“Ufacık tefecik içi dolu turşucuk.”Nedir bu bahsi geçen? Limon.Peki içi boş olursa :- O zaman içi geçmiş oluyor.Bu yazı nasıl bir yazı :-İçi boş bir yazı…
vakti zamanında alisamiyenin temelinide hocaefendi atmış. dua da okumuş hatta. uefa kupasınıda onun sayesinde aldılar zaten.ama hocası daha kuvvetli üfürdüğünden dolayı fenerbahçeyi bir türlü yememezlermiş.ona inanan buna da inandı
Nasa yeni bir uydu göndermiş deseler, bu GS liler, yine olsun ama biz UEFA kupası aldık diyecekler.Konuyla ne alakası var demeyin, alakalı alakasız her konuda nasılsa UEFA kupası aldık diyenlerin yalancısıyım.Ya arkadaş bu ne kupaymış böyle anlamadım gitti.Galatasaray’ın kupayı aldığı gece sabaha kadar dışarıda kardeşimle beraber kutlamıştım. Birde dün havalimanında ki acizleri gördüm.Yani pes.bugün Fener gitse alsa şampiyonlar ligi kupasını bukez de diyecekler ki, e biz okadar yabancıyla almadık, bizde 3-5 di diyecekler.Hani atların tek yöne bakması için bir şey takarlar da sağını solunu görmez. Bu da öyle birşey heralde.GS kupayı 5 yabancıyla aldı. UEFA kupasını. Rakiplerinin kaç yabancısı vardı peki? Bugün ki gibi 11 yabancı dünya karmasıyla mı oynuyorlardı.Olsun onlar GS, UEFA kupasını aldılar.Son 5 yıldır, 240milyon Dolar borçla dünya da kapatılmayan tek kulüptür heralde GS.240milyon dolar beyler. Yesen bitmez. 100 değil 500 futbolcu alsan bitmez. Nereye gitti bu paralar.Devlet eliyle kıyaklar niye. Hakan Şükür, Emre Belezoğlu ‘nun Fethullah Gülenci olduğunu bilmeyen bir adam mı kaldı bu dünyada.Her yıl ramazan ayında oruç problemi hangi kulüpte gündeme geliyor.GS’ye bugün ki projesine göre enaz 2 kat daha avantajlı CHPli başkanın projesi niye reddedildi.Fanatizm biryere kadar bırakında, GS yi nasıl bunların elinden nasıl kurtarırsınız ona bakın. Yazık valla.Tamamının ele geçirildiğini düşünmüyorum ama epey ilerlemiş bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Dikkate alınması gerekli bir yazı bence.
hatırlarsanız devlet bile gitmişti daha önce! hatta bunu söyleyende burada gayet masum ve el pençeydi hocasının yanında. buradaysa hocasına hakaret içindeydi ikiyüzlü insan.gs gidiyormuş çok mu(!)
Futbola bile din karıştırıyorlar ya.. Sonra da dönüp dünya starı olan oyunculara dinci diyorlar ya.. Helal olsun. Adamlar dincilikle suçlandıkları dönemde Galatasaray tarihinin en parlak dönemlerini yaşadı. Daha sonra ise Fatih Altaylı denen kiralık adam kendi itirafı ile Emre, Arif, Okan, Hakan Şükür, Hakan Ünsal vs. gibi muhteşem ve adeta askerlik görevlerini yapar gibi canla başla çalışan oyuncuları takımdan uzaklaştırma operasyonu yaptılar. Övünerek bu dinci diye yaftalamaya çalıştığı yıldız oyuncuları kulüpten uzaklaştırdığını söylüyor bu herif ve sonuç ortada.Denis, başlangıçta benim muhteşem kulübüm Fenerbahçe’yi diline dolayıp sözüm ona futbol geyiği çevirir bir eda ile yine futbolu kendi dinci fanatizminle ayrımcılık noktası yapıyorsun. Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar dışında dünyanın aklı başında hiçbir kulübünde kimse oyuncusunun dini, milleti, ırkı konusunda polemik yapmaz. Oyuncusundan nasıl faydalanacağını ve kulüplerini nasıl dünyanın zirve kulüpleri arasına sokacağını düşünür. Ama bizim yobazlar için nasıl dünya sanayisindeki, turizmindeki konumumuz yada ekonomisi, sanatı vs konusunda konumumuz önemli değilse, bu konuda da başarılı olup olmamamız önemli değil. Varsa yoksa birşeyler üreten insanları kendi ideolojilerine uymuyor diye dinci şeklinde yaftalayıp üretimsiz hale getirmek. Ne de olsa geri kalmışlıktan rahatsız olacakları bir durum yok. 80-100 yıldır hala olmamız gereken yerde olamamamıza rağmen bir sıkıntıları yok bunların. Ekonomisi batmış da olsa onurlu (!) (fakir bir ülkenin onuru kaç gün sürebiliyorsa artık) ülke olsun istiyorlar. Ben üretemiyorsam, başaramıyorsam kimse de kazanamasın istiyorlar.Ama her konuda böyle bu hastalıklı insanlar. Bari futbol keyfimizin içine etmeseniz.!!
Din(ci)! Kimilerine göre abes görünen bu terim nüfus cüzdanlarımızda bile dolaşıyor. Din(siz)sen, sil kardeşim o ibareyi kelle kağıdından. Elin futbolcusu tüm kameralar karşısında dininin sembolü olan istavrozu getirerek maça çıkıyor. Bizim futbolcumuz dininin sembolü olan namazı kılıyor diye eleştiri alıyor. Hocacı deniyor, yobaz deniyor.
Ya arkadaşlar, bana ne? Herkesin dini kendine.Şu dinli, bu dinsiz mi demişim.anthro yani senin de harbiden okumadan cevap yazma refleksin var.Dinci, dinsiz vs. demedim. Beni ilgilendirmez. Ben bilemem kim ne kadar inanır, inanmaz. Kimse de bilemez.Tarikatlar, kendi kurallarıyla, kendi felsefeleriyle yeni hurafeler türetirler. Yüzyıllarca böyle gelişmiştir.Hindistanda başka, Endonezya’da, Türkiye’de İslam farklı yaşanır. Her ülkede farklı yaşanır. Farklılıkların sebebi hurafelerdir. Oysa kitap tektir. Açar okursun, emri yaparsın. Kutsal deyip kimsenin ulaşamayacağı kadar yükseğe koyup tozlanmasını sağlamazsın.Dolayısıyla, belli bir cemaatten uzak durmam, sevmemem, futbol kulübü ile olabilecek ilişkisini yadırgamam, sizi yadırgatmaması lazım.
