlı sert bakışlarını, kızgın bakmaya çalışırken, o gözlerindeki gülüşü ben görüyorum işte. O gelmeden evde olmamız lazım, bütün gün sokakta oynuyoruz, ama baba gelmeden eve girilecek. Benim ne sevdiğimi biliyor babam, en çok da krem çukulata, her ay başında bir kavanoz geliyor bana, kaşıkla yemek yasak, olsun ekmeğin üzerine sürüyor annem bayılıyorum bu tada, birde üzerine 1 zeytin, gülmeyin yaa tatlının üzerine tuzlu yemezsem olmaz, çocukluktan gelen bir alışkanlık:)Sokaktan oyuna 5 dakika ara verip eve koşuyorum, yemek vaktini kaçırmışım, hemen mutfağa dalıyorum, ekmeğe sanayağ sürüp üzerine çekirdeklerini çıkarttığım zeytini koyuyorum, nerde salamlar, dilimlenmiş peynirler, nerde binbir çeşit gazlı içecekler, şimdilerde burun kıvrılan ucuz meyve suları bile yok, ama daha güzel birşey var, dolapta koca bir tencere içinde vişne kompostosu buz gibi, özellikle vişnesi bol bir bardağa dolduruyorum, balkona çıkıp, dut ağacına tırmanan çocukları seyrederek, ekmeğimi ve vişne mi içiyorum, en zevklisi de bardağın dibinde kalan vişneleri yemek:)Çıkan çekirdekleri gizlenerek atıyorum ağaçdaki çocuklara, ne eğleniyorum…
yorumlar
nefis bir çocukluk linetcim:)içinden deniz geçen şehir kendi başına büyülü zaten, bir de neşeli bir çocukluk şanslı kılmış seni:))* not: merak etme, çikolatanın üstüne zeytin yiyen çocuk büyümüş, ama teyzesi burada yeni bir tatlı-tuzlu kombinasyonuna meraklı birisi var:) ben de inanamıyorum, ama öyle istiyor, yesin diyorum:))
Çok güzel, duru sular gibi bir naif bir anlatımBir Linet klasiğicanım yaaaa!
ne kadar hızlısın makaleci:)) teşekkür ederimm yorumun için…
Tarzım olduğunu duymak çok hoş kopanisti:)) Teşekkür ederim..
serbestte neler var dedim bir baktım sen vardın:)))
Teşekkürler, @linet sen çocukluğunu anlatırken beni taaaaaa nerelere götürdüğünü bir bilsen.Sağol,varol bana geçmişimi yeniden yaşatığın için….
İyi ki bakmışsın o zaman makalecim:))Akoni bende yazarken neler hissettim bir bilse, güzel şeyler yaşamana vesile olduysam ne mutlu bana…
cocukluguma ucurdun beni linet insani..bu gün cok güzel bir gün zaten…bir de bu yazi cok iyi geldi…hep nederim bilirmisin..insanin sanslisi ve saglami güzel cocukluk gecirmis,mutlu cocukluk gecirmis olanidir…iste ozaman sanki icimize bir seyler ekiliyor sevgiyle güvenle yol aliyoruz..kendimizi daha kolay buluyoruz ..kendimizden nerde emin oldugumuzu biliyoruz….biliyorsak konusmayi…bilmiyorsak sormayi…geride durup izlemeyi daha güzel yapiyoruz…temelleri saglamsa bir insanin oda cocuklugundaki yasamda gizlidir.. cocukken oturuyoruyor karekterimiz,sevgimiz ve güvenimiz….ben kendi adima cok güzel ama cok güzel bir cocukluk gecirmis bir insan oldugumu hep sölyerim…herseye ragmen bu gün bile annecigime babacigima bana sunduklari icin beni ve kardesimi bu kadar saglam karekterli yaptiklari icin mütesekkirim…Allah onlardan razi olsun…Allah senin ailendende razi olsun ..bak demekki ne kadar mutluymuussun…ne büyük sanssss demi …..iste yasamda tesekkür etmek icin bir neden daha.süper bir yazi yüregine saglik arkadasim….
demek ki Linet, akoni ve zez beraberlermiş çocukluklarında
aaa kopanisti ne çabuk unuttun,kafana attığım vişne çekirdeklerini:))zez, güzel insan, aklına zekasına,her zaman hayran kaldığım arkadaşım, ne doğru söylüyorsun çocuklukta yaşadıklarımız bizi yaşama hazırlayan, arada kusmak istesem de bende şükrediyorum aileme…
Çok güzel anlatmışsın linet. Yazıyı okurken yaşamış kadar oldum. ellerine ve de yüreğine sağlık 🙂
@kop beraber değildik.. Ama aynı kuşak çocukları olabiliriz.
olabilirsiniz tabi, neden olmasınesasen ben de yarın bu saatlerde buradayım mesela, siz düşünün
süpersin!
