Sorun senin gözlerin…Ne olduğunu çözemediğim derinliklerindeKendimi göremediğim.Oysa tek isteğim…Gözlerine bakmak yalnızca.Ama kaybolmak değil orada…Kaybolmuşluktan kurtulmak.
Sorun senin gözlerin…Ne olduğunu çözemediğim derinliklerindeKendimi göremediğim.Oysa tek isteğim…Gözlerine bakmak yalnızca.Ama kaybolmak değil orada…Kaybolmuşluktan kurtulmak.
yorumlar
denersen başarabilirsin..
kötü şiir kokusu.
Pardon! ‘Kötü şiir kokusu’ndan kasıt ne? Yeterince anlaşılmaz olmadığı, sadece şiirin sahibinin kendince bilinen o anlamı bulabilmek için çırpınıp durduğumuz, bulmaktan umudu kesince de ‘Vay be! Ne derin anlamlarla yüklü bir şiir! Derin olmasa çoktan anlamını kavramaz mıydık?!’ diyerek hiç düşünmeden ‘iyi şiir’ kategorisine soktuğumuz o şiirlerden olmadığı için mi?Şiirimin iyi olduğunu iddaa etmek için yazmıyorum bunları. Ama eleştirinin bile belli bir üslubu olması gerektiğini, tek bir neden belirtmeden direk olarak bir yargıya gidilmesinin eleştirinin doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum.Şiirimden kötü kokular alan arkadaşıma, yaptığı yorumu biraz daha açmasını rica edebilir miyim? Şuan mideme sıkı bir yumruk yemiş gibiyim. En azından bu tatsız duyguyu atlatabilmem için yapsın bunu lütfen!
Şiirde uyak gayreti varmış ve başarılamamış gibi görünüyor.Ben bu yazıyı tuttum evet. Fakat karşısındakinin kendisini yeniden görebilmesi için, o farkındalığı karşısındakinin gözlerinde bulabilmek için yazılmış bir yakarı gibiydi.Turgut Uyar’dan kalmış aklımda… Bazen biteviye uzayıp gidecekmiş gibi görünen birkaç dizenin arasına bıçak gibi keskin bir dize sıkıştırır; çarpıverir insanı.O anda sizin o şiirde istediğinizi elde etmiş olur. T. Uyar karşımda olsaydı, o dizeyi okurken gözlerimde kendini bulabilirdi.Haykıran bir şiir değil bu. Ama azıcık haykırsa, sövse belki; fena olmazdı. Sükunetle ifade edildiğinde
pek birşey söylemiyor insana. Dolayısı ile üslup, içeriği örtmüş.
‘Ne olduğunu çözemediğim derinliklerinde…Kendimi göremediğim.’derken, aşık olduğu kişinin gözlerinde kendini görmeye çalışan bir kızı anlatmaya çalışıyorum. Kız karşısındaki erkeğin gözlerinde kendisini ararken, bir yandan da da ona hissettiği duyguların karşılığını arıyor… Ve sonuçta her ikisini de bulamıyor.Yorumunuzu okuduğumda, şiir yazmanın çok incelikli bir iş olduğunu bir kez daha anladım. Çünkü herhagi bir ifade, çok değişik anlamlara gelebiliyor. Mesela, ‘karşısındakinin gözlerinde kendini görebilme’, sizin yorumunuzda belirttiğiniz gibi, insanın duygu ve düşüncelerinin başkalarınca anlaşılabilmesi, bir başka deyişle kendini doğru bir şekilde ifade edebilme anlamına da pekala gelebilir.İşin inceliği de burada zaten… Yani anlatmak istediğimiz heneyse, onu en küçük bir yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açıklıkla ifade edebilmekte…Eleştirilerinizle bu konuda düşünmemi sağladığınız için teşekkürler…
yani, diyor ki;sana baktım..tuttum gök-yüzümü boyadım..
nasıl bir göz bu böyle çekip çıkarıyor seni. fırsatını bulmuşken iyice bak ve kopma. kopma ki bir daha düşme.
zülfü livanelinin içinde -gözlerin- kelimesi geçen bir şarkısı vardı. aklıma o şarkı geldi. ama nedense googledan bulup dinlemek istemedim. demek ki sadece bir histeriklik uyandırıması olmuş bende.
bende barış akarsunun gözlerin şarkısını hatırladım Allah rahmet eylesin