Dünyanın bütün coğrafyalarında, bütün kültürlerinde rastlarız masallara. Her birinin kökenine indiğimizde ise, karşılaştığımız ilk masallar hemen hemen hep hayvanlar üzerinedir. Bunun nedeni, hayvanların ilk insan topluluklarının hayatında önemli bir yer tutmaları olabilir. Belki de sadece insanların kendilerini gizleme ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

Diego Velázquez'e ait Ezop tablosu
Diego Velázquez’e ait Ezop tablosu

Edebiyatta genel olarak fabl türüne giren hayvan masallarına ait, ilk yazılı örneklere Hititler’de rastlanır. Hititler fablları taş tabletler üzerine yazıp resimlemişlerdir. İsmen bilinen ilk fabl anlatıcısı ise, sadece Yunan kültüründe değil, tüm dünyada bir efsane haline gelmiş Ezop (Aesop ya da Æsop (Yunanca Aisopos))’tur.Ezop, M.Ö. 620-560 yılları arasında Antik Yunan’da yaşadığına inanılan bir köledir. İnanılan diyoruz; çünkü Herodotus’un kesinlik taşıyan ifadelerine rağmen, doğduğu yer dahi belirsizliğini koruyan – Trakya, Frigya, Mısır, Etiyopya, Sisam, Atina ya da Sart – ve ölümü ile de çelişkili bilgiler bulunan Ezop, pek çok tarihçiye göre bir mit olmaktan öteye gidememiştir. Herodotus’a göre ise Ezop, M.Ö. VI. yüzyılda Sisam’da yaşamıştır. Firavun Amasis’in iktidarına denk düşen bu yıllarda, Ezop’un bir soylunun kölesi olduğundan bahseder ünlü tarihçi. Masallar konusundaki yaratıcılığının yanı sıra, diğer pek çok konudaki yeteneğini takdir eden sahibi tarafından, sonunda özgür bırakılır. Ancak özgürlüğün tadına yeteri kadar varamayacaktır Ezop.Kısa bir süre sonra, Delphoi sakinlerinin elinde acımasız bir ölümle hayatına son verilecektir. Ölüm şekli ve nedeni yine tartışma konusudur. Kısa boylu ve çirkin olduğu konusunda, varlığına inanan tüm tarihçiler hemfikir olduğundan, Delphoi’de öldürüldüğünü de kabul etmektedirler. Çünkü eldeki kaynaklar, bu dönemde son derece benzer bir kişinin öldürüldüğüne tanıklık etmektedir.

Walter Crane'in tasarladığı 1887 yılına ait Ezop Masalları baskısı
Walter Crane’in tasarladığı 1887 yılına ait baskı

Ezop’un masallarının başlangıçta yazılı olmadığı kabul edilir. Bilinene göre yaşlılar, ona ait masalları gençlere aktarmış ve böylece bu masallar kulaktan kulağa yayılarak nesiller atlamıştır. Plato’ya göre (Phaedo); Sokrates, Ezop’a ait “bildiği” masalları hapisteyken koşuk biçimine dönüştürmüştür. Ardından M.Ö. IV. yüzyılda Demetrius, bu fablları toplayarak 11 kitaplık bir set haline getirmiştir. M.S. I. yüzyılda ise fabllar Latince’ye çevrilmiştir. Bu fabllar daha sonra Babrius, Phaedrus, Maximos Planoudes ve Jean de La Fontaine’in yazacağı masallara esin kaynağı olacaktır.Ezop, masallarında kendi varlığını hemen hemen hiç hissettirmez. Egosunu yok sayar. Yapmak istedikleri ile yaptıklarını, düşünceleri ile davranışlarını birbiri ile karıştırmaz. Diğer bir deyişle, kurguyu gerçeklikle besler. Şöyle ki; masallar ya da fabllar, olağanüstü öğe, kahraman ya da olaylara yer verirler. Ezop da bir fabl anlatıcısıdır. Ancak anlattığı her fablda okura hissettirdiği; hayallerin, insanın kendisini gerçeğe karşı savunmasından başka birşey olmadığıdır. Kendini gerçeğe karşı savunmak ise, kendini haddinden fazla önemsemek, bir nevi üstünlük taslamaktır. Bu da anlamsız var oluşlar, yersiz kabullenişler ve değersiz gülümsemelere neden olur. Oysa Ezop, aptallık sınırını zorlama yanılgısına düşmez. Masallarındaki tüm varlıklar kendi hallerinde, ortalama, oldukları gibi yaratıklardır. Eşek anırır, tarladakilerin kulaklarını ağrıtır. Tilkinin kurnazlığı, gerçekte olduğundan öteye gitmez. Tarla kuşu, buğdaylar yeşerirken kendisine yuva yapar. Aslanın çenesi, dişlerinin biçimi ve boyutu ile doğru orantılıdır. Bir varlığın biçimi ve doğası, yapabileceği kötülüğü reel olarak da köstekleyince, bundan müthiş bir haz ve inanç doğar. Böylece kötülükle birlikte kendini beğenmişlik de yok olur. Ve bu noktada gülümsüyorsanız, düşünebildiğiniz ve değerlendirebildiğiniz içindir. Bu nedenledir ki, Ezop’un masalları çoğu, bazı ilköğretim okullarında halen ders kitabı gibi okutulmaktadır.Ezop’un yaklaşık 400 adet masalı bulunmaktadır. Nazım Hikmet, Orhan Veli Kanık, Nurullah Ataç, Sebahattin Eyüboğlu, Ülkü Tamer, Olcay Göçmen, Türkan Uzel, bu masalları Türkçe’ye çeviren Türk edebiyatçılarından birkaçıdır.

Ezop Film Fablları Kapanış Karesi
Ezop Film Fablları Kapanış Karesi

Masallar, ilk olarak Amerikalı çizgi filmci Paul Terry tarafından 1921 yılında çizgi film haline getirilmiştir. Terry’ye bu konuda ilham kaynağı olan, ve temeli Ezop Masalları’na dayanan bir seri yapmayı öneren genç oyuncu-yazar Howard Estabrook‘dur.Masallardan örnekler için buradan buyrun.Yazıdaki linkler dışındaki kaynaklar:IIIIIIIVVVIVIIVIIIIXX