Ne cevherler varmış hafifte..:)
teşekkür ederim zeynep sağol:))
pilli patiiii senden bunu duydum yaa ölsemde gam yemem:))
aileden baska mutluluk yok yasamda linetim ailene SIKI SIKI saril dostum…tek sahip oldugumuz gercegimiz ailemiz….elbet sen degil hepimiz bunu yapmaliyiz…
elbette zez, elbette
pharmacid iyi bişi mi dedin, kötü bişi mi??
zez yorumunu tuttumm:))iki kere:))
Cevherin başka manaları da mı var hafif edebiyatında?
linet’in tuttuğu yorumu bende tutu yorum
kopanisti bende tatile çıkıyorum bu akşam….
ben de ben de, bunları da bulacağım orada hem de
@kopanisti yalıkavaktan güneşin batışı muhteşemdir mutlaka izle ve görüntüle resim istiyorum
pissin sen kopanisti:)))ne diyim rastgele:)))
güneşi de batırırız, dert değil
Güzel yazı…Çocukluğumu hatırlattı.Ne yaramazmışım yaaaa! :))
plakton teşekkürlerimi yolluyorum size:))
linetcim öyle içten öyle tatlı anlatmışsın ki gözlerim doldu… benzer anılarım canlandı birden… aybaşında alınan krem çikolatan, kardeşinin başına gelenler, baba sevgisi ve korkusu hepsi ama hepsi çok çok çokkk tanıdık… teşekkürler linetcimmm çooookkk teşekkürler… 🙂
loriiiii dedim ki bu sabah hep iç sıkıntılarımı yazıyorum, neden güzel birşey yazmıyorsun açtım wordü birden parmaklarımın ucundan dökülüverdi, nerden duydum yada nerde okudum bilmiyorum içinden deniz geçen şehir diye başlayıverdim, güzel birşey düşünmeye başlayınca ilk aklıma yaşadığım şehir geldi demek ki, tüm isyanıma gideceğim buradan dememe rağmen, sonrasında da çocukluğum:)) Ben sana teşekkür ediyorum, ortak paydalarda buluştuğum bunca insanı burda bulmuş olmak ne şans:))
gercekten çok hoş ve okurken hem yüzü gülümseten hem de gözlerin hafif dolmasına neden olan bir yazı olmuş. tam kıvamında yani..eline saglık.
arrogante o zaman hakettim mezar taşını :))) şaka şaka istemiyorum artık mezar taşı falan:)) beğenmenize sevindim..
boşverin mezartaşını zaten. nas’olsa her fani bir gun olumu tadacak ya o vakit olacak hepimizin birer tane..
mutlu çocukluğun değerini iyi bilirim, yaşadığım için değil, yaşamadığım için. o nedenle benim açımdan ki sahip olduğum başka bir açı yok, gözlerimde yazı daha etkileyici ve güzel e dönüştü…okurkenki duyguyu anlatmaksa oldukça zor,,,kısaca arada bir içinden “ne güzeell ne güzelll ühü ühü çook güzeellll” demek gibi…öyle işte…:)
@Linet harikalar yaratmışsın gerçekten süperrrr olmuş eline sağlık…
Linet,merhaba yazdığın bu yazı,kardeşim olmadığı için teyze olduğum seneye 13 yaşıma götürdü beni.tebrik ederim..harikasın…!
halouex yaşamadığım dediğin mutlu çocukluğu mutlaka kısa bir anda olsa yaşamışsındır, acıları hatırlamak nedense daha kolaydır, bir zorla kendini bulacaksın güzel birşeyler:)guddicini ve esmerseker teşekkür ederim:))
linetcim, muhteşem!!!çok güzel anlatmışsın…bazı insanların çocuk halleri hep kalıyor işte içlerinde bir yerde. sen de çocuk ruhunun güzelliğini kaybetmeyenlerdensin…harika bir yazı linetim. tebrikler.
Büyümeme fırsat verilmedi çilekcimm diyeceğim bilahere anlatırım onu da:))) Teşekkür ederim, beğenmene sevindim..