….Masanın bir ucuna yaslanmış, sofradakilerin siparişlerini esprili bir dille garsona aktarıyordu. Gülüşmeler ve ardı ardına başlayan sohbetler yüzünden doğru düzgün not edememişlerdi yemekleri ve o, her zamanki özgüvenli ve mütevazi tavırlarıyla bu işi de üstlenmişti.* Aynı anda hem zeki hem masum bakabiliyor oluşuna tav olmuştum. İnsanın ruhuna heybetiyle değil, inceliği ile yaslanıyordu. Lacivert gözlerinde bana ait bir düş evreni vardı. Lüzum görmüyorduk biçare sözcüklerle yormaya dudaklarımızı. Bumerang duygularımız geri dönüp sesimizi kesiyordu, bocalıyorduk ve savruluşuyla yeniden kendimizi buluyorduk her defasında. Bu sarhoşluğu izah edemez, gizli bahçelerde tohumlanan iklim çiçeklerini kimseye anlatamazdık; kendimize bile..* Koyu kestane saçlarına asla bir şeyler sürmezdi. Buğday tenli ve hafif yaralı bir yüzü vardı. Çenesinin yanlarında hafifçe bıraktığı sakallarıyla etkileyici görünüyordu. Elleri çok güzel ve ılıktı, parfümünün kokusu sersemletiyordu. Karşıma asla kılıksız bir halde geldiğini hatırlamıyorum. O akşam açık füme kumaş pantolonu, muzurluk peşinde bir çocuk misal omzundan salladığı aynı renk ceketi ve mavi gömleğiyle aklımı başımdan almıştı.* Ben de sade ama şık bir kıyafet seçmiş, mor elbisemin üzerine siyah ince bir hırka giymiştim. O zamanlar uzun ve dalgalı olan saçlarımı gevşek bir topuzla tutturmuştum. Ayakkabılarımı bile doğru düzgün giymeme fırsat vermemişti: “ geldim, küçük hanım aşağıya teşrif etmezler mi acaba”.* Bir dirseğini arabaya yaslamış vaziyette beni bekliyordu. Güzel sözlerin ardından nasıl göründüğünü sormuştu ve ümitsizliğin verdiği cesaretle “yanıma yakışıyorsun” demiştim.* Masada 24 kişi vardı ve en genç yüz bendim. Herkes şirketteki birilerinin dedikodusunu yapıyordu. Altı sayfalık bir cv ile onu havada kapmışlardı, kendisine yönelen hesaplı bakışlara aldırmıyordu. Çok zekiydi, masadaki çoğu bayan ona yanaşmaya çalışıyordu. Kavak yellerim olmamıştı hiç, sivilcem olmadığı gibi; ama ayaklarım o an için yere basmıyordu. Çünkü ben onun en iyi dostuydum !* Etraf ışıl ışıldı, mekan oldukça büyüktü ve zevkli biri tarafından dekore edildiği belliydi. Duvarda asılı tablolara bakıyordum.* Bu şarkıyla bu kadar içleneceğimi tahmin edemezdim. Ne kadar tutkulu, heyecan vericiydi gitarın sesi.. Bir an dikkatimi başka bir şeye yönelttim ve anında yanımda belirmişti. Beni dansa kaldırdı; gözlerinde birleşen iki denizin ortasında bir çift kürekle kalakalmıştım sadece..* Üzerime ok gibi fırlatılmış kadın bakışları ve onun kokusu arasında yalpalıyordum. Küçük bir kız için fazla ağır gelebilirdi bunlar. Biliyordum ki gecenin sonunda beni eve bırakmadan evvel bir yerlerde kahve içmek isteyecek ve yine “o”nu, “o”nun yaşattığı sıkıntıları anlatacaktı…Şu an umurumda değildi.- Sizinkiler merak edebilirler, birazdan seni götüreyim ister misin?- Hayır teşekkür ederim, bu güzel ağustos akşamını evde pijamalarımla geçirmek istemem.-Öyleyse seni bu akşam bir hayli yoracağım, eminim bu sefer ayağıma basmanı gerektirecek yanlış adımlar atmam- Ne kadar naziksin, ama hatırlatmasaydın keşke…* Ayak sesleri mekanın kapısına yaklaştıkça mesafemiz arttı, ona neden bu kadar soğuk olduğumu düşündüm. İçim burkuldu, bir düşten kalan sahneler gibiydi mekandan ayrılışı. O sadece havaalanına gidiyordu..