Evden kaçmıştım, gidecek yerim yoktu. Hayat vurabileceği son gücüyle okkalı bir tokat indirmişti alnıma. Yanına yerleştiğim erkek arkadaşım bana defalarca tecavüz etmişti ve beni kadın ticareti yapan bir kadına para karşılığı verdi. Her ne kadar uçlarda yaşayan biri olsamda , para karşılığı ilişkiye girmeyi kabul etmedim, edemedim.

Beni bir odaya kilitlediler.Ve bir hap verdiler. İçmedim… Bunu içmezsen yemek yok dedileri mecbur kaldım içtim. İçtikçe güzelleşti herşey, pembeleşti. Sonra yavaş yavaş grileşti. Titriyordum, düşünemiyor sadece sayıklıyorudum. Tekrar verdiler o haptan , geçti. Bir süre sonra odama getirdikleri erkeklerle sevişmezsem, hap vermeyeceklerini söylediler. Başka çarem yoktu. Yatağa yatıp bacaklarımı kaldırıyor vee öylece bekliyordum. Kaç kişiyle beraber oldum hatırlamıyorum. Hepsi yanında ufak bir hapla geliyordu. Artık daha fazla gelmelerini istiyordum.

Artık kendimi tanıyamıyordum. Alışmıştım bir kere, bu renkli şeyler olmadan yaşayamıyordum. Bu renkli haplar için elimden ne gelirse yapıyordum. Defalarca lezbiyen ilişkiye zorlandım, zorlanmak denemez gerçi kendi isteğimle yapıyordum, hap karşılığı. Ama ters bir şey var bu haplar beni çürütüyor. Bunu hissediyorum. Yataktan kalkacak halim yok ve çok zayıfladım. Belkide hapları alabilmek için yaptığım şey buna neden oluyordur, emin değilim. Acı çekiyorum bu kesin ve o haplarda eskisi kadar dindiremiyor acımı, yeni bir şeylere ihtiyacım var. Daha sert bir şeylere. Mesela lunaparka ihtiyacım var, pamuklu şekere, her şeyden önce sevgiye ihtiyacım var benim, kurtarın beni …