birol bey size diyorum..
birol bey size diyorum..

söyle kaaaç yaşındasın..biliyorsun işte kaç yaşındayım.. senden 1 ( yazıyla “bir” 🙂 yaş büyüğüm.. hangi derdin başında hangisinin sonundayım onu da tam kestiremiyorum ama sen bu şarkıyı -bundan öncekiler gibi- bu kadar çok tekrar edersen bir müddet hallice bir dert tomarının altından çıkamayacağım…bahsetmiş miydim sana hatırlamıyorum ben rakıyı böyle yanında zeytinyağlı arkadaşları falan olmadan -hani bir kutu bira tüketir gibi- çok severim.. işte sık yinelenen öyle bir zamandı, sen odaya doldurduğun sesinle “hadi durma ağla..ağla” diye zaten ağlamaya meyilli bünyeyi sarstın, salladın..dur birkaç cümle geri saralım..birkaç ay geri alalım..hani şu mail trafiği yeni başlamıştı.. bir tanıdıklık hissi gelmişti.. hayır tanımıyorum seni.. ama üstümde pearl jam etkisi bırakan bir şahsiyet ve onun bremen mızıkacıları tadındaki saz arkadaşları.. yolda görsem “nasılsın bugün” diye sorulası.. ya da aynı müziği sevdiğinden ya da aynı filmi izlediğinden emin olduğum ( big fish mesela.. bildim di mi..:) bir yerlerde benzer yollardan geçilmiş hissettiğim.. öyle işte..ve işte bu yakınlık..bu samimilik..en sevdiğim müzikle birleşiyor.. ve resmi olarak yanılmıyorsam yarın yeni albümünü çıkarıyor.. kendisine – kendilerine – çok ağlattın güldür beni diyor.. şu elimdeki kadehi bizzat ve sadece kendilerine kaldırıyorum..dibinin notu: hem el hem ayak bileklerimi kesmek istiyorum valla.. çok acılı ve de acıklıyım bu gece…