Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan tarafından, 6 Eylülde oynanacak Türkiye-Ermenistan maçının, Erivanda birlikte izlenilmesi konusunda bir teklif yapılmış durumda. Henüz Cumhurbaşkanlığı kanadından bir cevap verilmemesine rağmen herkesin ikiye bölündüğü görülmeye başladı.Bu ziyaretle ilgili iki ana konu üzerinde duruluyor. Birincisi; olası muhtemel ziyaret Ermenistan’la şimdiye kadar kurulamamış olan ve kurulacağa da hiç benzemeyen! dostluk ilişkimizi sağlama yönünde ilk adım olabileceği, bu sayede Ermenistan ile atılacak karşılıklı ticari adımların Türkiye’ye büyük getirileri olacağı, özellikle Rusya’nın bölgede kurmuş olduğu enerji tekelini kırma yönünde büyük yarar sağlayacağı, bu sayede Türkiye bölgede büyük güç kazanacağı söylenmektedir. Ayrıca dostluk yönünde Türkiye tarafından dünyaya bir mesaj verilebileceği de dile getirilmektedir. Diğer üzerinde durulan ana konu ise; Şu biliniyor ki Ermenistan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprak bütünlüğünü henüz tanınamıştır ve ülkemiz toprakları üzerinde gözü vardır. Dünya konjonktürüne göre çeşitli zamanlarda önümüze olmayan bir ermeni soykırımı yalanını koymaktadır. Hatta bunu ileriye de götürmüş, ülkesinin başkentinin ortasına bu olmayan soykırımın bir de anıtını dikmiştir. Dolaylı yollardan PKK terör örgütüne yardım ettiği ve bölgede onları beslediği de bilinen bir gerçektir. Kaskaslarda tek ebedi dostumuz ve aynı zamanda soydaşımız olan Azerbaycan’ın bir bölümünü işgal etmiş ve toprak bütünlüğüne zarar vererek adeta türki devletlere bir göz dağı vermeye çalışmıştır.Hal böyle iken, Cumhurbaşkanı’nın Ermenistantan ziyaretine sıcak bakıyor gözükmesi akıl almaz, bir o kadar da yanlış bir davranıştır. Dünyaya dostluk mesajı vermek, bölgede güç gösterisi yapmak yerine, dünyada ve bölgede küçük düşmemize sebep olur.Bir düşünelim önce hiçbir önyargıya varmadan, Azerbaycan aynısını yapsaydı ne olurdu, ne düşünürdük diye? Tabi ki bölgede tek dostumuz Azerbaycan ile aramızda büyük ve kapanması çok zor olan yaralar açacak ve önce türki cumhuriyetler sonrada dünya gözünde küçülmemize sebep olacaktı. Bu bizim Ermenistan ile de aramızda ticari ve ekonomik faliyetlerin başlaması yönünde hiçbir avantaj kazandırmaz. Ne olacak yani bu dostluk gösterisinden çok etkilenen Ermenistan söylediklerini, şimdiye kadar dillendirdiklerini yok sayacak ve Türkiye’ye bağrını açacak mı dır sanıyorsunuz? Böyle düşünüyorsanız, çok yanılıyorsunuz! Çünkü Ermenistan dillendirdiği konuları artık devlet politikası haline dönüştürmüş ve kesinlikle taviz vermeyeceğini her platformda dile getirmiştir. Durum böyle iken Türkiye’nin bu adımı atması dünyaya sadece şu mesajı verecektir: ’evet Ermenistan haklıdır,biz onlarla uzlaşmak için çeşitli tavizleri vermeye hazırız.’ Birde Ermenistan akıllılık edip ki bunlar yapabileceği siyasi manevralardır, Cumhurbaşkanı Gül’ü o yalanlar anıtı olan soykırım anıtının kenarından köşesinden geçirir ve dünyaya: ’ T.C Cumhurbaşkanı tarafından soykırım tanınma aşamasına geldi.’ mesajı verdirilmeye çalışılırsa siz görün o zaman gümbürtüyü.Şunu iyi bilmeliyiz ki hiçbir kişinin, zümrenin çıkarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çıkarları üzerinde olamaz. Bu şekilde atılımlar bizim çıkarlarımıza telafisi olmayan eksiklikler getirecektir. Ve şu an atılacak adımlar Türk halkı vicdanına hiç kapanmayacak ve kesinlikle unutulmayacak yaralar açacaktır. Umarım böyle bir hata yapılmaz ve gerek bölgeye gerekse dünyaya verilecek politik mesajlarımız, çıkarlarımızı ve bizi aşağılamayacak şekilde verilir.
yorumlar
çok güzel yazmışsın kardeşim.ama yazarken imlalarına biraz dikkat et.