* Saat yavaşça ama epey ilerlemişti. Misafirlerini alıp gelmesinin bu kadar uzamış olmasını İstanbul trafiğine bağlamıştım. Herkes bir şeyler anlatıyordu; bilincim onu düşünmeye, gözlerimse bunu gizlemeye odaklanmıştı. Birisi bir hafta evvel dişçiye gittiğinden bahsediyordu, gözüm ojelerine bakarken dalmıştı ve “acaba ne kadar zamandır böyleyim, fark etmiş midir” düşüncesiyle toparlanmıştım. Gerçekten de korkunç dişleri vardı..Bu kadar iyi kazanıyorken bir dişçiye neden 38 yaşında gidiyor olduğunu anlamaya çalışıyordum.* Midemde hissettiğim tuhaf bir yanmaydı. Kulaklarım çınlamaya başlamıştı, sanki tenhalaşmıştı etraf. Sanırım tansiyonum düşmüştü.. Aniden dışarıda kopan gürültüyle düşüncelerim dağıldı. Kırmızı ve mavi ışıklar yanıp sönüyordu. Deminki halsizliğimden masanın yarısının boşaldığını fark etmemiştim. Neler oluyordu ?. Yarım adımlarla kalabalığa yöneldim, kapıya yaklaştıkça ıssızlaştım* Konuşmaları duymaya başladığım an trajik bir yola sapmak üzere olduğumu hissettim. Dört yanımdan su alıyordum. Ellerimle kulaklarımı kapattım, dizlerimin üstüne düştüm.Dış mekan erimişti..
yorumlar
bekliyordum öykünü; eline sağlık…Duydular çok iyi aktarılmıştan ziyade, heyecan çok ön plana çıkarılmış, ben oldum o kız sanki, uçuştu gönlüm…
isabet olmuş. umutsuzca bekleyeceğine kestirmeden acıya alışmak son derece yarayışlı olacaktır hatun kardeşimiz için.
nedense boyle adamları kıskanıyorum.38 yasına gelmissin ne isin var genc kızlarla:))aslında asıl kıskandıgım genc kızların boyle adamlardan hoslanması:))yazıyı okurken kıskandım, 38 yas yerine 20li yaslarda olamaz mıydı:)))
nedense boyle adamları kıskanıyorum.38 yasına gelmissin ne isin var genc kızlarla:))aslında asıl kıskandıgım genc kızların boyle adamlardan hoslanması:))yazıyı okurken kıskandım, 38 yas yerine 20li yaslarda olamaz mıydı:)))
yazı başarılı. yazarın eline saglık. tat aldım.fakat bu dişleri kotu olan kisinin adam oldugunu nereden anladınız? benim anladıgım ise o kisinin bayan oldugu. zaten genc kız masada olan konusmalara kulak misafiri olup, disciye giden kisiye bakıyor ve sonra ojelerine takılıyor gozu. dalgınlıgı uzun surunce de fark eden oldu mu endisenie kapılıyor. ben ce disi kotu olan kadın..;)
etkileyici, titretici…
Devamı gelecektir umarım…
endisenie –> endisesineben ce –> bence
duzeltmene gerek yoktu:)) sonucta anlıyoruz, turkcemizin guzelligi bu iste,:))
bullseye, bunlar hızlı yazmanın verdigi klavye hataları. onlar kabulumuzdur. diger yanlışlar konusunda hassasiyet gostermen bizi/beni sevindirir. (soru eklerinin, de/da’ların ayrı yazılması. noktalama isaretlerinden sonra bir bosluk bırakılması vb.)
seh se..
genelde dikkat ederim.
Değerli yorumlarınız için teşekkür ederimThing, benden önce cevaplamışlar ama yine de açıklık getireyim. Yazıda dişlerinin kötülüğünden bahsedilen şahıs bayandır. Gayet iyi kazancı olan bir bayanın 38 yaşında ilk kez dişçiye gidiyor oluşuna dair bir garipseme durumu var.ve “gözüm ojelerine bakarken dalmıştı….düşüncesiyle toparlanmıştım” bir de bu şekilde oku, yine de gözden geçireceğim.manson, kesinlikle !
peki adam kac yasında?
bullseye…!
anlamadım?
tam isabet diyorum..imza, nick..
yok sorum size değil photonn”n” içindiAma neyseTeşekkürler
tonton’u bosver. onun anlayısı kıt.seni gidi püre seni..!
aa, demin burdaydı silinmişOy başım
adamın yasını sormustum,hani su cene altı hafif sakallı adam?
dj
dj
Hikaye bununla sınırlı.
bu hikaye konusu gercek bir olaydan alıntı degil mi?
