Yağmur bitmiştir…Ne var ne yok yere inmiştir de, ortalık sahici bir toprak kokusuyla canlanmıştır…
Ne zamandır birikmiş olan bulutlar ağlamış, rahatlamış, sesini çıkaran gök gürültüsü bile ortalığı kaplarken umarsızdır artık, dökmektedir içini…Her şey gri görünür o an…Başka bir renge mecâlleri olmayan yağmur ve bulut ikilisi renk isteminden yoksunlardır, rahatlamaktır istedikleri…İşte tam da bundan sonra,gri bir ağlamadan sonra gelir güzellik…Gökkuşağı o kadar berrak ve kararlıdır ki;daha önce gökkuşağının içindeki renkler başka zeminlerde görülmüş olsa da, o yağmurdan sonra bunu arz-ı endam ederken görmek insana o renkleri ilk kez keşfediyormuş heyecanını verir…Emek vardır sanki biraz…Az önce yağan yağmurun hediyesidir o…Acı çekilmiş, ortalık yerle yeksan olmuştur evvelinde…Ve sonrasında bu renklere kavuşmak varmış, hediyedir…Dibe vurmak en iyidir, daha hızla yukarı yükselirsin…yağmur en iyidir, akmalıdır, seslenmelidir ki arkasından gökkuşağı gelsin…Gökkuşağı bünyede, bu gözler tarafından görülmekte…Ne güzelmiş…!
yorumlar
gri değil, rengarenk thing, ama gökkuşağının renkleri ile rengarenk:)
thing , geröekten bu okuduğum yorum sana mı ait? bilimsel bakmayıp oldukça duygusal bir yorum. şaşırdım, dile getirmeden edemedim.mak, ellerine sağlık. keşke izleyecek bir gökkuşağı bulabilseydim..
geröekten = gerçekten 🙂
morfik;gökkuşağı olacaktır, neden olmasın? önce bir yağmalısın ama…thing;morfik senin duygulu bir yorum yaptığına ilk kez rastlıyor olabilir, bilimsel yazıya duygusal yazmışsın demedi yani:) lütfen…
yok. kendinizee has bilimselliğinizden eser göremeyince şaşırdım hepsi bu.çok ta mühim değil.
haklısın mak. önce yağmak gerekir. çok anlamlı..
lütfeeeen…en son yorumumu okursanız sevinirim
canım mis gibi toprak kokusu ve pırıl pırıl ebemkuşağı istedi….
ebemkuşağı??
gökkuşağı=ebemkuşağı
teşekkür ederim kelebekcim, cidden ilk kez duydum…
:)) rc ederim sevgili makaleci
işte sıradışılık die ben buna derim ebemkuğaa , yaşa sen kelebek
kuğaa deil tabe kuşaa
:))) Bilmukabele kop’cuğum…
yeni kelimeler öğreniyorumKop hocam 2. ders beslenme zamanı
ders iki dej,gökkuşaanın bir diger adı ; aleim semasorun deil kelebekciğim
aleim sema…hangi lisânda?
Sorun olmayan ne kop’cuğum ?
okunmuyorrrr
Gökkuşağının ucundaki cenneti görebilen var mı?
bilmukabele demişsin ya kelebek’çiğim onun içinalaim sema da yazılabilir emin deilim
hangi lisânda bu ? pardon, sordum, daha önce de, yorumlar teknik açıdan okunamuyor bazen:((
kendi yorumumu da okuyamıyorum:(
oğru yazılışı alâim-i semâ dır mak,semâ = gökyüzüalâim = işaretyani gökyüzünün işareti anlamında, gökyüzünün mucizesi de derler.niko veya ufakufak daa iyi açıklayabilir sanırım benim bilgim bu kadarlık…
farsça falan sanırım, neyse…açıklaman için sağol kopanisti
sorun deil makaleci,
ilâhi kop, hep kop diyorum bir kez upuzun ismini yazayım dedim:) hemen cevap hazır…!:)
“alkım” da gökkuşağının bir diğer adıdır.”doğaya baktıkça görülecek çok şey var aslında. insan ağlayıp üzüntülerini dışa vurduktan sonra etrafına bir baksın da artık toparlansın diye sanki bir tür örnekleme getirir bize” diye güle oynaya, eteğinin uçlarını parmak uçları ile tutarak ve yeşil ovalardan aşağı doğru koşaraktan ettiğim sözlerin yanısıra @morfik için de şuradaki edu sayfasında gökkuşağının fizik kanunu anlatılmış diye çiziktirivereyim. bilgi bilgidir. duygusal da olsa bağrımıza basalım. eğitim şart. kreş öncesi ve sonrası. naber @thing ;)ayrıca bu vesileyi bize yarattığı için @makaleci’ye teşekkür edelim.
alâimsemâ = eleğimsağmaÖmerseyfettinin öyküsü vardı böyle.
