…Bir gün sabaha karşı “Garip ölmüş” dediler. Sanki biri kulağımıza “Her ölüm erken ölümdür” fısıldamış gibi kaldık. “Ben yanına giremem, yüzüne bakamam” dedim. “Olsun git, ölü evi boş bırakılmaz” dediler. Gittik.Bıçak bedenin sıcağını alır mı? Herkese havlayan köpek, evi dolduran onca insana karşı havlamadan sakin ve mahzun durabilir mi? Duruyormuş, gördük. Bahçenin köşesindeki dalları yüklü nar, hayatta herşeye rağmen, bir insana vazgeçmemesi gerektiğini duruşuyla anlatamamış olabilir mi? Olabilir.Bayram arifesi öğlene yetiştirip defnettik. Rahmet yağdı çisil çisil üzerine. Hayretten şaşkın düştük. Bakkal borcu birikmişti. Sayfalarca “sigara” yazılıydı kağıtlarda. Yastığının altından kuru ekmekler topladık. Bir tek oğlunun döktüğü gözyaşlarına inandık.Ey insanoğlu şaşırma! Daha kefenin zedelenmeden arkanda bıraktığın insanlar birbirlerine düşecek. Menfaat uğruna yüzlerde sahte tebessümler taşınacak. En yakınların yokluğun sayesinde değer kazanan kağıtları konuşacak. Onun için, yaşarken elinde avucunda hiçbir şeyinin olmaması belki iyidir. Yüreğinde biriktirdiğin sevgi, dizinin dibinde eyleşen bir kuyruk, bahçende büyüyen çiçek, ağaç belki de en büyük servetindir. Kimbilir?Sana “anne, baba” diyenlere işte en çok bunlardan bahset!bu bir pilli patisözüdür!
yorumlar
Her ölüm tanıdık bir akraba gibi sanki, Başın sağ olsun Pilli Pati, paylaştık acını..
ölüm anlatılması ifade edilmesi en zor ama en etkileyici durum bence. başın sağolsun pati.
Başın sağ olsun…Dünyevi sınırlarda herşeyin nefrete, kine, hasete dönüşmesi çok kolay.Bir yokoluş, habercisidir bütün bu yokolasıca duyguların. Yıllarca sevgiyle,mutlulukla,helallikle beslenmiş kazanımların ve paraların bile,bir yokoluşla koca bir nefret doğurması hiç değişmeyen bir manzaradır artık.Ölümler artık,maddiyatla ilişik olduğu zaman meydana getirdiği tek birşey vardır,o da kin!En güzeli içinde dünyalar kadar sevgi de olsa hiçbir mal, mülk, para bırakmamak;en güzeli ölmek; bir ağaçla,torakla dost olarak ve sonsuza dek de öyle kalarak…
başın sağolsun..
alayına tımar çekeyim
evet bu da benim patalojik bir korkum. ölüm anından, ölümden sonra olacaklardan, ölümümden sonra arkada bırakacaklarımdan, başkalarının ölümü halinde yaşayacaklarımdan, başkalarının ölümü halinde onların ardında kalanaların yaşayacaklarından…ömrümü yedi. ne ilaç, ne terapi. hiç bişeyin faydasını görmedim.yüreğime kızgın şişler soktun pilli pati.
başın sağ olsun
süreya’nın kötü bir şiiri bence.
dostlar sağolsun!aslında hayatta herşey geçiyor.
üÇ GÜNLÜK DÜNYA DİYORLAR AMA BEN KAÇ SENEDİR YAŞIYORUM NE AYAK ..
Bunu öleceğin gün düşün bi..
başınız sağolsun. Toprağı bol olsun. mekanıda cennet olsun.
Ah be arkadaş. 11 sene oldu sen gideli ama unutmadım hala. Erken ölüm deyince aklıma geldin yine, destan gibi bi mektup yazmıştım sana. Demin kopi peystte kaybettim, kusura bakmayasın. Bakamazsın artık zaten. Halt ettin gittin, halt etti. En kısa zamanda mektubunu elden teslim etmek ümidiyle. Görüşürüz.Bir dost…
hayat ne tuhaf! garibin kardeşini de bugün defnettik.ikisinin de geride bıraktıkları çocukları defin sonrası birbirlerine sarılıp ağlarken en çok onların yüreği yanıyordu. biliyordum.uzaktan izledim. ama bu acının alazı beni de yaktı.
Başın sağolsun, pillipati, az önce yakın bir zamanda yitirdiğim babamı düşünüyor, delik deşik olan kalbimi acıya karşı duyarsızlaştırma deneyimlerimin başarısızlığını kendi kendime açıklamaya çabalıyor, içimdeki özlemimi bastırmaya çalışıyor ve yine hiçbirşey yapamadığımı fark ederek çaresizliğime isyan ediyordum, bu yazıyı gördüm, teşekkürler..!Ölümü her an hatırlamak gerekir, belki, o zaman acısı bu kadar ağır gelmez…
senin de başın sağolsun @turritopsis. dostlar sağolsun. ne diyelim!hayatın yaşattığı bu tip acılar geçmiyor da sadece taşırken ağırlığına alışılıyor belki de… o yüzden acıyla savaşmanın bir gereği yok. ne yazık ki yok…