Yok ki kurtuluşum sensiz geçsin bir saniyem. Ne büyük bir cefadır bu, nefes gibi ihtiyaç duyarken sana, seni benliğimde taşırken, ellerimi hep boşluğa kapatmam.Ne garip bu gecede uyumadım. Kabuslardan kaçıyorum. Geceler, çok karanlık ve korkutucu. Güneşe, sabahın şen ve güzel olmasına, kuşların o güzel seslerine inanarak, gözlerimi sana kapatıyorum.Yağan yağmura aldanmayıp, toprak kokularında arıyorum seni. Hasretin öyle derin ki, yağmur alıp götürüyor beni, vuslattan, hasretten sana getiriyor beni.Gökyüzünde arıyorum, bulutlara düşüyor silüetin. Bir an umut ediyorum.Sonra güneş doğuyor. Bulutlar kayboluyor. Bir küfür daha savuruyorken güneşe, birden gökkuşağını görüyorum. Her renginde bir gülüşün gizliyken oda kayboluyor. Tam bu sırada gözlerim aklıma geliyor.Aman tanrım, diyorum! Ben ne aptalmışım. Nasıl unuttum. Göz kapaklarımdaydı. Gülüşün, öpüşün, sevişin. Göz kapaklarımda gizliydin.Çok bencilim biliyorum. Kimse görmesin diye oraya gizlemiştim seni. Ve unutma sevgili,“Halen resmini taşırım göz kapaklarımda,açamam gözlerimi korkarım. Sana âmâ olmaktan.”