“yaşa sen kelebek”…bkn kop”bilmukabele kopcuğum” …bkn kelebek”sorun deil kelebekcim”…bkn kopsende yaşaya istinaden sorun değil mi…nassı yani yaa ..
hımm, gören olmamış..
yani benim artık yaşamam sorun deil,ama sen yaşa,işte unu dimek istedim kelebek
hangi ucundaki dej, belirtmediğinden yazamadım ben bişe
herhangi bir ucundan
peki sen bi ucundan çıkıp üstünden yürüyüp diğer ucundan aşaa inen birini gördün mü ?
shane bu yazıları tutan bi ekip mi kiraladınız lan birden çin ordusu gibi geliyolar bize yer kalmıyo.astralın şiirini tutacam koftiden bi yer buldukta tuttuk ya ne iş?
dej;cennet gökkuşağının kendisi, kanımca…o öyle bir lütuf ki, bunu elde etmek için yağan yağmurun bereketi onu o denli cennet yapıyor…
Gördüm, aşağıya inmemiş ve hep orada kalıp seyrek zamanlarda varlığını hissettirmek istemişti.Gökkuşağı gibi insan olmak..Ne hoş
dimi yane şöyle manzaralı, ön sıralardan tutmak varkene :))
ya damlalarda yüzmek gibisi…
gökkuşağının yerle buluştuğu iki uçtada birer kese altın olurmuş..bulanlar da eğer iyi insanlarsa çok mutlu ve mesut bir hayat yaşarlarmış, gibi bir hikaye hatırlamaktayım..
peki…
hikaye işte
Gökkuşağına ulaşılamaz. Ulaşılamamakta kişiye göre hoştur tabi. Zamanında altından gecme meraklısı olduğumdan biliyorum. Meğer bir mucize değil ışığın parçalamasıymış.Ne hayal kırıklığıydı o an. Siz de gökkuşağı yapabilirsiniz. Deneylerle bilim diye bir kitap.Okumaz olaydım.
benden de bir ‘gören olmamış’:((hikaye mi? neden hikaye olsun ki
benden de bir ‘gören olmamış’:((hikaye mi? neden hikaye olsun ki
bir de gökkuşağı projesi tırıvırısı var. olmuş mudur gerçekten? Amrikanya resmi kaynakları hep inkar etti durdu ama(?)…
sigara dumanı altında yana yana kül olmak
Onnupro, cok romantiksin..
yada mayın tarlasında paramparça
Philadelphia deneyi fake değilmiydi ya. En azından resmiyette öyle. Neyse konuyla nalakası var pillipati kovulcaz şimdi 🙂
nassı yani pbk ?
bi de roswell olayı vardı, düşen ufolar falan, unu da örtbas ettilerdi, ama hakan akdoğan yemedi tabe…
yağmurlar yağarken yüzüme
normalde kati ve duygusallasmayi gereksiz bulan kisilerin, duygusal yazilara yorum yapmalari beni bitiriyor da, biraz gaz vereyim belki daha da dokturursun diddim..:)
Makcim, bu kadar ortusmek iyi midir bilmem ama..Tam kararindasin canim..
niçin kovulalım canım? tartışıyoruz şurada.
her insan normalde katıdır pbk. gerçi aramızda sıvı ve gaz olanlarda var.duygusallaşmayı gereksiz bulmuyorum ayrıyetten, yavşaklaşmayı gereksiz buluyorum.romantik olmak ile bloglara romantik birşeyler yazmak arasında büyük farklar olduğunuda düşünmekteyim.gazlara her zaman açığım.romantik mi ?alltime, everytimeBu arada iki nokta üstüste ve yanına kıçının 45 derecelik açı karşında kalan daire parçasını koyan arkadaşa hürmetler..
