Yine görüştük.Hayır,ayrılmamıştık.Hiç ayrılmadık.Bu lafı çok ettik ama gerçekleştirmedik.Biz sadece tekrar görüştük.Görüştüğümüzde yine bana bir şeyler oldu.Aslında hep olan şey oldu.Kalbim kulağımın dibinde attı.Saydım:1,2,3..Onu görür görmez heyecanlandım,vücudumdan heryere bir enerji saçılmaya başladı.Gözlerim parlıyordu biliyorum,söylemesine gerek yoktu.Kendi dilimi güzel konuşamaz oldum,bazen kekeledim.Gözlerine daldım, gözlerine her bakışımda ağladım.Ona olan sevgim beni hep ağlattı.Zannetmeyin mutsuzluktan.Bir insanın yüzünün gözünün güzelliğine bakmaktan ağladığınız oldu mu hiç?Ben sık yaşarım bunu.Sarıldım ona,dokundum.O bana uzak durdu.Sıcaklığını ezberlediğin adamın hissedilen uzaklığıydı bu.Olsun,beni ne vazgeçirebilirdi ki aşkımdan?Ben onu kendi istediğim gibi seviyordum,yanındaydım ya yeterdi.Ellerini tuttum,parmaklarını,tırnaklarına kadar hissettim avuçlarımda.Zarif,güzel elleri vardı.Hep zariftir o.Kayboldum teninde.Yarın yaşayacağı heyecanın mutluluğunu ondan çok yaşadım o bana ruhsuzca herşeyi anlatırken.Yemek yedik.Onunla yemek yemeyi hep sevmişimdir.Sonra beni durağa bıraktı.Az konuştuk.Uzun vedaları sevmez o,ben severim.Ayrıldıktan sonra düşündüm var mı diye,acaba dünyada bir tane daha benim gibi biri var mı diye?1 haftadır birlikte değiliz.1,5 yıl oldu ve ben cicim günlerinden,aylarından daha da aşığım sevdiğim adama.Bu nasıl olabilirdi?Ulu biri değil,ünlü biri değil,tarihe adını yazdırmış biri değil.Ve ben diğer yarımı bulmuş olup kaybetme ihtimalinin korkularını yaşıyorum artık,biliyorum.Belki de evlilik korkuları yaşıyorum içten içe ve itiraf edemiyorum kendime.Bu güzel insanın beni istememe ihtimalini ağzından duymak koymuyor bana,bunun gerçekçiliği korkutuyor beni.Kadın çocuğunun babasını seçer özünde.Bu yüzden bir adama yaklaşır,bu yüzden kadın seçicidir,erkek değildir.Bunları bende bir yerlerden okuyup öğrenmiştim ama bunu hissetmek çok daha başka.Bana bir zamanlar hayranlık duyan adamın o hayranlığı tekrar duyması için şuan sahip olduğum herşeyi verirdim.Yapabileceğim ise artık sevgimi dozajında yaşamak,onsuz geceleri şarap rengi geceler ilan edip,yüzümdeki gülümsemeyle hissettiğim herşeyi kaleme dökmek.Sıcaklığını ezberlediğim adam bana bu ezberi unutturamaz.Ayrılsakta unutacakmıyım?Hayır, o yüzden sana sesleniyorum!Sıcaklığını ezbere bildiğim adam, kaçma benden nolur.Şarapları birlikte devirelim…
yorumlar
Bn .Darjeeling, sıcaklığını “ezberlediğiniz” adam da sakın sizin sıcaklığınızı “ezberlemiş” olmasın !...Biliyorsunuz ,ezber dediğimiz şey; Aklın ve düşüncenin başkalarınca “karartılması” ya da geçici hafızanın, kalıcı hafızada tutulabilme çabasıdır…İşte bana kalırsa , sizlerin “aşk’ı” böyle bir ikilemin içinde…Hal böyle olunca da insan zekası ön plana çıkıyor ve “oyun bozucu” hüviyetiyle “ezberi” bozuyor…( Burada öne çıkan erkek arkadaşınızın hafızasını resetlemesidir.) Bu görüşlerim sizi incitmesin…Umarım her ikiniz de akla ve ruha dokunan incelikli çözümlemeleri yapar,kalbinizin direnişlerine en uygun çözümü bulursunuz…
evet ama onun ezberi alışkanlık gibi birşey..biliyorki hep böyleyim,biliyorki her koşulda seveceğim..böyle ezberledi o beni.ve ben hatalar silsilesi modundayım şuan.