çok güzel yazmışsın kardeşim.ama yazarken imlalarına biraz dikkat et.
link
abd nin zorlamasıyla insan nasıl da söylem değiştirebiliyor bu ziyareti bir sol veya merkez sağ bir hükümet gerçekleştirseydi kıyamet koparırdı sözde anti-abd ci ve rusyadan ithal radyasyon yeşili medya.
helal olsun kayvenk bu ayrıntı çok önemliydi!
Ne diyorsunuz siz şimdi?Ben kavga ve gürültüye devam mı etmek istiyorum diyorsunuz? Barış kelimesinden hazzetmiyorum mu demeye getiriyorsunuz? Kıvırmadan kurun cümlelerinizi. Accık mert olun. Yurtta sulh, cihanda sulh edebiyatı da yapmayın o pis ağzınızla.. Atatürk o işgalci Venizelos’la el sıkışırken de sizin gibi yobaz, çirkef, kavgadan ve uyumsuzluktan zevk alan piskopatlar varmıydı acaba etrafında. Adına Atatoğlu gibi rumuzlar yakıştırıp Atatürk’ün adını kullananlar çıksaydı acaba bu tip kazmaları hangi kazığa oturturdu. Hangi İstiklal Mahkemeleri ile sallandırırdı bu gibi andaval zihniyeti.Utanmadan nasıl savaş ve çatışmayı savunan yazılar yazıp da sonra savaşçı ve kavgacı bir zihniyet olmadığınızı iddia edebilirsiniz siz. Bu ülke sizin gibi Talat Paşacı kafalardan daha ne çekecek.Atatoğlu.. Türkiye yıllardır senin kafandaki moronlar tarafından yönetildiği için etrafımızda bir tane dost komşu ülkemiz yok idi. Üstelik senin kafandakiler bununla gurur duyarcasına “Türke Türkten gayrı dost yok. Ne sevilmeyen, sevimsiz milletiz.. Heyooo” naraları ile ifade ediyordu. Neyse ki rahmetli İsmail Cem’le birlikte azcık Yunanistanla köprüler kurulmaya başlandı. Son senelerde ise Ermenistan hariç tüm komşu ülkelerle her alanda 4-5 kat artan yakın ilişkilere girdik. Senin gibi savaş ve düşmanlık taraftarı insanlara rağmen İnşallah Ermenistan’la da kuracağız bu ilişkileri. Siz ve Diyaspora ise bu sayede uluslar arası camiada yalnızlaşabilirsiniz.Ve bir soru: Barış görüşmesi sizin için taviz anlamı mı taşır hep. Ve Ermeni meselesinde Dünyada galip ve baskın çıkan diyaspora tüccar lobisi midir, yoksa Türkiye ve Ermenistan halkları mıdır? Şu an ki durumda kazanan taraf bariz bi şekilde diyaspora tarafı. Biz zaten dünya halklarına soykırımcı olarak lanse edilmiyor muyuz ve bu halden siz memnun musunuz? Katillerin ve soykırımcıların çocukları olarak lanse edilmekten. Ermeni halkı da aç, sefil ve sürekli dışarıya (hatta en çok da Türkiye’ye de) göç vermek zorunda kalırken. Soykırımdan para kazanan diyaspora işadamları ekonomik büyümelerini devam ettirirken..Ben dünyada iki ana millet tanırım. Biri faşistler, diğeri ise tüm dünya vatandaşları. Bu yolu tıkamak istiyorsanız diyasporadaki milletdaşlarınızla daha çok çaba harcamanız gerekecek. Çünkü 20 yıl sonra çocuklarıma bu sorunları anlatırken bu hafif yazısı gibi örnekleri göstererek: “Ermeni faşisti diyaspora ve Türkiyeyi Dünya nezdinde yalnızlaştıran bu Ataoğlu’nun kafasındaki kaz kafalı Türkler sayesinde dost olduğumuz eski halkımız Ermenilerle böyle “papaz” oluyorduk” diye anlatıcam.Şu an ifade ettiğin saçmalıkların faşizan ruhunun farkında bile değilsin ama umuyorum ileriki onyıllarda yaşarsan ne kadar kafasızca şeyler düşündüğünü anlayacaksın. Gerçi aklını başına alman için illa onyıllarca beklemene de gerek yok. Ben sadece senden ümitsiz olduğum için öyle diyorum. Umarım beni utandırırsın..