Biz futbol yaşamları ile Türkiye’nin zirvesine ulaşan ve de kendi inançlarını yaşadıkları için dincilikle itham edilen kişilerden bahsediyoruz. Burada başka insanların dinsel tercihleri üzerine yorum yapan ben değilim. Sen ve senin zihniyetindekiler. Ben yada ortalama Türk halkı hiçbir zaman istavroz çıkararak sahaya giren oyuncudan rahatsız olmamış ki bir hindu yada sih’in inancı hakkında ben ileri geri yorumda bulunayım. Ben mi bahsettim şimdi “ben ineğe tapanlardan daha dindarım” diye. Kendi söyleyip kendin yorumluyosun. Ben insanların hangisi daha dindar yada değil konusunda da yorumda bulunmuyorum Bu yorumları yapan yobaz dinciler laikçilerdir genelde.Futboldan bahsediyoruz burada. Sen ise adamların inançları ile alakalı yorum yapmaya devam ediyosun. Bak ingiliz Chelsea takımının sahibi bir Rus Yahudisi, ve teknik direktörü bir İsrailli. Forvete de, bizimkilerin dinci yobaz olarak niteledikleri ve bezdirdikleri Anelka’yı yerleştirdiler. Adamlar hödük değil işte. Büyük ülkenin büyük kulüplerini kurmaya çalışıyorlar. Chelsea Şampiyonlar ligi kupasını kaldırdığı gün bu İngilizlerin başarısı olacak çünkü. Ama biz UEFA kupasını kazanan takım ardından böyle yobazca tartışmalara devam ediyoruz.Bir de, sürekli cevap vermekte aciz kaldığın noktalarda “cahilce, bilgisizce konuşuyorsunuz” gibi laflar etmeyi bırak. Ben buna karşılık vermeyi bile ihtiyaç duymuyorum çünkü bunun yorumunu yazdıklarımızı okuyanlar çıkarsın. Sen niye bunu söyleme ve yüzüme çarpma gereği duyuyorsun ki, öyleysem zaten aramızdaki diyalogdan bu ortaya çıkacaktır. Değilsem de bu kez sen biraz iç acıtan bir durumda kalmış oluyorsun. Çocuksu diyaloglara girmekten hoşlanmıyorum, tahkir edebilmeyi becerebilirsen beni kelimelerinle ve mantık kurmacalarınla offside’a düşürmeye çalış. İkidir bu gibi çocuksu üslupla karşılık veriyosun. Bu da pek şık olmuyor.
Bak bir de kararsızlık rahatsızlığın var senin anladığım kadarıyla. Değiştireceksen yazma. Yazdıysan da değiştirme Allah aşkına ya. Korkma, seni kınamayız. Yazdıklarımı ne için yazdığım anlaşılmaz oluyor bu kez.
Boş konuşmalardan ziyade yapacak çok işim olduğu için seni birkaç gün ihmal etmişim. Sende rahat rahat germişsin konuyu.Hem diyorsun ki “istavroz çıkaran furbolculardan rahatsız olmayan siz gibiler”, hem de ben din ırkçılığı yapmıyorum diyorsun.Sana tavsiyem cümlelerini daha kısa tut ki konuyu unutma.Cahil bir insan olduğun cümlelerinin içerisinde gizlemek için kullandığın makyaj kelimelerinden belli zaten. Doğru söylüyorsun bunu benim tekrar etmeme gerek yok.Ayrıca, oyunu sürekli kişiselleştiren tiplerle futbol konuşmadığım gibi seninle de aynı çamurun için de bulunmayacağım. Sende ki bu ego ile başetmek mümkün olmaz.Hiçbir tartışman yarım kalmaz ve karşında kine hak vermezsin. Hep haklısındır. Bu yüzden çokça hayatında yanlız kalırsın. “Bak sana ücretsiz uzman tavsiyesi de verdim.”Konuya dönerek, sana yazının özetini tekrar hatırlatmak isterim. Kimin hangi dine mensup olduğu ile ilgilenmiyorum. Bir tarikatın önemli bir spor kulübü ile olan ilişkisini sorguluyorum.Şimdi sen ne niyorsun onu söyle?Şaşı, seyrek diyeceğine kör de kurtul. Çünkü yaptığın yorumlardan sanki bunu normal karşılıyormuşsun gibi. Öyle mi? Yoksa neden istavroz çıkaran futbolculara yorumlarımızı sorasın.Eğer hayır o da değil diyorsan kusura bakma ama geriye birtek boş boş konuşmuşluğun kalıyor. İlla cevap vereyim de neolursa olsun mantığı kalıyor.Yazdılarını analiz ettik sonuç ortada, ya sen bir tarikat ilişkisini normal karşılıyorsun ya da boş konuşuyorsun.Hödük, Aciz, Yobaz, Yobaz Laikçi vb. gibi kelimeleri aynen sana iade ediyorum. Üslubunu koruyamacaksan hiç tartışmaya girme. Cevap alamazsın.
“Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar” derken neyi kasttetiğini de biraz açar mısın?Sence şu şekilde düşünen çalışan insanlar mı var Türkiye’de; Herkes ata, kuşa, çaya çimene inansın da Allah’a inanmasın. Dinden çıksın mesela gitsin insanlar kedi falan kessinler.Din derken de İslam’ı kasttetiğin belli. Peki ozaman “Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar”, insanları başka bir dine mi geçirmek istiyorlar? Hepimiz Ateistiz,Semitistiz ya da Darwinistiz miyiz ki, diğer insanları da yanımıza çekmek istiyoruz?Bilmem anlatabildim mi? O kadar cehalet yüklü cümleler kuruyorsun ki, inşaAllah sende farkedersin.”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar””Yobaz Laikçiler””Laikler”Bunlara nasıl bir açıklama getireceksin gerçekten merak içindeyim.Biraz da kendinizden bahsetseniz. Siz nesiniz? Kimsiniz. Bizden ne gibi farklarınız var?
Tahminimden de vahim bi durumdaymışsın arkadaşım:-) Seni azad ettim, ne halin varsa gör yahu! Ama şunu da bi tut bakiim:Ben demişim ki:
Ben yada ortalama Türk halkı hiçbir zaman istavroz çıkararak sahaya giren oyuncudan rahatsız olmamış ki bir hindu yada sih’in inancı hakkında ben ileri geri yorumda bulunayım.
(daha sonra sildiğin, ineğe tapan bir hinduyu sen dindar bile kabul etmezsin lafına binaen dedim bunu)Bu da senin algılaman ve benim tenakuzumu (!) yüzüme vurduğunu sanarak atladığın cümlen:
Hem diyorsun ki “istavroz çıkaran furbolculardan rahatsız olmayan siz gibiler”, hem de ben din ırkçılığı yapmıyorum diyorsun.
Yahu bana ne senin hristiyanlara nasıl baktığından, ben sana soru sormadım ki orda, doğru oku ve okuduğunu anla. Ben, “ben ve ortalama Türk halkı”nın, kendisine ait olmayan bir dini ritüelden rahatsız olmadığından bahsediyorum. Bu toplumun hiçbir mütedeyyin insanı bu gibi yobazlıklara sapmadı diyorum. Sense benim “sen buna nasıl bakıyorsun, söyle bakiim” şeklinde sorduğumu algılıyorsun. Al iki cümleyi on kere oku. Sonra hal-i ahvalindeki pür melali anla. Şu an üstüne dahi gitmiyorum. Ama mantık hataları yapmayı temel hayat prensipi edindiğini anlıyorum. Her cevabında boyuna aynı hatalar.Ve de benle yada diğer muhatap olduğun herkese karşı cahil, bilgisiz gibi egonu yansıtan cümleler sarfediyorsun. Sonra da:
Sende ki bu ego ile başetmek mümkün olmaz.Hiçbir tartışman yarım kalmaz ve karşında kine hak vermezsin. Hep haklısındır. Bu yüzden çokça hayatında yanlız kalırsın. “Bak sana ücretsiz uzman tavsiyesi de verdim.”
gibi yada:
Hem okuduğunu hiç anlamamışsın hem de ilkokul düzeyinde kendince cümle içinde fazla kelimeyle cevap vermeye çalışıyorsun… Ucuz roman yazarı değiliz, IT sektöründe iş görüyoruz. Bildiğimiz, öğrendiğimiz birşey oldu mu paylaşıyoruz. Bizde ego senin kadar yüksek değil.