Yazılanlar gerçek veya değil. Neden yazanlarla bağdaştırıyorsun ki okumak yeterliyken?
yalnızca merak etmistim:)
ya meraktan ya meraktan gibi bir söz vardı yıld hatırlarmısın 🙂
valla kardes bu merak konusunda seni kimse gecemez(su kucuk ayı olayı),ama bence iyi bir sey:)))
Devam ederdimde konu pek iç açıcı değil neyse.
ama yukarda ki kadın resmi cok ilginc,kadının enterasan goruntusu var, acaba rus mu?
ama kadın tatlıymıs
merak etme sınırlarınızı bu laflarla mı açıklıyorsunuz??şuraya bak, derlenip toplanın birazcık…
okunmuyor
Belaltı bu tür sözlerde çok kullanılır.Katılmayabilirsiniz ama öyle. Amacım ortamı bozmak olsa devam ettirirdim amacım yılda merakın zararlı olabileceğini hatırlatmaktı.Rahatsız ettiysem özür dilerim.
makaleci gercekten ozur dilerim,bu avarel beni gaza getirdi,bir anlık hevesime yanik dustum,dejavudan da ozur dilerim
Resmen açık hava tiyatrosu ya. Soytarımısın yıld nickinle beraber karakterindemi değişti.
bak guzel kardes ozurdiledik uzatmayalım
Kestik 🙂
kestik :)ama guzel kestik:))
linet………….neredesin, canım naifim:((yokluğun çok hissediliyor!!!!!!!!
Tatilde Linetim
canım ya, nasıl hissediliyor yokluğu…umarım güzel vakit geçirip de gelir…
sen tatile cıkacak mısın?tabi cevaplamak zorunda degilsin
kime sordun photo?
dejavuya sordum ama sende soylersen sevinirim
offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff
Frederick Chopin
akoni yok, haber küp yok:((nerede bizim hatunlar…?
heralde sıkıldın;)merak etme yakında gelirler
sana ne?? neden girdin lafa, yine?
makaleci neden bu kadar sinirlisin,benim amacım seni rahatsız etmek degil,rahatsız ettiysem ozurdilerim,ama bu tepkine gerek yoktu
Puella, teşekkürler..
puella bu koyduğunun masaüstümde olduğunu biliyor muydun ?
gerek vardı,gerek yoktu…herkes bana neyin gerekli olup olmadığını söylüyor:)) istediğim şekilde düşünürüm photo, 2 kişi senin de tanımadığın kişiler hakkında konuşuyorlar sen lafın ortasına dalma çekip, çok mu zledin onları deyip sırıtıyorsun…sana nasıl bir sempati veya tepkisizlik hali alabilirim?lütfen git biraz bir şeyler yaz,komik olma çabanı edebiyatta göster,yorumlar edebiyat değil…
rica ederim deja.
🙂 en güzel fotoğrafı bence de. olağanüstü..
Bu fotoğrafını gördüğümün ertesi günü kahkül kestirtmiştim, yakışmıştı da 🙂
o sırıtma degil,gulumsemeydi,benim edebiyatım kotudur,bir yazı yazdık ortalık karıstı:)ama yazılan tum yazıları okuyorum,ve bu yazılar bana bir seyler katıyor,
ThingNasıl yorumlamak istiyorsan, parçaları nasıl birleştirebilmişsen öyle olsun. Hikayemin bitiş paragrafı iki sondur.
photonnn DİYOR Kİ, (31 Temmuz 2008 20:43)ama yukarda ki kadın resmi cok ilginc,kadının enterasan goruntusu var, acaba rus mu?biri bana audrey hepburn için yazılan bu satırları yanlış anladığımı söylesiiiiiiiinnnnnnn !!!!!!!!!!!!
su yuzlerin masumiyetine bakın, asık olmak istiyorum:)
kelebek yanlıs anladın ,rahat ol,durum o kadar kotu degil:)
Önemli değil thing tekerrür etmesin bozuşuruz. Ağır suç bu.
ah bu ne tatlı yuz,masumiyete bakıntesekkurler dejavu
ekol bu kadın ekol….kaşık kadar surat…çok harika…
kasık kadar surat ne demek?
sen bir yorum yap photo, kendi tahayyülünde, olur mu?
aman allahım neler duyuyorum, biri beni çimciklesin:))teşekkürler thing, böyle değerlendiriliyosam ne mutlu….
