Ne yaman bir çelişki içerisindeyiz.Sabah uyanıyorsunuz uyku mamuru elinizi yüzünüzü yıkıyorsunuz. (gerçi ben el yüz yıkamam direk duşa suyun altına dalarım.)Kendinize geliyorsunuz ve televizyonun kumandasına basıp müzik kanallarında umarsızca dolaştıkdan sonra haber kanallarından birinde takılıp kalıyorsunuz. İç karartıcı memleket haberleri ,ülkem üzerine gittikçe kapanarak daralan bir şemsiye gittikçe ruhunuz karanlıklara gömülüyor ve birde beş on yıl sonrasına gözlemleyebiliyorsanız vay halinize…Silkelenip kendinize geliyorsunuz ve ben bu gidişe dur diyeceğim diyerek irkiliyorsunuz. Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Gerçi bu ülkede ne yapacağını bilmene gerek yok ülke kaynaklarına uzanan elleri kırdığınız zaman ülke hemen toparlanıp kendine gelecek.Bu düşüncelerle boğuşurken telefonunuz çalıyor ve büyük bir ihtimal televizyona dalıp vaktin nasıl geçtiğini anlayamadığınız için mesai saatini kaçırdığınız iş yerinden bir arkadaşınız arıyorum.Koşuşturmaca başlıyor , apar topar evden fırlıyor ve işe yetişmeye çalışıyorsunuz. Bundan sonrası malum iş yeri telaşı , bitmek bilmeyen bir yığın iş ve hatta insanlarla uğraşmanın getirdiği yoğunluk ve yorgunluk arasında akşamın oluşunu farkedemedn günü bitiriyorsunuz ve ancak yemek yiyecek ve peşinden uykuya dalacak kadar taakitiniz kalmış. Biraz günümüz dizilerine takıldıkdan sonra uyuklayrak yatağın yolunuz zor buluyorsunuz.Saat çalmaya başlıyor.Uyanıyorsunuz…Yeni bir sabah başlıyor..Doğru duşa dalıyorsunuz..Televizyonun başına geçiyorsunuz…Haberlere takılıyorsunuz..İçiniz kaynamaya başlıyor..Ve siz bu duyguları bir yerdenhatırlıyorsunuz…Birazdan telefonunuz çalacakVe memleketi gene yabancı eller bırakarak tekrar kendi dünyanızın karanlıklarına dalacaksınız.Günaydın Memleketim ,GÜn olacak ben , ben olmazsam benden daha cesur ve daha hırslı bir yürek çıkacak ve seni yabancı ellerden kurtararak özgürlüğüne yeniden kavuşturacak.Ve inan bana bu o kadar da uzak değil ..