Paticik size “aloe vera” takdim edelim tartismaniz heyecanli olsun biraz..(Tang a bes ceker:))
molon ne lan ?
anlamadım thingo.anlatabilirmisin ?
sayın shaneşu fiktif niklerle bi ilgilenseniz diyorum.harbiden bi tuhaf durum var geçen gün ufakufak’ın da serzenişi vardı bu konuda.liboşluğun da bi sınırı olur.sitenin bugünkü hali tam bir ganimet hırsızlığına doğru gidişi göstermiyor mu? Şimdi ben burada kendi payıma mevcut niklerimi yazıyorum ve diyorumki benim yazılarıma bu niklerden biri girer ve de tutarsa anında sikertilmeye hazırım.Hafifpala.. dalgadübürden edinilmitir.zaten anında sobelendik.PCSLAVE..Bu nikle yazdığım süre içinde altında zaten imzam vardı.Solozzo… ofis arkadaşım.Bu nikleri yazılarımın altında görürseniz kaydımı kuydumu acilen silin kardeşim.
beni sevmezsen yağmurları sevbulutlar ağlasınsen gülgüneş doğsun yenidengidiyorum gözüm yaşlıhatıran har yüreğimesen sev yağmurlarıyağmurlar yağsın üzerimediyerek olayı biraz da duygusal boyuta taşıyayım, ah şebnem ahhh !
kozalak, sana katılıyorum ne yalan söyleyeyim
aloe veranın tartışma heyecanlandırma özelliğini bilmiyordum. şimdi bunun bir sürülen bir de içilen şekilleri var. hangisini önerirsiniz?gökkuşağı projesine döner isek; her daim komplo teorileri okumayı sevenler yüzünden bu kadar kapsamlı bir proje safsatası çıkması ihtimalini kafam almıyor benim.
kozi, shane hanım’ın işi gücü yok da senin bu abukluklarınla mı uğraşcek bu birikincisi direkman kendisine yazsana burda kasıntı yapcaanaallaamm yaaa, hava mı sıcak sen mi annamadım
yagmurda okyanusta yuzmek te var..
uyaniver gokyuzuyle sonsuzlugaunutuver hatirlatirsa ellerimsuzulsun dudaklarinda yillar boyuncason bir nefes acin katlanincabana yoksun biliyorumusul usul eriyorumkarariyor gozlerim hepyorgunumne ekmek ne de susensizlik korkusuistemem yeter ki senyanimda ol yeter
thingo kibar sorduk cevap vermedin, nassı bi insansın sen yavrum ?
kopanisti DİYOR Kİ, (05 Ağustos 2008 16:46)kozi, shane hanım’ın işi gücü yok da senin bu abukluklarınla mı uğraşcek bu birikincisi direkman kendisine yazsana burda kasıntı yapcaanaallaamm yaaa, hava mı sıcak sen mi annamadımsoft breezes on the beach…
Kasıntı yapmam olm ben zaten kasıntıyım.
yerlere düşen damlalaryine yağmur oluyor mubir sevgi ölüpte gitseyine canlanıyor musorular türlü çeşitli ,yanıtları yine öyledalından düşen yürekleryerlerine konuyor mu
ikinizin tartismasi , Safiye Soyman in , “yedin bitirdin beni” sarkisini hatirlatti birden..
kopanisti DİYOR Kİ, (05 Ağustos 2008 16:46)kozi, shane hanım’ın işi gücü yok da senin bu abukluklarınla mı uğraşcek bu birikincisi direkman kendisine yazsana burda kasıntı yapcaanaallaamm yaaa, hava mı sıcak sen mi annamadımsoft breezes on the beach…
kasıntı yapmam olm ben.zaten kasıntıyım.
Sabah bir sır gibi kopardı gecedenHerşeyi anlardı gözlerim gözlerindenZamansız ayrıldı ellerim ellerindenŞimdiyse onları tutasım geldiİçimde sen vardın bilmezdim bildiğiniAnlamazdım o zaman neden üzdüğümüNasıl da saklardım seni sevdiğimiŞimdiyse onları diyesim geldi..
tutasım geldi,benim de
ben ilk dejavudan duydum, ve artık hep dinliyorum
thing postanene bir güvercin konmuş, çabbık kovala
postanesi meşgul dejavu 🙂
thing; buradaki şarkılar şebnem ferah diye biliyorum ben, sen niye duymadın ki?