gibi cümleler kuruyorsun. Ama bende sabırla kendimi ve egomu önplana çıkaracak, kendimle alakalı cümleler kurmamakta ısrar ediyorum. Çünkü aksi halde seni eleştirdiğim ve hatalı bulduğum şeyi kendim yapmış olacağım. Ama dostum, malesef bu da senin başka bir tenakuzun oluyor. Belki egonu incitmiş olma ihtimalim dolayısyla da, kaba ve kırıcı ama verilmesi gereken cevabı da vermeyeceğim onun için. Ben şuyum-buyum, diye konuşmuyorum. Ama kendi kişisel görüşlerime güveniyorum, -kendi egoma değil- buna binaen de birşeyler söylemeye çalışıyorum. Ama ne olduğumu soruyorsan Antropoloji eğitimi almış bir sosyalbilimci reklamcıyım. Haliyle din, toplum, kitle iletişimi vs. konuları “az buçuk” alanıma girdiği için de, bu konularda kendi hükümlerimi ifade etme hakkım olduğunu düşünüyorum. Ama senin bir bilişimci olmana rağmen bu konuda fikir serdetmene de herhangi bir eleştiri getirmedim. Ama sen de bu konuda bana bir mania çıkaracak ukalalıkta bulunma lütfen.Son olarakta, ben hayatımın hiçbir döneminde, hiçbir arkadaşımın, yakınımın, işortağımın dini düşünce ve tutumları ile ilgilenmedim, müdahale etmek gibi adetim de olmadı. Kimsenin -hangi kutuptan bakarsa baksın (seküler yada herhangi bir din açısından)- bir diğerinin dini (burda antropolojik açıdan din fenomeninden bahsediyorum, sadece bir dini kastetmiyorum) tutumuna müdahalesinden de hoşlanmıyorum. Bu köktenci islamcı da olabilir, köktenci bir evanjelist de olabilir, köktenci bir laikçi de olabilir. İşte benim kabullenemediğim tek nokta budur. Başkasının dini inanç ve tutumuna müdahil olma hakkını kendinde vehmetme.”Din karşıtı yobaz laikçiler”den kastım da sen değildin. Üstüne alınmana gerek yok. Fatih Altaylı dümbeleğinden bahsediyordum orada. Ve onun gibi olan, medyada ve bir kısım toplumsal örgütlenmelere sızmış insanlar güruhunu kastediyorum. Sana yönelik tek itham kabul edeceğin lafım “çocuksu bir üslupla karşındakini cahillikle suçlamaya çalışıyorsun” ifadesi oldu. O “Çocuksu” lafını bile kaldırmayı düşündüm ama durum bu hale geldiği için neyse kaldırmıyım dedim. Ama ben sana karşı hiçbir yerde bir ithamda bulunmadım. Eleştirdiğim ve rahatsız olduğum kitle ise, bahsettiğim gibi ülkeyi rahatsız eden nifak grupları idi. Ben bu gibi bağnaz ve köktenci-laikçi kitlenin söylemlerinden ve ülkede meydana getirdikleri kaostan rahatsızım ve bu söylemleri ve eylemleri yapan odakları her zaman tenkit ederim. Gelişmiş bir demokratik ülkede hiçkimse kendi dini yada seküler düşüncelerini başkalarına dayatma hakkını kendinde bulamaz. Benim ülkemin de artık bunu hakettiğini düşünüyorum.Eğer sen de bu başkalarının inançlarına/yada inançsızlıklarına müdahaleyi kendinde hak vehmeden kitleden değilsen üstüne alınman için bir sebep yok. Ama dahilsen de eleştiri oklarımın önünde duruyorsun demektir. Buna da yapacak birşey yok. Demokrasi önünde tıkaç vazifesi gören herkes benim değerlerime karşı demektir.
Kişisel bir sorunun varsa Google’dan erişim bilgilerime ulaşabilirsin. Konuşuruz.Bunun dışında kişisel yazı yazma diye seni 50kere daha uyaracak değilim.Sorduğum soru:”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar”Sen kimsin? GS, Taritak ilişkisini normal mi karşılıyorsun? Fethullah Gülen cemaatine üye misin? Bunları sormuştum. Cevap vermen gerekenler bunlardı. Boş konuşmaman gerektiğini izah etmiştim.Meslektaşlarının çoğu gibi sende çok konuşup az üretiyorsun. Sadede gel.
@anthro gerekeni sölemiş lakin bir nebze katkı yapalım.
“Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar””Yobaz Laikçiler””Laikler”Bunlara nasıl bir açıklama getireceksin gerçekten merak içindeyim.
çeyrek ekmek arası köfte darbecileri 28 şubatçıların ve günümüz türkbaas partipatırtısı cuntacılarının mottosu: “en büyük tehlike türk milletinin dinine, örf ve âdetlerine bağlılığıdır.” tekrar ediyim, evet zıyadnıkraf ninekilhet.laikçiler, laikliği dinsizliklerine maske yapanlar, şimdilerde kendilerine “ulusalcı” diyorlar. niye böle azgınca davranıyorlar? çünkü türk milleti ateist bir baskı rejimi olan türkbaasçı rejimlere fırsat vermiyor diye, cuntacı emellerine boyun eğmiyor diye, dinini, örfünü, geleneğini yaşama azminden, tarihine sahip çıkmaktan vazgeçmiyor diye, bütün dayatmalara rağmen tarihi misyonundan, nerede olursa olsun zulmü tepeleme azminden ve “kızıl elma”sından vazgeçmiyor diye, çıldırıyorlar. o yüzden de milletin dinine ve örfüne bağlılığını en büyük tehlike addediyorlar.ellerinden gelse hemen cumhuriyetten, demokrasiden ve seçim için milletin önüne gitmekten vazgeçecekler, ülkeyi cuntaya dönüştürecekler. işte bu millet buna fırsat vermediği için en büyük tehlikedir.
Bunun dışında kişisel yazı yazma diye seni 50kere daha uyaracak değilim.
Sen kimsin? GS, Taritak ilişkisini normal mi karşılıyorsun? Fethullah Gülen cemaatine üye misin? Bunları sormuştum. Cevap vermen gerekenler bunlardı. Boş konuşmaman gerektiğini izah etmiştim.
🙂 Aynı ahkam içinde alt alta iki paragraf.Neyse, burda bu şekilde devam edip insanların sabırlarını zorlamayalım. Konuşulacakları özelden görüşebiliriz. Gerçi ben şeffaflıktan yanayım, her konunun -uygar ölçüler içinde- her platformda tartışılmasından yanayım. Ama olamıyorsa zorlamayalım.
