aşk.
“ben ne zaman istersem aşk o zaman biter.” diyen kadın nasıl bir kadındır. bunu duyunca altüst oldum. kafam karıştı. anlamadım.
aşık olamayan sadece erkekleri kullanan kadın olabilir mi?(vice versa) hiç aşık olmamış. aşık olsaydı böyle bişey söyleyemezdi değil mi?
“insan kendisiyle ilgili herşey kendi elindedir.”, yani insan istediği anda aşkını bitirebilir mi?
catullus’un bi şiiri.
”
zavallı catullus, bırak artık budalalığı
sevme seni sevmeyeni
güzeldi günlerin elinden tuttuğu zaman sevgilinin
hiç kimsenin sevmediği kadar sevdiğin
ne oyunlar ne lâtifeler vardı onda
senin istediğin, istemem demediği kızın da
fakat ey iradesiz o istemiyor sen de isteme
kaçanı kovalama zavallı olma
katlan, dayan, boyun eğme
güle güle sevgilim
sağlam catullus’un iradesi istemiyor kendisini istemiyeni
”
salome’de nietzsche’nin aşkını anlamamış.
teknoloji bu kadar geliştiği halde hala aşka (umutsuz) bir panzehir, panixir bulunamadı. bu da garip bi durum. nerdeyse aidse bile bişey buldular.
“seni ne zaman görsem sesim kesiliyor, dilim tutuluyor, ince bir alev tüm gövdemi dolaşıyor…”
çoğu insan yanlız kalmaktan korkuyor. neden. çünkü çok az tanıdıkları kendileriyle yanlız kaldıklarında ne yapacaklarını bilmiyorlar. “kendini bil.”, sokrates. kimsenin kendini bilmediği bir dünyada ne gerçek aşk yaşanabilir ne de huzur bulunabilir.
umutsuzum.”umut(ümid etmek) sadece eziyetin(işkencenin) süresini arttırır.” nietzsche.
çok seviyorum onu.
yorumlar
Niçe’nin kırbaçla ilgili dediklerini de dikkate almanı öneririm.
“insan kendisiyle ilgili herşey kendi elindedir.”, yani insan istediği anda aşkını bitirebilir mi?
Tam 7 yıl delice sevidim. 1 yıl önce tamamen bitti.
Aynı şekilde bugün sevdiğim iki insan 1 yılı biraz aşmış olan aşklarını bitirdiler. Yani aşk bitmeden onlar sonlandırdılar.
Anlatamadım sanırım. :))
Yani biter… Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim…
fazla bişey bilmiyorum aşkla ilgili ama aşkı bitirdim demek bana güçlü gözükmek için bir bahane gibi geliyor.. onu diyebiliyorsa hakkaten zaten aşk kalmamıştır ortada..
sanırım olur her kadın aşık..her erkeğin olduğu gibi.. ya da olduğumuzu sanmak istediğimiz gibi.. tüm o umutlar egomuzu tatmin etmek için midir? mutlak bi hakimiyet kazanmaya mı çalışırız yani? ya da anlamaz mıyız aşkın tek bir kazananı olabileceğini? ben isterim aşk ben istediim zaman biter demeyi.. diyemem ama diyemediimi hiç belli etmem.. şu basit söz vardır ya, kan kussan kızılcık şerbeti içtim diiceksin.. işte odur benim hep yaptıım.. ben de çok seviyorum.. ne iyi seviyoruz işte.. o zaman o ne zaman bitmek isterse o zamn bitsin.. biz de buluruz yapcak bişii..
birden biter bende. sanki bıçakla kesilmiş gibi.
aşk yani. keskin bişey.
sabah sabah hem de.
ama sevgi hep kalır, hiç bitmez.
kirbaçla ilgili dediklerini wagner tarafindan arkadan vurulduktan sonra mi once mi soyledigini dikkate almak gerek.