Natasha Bedingfield – Feel The Rain On Your Skin
benim sözlerini yazdığım şarkıyı kastetmiş makayrıca thing, incesaz yazısında sabah bir fırça kaydım sana bilgin olsun
Bir müzik grubuna dair bilimsel açıklama nasıl olacak ekstra onu anlamadım
istemez yahu:(benim bu yazım bilimsel, milimsel değil…şiir yazmadık deriz, şiir derler, bilimsel değil deriz, duygularımız deriz, bir bilimsellik arayışı:))) aaaa! tang’ im bitmiş, sâkiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!
senin duygusal yorumlarını ben beğeniyorum thing…yazıma da yakıştı:)
astral ve arrogante, sizlere ve yazımı beğenen tüm arkadaşlara; sağ olun!
tek anı bu!
su: bereket, renk: hayat
her ton ayrı bir faydadır da, haberimiz olmaz, fark edemeyiz nedense…
ben bu yazıyı çok sevdim… yıllar önce bir gün 11. katta olan işyerimde, bir yağmur sonrası iki tane gökkuşağının ( hem de yarım daire olanından) üst üste belirdiğini gördüğüm gün geldi aklıma.. hala hatırlayınca içim kıpır kıpır olur..
sedacım,bu yazı, güzel şeyler hatırlattıysa ne mutlu bana!
Anouk – I don’t wanna hurt no more (lyrics)
canım ya! çok teşekkür ederim, biraz O’ nu anımsadım!!! sözler için, ayrıca teşekkürler, ne düşüncelisin:)
Hmm. Ben de aklıma gelen bir şarkı linki veriyim mi makaleci?
buyrunuz
Link vermeme gerek yok heralde. Stairway to heaven geldi aklıma. Aslında evet gökkuşakları tam olarak bunu akla getirmeli. Hem aksi de var stairway to heaven gibi.
güzelmiş!!! çok teşekkürler…evet, tam gökkuşağı yazısına uymuş…
İt just a spring clean for the queen 😉
for the queen……şarkının içinde mi geçiyormuş?
tam olarak öyle.
princess deseymiş keşke:((
O zaman tersten dinlediğimizde “sweet satan” “sweet satan” olmazdı.Bir kez daha tersten dinlemek isteyenler şurdan Hem May queen yerine May princess olmaz 🙂
olmayacağını biliyorum:)sadece kendime gönderme yaptığım bir dilekti, şarkı sözünü kendime yönlendirdim, hepsi bu…
O zaten o tarafa doğru yönlenmişti :). Hıı jeton has just fall.
jeton geç düşebilir, sakıncası yok:) teşekkürler…!
fallen!
ohoo, ingilizce bilmeyen böyle seyrededursun
Aa ama bir dakika.Avalianch has just dominate ise nasıl fallen oluyor ?Grammerim pek yok ama üsttekinin doğru olduğunu biliyorum.
Fransızca bilmeyenlerde zamanında izliyordu. Öğrendiler sonra 🙂
kim biliyormuş fransızca?
Bilmem ben bilmiyorum 🙂
‘fallen’ yavrum! present perfect tense çalışacaksın. yoksa, yok sana üçlemenin son kısmı falan. (bak bu son kelime de ‘fallen’ ile rhyme yaptı)(pati Türkçe’yi insan gibi kullan. yoksa tdk.gov.tr’yi dayıycam şimdi ha!)
(sen de ‘dayıycam’ demekten vazgeç)
sayın kendim’ e söylenir gibisiniz, cancağızım:)
Hepimizin içine zen kaçtı bu aralar zatenBi stres bozukluğu büyüsü yaptırtmalı
🙂 anlamıyorsunuz. 18.nci kendisine olta atıyorum ama kaç seferdir gelmiyor. trenlere fena kaptırdı zahir!
Aslında pati, işte hepimizin içine zen kaçtı derken aslında telepatik olarak seslenmeyi çağrıştırmasını ummuştum. Dızzzt..
2. aslıdna çok fazla durmuş o ne öyle, geri alıyorum ileride yine kullanırım
Ancak yetiştim (:
tv8′ deki korku filminden mahvoldum, sayın kendim ile mücadele ediyorum: seyret, seyretme!
Allah cümlemize pilli pati telepati gücü ihsan eylesin
🙂 Amin
@dej kafiyen de pek hoş durmuş.@fevk bey de geldiler.
yarıda bırakılmaz ki bu film artık:((
fevkul, hoş geldin:)
(: görevim nedir?
burada olman yeter, teşekkürler!
Fevkul Bey,nerelerdeydiniz kaç gündür, bu gün uçakta gelirken, biri bıyıklarını bürdü aklıma geldiniz..
halla halla, biri bıyıklarını bürünce neden ben geliyorum ki (: şu an dvorak-song to the moon dinleyip, john daniels’ımı yudumluyorum.
bütün sayın kendilerimizi topladık efendim. fakat bir türlü susmuyorlar.saygı mefhumu konusunda kendilerine nasıl bir açıklama yapabiliriz ki; kakofoniden vazgeçsinler.