@anthro gerekeni söylememiş. Ondan bekliyoruz halen.”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar” diye birşey yok bence.Askerlikte yemek duası vardır. Tanrımıza hamdolsun denir. Sıklıkla topluluk bunun yerine Allah’ımıza hamdolsun der. Bazen ceza bile verilir bu yüzden.Şimdi doğrusu Tanrımıza hamdolsun’dur. Çünkü, yanında ki arkadaşın Allah’a inanmak zorunda değildir. Onun tanrısı başka olabilir.Ama inatla Allahımıza hamdolsun diyen zihniyetle bunu söyleyen zihniyet aynıdır.Farklı yalın ve açıkken anlamak zor geliyordur.Bu dünyada ki en önemli şeyin bir test olduğunu anlatan din, karşı konulmaz bir saplantı ile demokrasiyi hiçe sayabilir. Herkesin bir inancının olması gerektiği doğrudur. İnsanın doğası gereğidir. Ama kendi dinini egemen kılma dürtüsü, insanı herzaman kana, savaşa ve ölüme sürükler.Demokrasinin ilk öğretilen kuralı, senin hakkın, bir başkasının hakkı başladığı yerde biterdir.Ozaman bana söyler misiniz?İslam dinini rahatça yaşayamadığınız, size ırkçılık yapılan herhangi bir konu var mı?Neden ülkemizde her sokakta 2şer Camii var mesela. Bu ülkede müslümanlar kendini azınlık olarak mı görüyor. Eğitimde mi engelleniyorlar, kamuda mı, ticaret hayatında mı?Kapitalist rejimin, emparyelist emmellerin köpeği olmuş bazı partiler bu duygularını sömürmek için, biraz ağlasa din kardeşim dese, neredeyse din için canınızı vereceksin. Töbe haşa, adamları peygamber mi sandınız. Ha yok derseniz, bakın Fethullah Gülen ve diğer cemaatler. Gizliden gizliye ben mesihim demiyorlar mı? Milyarlarca dolar gökten mi iniyor onlara.Bir önce ki yazışmalarda istavroz çıkarmakla ilgili bir cümle geçmişti. Ben bir müslümanım. Layığınca yaşamaya da çalışıyorum. Ama objektif olarak baktığımda diyebilirim ki, bizim dinimiz, diğer dinlere göre çok daha istismar edilmeye açıktır ve ediliyor.Tarikatlar ülkesi olmaya karşı direnen bizleri de din düşmanı ilan etmeyin. Dinde ilk emir okudur. Okuyun tarikat yoktur.Benim inancım ile diğerlerinin inancı aynı olmak zorunda değildir. Çocuğumun, eşimin bile din tercihi kendini ilgilendirir. Ben kaynakları sunarım. Karar onundur. (Devlette bize yeterince inanç adına kaynak sunmuştur.)Ama diyelim ki çocuğumun inancı başka diye yemek masasında gözüne soka soka ALLAHIMA hamdolsun demem. Birlik içinde yaşamak, demokrasi bunu gerektirir.Demokrasinin ve İslam’ın yegane uyumlu yaşatıldığı bir başka örnek ülke gösterin bana sizden özür dileyeyim. Bunu sağlayan Laiklik değildir de nedir?Teodel rejimli diğer ülkelerin halleri ortada.Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din, tanrısı ve kendisi ile ilgili birşeydir.Ülkenin insanlarını sen dindarsın sen değilsin gibi ayırt edemez devlet. Devlet herkese eşit olmak zorundadır.Sosyal ekomomi zayıfladıkça çöken ahlak anlayışı sizleri biraz daha dindar olmaya, savunmaya itmiş olabilir. Ama unutmamak gerekir ki, bataklık sosyal ekomonin kötü olmasıdır.Bunu çözmek içinse kapitalist sermayeye kazandıran (Bkz. Milyarder Listesi), Emperyalist-Sömürgeci ülkelerin uşağı olan (Bkz. Kurtuluş Savaşında ki savaştığımız ülkeler), gün geçtikçe şişmanlayan partiler, tarikatlar değildir.Satılan bankalar, tekel, telekom gibi stratejik önemli kurumlar, düşük kur yüksek faiz rantları, %40 kıyıları satılmış bir ülke, milyarlarca dolarlık bekleyen dolandırıcılık davaları, Kıbrıs’ın verilmesine ışık yakan, durduk yerde bitmiş terörü “Kürt Aydınları” ile buluşup biranda palazlandıran, Ermeni sorununu kaşıyan, Aleviler le restleşen, karadenizi otoban yaparak kandıracağını sanan, her evde 3 kişinin çalıştığı ama geçinemediği ekonomide zenginleştik, enfilasyon tek haneli diyen, askere söven ama askere oğlunu göndermeyen aklınınıza kaç parti ve isim geliyor?Son dönemlerde ki bu palazlanmanın sonu inşaAllah hayırlı olur.
Kişisel düşünceler ile şahsileştirmek farklı şeyler.Ben birisine salak, öküz, eşşek dersem. Bu şahsına hakaret olur. Ama senin görüşlerini eleştiriyorum dersem, görüşlerin saçma dersem bu tartışmak oluyor.Şimdi senden cevabını bekliyorum.”Sen kimsin? GS, Taritak ilişkisini normal mi karşılıyorsun? Fethullah Gülen cemaatine üye misin? Bunları sormuştum. Cevap vermen gerekenler bunlardı. Boş konuşmaman gerektiğini izah etmiştim.”Dördüncü seferdir, ne diye bunu savunduğunu ve soruları açıkça cevaplandırmadın.
Ben bir Ermeniyim, gayr-ı müslüm’üm ve spor kulüplerinin sportif başarılarına ve taraftar kitlesine ihanet etmediği sürece ister masonik, ister dini / lâdini bir cemaatle ilişkisi olmasına karşı değilim ve üstüne üstlük Fenerbahçe taraftarıyım. Memnun kaldın mı cevabıma. Sana ne benden, bana ne senden. “Çok konuşuyosun” cümlenin ardından yazdığım bir paragrafa döktürdüklerine bak.Bana elindeki yazlım-bilişim sözlüğü kitaplarına bakarak komik ahkamlar da kesme. Kişiselleştirmek neymiş öğren.
kişiselleştirmek(-i)1 . Kişiye özel duruma getirmek.2 . Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek.3 . Bir kişiye mal etmek, bağlamak.4 . Söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak.
Sana insanbilimleri ile alakalı bir sır da vereyim. İnsanbilimlerindeki temel unsur olan insan, IT sahasındaki kodlar yada Astronomideki yıldızlar veya nebulalar gibi değişmez ve tesbit edilmiş kanunlarla hareket etmez. Onun için 5 dakika sonra neyin ne olacağı, ne sonuç vereceği kesinkes kestirilemez. Dolayısıyla bu kafa ile algılamakta ve muhakeme etmekte güçlük çektiğin hadiselere yaklaşırsan sonuç alamazsın. IT sahasında top sektirmiyorsun şu an. Onun için dinamik bakmaya çalış, empati yapmaya çabala.Ve şunun ayırdını ısrarla farketmeni talep ediyorum. Ben senin kim, ne olduğunu merak etmiyor ve sorgulamıyorum. Ben derdim senin ne dediğinle ilgili ve dediklerini bu blogda yazdığın sürece de kritik ederim. (elbette ki senin de benim söylemlerimi kritik etme hakkın mahfuzdur) “Benimle özelden iletişim kur” talebine olumlu yanaştım ama madem burada tartışmaya gönüllüsün, burda devam edelim.Şayet ben bir ateist isem, “Allahımıza hamdolsun” yerine “tanrımıza hamdolsun” cümlesini ne münasebetle söylemem gerektiğini.. yada yine ateist olarak “Herkesin bir inancının olması gerektiği doğrudur.”u neden kabul etmem gerekiyormuş’u tartışmıyorum bile.. Benim laiklik ilkesi ile bir alıp veremediğim de yok, üstünde ısrarla durduğum “demokrasi”nin ikinci adımı, “laiklik”tir ama benim problemim laikçilerle.. bla bla…Ama sana asıl söylemek istediğim son şey, ayrıntıları ve önemli nüansları gözden kaçırıyor ve karşındakini kafandaki şablonla muhakeme etmeye çalışıyorsun. “Bana” odaklanıyorsun. Benim söylediklerimi değerlendirip ona kritik getirmeni tercih ederim. Benimle tartışırken kafandaki imgelerle değil söylediklerimle ilgilen lütfen.
masonların, lionsların, rotaryenlerin örümcek ağı gibi çepeçevre sardiği caaanım türkiyamda tarikatlarında aynı şeyi yapması normaldir, kafaya fazla takmamak lazım.
