Çocuk yetiştirmek zor iş! Havlu atmak ve ‘amaan kim uğraşır?, ben saldım çayıra, gerisini mevlam kayıra’ demek kolay tarafı ama biraz çevreyi, özellikle bilimsel araştırmaları ve baş ucu yapıtları biraz yakın plan incelemeye gayret edersek, ilgilenirsek çok büyük yardımlar alırız kendiliğinden…Emin olun herkes içinde bir parça ‘ en iyi anne, en iyi baba’ iddiasını barındırır. Öyle ki kendinin dünyaya gelmesine bile sebep olan anne babasını beğenmez hale gelir, ‘ aa! o öyle olmaz annecim/babacım, çocuğa şunu giydirmek gerekir bu havada’ ya kadar gider iş…Tamam, bu kadar iyi ebeveyn olma iddiasını reddetmem, hatta o çok meşakkatli yolda muazzam bir motivasyon aracı olarak bile gördüğüm ollur bu tip idealist yaklaşımları, hani yapmadım desem de yalandır bir taraftan…Ama bu iddiayı bünyede barındırırken bile, bir taraftan yardımcı kuvvet ba’bında o ebeveynlerimizin engin tecrübelerinden faydalanmayı atlamamız gerektiği gibi, yukarıda bahsettiğim üzere kaynaklardan faydalanmayı da bilmek gerektiğini düşünürüm..Bu zihniyetle kitap raflarını incelerken bir kaynağa rastladım. Çok büyük bir düşünür olarak bildiğimiz bir yazarın, hatta fikir yaratıcısının aslında çok büyük yankı uyandırdığını sonradan öğrendiğim ve nice pedegoglara yaşadığımız yüzyılda ilham kaynağı olan bir kitabını, pardon şaheserini fark ettim…Hani klasik bir kitap müşterisinin bir kitap almaya bakınırken ilk yaptığı ya da yapacağı gibi kitabın ilk girişini okumak, göz atmak istedim…’Yaratıcının elinden çıkarken herşey iyidir; ama insan ne canlıların ne de eşyanın ilk haliyle kalmasına izin verir, herşey, değiştirmek ve dönüştürmek ister’ diye başlayan ve daha bu başlangıç ile ne yazarın çağdaşlarının ne de bizlerin çağdaşlarının belki de hiç kalkışamayacakları radikal bir kararlılıkla konuyu hem de çocuk yetiştirmek gibi nazik bir konuyu ele aldığını görmemi sağlayan bir eserdi baktığım…Ve artan hevesimle kitabı daha bir hızlı karıştırmaya başladığımda ‘çocuklarınızı kırlara çıkarın, kalabalıkta kaybettikleri canlılığı tekrar kazanmalarını sağlar’ diyen bir fethedici cümleyi daha görünce ve bu benim de katıldığım fikrin çok ilginç gerekçelerinin bir kaç satırına şöyle bir göz atınca daha fazla tereddüt etmeden bu kitabı almaya karar verdim.Şu an içime sindire sindire, ara ara okuyarak neredeyse gizli ezberleme isteği ile belki de kim bilir, bu kitabı özümsüyorum. Koşullarıma uyan tavsiyeleri de olacaktır, hiç uygulayamayacaklarım da! Ama muhakkak bu kitaptan esinelenerek iyi bir şeylere vesile olacağımı hissediyorum. Bu arada, bu kitapla hiç tanışmamış olsaydım bile salt kendi anneliğimle bile dünyanın donanımını ekleyeceğimi bilirdim çocuğuma, özgüven sahibi bir anneyim Allahtan… Ama bu kitabı da sindirerek okursam birçok konuda zenginleşeceğimi de hissediyorum…Jean Jacques Rousseau‘nun bu kitabı yüzünden Paris parlamentosu, kitapta yer alan dini bölümlerin yakılması ve Rousseau’nun tutuklanması kararını verdiğini de tarihi bir not olarak düşmek gerekir. Ama günümüz bir çok pedegogu tarafından bir başucu kaynağıdır. Kitapla ilgili bir başka yorum.