Başka türlü bir şey benim istediğim yazım, öküzleri koruma cemiyeti tarafından dava edildi, onla uğraşıyorum kaç gündür.
Nasıl birşey..:)
Başka türlü bir şey pillibebekkuyuda, şuan bir chianti açtım (:
martini istedim ben şimdi, gece gece:((
Fevkul bey, bu gün kıvamında, kızdırma modundan çıkayım hemen..
indian pale ale ile size eşlik edebilir miyim efenim?
Hafif in yazılarımı büyüdü, yoksa ben yabancılaştım mı..
alkolü fazla mı kaçırdım, yoksa sahiden anlamadım mı
Zati tanıdığım tüm kızlar ne hikmetse beni kızdırmaya bayılıyor.Elbette buyrun dejavuu88 hanım.
deja sen içmezsin ki… aklımda öyle bir şey kalmış, midye dolma ile ilgili bir muhabbettimizdeydi sanırım, anımsayamadım tam:(
bu yorumunla içmeye başladım mak:)
ne yalan söyleyeyim ben de kızdırmaya bayılıyorum..Bu gece burası çok sessiz, kop uyumuştur, Anthro çoktan sütlacını yemiştir..
Her gecenin sabahıHer kışın bir baharı.. demiş Fikret KızılokKanepelerden birer tane tadarken, dinleyelim istedim.
Tu ne viendras pac se soir…
Non je viendrai avec mon frere demain matin:)
clementine…!
vuuuu, kefete hoşi? (:
ama benim düzeltme takıntım var… aaa! olmuyor böyle…
Bemoei je er niet mee..:)
😉
Açıklaması: Pilli pati, burnunu sokma..
I can’t understand.İngilizce’ye geçseniz 🙂
@dej bundan sonra frere’lerine kullanmak üzere, sana bi ‘è’. hayırlı olsun.@fevk bey’e de ‘pas’ verelim ‘pac’ yerine.@ufakufak burada olsa idi pac’ı pas paklar derdi belki… geçmiş gün. geçmiş sohbet!
klavye sürçtü iyi ki düzelttiniz, bir yazdığımı da bir daha okumamak gibi bir huyum var, yoksa göremeyecektim hatamı.
hahahah, şu vakit bana kahkaha attırdınız fevkul beyèèè pes yani
@avalianch(doğru yazdın mı adamın nickini? bak kızıyo sonra)(yazdım evet, tekrar kontrol ettim, yazmışım),”belki gelirsin sen/bakarken pencereden…” diye şarkı söylüyoruz aramızda. sen bilmezsin o parçayı, eskidir biraz ve biraz da romantik ağlakların parçasıdır. sana uymaz pek. önce aşık olup sonra terkedilmen lazım, bu parçayı adamakıllı dinleyebilmen için.
Dilek Türkan iyi gidecektir, keyiflendim doğrusu
Others bu yazıyı tutmamış (:
evet çok güzel, bir dost tavsiyesiydi bana kendileri…
adamakıllı dinleyebilmek için terkedilmeyi bekleyelim o zaman..
Mak ;)Fevkul bey aman diyeyim çağırmayınız onları, sizin hisler kuvvetli biliriz.
La ChevelureÔ toison, moutonnant jusque sur l’encolure !Ô boucles ! Ô parfum chargé de nonchaloir !Extase ! Pour peupler ce soir l’alcôve obscureDes souvenirs dormant dans cette chevelure,Je la veux agiter dans l’air comme un mouchoir !La langoureuse Asie et la brûlante Afrique,Tout un monde lointain, absent, presque défunt,Vit dans tes profondeurs, forêt aromatique !Comme d’autres esprits voguent sur la musique,Le mien, ô mon amour ! nage sur ton parfum.J’irai là-bas où l’arbre et l’homme, pleins de sève,Se pâment longuement sous l’ardeur des climats ;Fortes tresses, soyez la houle qui m’enlève !Tu contiens, mer d’ébène, un éblouissant rêveDe voiles, de rameurs, de flammes et de mâts :Un port retentissant où mon âme peut boireÀ grands flots le parfum, le son et la couleur ;Où les vaisseaux, glissant dans l’or et dans la moire,Ouvrent leurs vastes bras pour embrasser la gloireD’un ciel pur où frémit l’éternelle chaleur.Je plongerai ma tête amoureuse d’ivresseDans ce noir océan où l’autre est enfermé ;Et mon esprit subtil que le roulis caresseSaura vous retrouver, ô féconde paresse,Infinis bercements du loisir embaumé !Cheveux bleus, pavillon de ténèbres tendues,Vous me rendez l’azur du ciel immense et rond ;Sur les bords duvetés de vos mèches torduesJe m’enivre ardemment des senteurs confonduesDe l’huile de coco, du musc et du goudron.Longtemps ! toujours ! ma main dans ta crinière lourdeSèmera le rubis, la perle et le saphir,Afin qu’à mon désir tu ne sois jamais sourde !N’es-tu pas l’oasis où je rêve, et la gourdeOù je hume à longs traits le vin du souvenir ?
