İNEK MANTIĞIBeynimden geçen düşünce yüklü trenleri kovalamakla uğraştığım bir akşamüstüydü.Trenin makinisti pembe bir kediydi sanırım.Bir ejderhanın kuyruğunda uzanan tren raylarında, yılkı atlarına binmiş, karanlık çağların mistik şovalyeleri gibi dört nala giden trenlere hiç bıkmadan, ama hiç usanmadan bakan inekler dünyanın en zeki yaratıklarıydılar sanırım.Neden olmasın? Bildiklerimizin yaşağımız anlık zevkler ve felaketler silsilesinde sulandırıldığı şu dünyada inekleri sadece görünüş itibariyle yargılamak ne kadar akılcı olurdu? Bu bakışın altında yatan ineklere özgü derin ve felsefi düşünceleri çözmeye aklımız yetmezdi belki de. Savaşmaktan ve bulunduğu yeri umarsızca tükenmekten başka bir işe yaramayan hayvansal yapımız onların düşünsel imgelerini belki de hiç yansıtmayan, belki de uzaktan yakından alakası olmayan davranış tarzlarını nasıl idrak edebilirdi?Neden ve niçin’lerle dolduğumuz ve yine içgüdülerimizle birkaç saat bastırdığımız duygularımız bunu ne kadar anlayabilirdi?Düşünsene dünyanın en güçlü insan yapımı bilgisayar hurdasının bile hesaplamaya gücünün yetmeyeceği kimyasal ve fiziksel analitik denklemlerin bir bardak süte dönüştüğü, bunun mimarının ise ilk çağ filozoflarına, Aristo, Platon, Epiktet ve daha nicesine parmak ısırtacak. Tüm varoluşçu düşüncelerin içine edecek bir inek mantığının olduğunu.Dünyanın en yüksek gökdelenlerini, en uzun metro hattını, en büyük nükleer santralini ve dahi karmaşık çip-setlerini, jumperlarını ve sadece kendimizin egosunu tatmin edecek, dünya alemine hiçbir faydasından ziyade zararının dokunduğu abuk sabuk icatlarımıza dönüp baktığımızda. Bir bardak saf süt üretemenin zavallılığıyla karşılaşmamız ne kadar da acı.AMA GERÇEKDD
hoş ama noktalamalar olması gereken yerlerde diil. mesela kim online ters yazılırken soru işareti cümlenin başında kalmış. “ara” yazarken aynı şekilde ünlem de yanlış yerde, dikkat…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
İNEK MANTIĞIBeynimden geçen düşünce yüklü trenleri kovalamakla uğraştığım bir akşamüstüydü.Trenin makinisti pembe bir kediydi sanırım.Bir ejderhanın kuyruğunda uzanan tren raylarında, yılkı atlarına binmiş, karanlık çağların mistik şovalyeleri gibi dört nala giden trenlere hiç bıkmadan, ama hiç usanmadan bakan inekler dünyanın en zeki yaratıklarıydılar sanırım.Neden olmasın? Bildiklerimizin yaşağımız anlık zevkler ve felaketler silsilesinde sulandırıldığı şu dünyada inekleri sadece görünüş itibariyle yargılamak ne kadar akılcı olurdu? Bu bakışın altında yatan ineklere özgü derin ve felsefi düşünceleri çözmeye aklımız yetmezdi belki de. Savaşmaktan ve bulunduğu yeri umarsızca tükenmekten başka bir işe yaramayan hayvansal yapımız onların düşünsel imgelerini belki de hiç yansıtmayan, belki de uzaktan yakından alakası olmayan davranış tarzlarını nasıl idrak edebilirdi?Neden ve niçin’lerle dolduğumuz ve yine içgüdülerimizle birkaç saat bastırdığımız duygularımız bunu ne kadar anlayabilirdi?Düşünsene dünyanın en güçlü insan yapımı bilgisayar hurdasının bile hesaplamaya gücünün yetmeyeceği kimyasal ve fiziksel analitik denklemlerin bir bardak süte dönüştüğü, bunun mimarının ise ilk çağ filozoflarına, Aristo, Platon, Epiktet ve daha nicesine parmak ısırtacak. Tüm varoluşçu düşüncelerin içine edecek bir inek mantığının olduğunu.Dünyanın en yüksek gökdelenlerini, en uzun metro hattını, en büyük nükleer santralini ve dahi karmaşık çip-setlerini, jumperlarını ve sadece kendimizin egosunu tatmin edecek, dünya alemine hiçbir faydasından ziyade zararının dokunduğu abuk sabuk icatlarımıza dönüp baktığımızda. Bir bardak saf süt üretemenin zavallılığıyla karşılaşmamız ne kadar da acı.AMA GERÇEKDD
ekrana arkadan bakmak gibi bi$i…hmm.ho$
hoş ama noktalamalar olması gereken yerlerde diil. mesela kim online ters yazılırken soru işareti cümlenin başında kalmış. “ara” yazarken aynı şekilde ünlem de yanlış yerde, dikkat…
Browser’im Explorer değil ama genede baktım cezalı mıyım?
🙂