Son günlerde bir türlü anlayamadığım bir konu var zihnimi kurcalayan.Osmanlı Devletinde reçelin önemini bilenleriniz vardır, bilmeyenleriniz vardır.Ben kısaca bahsedeyim.Osmanlı’nın lüks ve vazgeçilmez yiyeceği reçelmiş.Mutfağın bir bölümü reçel yapımı için ayrılmış ve burada gece gündüz reçel yapılırmış.Sadece gül ve bazı meyveler değil hemen hemen herşeyin reçeli yapılırmış.Patlıcan, yeşil limon, kavun, karpuz, badem, fındık, erguvan çiçeği, nilüfer çiçeği…Uzayıp gidiyor.Çeşidin bol olması yetmezmiş gibi reçellik ürünlerin yetiştirilmesi için özel bahçeler tahsis edilirmiş.Reçellerin sultanı olarak bilinen gül reçeli için edirne sarayının bahçesinde sırf reçellik güller yetiştirilirmiş.İşin bir diğer ilginç yanı, reçel yapmayı bilmeyen kadınların halk arasında ayıplanması.Çarşıdan reçel alan kadının namussuzcasına hor görülmesi.Durum o derece ciddi yani.Reçelin kendisi gibi sunuş şekilleride çok önemliymiş.Reçel kavanozları, reçellik diye bilinen özel kaplar mevcutmuş.Gelen konuklara Türk kahvesi ikramından önce ağız tatlandırmak maksadıyla reçel sunulurmuş.Herkes reçelden sadece bir kaşık alırmış, fazla değil.Bazı yabancılar bunu cimriliğe vurmuşsa da sadece reçellikler servet değerindeyken sarayın, gelen konuktan reçeli esirgemesi ne mümkün.
Padişaha sunulan som altından bir reçellik.
Şimdi geliyorum sadede.Efendim, bu reçellikler bir fincan gibi kulplu ve bir alt tabağına sahip, bunun yanında üstündede bir kapağı var.Kulpsuz modellerin olmasına karşın en yaygın olan kulplular.Kafamın karışmasının sebebi ise son zamanlarda gözüme çarpan kapaklı, işlemeli, adeta bir reçellikmişçesine süslü kahve fincanları.Eğer yanlış bilgi edinmemişsem reçellikleri fincan olarak kullanıyoruz.Üstelik bizzat tecrübe ettim, bu fincanları satanlar reçellik olayından bihaberler.Ben reçel ve reçellik kültürünün devam ettirilmesi taraftarıyım.Güzelim reçellikleri fincan yapıp dedelerimizin kemiklerini sızlatmaya gerek yok şimdi.Hem kahvenin üstünde kapağa ne gerek var anlamıyorum…
Türk kahvesi fincanı
yorumlar
Recel gibi tatli bir hayatimiz olsun..Ayrica recel yapmayi bilmeyen hanim mi olur ki..Gelsin mis gibi, fokur fokur tencerede kaynayan cilek recelleri, kokusu yeter..Yaziyi cok zevk alarak okudum tesekkurler, su sari simli recel kabini misir carsisinda bulabilir miyim acaba..
Bir gözatmanızda fayda olduğunu düşünüyorum.Aynısı olmasada benzerlerini bulabilirsiniz sanırım.
Bana ayva reçeli yapanın kırk yıl kölesi olurum.
şimdi de şeffaf cam reçellikler var.kullanışlı. ben de reçel yapımını severim, hiç kendim yapmış olmasam da o hazırlık hoşuma gider.
Recel yapmasini bilmeyen hanimin esi, ayvayi yer zaten..Dunyanin en kolay isi..
Böyle bir şeyden haberim yoktu, ama bana mantıklı geldi. O süslü püslü şeylerde kahve içmeyi hiçbir zaman çekici bulmamışımdır, ama reçellikse eğer, o zaman durum bambaşka.Ayrıca en çok gül reçelini severim ben de.
kayısı çekirdeğinin içine kayısının bademlerini atın çok lezzetli oluyor.
biricik sevgilim ve benim en çok sevdiğimiz şey çilek olmakla birlikte, çilek reçeli konusunda her tatlıyı tek geçiyoruz 😀
osmanlı döneminde reçel yapımını en iyi anlatan kitaplardan biri pinhan. elif şafağın tekkede geçen olayları anlattığı yerde reçelle ilgili çok güzel kısımlar var, aynı zaman diliminde yapmış ve yemiş kadar oluyorsun. tekke erbabından birinin sözlerini alalım:
bide o zaman reçel yapılırken tatlandırıcı kullanmıyorlardı herhalde, meyvenin tadı ne ise o yeterli oluyorsu. bugün evde yapılsa bile şekersiz reçel yapana ben rastlamadım. illaki 1 çeşit tatlandırıcı katıyorlar. reçellerde eskiden reçelmiş azizim.