@dej o è’leri dikkatli harca yavrum.
@fevkulbeser Others içimizde :)@pillipati A, av falanda var secenekler arasında. Anlamamam normal o zaman. Terkedilmedim çünkü terkedecek bir obje yok 🙂
obje mi dedi?????????kızlar!!!!! derhal bir meeting talep ediyorum!
bu seferde ‘e’ tasarrufundayız sanırım..
1887-88 rus harbinden beri hiç terk edilmedim, o zemanlar bir tane kaplumbağam var idi “kemalettin” adında; harbin olacağını öğrenince evi terk edip gitti. Ne zeman “tembe la neige” çalsa ben “kemalettin” i hatırlarım ):
“tombe la neige” olacak yoksa tembel aneige değil (:
@fevk bey, gece vakti Baudelaire’den bu tip mısralar pek bir tehlikelidir bu sularda… aman diyeyim
evet pbk, virgüllerimi ve “e” lerimi sakladım, bir gün yine yazı yazarsam şayet kullanmak için.av, obje ne ola ki cağnım?
Kaplumbağa, obje sınıfına girer mi..
Sleep! Sleep! Beauty BrightSleep! sleep! beauty bright,Dreaming o’er the joys of night;Sleep! sleep! in thy sleepLittle sorrows sit and weep.Sweet Babe, in thy faceSoft desires I can trace,Secret joys and secret smiles,Little pretty infant wiles.As thy softest limbs I feel,Smiles as of the morning stealO’er thy cheek, and o’er thy breastWhere thy little heart does rest.O! the cunning wiles that creepIn thy little heart asleep.When thy little heart does wakeThen the dreadful lightnings break,From thy cheek and from thy eye,O’er the youthful harvests nigh.Infant wiles and infant smilesHeaven and Earth of peace beguiles.
@mak çağrıya icabet ediyorum hemen!@pbk, bir de susam sokağı’nda unuttuğumuz ‘c’ler vardır. eski zemanlardan!
Hmm cisim olmayı kabul etmiyorsunuz demek.Tamam bir daha demem.Uzayda hacmi olan yaratıkgiller olarak obje bence insanoğluna kullanılabilir. Ağzıma geldi öyle. Yoksa benim nymphetaminim var yaklaşmayın yanıma 🙂
valla bir meeting kurtarmaz bu obje olayını…bilemeyeceğim yani
En sümüklü obje benim diye bağırsam . Kurtarır mı ? 🙂
Yazıyı “iyi geceler” temennisiyle terkederek başlattığın “meeting” girişimine tam desteğimi veriyorum @mak ve @pati için “dağdan bir kız iner döneeee döneee”yi yüksek sesle söylemek istiyorum.
hmm, tehlikeli bir bağımlılık şekli @avalianch (tebrikler efenim bir seferde eksiksiz ve tam yazabildiniz bu sefer, üstelik bakmadan)
aldım, kabul ettim dejacım:) meeting saat ve tarihi avalianch’ a bildirile…
@patim düzeltmeden ben bir fırça darbesiyle düzelteyim “dağdan bir kız gelir döneee döneee”İyi geceler..
@pillipati Balkondan aşağı asılmakda tehlikeli. Birşeycik olmaz :)Masumum yıkılmadım dertler hık mık 🙂
object: (physical entity) something that is tangible and within the grasp of the senses, diyor sözlük. bilimsel açıdan konuşuyorsak adam yerinde bir tespit yapıyor.diğer görüşleri daha sonra alırız.
Woo hoo tekrardan 🙂
something diyor, someone demiyor işte! ben o noktada meeting talep ediyorum, clicia x, başkanlık etmeli!
Thing ‘kapsama işareti’ one diyorum. Yanlış mı ?
yanlış…
Öyle olsun.
uzun lafın kısası; birisinden eşya olarak bahsetme, hele hele aşk ile ilgili kimseleri hiiiiç öyle niteleme…please…!
…
Niyetim o değildi. Neyse boşver 🙂
Haha delirirsin artık .
neydi peki?