heralde kucuk surat demek istedin,ama neden kasık tabiri kullandın,inan yalnızca merak,eger anlarsam ben de kullanırım o kelimeyi,ama istersen soyleme
photonnn, yaşın kaç senin kuzum ?
tamam gogle den baktım kucuk surat demek mis:)bu da turkcemizin guzelligi heralde,kasık suratlı
Photon kaşık gibi deseydi sorun anlaşılabilir. Ama kaşık kadar bence gayet açık.Kaşık kadar gri surat. mantıklı değilKaşık kadar kıvrımlı surat.mantıklı değil.kaşık kadar metalik surat. mantıklı değil.Gözünü sevdiğimin mantık’ı sen nelere kadirsin 🙂
kelebek yasımı sormus,yani kucuk ,zayıs surata kasık suratlı demek nerden akıllarına gelmis,biz de bilim adamı sayılırız, her seyi mantıgıyla ogrenmeye calısıyoruz,bizim isimiz bu:))bilim adamı cocuk gibi meraklıdır:))
thingelbette
bıktım sizden…………iyi niyet yok, anlaşıldı….yeter ya yeter!
Cok güzel Deja…Ulan photonnn hiyari, ne diye milleti rahatsiz edip duruyorsun? Olm sende utanma arlanma yok mu ki milleti hem aciktan hem mesajlarla taciz ediyorsun? Ulan kafami attirma seni itin götüne sokraim Hiyar.
yaşını audrey için sordum, hala inanamıyorum da ….
@thing pek tarzın değil sanki ama if everyone caredşimdi dinliyordumda yazasım geldi.@makaleci bende var
makaleci valla samimiyim,ama bu avarelin samimiyetinden kusguluyum, yemin ederim yalnızca merak ettim,ortaokuldayken bu sorularım yuzunden sınıftan kovulmustum,bu benim dogal halim:),inan bir anlık niyetle sordum,art niyetim yok yemin ederim
Thing DİYOR Kİ, (31 Temmuz 2008 23:02)sayın kelebeközgürdür,yazımda yaptığınız yorumdan,ve genel olarak bütün yazılarda yapmış olduğunuz mantıklı ve etik, aynı zamanda tarafsız yaklaşımlarınızdan dolayı teşekkür ederim.(teşekkürümü bu yazıda yaptığım için, yazı sahibinden özür dilerim)bu yorum alay içeriyosa ve ben bunu anlayamamışsam pes bana !
kusguluyum…olay budur!(artık cevap vermem)
zuhahah
niko niko dur, abicim sakinlik..Herkesten rica ediyorum biraz saygı.. Özellikle bazı içerikte(!) yazıların altında tartışılmasının ne kadar incitici bir tablo yarattığını şu an görmüş bulunmaktayım. Aynı şeyi farketmeden yaptığım üyeler var ise affola..İyi geceler !
şimdi bu sinirle makaleci alınır bunu. Photonnn’a güldüm yanlızca. Kuşgunuzu gidermek için nacizane bir açıklama 🙂
I cant see my little baby
Bazi hiyarlarin yüzünden, onlarin bu arkadaslarima tacizi yüzünden mesaj yazamiyorsam kizarim deja.
I cant see my little baby derken yorumumu kastettim.
@thing kriminal seni bekliyor :)@kelebeklerözgürdür thing laf atmaya çalışsa çaktırmadan değil göstere göstere atar. Bu laf atmaz manasına geliyor uzaktan ayrı bir konu.Yani için rahat olsun.
postahaneme ardı ardına gelen 3 mesaj aklıma gelmeyen şeyi, zorla getirtti thing.. kusura bakma lütfen…
atam yat,huzurlayat atam huzur23 atamyat 23 yatcumhuriyet huzurhuzurla yat.İyi geceler blog insanları gitmeden thing’i kırmıyım dedim 🙂
15 dakikadan beri yorum çıkmadığını düşünürsen thing kendini daha bir rahat hissedeceksin 🙂
Hoca naptım gene allah allah.21 dakika oldu ben şey demeye getirdim 500 hatası almışlardır. Geçmesini bekliyorlardır. O yüzden moralini bozma 🙂 Ben ardarda 4 defa aldımda ondan böyle bir kanıya vardım.
Yüzlerce öykü yazarina tas cikartacak nitelikte yazilan muhtesem bir öykü olmus Dejacigim. Yüregine saglik kardesim…
buradayım. nicki kendim sildirdim, değiştirme amaçlı. şimdi daha iyi.
89828
436 33 265
72465
782376
467 435346 🙂
thing sen ne zekisin öyle