bildirgec.org

ELEŞTİRİ

teacher07 | 07 September 2009 08:41

Ekonomik kriz, politik kriz, kültürel kriz dünyayı ablukaya almış durumda. Hele yabancı müdahalelerden kurtulamayan İslam dünyası, bir batağın içine sürüklenmekte. Gelen haberler, paçası çamura batmış kimseleri anımsatmakta. Saplandığı bataktan kurtulmaya çalıştıkça daha da batan kimseleri…Bir odaya yanlışlıkla giren kuş, kafasını bir o duvara bir bu duvara vurur, girdiği pencereyi bir türlü bulamaz. Ülkemizde, topluma bağımsız bir dünya vadeden kurumlar 1950’lerden beri didiklenmekte. İşte bu durumda; her kafadan bir ses geliyor, bilen-bilmeyen, farkında olan-olmayan, insandan insana gözlemsel eleştirel, karşıt ya da yandaş tepkiler havalarda uçuşuyor. Yalanın egemenliği, reklamı tek söylem haline dönüştürdüğünden; medyada, politikada ya da yorumcuların ağzında toplumun kafasını karıştıracak her şey üretiliyor. Hepsinde değilse de birçoğunda tutarsız yargılar, yarım yamalak gözlemler bulunmakta. Toplumu geleceğe hazırlayacak söylemleri “hak getire”. Türkiye’de iklimsel kriz, enerji krizi, ekonomik ve sosyal kriz neredeyse “Allah’ın” yardımıyla çözülecek.İnsanımız, kişisel suçlamanın dışındaki boyutlarda değerlendirme yapmaktan uzak. Bir köprü, bir alt-üst geçit daha yapmakla trafik sorununun çözüleceğine inananlar çoğunlukta. Kışın üşümemek için doğalgaz bağlantısı yapılmasını öngörenler de başka eleştiri getiremiyor. İleriye dönük çözüm önerileri getirecek olanlara gülüp geçilir durumda. Bu toplumun başına gelen sayısız belaların, bilimin dışlanmış olmasından kaynaklandığı unutulmamalıdır. Herkes “bilmediği” şeyin uzmanı ama bilimsel ve rasyonel düşünce toplumun tanımadığı bir şey. B planı uygulaması diye bir şey yok. ( prof. Üstün Dökmen, Yaşama Yerleşmek eserini anımsıyorum.)Kurumların, toplumun, politikacıların, sosyetenin vb. kendi propagandalarını yapan uzmanları var; herkes bir şekilde reklamını yapıyor. Ama bu arada eleştiriye yer yok. İşte, kendini eleştirmeyen toplum çağdaş olmaktan uzaktır. İki yıl kuraklık olsa kentlerin suyu nasıl sağlanacak? Doğalgaz kesilirse kentler kaç gün yakacak gaza sahip? Doğal felaketler sonucu (örneğin deprem) ne yapacağız? Benzer sorular yanıtsız kalıyor. Yetkililer de ne olacağını bilmiyor, bilmiyorlar ki açıklayamıyorlar.Bütün bunlar, ülkeyi yönetenler ve işlerini yürütenlerle halk arasında iletişimin olmadığının bir göstergesi. Toplum da dikkat etmediği, sorunları içselleştirmediği, dünyası kendi etrafında olup-biten olduğu, bilinçlenmediği, gelecek endişesi oluşmadığı bir zaman sınırına hapsolduğu için hiçbir şey anımsamıyor. Nedeni; hiçbir alanda örgütlü toplum olmadığı için bazı bilgi alanlarının boşluğudur. Örgütsüz toplum, eleştiriyi ağız dalaşına çevirmektedir.Suçlu ilan edilerek, günah keçileri yaratılıyor. İşi gücü suçlu yaratmak olan garip insanlar var. İşte yurdumun öcüleri; dalkavuk, destekçi, ilgisiz, cahil bir toplum yapısının kaçınılmaz sonucudur. Yurdumda, doğru ile yalan arasında ses geçirmeyen duvar örülü. Gruplar, partiler, bilen-bilmeyenler, bir fikir alış-verişi yapamıyorlar, yapmıyorlar. İkinci bir B- planı sunan var mı? Bir açılımdır gündemi oyalıyor, ortaya konan hiçbir şey yok. Tabi karşı bir plan sunan da yok. Obama ya da Fenerbahçe takımının açılımlarını daha iyi biliyoruz. Evden işe, işten eve giderken hangi çukura düşeceğimizi kestirmekse güç. Neden? İletişim kopuk.Eleştiri değil, tuttuğumuz takımın amigoluğunu yapıyoruz. Dalkavukluk, iş yapsın ya da yapmasın birilerinin reklamını yapıyoruz. Düşünmek, irdelemek, eleştirmek basit, insani özelliklerdir. Böyle insanlara gereksinim duyuyoruz. Toplum bunu yaratmak zorunda.

yorumlar

akoni | 07 September 2009 10:30

Adaletin ve eğitimin olmadığı bir toplumda yaşadığımız için, yukarıda yazılanların doğruluğuna katılıyorum.

cinosarac | 07 September 2009 10:43

Yorumunuza yürekten katılıyorum.Herkes takım tutar gibi hareket ediyor.Sapla,saman birbirine karışıyor..

cinosarac | 07 September 2009 10:47

En çok çocuklarımız etkilenecek bu vurdum duymazlıklardan,her türlü gelecekleri ipotek altına alınıyor….

teacher07 | 07 September 2009 11:08

“Bizde gelenektir; satıcılar, karpuzu kurabiye, hıyarı badem, kavunu reçel, balığı derya kuzusu, armudu tereyağı diye satarlar. Kimi iktidarlar da bu geleneğe uyup, zorbalığı demokrasi diye yutturmaya kalkarlar.”Nutuk makinesi, Aziz Nesin.

simulten | 18 September 2009 02:48

neden haketmeyenleri üzüyorsun, neden onlara acı çektiriyorsun, neden adil değilsin, neden görmezden geliyorsunneden hı neden?

dimoedes | 20 September 2009 09:25

bataklığın içine sürülen İslam dünyası değil Türkiye bana göre. Maşallah diğer Müslüman ülkelere bayaaa iyi durumda(hepsi olmasada)

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

eleştiri

gariib | 17 March 2006 21:47

Bildirgeç kullanıyordum , sanki daha bir zor olmuş kullanmak .Birde aman ha şunu yapmayın , yok efendim bunu yaparken dikkat edin , yoksa kötü olur falan demeleri …Gerçi bu yazının bile görünür olmasına izin verecekler mi ?pek özgür bir ortam olmamış sanki . Birde hesap eklemişler , kapitalist dünya : ))

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.