Kız demek istemedim aklıma obje geldi. Bir dahakine daha hassas olurum tamam. Hem objeyi direk eşya yaptın sen. Taraflı oynuyosun sanki.
obje kelimesini eşya haline getiren ben miyim yani:) aman Tanrım, sen iyi ki tarafsızmışsın zaten…thing; senin adın her yerde geçer
dejacım harika bunlar:) rengarenk…! senin en sevdiğin rengin mor olduğunu bildiğimden, her resimde mor rengin daha fazla olduğu kanaati geldi üstüme:)) içimi açtın, oh be:)
Ramirezi
Şunun güzelliğine bak, ölürüm bu canlılara.İnsanın balık olası geliyor..
süper!
toute couleurs d’arc-en ciel est mon,si tu es ma pluie..
sen şimdi ne dedin, canım?
Tüm renkler onların olsun, bana seni gerek seni havası sezdim söz konusu satırda. Renk geçiyor en azından ondan eminim 🙂
av aferimyazı mı tura mı
avali, çok hoşsun, hary potter; çok fazzlaa fantastik, benim çocukluğumda alice hariklar diyarında benim en sevdiğim fantastik hikaye/filmdi…bu benim fikrim elbette ama, konu bir de büyücülük okulu olduğundan çocuklara çaktırmadan verilen mesajı sevemedim
avali, çok hoşsun, hary potter; çok fazzlaa fantastik, benim çocukluğumda alice hariklar diyarında benim en sevdiğim fantastik hikaye/filmdi…bu benim fikrim elbette ama, konu bir de büyücülük okulu olduğundan çocuklara çaktırmadan verilen mesajı sevemedim
pembe panter de güzeldi mesela…
Yazı.Harry potter ölmeden önce okunmalı bence. Ekşinı bol. Büyü yapılan kitapları okumazsak fantastik kurgu okuyamayız zaten.
siz harry potter mevzusuna nerden daldınız ben onu anlamaya çalışmakla meşgulüm
peki, ben sevmesem de bu fikrine saygılıyım
Harry 7 kitap,Gökkuşağı 7 renk,Gök 7 kat.falan filan ordan çıkardık 🙂
kurtartık diyosun yani
Yalan yok
mecbur değildik
Hala şansımız var
deneyelim o zaman
İtiraf etmek gerekirse korkuyorum
sakin ol, herşey kontrol altında…!
Lanet olası kolum kırık ve sen bana herşey kontrol altında diyorsun.Geberip gidicez işte burda
arka kapı bize çok yakın…kırık kolunu sırt çantamdaki yedek t-shirt ile sabitlersem biraz vakit kazanabiliriz
Neden hala duruyorsun. Hayır deme lüksüm yok. Sağlam kolumun suratında patlamasını istemiyorsan hızlı yap şu işi.
sakin ol, kontrolünü kaybetmeni kolundaki acıya veriyorum, al dik şu kanyağı kafana, acın hafiflesin ve beni şu lanet işi yaparken biraz rahat bırak
Çok polisiye okumuşsun Sarı. Ama hiç interpol tarafından arandığını zannetmiyorum.Bırak da git beni hadi. Özgürlük 3 adım ötende.
Beyaz, saçmalama! başarabiliriz, elini ver bana, o 3 adımı beraber yürüyeceğiz!
Ciddiye almadın umarım. Oraya geri döneceğim ve sen yaşayacaksın ha.Çabuk ol!
noluyo ya
hadi o zaman…arkana bakma! oyalanmamalıyız, çıktığımızda işimiz yeni başlıyor olacak, toparlan!
O kim Sarı? Amacın ne senin. Melek olmayamı çalışıyorsun.Çıkalım artık. Sen .Yaptığın ilk hatada cehennemi boylarsın yabancı.
yardıma geldi, derinn melek! o…
Evet şimdi ne yapıyoruz ?
saat 3 yönünde ilerleyeceğiz, şiddetli tipiye karşı biraz daha hızlanmalıyız, scotlandyard’ a hemen telefon açmalıyız, şu ileriden bir ışık görünüyor, şansımız varsa yönümüzü kaybetmeyiz
Buraları bildiğin için ne yapacağız dedim. Bana akıl öğretme.O aptal sinyal dağıtıcıyı getirdin mi ?
evet yanımda, sakin olur musun?…şu ışık yanan eve ulaşmalıyız önce…
Bana her an sakin ol deme ve kolumu da bu kadar zorlama.Şimdilik uyman gereken 2 kural.
vardık…kapıyı çalmalıyım, şu sinirine biraz hakim ol, sakin görünmeliyiz!- İyi geceler, tipide yolumuzu kaybettik, telefonunuzu kullanmamız lazım, bize yardım edin!-Öyle mi?dedi yaşlı kadın…Şüpheli gözlerle kısaca ikimizi de süzüverdi işte…ve ekledi,- Umarım bu havada telefon çalışır…En azından sıcak bir çorba içecebileceğinizi biliyorum, hadi gelin…!