Adama bu ne lahana turşusu derler. Pes yani. İstavroz dan dem vurup, anti laikçi tavırlarla cemaatleri savunmak sonunda da böyle bir kimliğe sahip olmak. Karanlık bir tarafın var senin.Bunu tartışmayacağım seninle.Cemaat ilişkilerini ve tarikatları sevmem, sevemem. Her kim ki, dini istismar eder, ülkeme leke sürer, iftira eder, itiraz ederim. Köşesine çekilip karışıklığa, hırsızlığa, bölünmüşlüğe, kardeşin kardeşe düşman edilmesine kıs kıs gülenleri de listeye eklerim.Kal sağlıcakla.
yorumlar
“Ufacık tefecik içi dolu turşucuk.”Nedir bu bahsi geçen? Limon.Peki içi boş olursa :- O zaman içi geçmiş oluyor.Bu yazı nasıl bir yazı :-İçi boş bir yazı…
alir mi alir zaten cogu topcu onun mali
Kafiyeli oldu…. bir yazı…onun malı
vakti zamanında alisamiyenin temelinide hocaefendi atmış. dua da okumuş hatta. uefa kupasınıda onun sayesinde aldılar zaten.ama hocası daha kuvvetli üfürdüğünden dolayı fenerbahçeyi bir türlü yememezlermiş.ona inanan buna da inandı
allahın izniyle fethullah hocafendininde yüzü suyu hürmetine sırtı yere gelemz gayrı.
Fettullah Gulen borsayi da satin almis, cemaatten saglam tiyo aldim, biraz dussun, hocaefendinin oynadigi kagitlara yatirim yapicam.
fettoşspor iyi bir isim olur muydu?
fettoş idmanyurdu
Nasa yeni bir uydu göndermiş deseler, bu GS liler, yine olsun ama biz UEFA kupası aldık diyecekler.Konuyla ne alakası var demeyin, alakalı alakasız her konuda nasılsa UEFA kupası aldık diyenlerin yalancısıyım.Ya arkadaş bu ne kupaymış böyle anlamadım gitti.Galatasaray’ın kupayı aldığı gece sabaha kadar dışarıda kardeşimle beraber kutlamıştım. Birde dün havalimanında ki acizleri gördüm.Yani pes.bugün Fener gitse alsa şampiyonlar ligi kupasını bukez de diyecekler ki, e biz okadar yabancıyla almadık, bizde 3-5 di diyecekler.Hani atların tek yöne bakması için bir şey takarlar da sağını solunu görmez. Bu da öyle birşey heralde.GS kupayı 5 yabancıyla aldı. UEFA kupasını. Rakiplerinin kaç yabancısı vardı peki? Bugün ki gibi 11 yabancı dünya karmasıyla mı oynuyorlardı.Olsun onlar GS, UEFA kupasını aldılar.Son 5 yıldır, 240milyon Dolar borçla dünya da kapatılmayan tek kulüptür heralde GS.240milyon dolar beyler. Yesen bitmez. 100 değil 500 futbolcu alsan bitmez. Nereye gitti bu paralar.Devlet eliyle kıyaklar niye. Hakan Şükür, Emre Belezoğlu ‘nun Fethullah Gülenci olduğunu bilmeyen bir adam mı kaldı bu dünyada.Her yıl ramazan ayında oruç problemi hangi kulüpte gündeme geliyor.GS’ye bugün ki projesine göre enaz 2 kat daha avantajlı CHPli başkanın projesi niye reddedildi.Fanatizm biryere kadar bırakında, GS yi nasıl bunların elinden nasıl kurtarırsınız ona bakın. Yazık valla.Tamamının ele geçirildiğini düşünmüyorum ama epey ilerlemiş bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Dikkate alınması gerekli bir yazı bence.
hatırlarsanız devlet bile gitmişti daha önce! hatta bunu söyleyende burada gayet masum ve el pençeydi hocasının yanında. buradaysa hocasına hakaret içindeydi ikiyüzlü insan.gs gidiyormuş çok mu(!)
Futbola bile din karıştırıyorlar ya.. Sonra da dönüp dünya starı olan oyunculara dinci diyorlar ya.. Helal olsun. Adamlar dincilikle suçlandıkları dönemde Galatasaray tarihinin en parlak dönemlerini yaşadı. Daha sonra ise Fatih Altaylı denen kiralık adam kendi itirafı ile Emre, Arif, Okan, Hakan Şükür, Hakan Ünsal vs. gibi muhteşem ve adeta askerlik görevlerini yapar gibi canla başla çalışan oyuncuları takımdan uzaklaştırma operasyonu yaptılar. Övünerek bu dinci diye yaftalamaya çalıştığı yıldız oyuncuları kulüpten uzaklaştırdığını söylüyor bu herif ve sonuç ortada.Denis, başlangıçta benim muhteşem kulübüm Fenerbahçe’yi diline dolayıp sözüm ona futbol geyiği çevirir bir eda ile yine futbolu kendi dinci fanatizminle ayrımcılık noktası yapıyorsun. Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar dışında dünyanın aklı başında hiçbir kulübünde kimse oyuncusunun dini, milleti, ırkı konusunda polemik yapmaz. Oyuncusundan nasıl faydalanacağını ve kulüplerini nasıl dünyanın zirve kulüpleri arasına sokacağını düşünür. Ama bizim yobazlar için nasıl dünya sanayisindeki, turizmindeki konumumuz yada ekonomisi, sanatı vs konusunda konumumuz önemli değilse, bu konuda da başarılı olup olmamamız önemli değil. Varsa yoksa birşeyler üreten insanları kendi ideolojilerine uymuyor diye dinci şeklinde yaftalayıp üretimsiz hale getirmek. Ne de olsa geri kalmışlıktan rahatsız olacakları bir durum yok. 80-100 yıldır hala olmamız gereken yerde olamamamıza rağmen bir sıkıntıları yok bunların. Ekonomisi batmış da olsa onurlu (!) (fakir bir ülkenin onuru kaç gün sürebiliyorsa artık) ülke olsun istiyorlar. Ben üretemiyorsam, başaramıyorsam kimse de kazanamasın istiyorlar.Ama her konuda böyle bu hastalıklı insanlar. Bari futbol keyfimizin içine etmeseniz.!!
Din(ci)! Kimilerine göre abes görünen bu terim nüfus cüzdanlarımızda bile dolaşıyor. Din(siz)sen, sil kardeşim o ibareyi kelle kağıdından. Elin futbolcusu tüm kameralar karşısında dininin sembolü olan istavrozu getirerek maça çıkıyor. Bizim futbolcumuz dininin sembolü olan namazı kılıyor diye eleştiri alıyor. Hocacı deniyor, yobaz deniyor.
Ya arkadaşlar, bana ne? Herkesin dini kendine.Şu dinli, bu dinsiz mi demişim.anthro yani senin de harbiden okumadan cevap yazma refleksin var.Dinci, dinsiz vs. demedim. Beni ilgilendirmez. Ben bilemem kim ne kadar inanır, inanmaz. Kimse de bilemez.Tarikatlar, kendi kurallarıyla, kendi felsefeleriyle yeni hurafeler türetirler. Yüzyıllarca böyle gelişmiştir.Hindistanda başka, Endonezya’da, Türkiye’de İslam farklı yaşanır. Her ülkede farklı yaşanır. Farklılıkların sebebi hurafelerdir. Oysa kitap tektir. Açar okursun, emri yaparsın. Kutsal deyip kimsenin ulaşamayacağı kadar yükseğe koyup tozlanmasını sağlamazsın.Dolayısıyla, belli bir cemaatten uzak durmam, sevmemem, futbol kulübü ile olabilecek ilişkisini yadırgamam, sizi yadırgatmaması lazım.
