Babanemler iki yıl kadar önce bir takım tatsız olaylardan dolayı tam seksen yıl boyunca yaşadıkları yerlerden taşındılar.Her ikiside yaşları seksenin üstünde olmasına rağmen oldukça dinçler.Dedem dişlerinin dötrte ikilik kısmını henüz kaybetti,çoğunluğu üst dişleri,neden öncelikli olarak üst dişleri döküldü acaba diye düşünürken bunun sebebinin yer çekimi olduğuna karar vermem fazla uzun sürmedi fakat bu durumda alt dişlerin her geçen zaman dahada sağlamlaşması gerekir tabi buda kendi içinde çelişen bir durum dolayısılya tezim çabuk çürüdü. Babanem ise geçirdiği kalp ameliyatından sonra adeta yeniden hayata döndü gözleri fıldır fıldır.Her sabah dedemle birlikte erkenden kalkarlar, yeşil çay kaynatır ,tan yerine doğru kung-fu heraketleri eşliğinde meditasyon yaparlar,yok yok yapmazlar erken kalktıkları doğru fakat meditasyonla ilgili kısım benim hayal dünyam.Belli bir yaştan sonra hayat sıradandan daha sıradan bir hal alıyor,görerek öğrendiğim kadarıyla yemek yemek uyumak ve hastaneye gitmek dışında,(ha birde televizyon izlemek var ((babanemin kanal değiştirirken kumandayı ileri doğru kaktırması gerçekten evlere şenlik bir görsel))) yapılabilecek başkada bişey yok ölümüne bekleyiş böyle bişey sanırım;fakat içerisinde gram kafa karışıklığı yok endişe yok,sakin sessiz sonsuz bir kabullenişHayatı anlamakta bu olsa gerek,yada bizim ihtiyarlar iyice bıraktı kendilerini.Bu bırakmışlığa rağmen zaman zaman dedemin siyasi yorumları ilgi çekecek türden,böyle zamanlarda dedemin ,Nazım’ın “Yaşamaya Dair “isimli şiirinde ajans haberlerini dinleyen adam olduğunu düşünüyorum.