komplo teorileri hiçbitmez ki
Anthro,Bugünlerde okuyup da inanamadığım yorumlardan biri de maalesef ki seninki. ABD, AB, Yunanistan, Ermenistan ve diğerleriyle ilişkimiz hep “tecavüzcü – mağdur” ilişkisi olmuştur. Onlar daha küçük yaşlarda düşmanlık duygusuyla yetişip her fırsatta bu yüzlerini gösteriyorlar. Onların tarzı bu.Benim anlayamadığım, güzel ülkemin büyükbaşları bir ezilmişlik, bir ürkeklik, bir suçluluk duygusu içinde. Türkiye’ye her fırsatta tecavüz edenlere el pençe divan durup, embesil bir barış mesajı vermeye çalışıyorlar. Bütün dünya buna bakıp bu budalalığa gülüp geçiyor.Türke Türkten daha büyük düşman yok. Çünkü hainlerimiz bize düşmanlarımızdan daha fazla zarar veriyor. Yakın tarihimizde bunun örnekleri çoktur.Senin yukarıda anlatıkların gerçekten çok şaşırtıcı. Saldırgan – tecavüzcü – düşman ülke ve topluluklar fırsat bulsalar yine Türkiye’yi darmadağın edecekler.Hangi barıştan, hangi dostluktan bahsediyoruz?Gerçekleri idrak etmek “savaş çığırtkanlığı” yapmak mıdır?Yukarıda yazdıklarına inanamıyorum.Eğer barıştan, dostluktan bahsedilecekse, bu karşı taraftan atılacak ilk adımla başlayacaktır.Ama onlar hep tecavüzcü durumda olmaktan memnunlar.Yunanistan’la ilişkilerimiz de aynı. İsmail Cem’le Yunan meslektaşı birlikte geleneksel bir dans ve dostluk gösterisi yapmışlardı. Yunanlı halinden memnun, o üstte idi. Peki bize ne oluyor.Gerçekleri ne zaman görmeye başlayacağız?
37-23Anthro yine farkla önde
Katılıyorum. Kendisini “Batı” diye tanımlayan medeniyetle son birkaç yy.dır ilişkimiz tecavüzcü-mağdur ilişkisi içinde. (fakat gerçekçi olalım, onun öncesinde de biz az iğfal etmedik o sünepe ve geri kalmış Avrupa’yı) Onların tarzı bu, ama bu olmasına sebep sadece onların tavrı değil, bizim de bu tavra karşı koyacak tavırları geliştirmemekte direnmemizdi. Onlar ısrarla geri kalmışlıklarını giderdikleri dönemde biz de ısrarla geri kaldık. İğfal edildik.Sorun şu; kendimizi bu maço ve zorba emperyalist zihniyet karşısında iğfal edilebilecek zayıflıkta, nazik ve nazenin bir liman fahişesi gibi zayıf görmeyi içselleştiriyoruz. Böyle olmadığını sadece komünist ülkelere has bellediğimiz marşlar ve sloganlarda dile getiriyoruz ama bilinç dünyamızda ve bilinçaltımızda hala o son iğfal döneminin travması var. Kendimizi çok zayıf görüyoruz. Zaten buna sen de değinmişsin.Ben çocukluğumda bir şeyi anlamıştım. Şayet bir çocuktan dayak yediysem bunun faili beni döven çocuk değil, dayak atmasına izin veren pısırık bendim. Dolayısıyla benden büyük olanlara karşı dahi bu imkanı verecek duruma izin vermemeyi öğrenmiştim. Ya döveceksin yada dövdürdürmeyeceksin ve, senden büyük ve gücün yetmiyorsa dahi o zaman işin içinden sıyrılmanın zekavetini ve uyanıklığını göstereceksin. Eğer ki dayak yedi isen bunun sorumlusu o kişi değil, ona bu şansı veren benimdir. Zorba organizmaların, canlıların, varoluş maksadı diğer türleri küçük balık misali yutmaksa, her organizmaya da hayatta kalmak ve varlığını güçlendirerek sürdürme dürtüsü bahşedilmiştir.