Biz futbol yaşamları ile Türkiye’nin zirvesine ulaşan ve de kendi inançlarını yaşadıkları için dincilikle itham edilen kişilerden bahsediyoruz. Burada başka insanların dinsel tercihleri üzerine yorum yapan ben değilim. Sen ve senin zihniyetindekiler. Ben yada ortalama Türk halkı hiçbir zaman istavroz çıkararak sahaya giren oyuncudan rahatsız olmamış ki bir hindu yada sih’in inancı hakkında ben ileri geri yorumda bulunayım. Ben mi bahsettim şimdi “ben ineğe tapanlardan daha dindarım” diye. Kendi söyleyip kendin yorumluyosun. Ben insanların hangisi daha dindar yada değil konusunda da yorumda bulunmuyorum Bu yorumları yapan yobaz dinciler laikçilerdir genelde.Futboldan bahsediyoruz burada. Sen ise adamların inançları ile alakalı yorum yapmaya devam ediyosun. Bak ingiliz Chelsea takımının sahibi bir Rus Yahudisi, ve teknik direktörü bir İsrailli. Forvete de, bizimkilerin dinci yobaz olarak niteledikleri ve bezdirdikleri Anelka’yı yerleştirdiler. Adamlar hödük değil işte. Büyük ülkenin büyük kulüplerini kurmaya çalışıyorlar. Chelsea Şampiyonlar ligi kupasını kaldırdığı gün bu İngilizlerin başarısı olacak çünkü. Ama biz UEFA kupasını kazanan takım ardından böyle yobazca tartışmalara devam ediyoruz.Bir de, sürekli cevap vermekte aciz kaldığın noktalarda “cahilce, bilgisizce konuşuyorsunuz” gibi laflar etmeyi bırak. Ben buna karşılık vermeyi bile ihtiyaç duymuyorum çünkü bunun yorumunu yazdıklarımızı okuyanlar çıkarsın. Sen niye bunu söyleme ve yüzüme çarpma gereği duyuyorsun ki, öyleysem zaten aramızdaki diyalogdan bu ortaya çıkacaktır. Değilsem de bu kez sen biraz iç acıtan bir durumda kalmış oluyorsun. Çocuksu diyaloglara girmekten hoşlanmıyorum, tahkir edebilmeyi becerebilirsen beni kelimelerinle ve mantık kurmacalarınla offside’a düşürmeye çalış. İkidir bu gibi çocuksu üslupla karşılık veriyosun. Bu da pek şık olmuyor.
Bak bir de kararsızlık rahatsızlığın var senin anladığım kadarıyla. Değiştireceksen yazma. Yazdıysan da değiştirme Allah aşkına ya. Korkma, seni kınamayız. Yazdıklarımı ne için yazdığım anlaşılmaz oluyor bu kez.
Boş konuşmalardan ziyade yapacak çok işim olduğu için seni birkaç gün ihmal etmişim. Sende rahat rahat germişsin konuyu.Hem diyorsun ki “istavroz çıkaran furbolculardan rahatsız olmayan siz gibiler”, hem de ben din ırkçılığı yapmıyorum diyorsun.Sana tavsiyem cümlelerini daha kısa tut ki konuyu unutma.Cahil bir insan olduğun cümlelerinin içerisinde gizlemek için kullandığın makyaj kelimelerinden belli zaten. Doğru söylüyorsun bunu benim tekrar etmeme gerek yok.Ayrıca, oyunu sürekli kişiselleştiren tiplerle futbol konuşmadığım gibi seninle de aynı çamurun için de bulunmayacağım. Sende ki bu ego ile başetmek mümkün olmaz.Hiçbir tartışman yarım kalmaz ve karşında kine hak vermezsin. Hep haklısındır. Bu yüzden çokça hayatında yanlız kalırsın. “Bak sana ücretsiz uzman tavsiyesi de verdim.”Konuya dönerek, sana yazının özetini tekrar hatırlatmak isterim. Kimin hangi dine mensup olduğu ile ilgilenmiyorum. Bir tarikatın önemli bir spor kulübü ile olan ilişkisini sorguluyorum.Şimdi sen ne niyorsun onu söyle?Şaşı, seyrek diyeceğine kör de kurtul. Çünkü yaptığın yorumlardan sanki bunu normal karşılıyormuşsun gibi. Öyle mi? Yoksa neden istavroz çıkaran futbolculara yorumlarımızı sorasın.Eğer hayır o da değil diyorsan kusura bakma ama geriye birtek boş boş konuşmuşluğun kalıyor. İlla cevap vereyim de neolursa olsun mantığı kalıyor.Yazdılarını analiz ettik sonuç ortada, ya sen bir tarikat ilişkisini normal karşılıyorsun ya da boş konuşuyorsun.Hödük, Aciz, Yobaz, Yobaz Laikçi vb. gibi kelimeleri aynen sana iade ediyorum. Üslubunu koruyamacaksan hiç tartışmaya girme. Cevap alamazsın.
“Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar” derken neyi kasttetiğini de biraz açar mısın?Sence şu şekilde düşünen çalışan insanlar mı var Türkiye’de; Herkes ata, kuşa, çaya çimene inansın da Allah’a inanmasın. Dinden çıksın mesela gitsin insanlar kedi falan kessinler.Din derken de İslam’ı kasttetiğin belli. Peki ozaman “Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar”, insanları başka bir dine mi geçirmek istiyorlar? Hepimiz Ateistiz,Semitistiz ya da Darwinistiz miyiz ki, diğer insanları da yanımıza çekmek istiyoruz?Bilmem anlatabildim mi? O kadar cehalet yüklü cümleler kuruyorsun ki, inşaAllah sende farkedersin.”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar””Yobaz Laikçiler””Laikler”Bunlara nasıl bir açıklama getireceksin gerçekten merak içindeyim.Biraz da kendinizden bahsetseniz. Siz nesiniz? Kimsiniz. Bizden ne gibi farklarınız var?
