Gece yıldızları seyrederken gök çekimi nasıl birşeydir diye düşündüm. Terastan aşağı doğru şöyle bir sarktım. Sonra oğlum bu gece yine savruklaştın gökçekimi ile yerçekimini karıştırdın dedim.

-Sizin neyiniz var beyefendi dedi ölüm:

Birden kendimi ölümle konuşuyor sandım.

-Yoktu aslında hiçbir şey ama bir şey yok diyemedim. Hiçbir şey demedim.

Zihnimin berraklığı bir iç savruluşu gerçekleştiriyor mu diye düşündüm. Sonra vazgeçtim. Dünya gökçekiminin en mutena tablosuydu şüphesiz.

Sonra terasla yer arasında bir tercih yapma zorunluluğunu hissettim. Gökçekimi yerçekimi ile zıt mıydı, aynı mıydı? İkisine de karşı koyamaz mıydım? Sanırım hayır! Gece çok saçmalamıştım…

“Gecenin uçurumundaysan eğer

infaz olarak karşındadır ay

düne dön, düne ve yitirdiklerine”