Şu an bizim yapmamız gereken, tabiatın ve insanlığın dengesinin adaletsizliğini tartışmak değil, bu dengesizliği nasıl lehimize çevireceğimizdir. Şayet sahip olduğumuz medeniyetin köklerine de güveniyorsak, bu mücadelede şikayet ve sızlanmaya lüzum yoktur. Ve madem durum aleyhimizde ise, varolan statükoyu dağıtmaktır bizim lehimize olan. Durum zaten karşı tarafın lehine.Bu meselede (Ermeni meselesi) hali hazırdaki durumun bize hiçbir faydası yoktur. Yapmamız gereken, (ermenistan’ı ziyaret eden pekçok kişi bilecektir) Türklere karşı negatif önyargısı olmayan, halkının çoğunluğu Türk düşmanlığından şikayetçi olan, bu sayede de ülkesinin fakir ve yalnızlaştığından şekva eden, heryıl onbinlerce vatandaşının bu çekişme sonucunda yurtdışına göç verdiği (ki göç verdiği ülkelerin başında da biz geliyoruz. Ayrıca bu fakirlikten ülkesini terkeden ve Batı ülkelerine göç eden ılımlı ve ırkçı olmayan Ermeniler de bu durum karşısında ve Batı ülkelerindeki diyasporanın da etkilemesi ve propogandası ile durumlarından Türkiyeyi sorumlu tutmaya başlıyor. Yoktan yere dünyada yeni Türk düşmanları türemesine imkan sağlıyor bu göç durumları) resmini lehimize çevirmek; Ermeni halkını, sahip olduğumuz büyük nüfus, ekonomik güçlülük ve siyasi üstünlüğümüzün avantajını kullanmak suretiyle; ve de ayrıca mümkünse Ermenistan medyası üzerinde ekonomik hakimiyet kurup kamuoylarını Türkiye tarafına çekmektir. Bu sayede diyaspora tüccarları ve işadamları bu rantlarından mahrum kalıp yalnızlaşabilirler.Bir halkı toplu olarak karşımıza almak kesinlikle kalıcı bir kazancı sağlama şansı vermez. Mümkün olduğunca bu varolan gerilim ve çatışma ortamından rant elde eden Ermeni diyasporası (bir de bunun Türk versiyonları da var tabi. Herşey zıttı ile bakidir ve bizde de Ermeni düşmanlığı ve tarihi gerçekleri kafamızı kuma gömelim diyerek ortaya çıkan durumdan nemalanan, rant elde eden faşist gruplar var. Çıbanbaşları ise şu an zor durumda ve terör örgütleri dağıtılmak üzere..) yalnızlaştırılmalıdır. Düşmanını çoğaltarak değil, onları yalnızlaştırarak galip gelebiirsin. Hiç mi atalarımızdan ders almıyoruz. Koskoca Selçuklu yada Osmanlı bile tüm dünyaya aynı anda meydan okuma aptal cesaretini göstermemiş ve ataların taktiğini, -düşmanlarını yalnızlaştırarak yutma taktiğini, bugün şikayet ettiğimiz batı uyguluyor.Neyse.. hülasa, şu an dayak yiyorsak, hem dayak yiyip hem soykırımcı katil çocuğu olmakla suçlanıyorsak bunun sorumlusu hiç kusura bakma, diyaspora değil, bizzatihi kendimiziz. Onun için dünya kamuoyu önünde hem barışçı, şeffaf ve müsbet; hem de zeki ve uyanık hamleler yapıp varolan durumu değiştirmek zorundayız.Hiç şüphem yok, belki birkaç onyıl sonra bunu pekala başaracağız da…
Dejavu, yorumunu farketmemiştim.Bu kez iyice zıvanadan çıkmışım: 55
lütfen..56her satır rekorunda pop up çıkıyor
Ben 55 sayıyorum ama.. demek ki yapıyor böyle aldatmacalar.Yannız Dejavu, Yılmaz Özdil olamıyorum ki kafamdakileri 5 satır yazı ile yazabileyim (sonra da her ay o beş satır yazı çiziktirerek 50-60 bin dolar maaşları çukka edecek kadar zeki olabileyim) Benim bildiğim, bu konuda bir Einstein vardır, fiziğin temel sorunsalını E=mc² gibi bir formülle halledebilmiştir. İkinci dahi de Yılmaz Abi’dir (morgül olanı değil) Ülke meselelerini 3-5 satırda hallediyo. Zeka ve kapasite meselesi işte canım. Napalım.. benden bu kadar.