Tahminimden de vahim bi durumdaymışsın arkadaşım:-) Seni azad ettim, ne halin varsa gör yahu! Ama şunu da bi tut bakiim:Ben demişim ki:
(daha sonra sildiğin, ineğe tapan bir hinduyu sen dindar bile kabul etmezsin lafına binaen dedim bunu)Bu da senin algılaman ve benim tenakuzumu (!) yüzüme vurduğunu sanarak atladığın cümlen:
Yahu bana ne senin hristiyanlara nasıl baktığından, ben sana soru sormadım ki orda, doğru oku ve okuduğunu anla. Ben, “ben ve ortalama Türk halkı”nın, kendisine ait olmayan bir dini ritüelden rahatsız olmadığından bahsediyorum. Bu toplumun hiçbir mütedeyyin insanı bu gibi yobazlıklara sapmadı diyorum. Sense benim “sen buna nasıl bakıyorsun, söyle bakiim” şeklinde sorduğumu algılıyorsun. Al iki cümleyi on kere oku. Sonra hal-i ahvalindeki pür melali anla. Şu an üstüne dahi gitmiyorum. Ama mantık hataları yapmayı temel hayat prensipi edindiğini anlıyorum. Her cevabında boyuna aynı hatalar.Ve de benle yada diğer muhatap olduğun herkese karşı cahil, bilgisiz gibi egonu yansıtan cümleler sarfediyorsun. Sonra da:
gibi yada:
gibi cümleler kuruyorsun. Ama bende sabırla kendimi ve egomu önplana çıkaracak, kendimle alakalı cümleler kurmamakta ısrar ediyorum. Çünkü aksi halde seni eleştirdiğim ve hatalı bulduğum şeyi kendim yapmış olacağım. Ama dostum, malesef bu da senin başka bir tenakuzun oluyor. Belki egonu incitmiş olma ihtimalim dolayısyla da, kaba ve kırıcı ama verilmesi gereken cevabı da vermeyeceğim onun için. Ben şuyum-buyum, diye konuşmuyorum. Ama kendi kişisel görüşlerime güveniyorum, -kendi egoma değil- buna binaen de birşeyler söylemeye çalışıyorum. Ama ne olduğumu soruyorsan Antropoloji eğitimi almış bir sosyalbilimci reklamcıyım. Haliyle din, toplum, kitle iletişimi vs. konuları “az buçuk” alanıma girdiği için de, bu konularda kendi hükümlerimi ifade etme hakkım olduğunu düşünüyorum. Ama senin bir bilişimci olmana rağmen bu konuda fikir serdetmene de herhangi bir eleştiri getirmedim. Ama sen de bu konuda bana bir mania çıkaracak ukalalıkta bulunma lütfen.Son olarakta, ben hayatımın hiçbir döneminde, hiçbir arkadaşımın, yakınımın, işortağımın dini düşünce ve tutumları ile ilgilenmedim, müdahale etmek gibi adetim de olmadı. Kimsenin -hangi kutuptan bakarsa baksın (seküler yada herhangi bir din açısından)- bir diğerinin dini (burda antropolojik açıdan din fenomeninden bahsediyorum, sadece bir dini kastetmiyorum) tutumuna müdahalesinden de hoşlanmıyorum. Bu köktenci islamcı da olabilir, köktenci bir evanjelist de olabilir, köktenci bir laikçi de olabilir. İşte benim kabullenemediğim tek nokta budur. Başkasının dini inanç ve tutumuna müdahil olma hakkını kendinde vehmetme.”Din karşıtı yobaz laikçiler”den kastım da sen değildin. Üstüne alınmana gerek yok. Fatih Altaylı dümbeleğinden bahsediyordum orada. Ve onun gibi olan, medyada ve bir kısım toplumsal örgütlenmelere sızmış insanlar güruhunu kastediyorum. Sana yönelik tek itham kabul edeceğin lafım “çocuksu bir üslupla karşındakini cahillikle suçlamaya çalışıyorsun” ifadesi oldu. O “Çocuksu” lafını bile kaldırmayı düşündüm ama durum bu hale geldiği için neyse kaldırmıyım dedim. Ama ben sana karşı hiçbir yerde bir ithamda bulunmadım. Eleştirdiğim ve rahatsız olduğum kitle ise, bahsettiğim gibi ülkeyi rahatsız eden nifak grupları idi. Ben bu gibi bağnaz ve köktenci-laikçi kitlenin söylemlerinden ve ülkede meydana getirdikleri kaostan rahatsızım ve bu söylemleri ve eylemleri yapan odakları her zaman tenkit ederim. Gelişmiş bir demokratik ülkede hiçkimse kendi dini yada seküler düşüncelerini başkalarına dayatma hakkını kendinde bulamaz. Benim ülkemin de artık bunu hakettiğini düşünüyorum.Eğer sen de bu başkalarının inançlarına/yada inançsızlıklarına müdahaleyi kendinde hak vehmeden kitleden değilsen üstüne alınman için bir sebep yok. Ama dahilsen de eleştiri oklarımın önünde duruyorsun demektir. Buna da yapacak birşey yok. Demokrasi önünde tıkaç vazifesi gören herkes benim değerlerime karşı demektir.
Kişisel bir sorunun varsa Google’dan erişim bilgilerime ulaşabilirsin. Konuşuruz.Bunun dışında kişisel yazı yazma diye seni 50kere daha uyaracak değilim.Sorduğum soru:”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar”Sen kimsin? GS, Taritak ilişkisini normal mi karşılıyorsun? Fethullah Gülen cemaatine üye misin? Bunları sormuştum. Cevap vermen gerekenler bunlardı. Boş konuşmaman gerektiğini izah etmiştim.Meslektaşlarının çoğu gibi sende çok konuşup az üretiyorsun. Sadede gel.
amanınnnnnnnnn………desenize, bunca yıldan sonra GSdan vazgeçip Beşiktaşlı olacağım…tüh…
ol valla, çarşı gibisi var mı
@anthro gerekeni sölemiş lakin bir nebze katkı yapalım.
çeyrek ekmek arası köfte darbecileri 28 şubatçıların ve günümüz türkbaas partipatırtısı cuntacılarının mottosu: “en büyük tehlike türk milletinin dinine, örf ve âdetlerine bağlılığıdır.” tekrar ediyim, evet zıyadnıkraf ninekilhet.laikçiler, laikliği dinsizliklerine maske yapanlar, şimdilerde kendilerine “ulusalcı” diyorlar. niye böle azgınca davranıyorlar? çünkü türk milleti ateist bir baskı rejimi olan türkbaasçı rejimlere fırsat vermiyor diye, cuntacı emellerine boyun eğmiyor diye, dinini, örfünü, geleneğini yaşama azminden, tarihine sahip çıkmaktan vazgeçmiyor diye, bütün dayatmalara rağmen tarihi misyonundan, nerede olursa olsun zulmü tepeleme azminden ve “kızıl elma”sından vazgeçmiyor diye, çıldırıyorlar. o yüzden de milletin dinine ve örfüne bağlılığını en büyük tehlike addediyorlar.ellerinden gelse hemen cumhuriyetten, demokrasiden ve seçim için milletin önüne gitmekten vazgeçecekler, ülkeyi cuntaya dönüştürecekler. işte bu millet buna fırsat vermediği için en büyük tehlikedir.
🙂 Aynı ahkam içinde alt alta iki paragraf.Neyse, burda bu şekilde devam edip insanların sabırlarını zorlamayalım. Konuşulacakları özelden görüşebiliriz. Gerçi ben şeffaflıktan yanayım, her konunun -uygar ölçüler içinde- her platformda tartışılmasından yanayım. Ama olamıyorsa zorlamayalım.