“dost acı soyler” stilinde genelde.ama çok kendini kaptırmamak lazım yoksa hayatın gerçekleriyle [ölüm,benligimiz,aslında bizim icin en onemli gercekler!] yuzyuze geliriz ve o zaman bunalıma gireriz değil mi?
demek ki neymiş? buyuk bir kısmımızın yaptıgı gibi fazla dusunmeyip , hayatı yasamalıyım sonra da olume yaklaştıgımda geriye baktıgımda “hah yaptıklarımın hepsi boşunaymış,tam anlamıyla saçmalamışım “diyecekmişim.”yok yok ben acı çekme pahasına da olsa gerçeklerle yuzleşmek istiyorum” demek cesaret ve istiyor .
kadınlar kendilerini güldüren erkeklere aşık olurlar:))) niahhahaahaa
tıpkı benim gibi,delicesini severler,bağlanırlar…
galiba kadınlar yanlış adamlara aşık oluyolar adamlarda yanlış kadınları seviyolara..kimse birbirini bulamıyo..yada kaçma ve kovalamanın bi çekiciliği var hani insanı tutsak eden…
tüm benliğimle severken ben o da aşkını arıyor..
ne tuhaf…
burdan buyrun
gururunu bir köşeye bırakıp, son bir şansımı deniyim dediğin anda seni çok kötü günler bekliyor demektir. yani sonradan pişman olacağın ve kendini çok utanmış hissedeceğin şeyler yapacağın anlamına geliyor demektir. hele birde taraf olarak bayan isen.. deyme acına.. daha da bir gururunun; bırak yerlerde sürünmesi halini, gurur diye birşey kalmadığını sanıcaksın. çünkü senin telefonlarına mesajlarına maillerine kayıtsız kalan bir insana ulaşmaya çalıştıkça daha da batacaksın.. bir msj atacaksın, bekleyeceksin, yeterince anlaşılamadığını, gerçekten üzüldüğünü anlatamadığını sanacaksın.. bir msj daha atacaksın, bi umut bekleyeceksin ondan gelecek telefonu, geceleri cebini kapayamayacaksın, ona özel atamış olduğun melodiyi arasıra kendi kendini çaldırarak dinleyecek kadar artık “acizleşeceksin”… o aramayacak, en özenle yazdığın maillere bir yanıt vermeyecek, bu seni kahredecek. ağlayacaksın, günde yüz defa aklına gelecek. acaba şöyle mi düşünüyor, böyle mi düşünüyor diye bir sürü şey kurgulayacaksın kafanda… ama ne çare.. etrafında dönüp duruyorsun, hiçbirşey yol almadan. cok acı veriyor cok.. daha düne kadar aynı şeyleri düşündüğünü sandiğin kişi bugün sana yabancı olmuş, en acısı senden kaçar olmuş.. sanki istenmeyen ve yapışıp kalan adam rolüne sokmuş seni..
kırbaçlayan kadının ruhundaki çiziklere es geçmemek gerek, diye düşünüyorum…
Insan yaslandikca ilgilendigi cinse duydugu imrenme duygulari da evrimlesir.Bu dogal bir olaydir. Ask, hayranlik, tutku vs bir sure sonra derinden baglanma, yogun sevgi ve sadakat getirir (eger terketmez uzun beraberlik olursa ki hic bir zaman garanti degil). Cunku insaninin hatalarini gormeye baslarsin.Ask bir takintidan baska birsey degildir. Takintinin spesifikasyonu kisligindeki bosluklardan dogar. Bazi sartlar biraraya gelir ve asik olursunuz. Ama genelde insanin elindedir asik olup olmamak.Cinse ozel bir olgu degildir.Nietzche de buyuk bir loser. Adamin bagirsak problemleri ve en iyi arkadasi Fasist Wagner’in esine olan takintisi vardi. Turkler ne buyuturler bu ikinci el Tao bozmasi filozofiyi. Yani, Anadolu koylusu daha nihilist Nietzche’den.vs vs
s’ leri dusmusuz Nietzsche’den.Pardon.