Yağmur hafif hafif çiseliyordu sensiz kalan boş sokaklarda,ellerim titrekti,çöplükler herzamankinden daha üzgündü o gün. Kirli saçlarımdan yağmur damlaları adeta kaçıyor,sanki ıslanmıyor gibiydim. Gözlerim ise yağmura inat,kurumuştu….

Yüreğimde bir bahar pırıltısıyla ayağa kalktım,ürkek bir kedi çöplüklerin arasından kaçarak gitti. O da beni yalnız bırakmıştı,aynı yıllar önce senin yaptığın gibi,aynı yıllar önce gözümde öldüğün gibi. Hani birgün aklına gelirde düşünürsen beni,bilki aynı yerde bulamasazzın bedenimi.

Şimdi çöplüklerin arasındayım, uzamış sakallarımın gölgesinde , dizlerime tutunuyorum. Gecenin zifir karası olsada ben herşeyi görüyorum…

Beni aldattığın geceyi,o pis sarı adamı,ve kızımızın yatacağı tahta beşiği, dedim ya ben herşeyi görüyorum ama hiçkimse beni görmüyor…..

Aklımın,mantığımın bittiği bu yerde,ölümü bekliyorum, senden sonra ikinci kez…..

Neden? Diye kendime soruyorum ,neden hala seviyorum seni?, neden unutamıyorum seni? Neden….

Şimdi güneş doğuyor şehrin üzerine aynı bir zamanlar hayatıma girişin gibi şehirde aydınlanıyor,uzaklarda kuytu bir yerlerde bir çocuk ağlıyor,duyuyor musun ????…

Duymuyorsun, kulakların para gözlerin para dudakların para olmuş, çocuk sesi para etmez biliyorsun ve duymuyorsun…

Artık yatma vakti geldi… Rüyalarımda seni görmek umuduyla uyuyorum….