Hıı kolum mu?Yok birşeyi sadece küçük bir yara.-Pansuma..-Gerek yok efendim çorba çok daha fazla işe yarayacaktır.
-Ona çorba verin, kolunu kimseye dokundurmaz, telefon nerede?-İçeri geçin, maun konsolun üzerinde, şansınızı deneyin…sen kal delikanlı! çorbanı iç…- Alo,fazlaca çıkan sesimi derhal kontrol altına aldım ve daha bir kısık sesle ”müfettiş Lanford ile görüşebilir miyim” diye yavaşça ekleyebildim…
-Pansuman istemediğinden eminmisin?-Lütfen bir daha kolumla alakalı soru sormayın.
-Hemen kapatmalıyım, White’ ın kolu çok kötü, sinirleri bozuk ve evin sahibiyle iyi geçinmeliyiz, hemen onun yanına gitmeliyim, evet şifreyi anladım, sabah olmasını beklemeleyiz, tipinin duracağı yok ve White’ ın gerçekten dinlenmesi lazım…
-Bir tabak çorba daha ?-Kesinlikle..-aaaargh. Lanet olası derdin ne gebermek mi istiyorsun sersem.-Ben ben yanlışlık.. Hayır bunu yapmayacaksın değilmi.-Ne yaptığını gördün mü Sarı beni buna zorladı? Piç kurusu.Koluma bakmak için üzerime çorba döktü.
destur bismillah…
-sakin ol White!Arkadaşımın dinlenmesi gerekiyor, ona vereceğiniz odayı gösterebilir misiniz?Elektrikler kesilmiştir, yaşlı kadın şamdanı her zaman ki durduğu yerden el yordamı ile kolaylıkla buluverir ve başucunda duran kibrit kutusunu da…İçerisi aydınladığında-Üst kata çıkıyoruz, sağdaki ilk odayı vereceğim arkadaşınızader, usulca…
konsantrasyon had safhada, gözler kimseyi görmemekte…
Makaleci, bu yazin bu güne kadar yazdigin en güzel yazi idi bence. Pozitiflige döndügüne inan cok sevindim. Bazi yazilarinda ki sikayetlerden kurtulmus, gökkusagina teslim etmissin kendini. Bu süper Sairane yazindan dolayi seni yürekten tebrik ediyorum…Not: Dün yaziyi sonra okumak icin tutmustum. Bu gün okuya bildim…
bücürük tek kolla herkesi kusursuz cinayet fantazileriyle addaa gönderir. 🙂 her birine bir kol resmi çizerek imzasını bırakır , kolundaki takma alçıyı çıkarıp ayağına takar halhal niyetine ve topal olarak yeni serüvenlere gider. 🙂
xcnicox,sana açıkça bir şey söyleyeyim, bu yazımdaki gerçek ruh halini anlayabilen bir tek sen oldun, bunu itiraf etmeliyim!şairaneliğe asla katılmıyorum, haddim değil ama dediğim gibi nasıl bir ruh haliyle yazdığımı anlamışsın!Teşekkür ederim!
ah ne güzel yaa, böyle kin tutmayan, kendiyle barışık, neşe dolu insanlara bayılıyorum,Harikasınız, ee ”sizi sevgi pıtırcıkları” demek te bana düşer..:))
@mörfik Söz konusu yaşlı teyze olunca fazla zorlanmam diye düşünüyorum. Senin gibiyse zaten lafını etmeye bile gerek yok 🙂 muah———————–Gün başladı makaleci. Naptın öyle dün doğruyordum ne güzel teyzeyi 🙂
Dünkü filmin devamını bekliyorduk biz ama..Bu kadar mıydı?
kendi çektiğim bir gökkuşağı fotoğrafını ekleyesim geldi.
bu da böyle olsun..
machu picchu
shane,sedaflorave puellapaylaşımlarınız için geç de olsa çok teşekkür ederim.
yukarıdaki hikaye,diyaloğar tarafından yok edilmiş. diyaloglar bu güzel yazının önüne çıkmış.yazık! ama her doğan günde gökkuşağını görebilmek temennimi ifade edeyim..