Kadınlar,”anne” güdülü sistemlerdir…mesela anne ile çocuk arasındaki ilişkiye bakalım; Böyle bir ilişki, “eşitsizler” arasındaki ilişkidir.Biri sürekli alır,diğeri verir…Onun içindir ki böyle bir sevgi içinde “bencillik” barındırmaz…Ve sizin ilişkiniz de bu güdülemeyi taşıdığından siz “dominant” oluyorsunuz…İşte an aldatıcı ve tehlikeli “tutku” budur…Siz “aşık” olduğunuz için nesnel düşünememekte haklı olabilirsiniz,çünkü “ezberinizde” o var…Aklınız ve mantığınız “tutsak” edilmiş durumda…Aşk budur diyorsanız geçmiş olsun!…Ama içinde “özgürlük” barındırmayan hiç bir duygu “gerçek” değildir…
Yanilmiyorsun…Kadinlar yanilmaz. DNA donorunu secmissin… sira icraatte.
ahh, sevgili cliciax’m nasıl da beni peşinden sürüklüyorsun. ne işimiz var buralarda? bir adam bir kadın tarafından bulunmuş, şarap eşliğinde özlem dolu tutkulu sözcükler söylenmiş ve en nihayetinde karşı tarafın davranışlarından çıkartılmaya çalışılan bir sürü anlam…hadi kuytu bir meyhaneye gidip “neden ucube olduk”, “ucube ilişkilerinin zaman yolculuğunda anlamsızlaşması”, “çocuğumu dünyaya; öpmek, ona elimden gelen imkanların en iyisini vermeye çalışmak, kendi duygularımı tatmin etmek için getirdim diyebilen özgür ucubelerde bencil yapı” gibi konulardan konuşup demlenelim. yaşamışsındır; donör ya da minör bizi bozar.
Iskalanan bir sey yok. Disaridaki adi, gelisiguzel hayat ona istedigini vermiyor. Kadinin radarina bu sahis takilmis, asil ozelliklerinden dolayi, ona konsantre olmus. Tum enerjisini o yone kanalize ediyor. Karsilik alamayinca yikiliyor cunku cok almak istedigi copyright o sahsa ait.Bunda anlasilmayacak hic bir sey yok. kadinlarin seciciligini kabul et artik.Baysarkac demek oyle, mini sarkaclara bakiyorsun, sana sabir diliyorum.
yes, we are mistakes,both of us..
Hayat Felsefesi Bu Olmalıdır İnsanın Eğer ”MUTLU OLMAYI” İstiyorsa…YAŞA SEN !Her şeye boşver, dolu dolu yaşa.Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar…Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibiyazmışsın bana…Her şeye boşver ve aşkı yaşa…İlle de büyük aşk olması gerekmez;yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil…Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,günü gününe sev, sevginin tadını çıkar…Sevgide geleceği düşünürsen aşkı, bombok edersin. Sakın haaa…Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme…Her şeye boşver; öylesine sev ki,sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev,bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle…Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığınsevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu…Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan- ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir.Aslolan aşktır yaşamda…Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniyeaşkı yaşayarak sev…İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme…İster sürer, ister sürmez… Sen o anı yaşa yeter ki…Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın…Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiçdüşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da…Anılar kazanıyorsun daha ne…İç o zaman, sarhoş ol…Yüce şeyler düşünme severken,sevgiyi berbat edersin; çünkü sevgininkendisinden daha yüce bir şey olamaz..Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan…Sakın kuşkulara kapılma.Karşındakini didikleme, yiyip bitirme…Türk gelenekleri, görenekleri öyle…Sakın bu aptallığı yapma…Severken yirmi yıl sonrasını değil,yirmi dakika sonrasını bile düşünme,sevinin içine edersin…An an yaşa, derin derin hem de…Afferin sana…Çok sevindim. İşe güce boşver.Artık sana ne Surname’yi,ne de başka şeyi soruyorum.Keyfince yaşa, sev… Sevildikçe sev,sevilmeyince de tastamam boşver veo zaman o güzelim yalnızlığına sarıl…O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldirve sonunda onun koynuna girmek içinkendi kollarımızla kendimizi sararız…O zaman da hiç üzülmeyeceksin.Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;günün birinde anamız bile bizi bırakır giderama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz…Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!Hadi, sevgiyle öperim.Yaşa sen !Aziz Nesin( 1915 – 1995 )
bir insan bu denli derin sevilirken, karşılık görmemekse mesele, boşver dargee sen hala onun ezberisin, belli etmesede.. nice beyaz gecelerde, kırmızı şarap renklerine..
Sen giderken ağlamaıştın burası için.Bil gelirken ağlayacaksın orası için.(Özdemir Asaf).İnsan neden hep uzağı özler?Hasret midir ki sevgiyi pekitiren?Bravooo ceyhun süper:))
neredeyse 1 yıl olmuş, bana bu yazımı tekrar okutturdunuz.. birilerinin ezberi olduğumu başkaları hissediyorsa elbet bir yerlerde gerçek vardır. bunu duymak beni mutlu etti…umutlandırdı..