Velhasıl kelam; sizlerinde takdir edeceğiniz üzre;nitekim, ki hadisesinin hasılı ve sonuç olarak; arza mahsus bildiri üzerine söyleyeceğim şudur ki; zaman kazancı olarak kısa ve öz, uzun ve kasvet saçan yazılardan daha teşvik edici ve ve öhmm çok güzel bişiydir. Cümle kullanmamız gerekirse; “Bugün ben kısa ve öz cümle kullandım”.;)
Hımmm…..Ohmmm##…Blausss$$…El Magnifico!!
anthro ya cevapöncelikle haddini bil adam gibi yaz yazdıklarını.her zaman;’yurtta sulh cihanda sulh’sözüne sahip çıktım.zaten böyle bir ülkenin evladı olmaktan da gurur duydum.lafa gelelim,bir mantık kurmuşsun o da saçma olmuş anthro efendi.atatürk işgalci venizolusun elini sıktı demişsin.evet sıktı ama be kas kafalı herif herif ne zaman sıktı.venizolus o işgal etmeye çalıştığı,sömürmeye çalıştığı ülkenin toprak bütünlüğünü tanıdıktan sonra sana en somut örnek bu olsun gerisinin senin kişiliğin kaldırmaz.tabiki ermenistanla barışalım,bunu ben ülkem adına isterim.ama önce kişilerin sonra ülkelerin şerefi olur,prensipleri olur.olmassa olmazları olur.senin barış yapmak istediğin o ermenistan daha senin toprak bütünlüğünü tanımamış,ikide bir ermeni soykırımı yalanı ile canını sıkıyor.azerbaycanın topraklarını işgal etmiş.hala aç bak haritalarında ağrı dağını gösteriyorlar.hal böyle iken barış yapamassın barışı bırak savaş çıkar yahıu sen ne diyorsun.ne diycen barış yaparken tamam toprak bütünlüğümü tanıma ama benimle barış yap veya evet biz erminileri sizin dediğiniz gibi kestik olmuş işte,azerbaycan falan hikaye salla gitsin.böylemi diycen be şerefsiz,kaz kafalı anthro.kendine gel.eğer bu yobazlıksa,faşiştlikle seninle tarşışmaya gerek yok çünkü bunların anlamını bilmiyorsun.bilsen eğer esas yobazlığı ve faşiştliği senin yaptığını anlardın yahu.ermenistanla barışalım,komşuluk ilişkilerimiz iyi olsun tabiki.ermenistan çıksın desin ki ben türkiye cumhuriyetinin toprak bütünlüğünü tanıyorum.barış yapalım.ama senin gibi satılmış serefsizler için vatan bütünlüğü falan önemli değil demi?boşver gitsin vatan bütünlüğünü çıkarlarımız uysun yeter öylemi?kendine gel silkelen anthro efendi ülkelerin dostları yoktur,çıkar ortakları vardır.sen bu maç muhabbetinin bizim kara gözümüz kara kaşımız için yapıldığını düşünüyorsan zaten dangalağın tekisin.bu yazıyı yazdığımda bu ziyaret gerçekleşmemişti daha.şimdi gerçekleşti ne oldu yani şimdi?dünya gündeminde şu yazılıyor çiziliyor;ermeniztan yumuşadı!ulan niye ermenistan yumaşamak zorunda olsun ki bizim suçumuz yok!bu yolla zaten dünya gözünde küçük düşmüş bulunuyoruz.sanki ermenistana faşişt bir şekilde soykırım uyguladık özürdiliyoruz.sanki bizim haritalarımızda onların ülkesi gözüküyor özür diliyoruz.kendine gel antrhro efendi birazda şerefin olsun.ha senin yoksa bilmem ama bu ulusun yüzyıllardır hep şerefi oldu.hiç kimsenin toprağına haritasına eklemedi.dünyada hiçbir zaman yalanlar savurmadı.soykırım yapmadı.anla artık barış tek taraflı olmaz.ve son;eğer barış yapılacaksa biz şartlarımızı koyarız eğer uygunsa barış yapılır.gerisi ülke ve millet çıkarlarına uygun düşmez!
