Her şeyden bir şey mi? Yoksa bir şey için her şey mi? Belki de tüm hayatımızı şekillendiren en önemli sorulardan birisidir bu. Soruyu biraz açmak gerekirse; hayatta ilgimizi çeken birden fazla konuya odaklanarak hepsinden bir şeyler mi almalıyız yoksa tüm hayatımızı tek bir şeye adayıp başka hiçbir şeyle ilgilenmeden tüm enerjimizi ona mı kanalize etmeliyiz? Kimimiz bu sorunun kendisinden habersiz önümüze hedefimizi koyup canla başla o hedefe ulaşmak için çalışıyor; bir şey için her şeyimizi veriyoruz. Kimimiz ise çok sayıda farklı konuya odaklanıp değişik konuların verdiği hazzı içimizde hissetmeye çalışarak her şeyden birazcık bir şey alıyoruz.Tüm enerjimizle tek konuya odaklandığımız zaman hayattaki diğer bir çok noktayı es geçmek pahasına başarıyı bir şekilde yakalıyoruz. Her gün on saat piyano çalışıyor ve bu eylemi düzenli olarak yıllarca sürdürüyorsanız virtüöz olmayı hedeflemişsiniz demektir. Sabahtan akşama kadar havuzda yüzüp antrenman yapıyorsanız da aklınızdaki tek şey yarışmalarda dereceye girmektir. Fakat aynı aklın bir köşesinde uykuda bekleyen ve ara sıra uyanıp rahatsız eden, hayatın geri kalanını es geçme kuşkusu vardır. Yapmak istenipte çalışmalar yüzünden bir türlü yapılamayıp ertelenen aktiviteler bu kuşkuyu körükler durur. Bazen, hayatı böylesine erteliyorsam, başarının veya hayatın ne anlamı var gibisinden felsefik düşünceler nöronlara beden hareketleri yaptırabilirse de gece sporundan hoşlanmayan nöronlar, hedef ve başarının kaybolma riskini Demokles’in kılıcı misali kişiye hatırlatarak bu düşüncelerden ivedilikle uzaklaşmasını sağlar.Hayatta her şeyin bize verdiği ayrı bir keyif vardır. Kimse size hem piyano çalıp hem de yüzemezsiniz diyemez. İkisini de yapabilirsiniz. Hatta beraberinde birçok şeyi. Hepsi size bir şeyler katıp ufkunuzu genişletecek ama yaptığınız şeylerin muhtemelen hiç birisinde çok iyi olamayacaksınız. Çünkü vaktin sınırlı oluşu ve enerjimizin bölünmesi ciddi bir sorun. Odak noktası haline gelen ilgi alanı sayısı arttıkça enerjimiz de buna bağlı olarak bölünüyor ve genel başarı ortalamamızı beraberinde aşağı çekiyor. Böylece bir yandan çok yönlülüğümüzle gurur duyarken, bir yandan da bir şeylerde en iyi olmanın hayaliyle ordan oraya savruluyoruz. Hem de gerçek anlamda bir hayal bu. Çünkü arada bir sırf keyif için piyanonun tuşlarına basarken nöronların sarhoş olup virtüöz olmak gibi gerçek dışı düşünceler oluşturmaya başlamasına hayal diyoruz.Her şeyden bir şey mi? Yoksa bir şey için her şey mi? Hayatın bize dayattığı bu tuhaf seçimde bilinçli veya bilinçsiz olarak yerimizi alıyoruz. Hangisinin avantajlı olduğuna bilinç dışında dahi olsa bir türlü karar veremeyen birçoğumuz ise iki seçim arasında bocalayıp duruyor. Nadiren içinde çok yüksek enerji barından bazı insanlar, hayattaki birçok noktayı atlamadan, el attıkları her konuda başarıyı yakalayabiliyorlar.Kendimize uygun tarzı belirlemek sanırım en önemlisi. Çünkü kendi iç enerjimize, karakterimize ve psikolojimize uygun olmayan bir seçimi yaşamaya kalktığımız zaman en büyük başarısızlığı ve beraberinde mutsuzluğu elde etmiş oluyoruz.