@anthro gerekeni söylememiş. Ondan bekliyoruz halen.”Türkiyedeki bu din düşmanı yobazlar” diye birşey yok bence.Askerlikte yemek duası vardır. Tanrımıza hamdolsun denir. Sıklıkla topluluk bunun yerine Allah’ımıza hamdolsun der. Bazen ceza bile verilir bu yüzden.Şimdi doğrusu Tanrımıza hamdolsun’dur. Çünkü, yanında ki arkadaşın Allah’a inanmak zorunda değildir. Onun tanrısı başka olabilir.Ama inatla Allahımıza hamdolsun diyen zihniyetle bunu söyleyen zihniyet aynıdır.Farklı yalın ve açıkken anlamak zor geliyordur.Bu dünyada ki en önemli şeyin bir test olduğunu anlatan din, karşı konulmaz bir saplantı ile demokrasiyi hiçe sayabilir. Herkesin bir inancının olması gerektiği doğrudur. İnsanın doğası gereğidir. Ama kendi dinini egemen kılma dürtüsü, insanı herzaman kana, savaşa ve ölüme sürükler.Demokrasinin ilk öğretilen kuralı, senin hakkın, bir başkasının hakkı başladığı yerde biterdir.Ozaman bana söyler misiniz?İslam dinini rahatça yaşayamadığınız, size ırkçılık yapılan herhangi bir konu var mı?Neden ülkemizde her sokakta 2şer Camii var mesela. Bu ülkede müslümanlar kendini azınlık olarak mı görüyor. Eğitimde mi engelleniyorlar, kamuda mı, ticaret hayatında mı?Kapitalist rejimin, emparyelist emmellerin köpeği olmuş bazı partiler bu duygularını sömürmek için, biraz ağlasa din kardeşim dese, neredeyse din için canınızı vereceksin. Töbe haşa, adamları peygamber mi sandınız. Ha yok derseniz, bakın Fethullah Gülen ve diğer cemaatler. Gizliden gizliye ben mesihim demiyorlar mı? Milyarlarca dolar gökten mi iniyor onlara.Bir önce ki yazışmalarda istavroz çıkarmakla ilgili bir cümle geçmişti. Ben bir müslümanım. Layığınca yaşamaya da çalışıyorum. Ama objektif olarak baktığımda diyebilirim ki, bizim dinimiz, diğer dinlere göre çok daha istismar edilmeye açıktır ve ediliyor.Tarikatlar ülkesi olmaya karşı direnen bizleri de din düşmanı ilan etmeyin. Dinde ilk emir okudur. Okuyun tarikat yoktur.Benim inancım ile diğerlerinin inancı aynı olmak zorunda değildir. Çocuğumun, eşimin bile din tercihi kendini ilgilendirir. Ben kaynakları sunarım. Karar onundur. (Devlette bize yeterince inanç adına kaynak sunmuştur.)Ama diyelim ki çocuğumun inancı başka diye yemek masasında gözüne soka soka ALLAHIMA hamdolsun demem. Birlik içinde yaşamak, demokrasi bunu gerektirir.Demokrasinin ve İslam’ın yegane uyumlu yaşatıldığı bir başka örnek ülke gösterin bana sizden özür dileyeyim. Bunu sağlayan Laiklik değildir de nedir?Teodel rejimli diğer ülkelerin halleri ortada.Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din, tanrısı ve kendisi ile ilgili birşeydir.Ülkenin insanlarını sen dindarsın sen değilsin gibi ayırt edemez devlet. Devlet herkese eşit olmak zorundadır.Sosyal ekomomi zayıfladıkça çöken ahlak anlayışı sizleri biraz daha dindar olmaya, savunmaya itmiş olabilir. Ama unutmamak gerekir ki, bataklık sosyal ekomonin kötü olmasıdır.Bunu çözmek içinse kapitalist sermayeye kazandıran (Bkz. Milyarder Listesi), Emperyalist-Sömürgeci ülkelerin uşağı olan (Bkz. Kurtuluş Savaşında ki savaştığımız ülkeler), gün geçtikçe şişmanlayan partiler, tarikatlar değildir.Satılan bankalar, tekel, telekom gibi stratejik önemli kurumlar, düşük kur yüksek faiz rantları, %40 kıyıları satılmış bir ülke, milyarlarca dolarlık bekleyen dolandırıcılık davaları, Kıbrıs’ın verilmesine ışık yakan, durduk yerde bitmiş terörü “Kürt Aydınları” ile buluşup biranda palazlandıran, Ermeni sorununu kaşıyan, Aleviler le restleşen, karadenizi otoban yaparak kandıracağını sanan, her evde 3 kişinin çalıştığı ama geçinemediği ekonomide zenginleştik, enfilasyon tek haneli diyen, askere söven ama askere oğlunu göndermeyen aklınınıza kaç parti ve isim geliyor?Son dönemlerde ki bu palazlanmanın sonu inşaAllah hayırlı olur.
Kişisel düşünceler ile şahsileştirmek farklı şeyler.Ben birisine salak, öküz, eşşek dersem. Bu şahsına hakaret olur. Ama senin görüşlerini eleştiriyorum dersem, görüşlerin saçma dersem bu tartışmak oluyor.Şimdi senden cevabını bekliyorum.”Sen kimsin? GS, Taritak ilişkisini normal mi karşılıyorsun? Fethullah Gülen cemaatine üye misin? Bunları sormuştum. Cevap vermen gerekenler bunlardı. Boş konuşmaman gerektiğini izah etmiştim.”Dördüncü seferdir, ne diye bunu savunduğunu ve soruları açıkça cevaplandırmadın.
Ben bir Ermeniyim, gayr-ı müslüm’üm ve spor kulüplerinin sportif başarılarına ve taraftar kitlesine ihanet etmediği sürece ister masonik, ister dini / lâdini bir cemaatle ilişkisi olmasına karşı değilim ve üstüne üstlük Fenerbahçe taraftarıyım. Memnun kaldın mı cevabıma. Sana ne benden, bana ne senden. “Çok konuşuyosun” cümlenin ardından yazdığım bir paragrafa döktürdüklerine bak.Bana elindeki yazlım-bilişim sözlüğü kitaplarına bakarak komik ahkamlar da kesme. Kişiselleştirmek neymiş öğren.
Sana insanbilimleri ile alakalı bir sır da vereyim. İnsanbilimlerindeki temel unsur olan insan, IT sahasındaki kodlar yada Astronomideki yıldızlar veya nebulalar gibi değişmez ve tesbit edilmiş kanunlarla hareket etmez. Onun için 5 dakika sonra neyin ne olacağı, ne sonuç vereceği kesinkes kestirilemez. Dolayısıyla bu kafa ile algılamakta ve muhakeme etmekte güçlük çektiğin hadiselere yaklaşırsan sonuç alamazsın. IT sahasında top sektirmiyorsun şu an. Onun için dinamik bakmaya çalış, empati yapmaya çabala.Ve şunun ayırdını ısrarla farketmeni talep ediyorum. Ben senin kim, ne olduğunu merak etmiyor ve sorgulamıyorum. Ben derdim senin ne dediğinle ilgili ve dediklerini bu blogda yazdığın sürece de kritik ederim. (elbette ki senin de benim söylemlerimi kritik etme hakkın mahfuzdur) “Benimle özelden iletişim kur” talebine olumlu yanaştım ama madem burada tartışmaya gönüllüsün, burda devam edelim.Şayet ben bir ateist isem, “Allahımıza hamdolsun” yerine “tanrımıza hamdolsun” cümlesini ne münasebetle söylemem gerektiğini.. yada yine ateist olarak “Herkesin bir inancının olması gerektiği doğrudur.”u neden kabul etmem gerekiyormuş’u tartışmıyorum bile.. Benim laiklik ilkesi ile bir alıp veremediğim de yok, üstünde ısrarla durduğum “demokrasi”nin ikinci adımı, “laiklik”tir ama benim problemim laikçilerle.. bla bla…Ama sana asıl söylemek istediğim son şey, ayrıntıları ve önemli nüansları gözden kaçırıyor ve karşındakini kafandaki şablonla muhakeme etmeye çalışıyorsun. “Bana” odaklanıyorsun. Benim söylediklerimi değerlendirip ona kritik getirmeni tercih ederim. Benimle tartışırken kafandaki imgelerle değil söylediklerimle ilgilen lütfen.
masonların, lionsların, rotaryenlerin örümcek ağı gibi çepeçevre sardiği caaanım türkiyamda tarikatlarında aynı şeyi yapması normaldir, kafaya fazla takmamak lazım.
Galatasaray takım mı ki Fetullah ta adam olsun. Al birini vur ötekini. Tencere yuvarlamış kapağını bulmuş.
Adama bu ne lahana turşusu derler. Pes yani. İstavroz dan dem vurup, anti laikçi tavırlarla cemaatleri savunmak sonunda da böyle bir kimliğe sahip olmak. Karanlık bir tarafın var senin.Bunu tartışmayacağım seninle.Cemaat ilişkilerini ve tarikatları sevmem, sevemem. Her kim ki, dini istismar eder, ülkeme leke sürer, iftira eder, itiraz ederim. Köşesine çekilip karışıklığa, hırsızlığa, bölünmüşlüğe, kardeşin kardeşe düşman edilmesine kıs kıs gülenleri de listeye eklerim.Kal sağlıcakla.
Fotomaç, Fanatik yanında sönük kaldı.Fetomaç gastesi tutabilir.Ben Taraf değilim, aklım ermez.Kimindir bilemem,bi patırtı var,beleş Gaste de çıktı,Aydının doğanım durur mu?Sonraki ne?