İtraf sonrası enerjiyle kimse Anthro’nun bileğini tutamaz şinci
Bak Ata tüccarı kafadan bacaklı kişi, şeref ve onur konusunda kompleksin var anlaşılan. Ama benim rumuzumun yanında bir daha sahip olduğun şerefsizlik sıfatını kullanıyım deme. Seni buranın şamar oğlanına çevirmiyim. Sıpa!Embesil yazını okurken haklısın, yobaz olduğunu ifade ettim, çirkefliğini vurguladım, barıştan rahatsız olan savaş yanlısı ağzının pis olduğundan dem vurdum ve beynini geliştirmemiş her organizma gibi, yılların aynı embesil laflarını kullandığın için andaval olduğunu hatırlattım ama sanırım sürekli suratına vurdukları “şerefsiz” kelimesini bana karşı kullanırken 40 kere düşünmeni salık veririm kartaloz herif. Bu lafı bi yerde sana yuttururlar, bi daha çıkaramazsın girdiği yerden.Angutyus! Benim çocukluğumdan beri duyduğum lafların dışında bişiler söyle diyorum. O lafları biz onyıllardır duymuyor muyuz? Gereksiz insan müsvettesi, yıllardır milyonlarca geri kafalı salak bu lafları, lakırdıları etmiyor mu zaten. Sana ne gerek vardı aynı beylik lafları burda tekrar etmek üzere damlıyorsun? Senin beynin tıkanmış sorunlara çözüm üretmekten bu kadar mı aciz. Ülkeni sevip sevmemen, “ulusa sahip çıkma” tarzı kıçtan sallama laflarını geçtim, senin gibi kaz kafalılar bu ülkeyi sevse ne faydası olacak a be ahmak herif, ama yeni bir laf etmişçesine bu salak geyikleri etmenin lüzumu mu vardı? Aynı seri üretim tezgahından çıkmış bir beyin olarak bu ülke için sen var olsan nolacak, olmasan nolacak?İlk yorumumun sonunda ne kadar faşist ve ahmak insan müsvetteleri olduğunuzu değişen on yıllar içinde anlayacaksınız ama bakarsın beni utandırırsın da şimdiden kafana dank eder dedim ama sen yırtık prezervatifin istenmeyen sonucusun. Senden pek ümit yok anlaşılan. Bana da laf yetiştirmeye kalkışma, kafanı klişe tezgahından çıkarabilirsen çıkarmaya bak. Ama o sahip olmadığını ve onun kompleksi ile bok saçtığını anladığım olmayan şerefinle bi daha bana şeref muhabbeti yapma, yuttururum o lafları sana.
”Anthro DİYOR Kİ, (21 Eylül 2008 23:02)Bak Ata tüccarı kafadan bacaklı kişi”AAA lütfen başkalarının cümleleriyle yorum yapmayalım, başkası olmayalım, kedimiz olalım..Miyavlayalım..
şimdi sana içimden geçen küfürleri sıralayıp,sonrada senin yaptığın gibi karşıma geçip pismiş pişmiş birşey gevelemeyi öle iyi bilirim ki bunu anlamak için o taşıdığın muğlak olan beyninin kapasitesi almaz.küçük bir girişten sonra sürekli kompleks tarzı kelimelerle bişeyler anlatmaya çalıştığına göre senin kafanı buralarda çokça boka sokup çıkarmışlar heralde anlaşılan.bu konudada aşırı kompleksin oluşmuş.yani acınacak haldesin be mahluk.yorumunda da düşüncelerinde de verdiğin açıkları suratına vurmam sende duş etkisi yapmış olacak ki,eski sovyet modelinde kalan bok atayım izi kalsın felsefesinden çıkamamışsın be ahmak.kendine gel yazdıklarımı bir daha oku.burda senin yaptığın yıllardır yapıldığı gibi hep aynı oyun.sorunu kişiselleştir başka bir yere çek.konudan uzaklaş gitsin.sonrada bak gerilere sessizce.ben yinede konuyu asıl konuya getireyimde senin gibilerin ağzı açık kalsın.bak anthro senin derdin ne bilmem ama karakterinin bu milletin çıkarlarını koruyacak kadar gelişmemiş olduğu kesin.yaptığın sadece işi bir sidik yarışına dönüştürüp iç etmek.bu böyle olmayacak.ben barış yapalım ama bağımsızlığımızı tanısınlar önce dediğim için faşist gibi nitelemelere gitmen senin şerefsizden aşağı bir mağluk olduğunu gösteriyor başka bir şey değil.öyle benimle laf yarıştırma faso fisolarını geç sen zaten senin dermanın yok ben napayım kendi başına at tut.belki kendini tatmin edersin.