İnsanlığın toplumsal ihtiyaçlarını gideren kolektif hizmetlerden piyasa ekonomisinin geçerli olduğu bir ekonomide herkes yararlanabilmektedir. Toplumsal hizmetlerin salt sosyal hizmet kategorisinde olanlarından her vatandaş fiyat ödemeden, piyasaya/pazara girmeden faydalanabilmektedir. İnsanın doğası gereği gereksinimleri olan bir varlık olduğunu, bu varlığın çeşitli gereksemeleri tatmin için uğraştığını belirteyim… Gereksinimlerden zorunlu olanlar kesinlikle karşılanması gerekirken, zorunlu olmayanlar ise insanın zevklerine ve tercihlerine göre değişmektedir. İnsanların ferdi gereksemelerini gideren ferdi mal ve hizmetler insanı ne kadar mutlu eder? Daha fazlasını ister mi? Açıkçası, yaşamı kolaylaştıran ferdi gereksemeleri gideren ferdi mal ve hizmetlere insanların ulaşmaya çalıştığı bir gerçektir. Ferdi mal ve hizmetler için tasarruf yaptığı, birikim oluşturduğu ölçülebilen, gözle görülebilen gerçeklerdir… İnsanların ferdi isteklerini gideren bireysel mal ve hizmetler insanın gereksinmesini doyurduğunda insan diğer gereksinmelerin ve yeni gereksemeleri tatmin etmek için çaba sarf edecektir.İnsanların hayatta ekonomik gelişmeye iten güç çeşitli gereksemeleri tatmin eden çeşitli mallara ve hizmetlere duyduğu istektir. İnsanlar dünyevî koşullarını iyileştirme yönünde çaba gösterirken hem ekonomik refahı artırmış olacak ve hem de medeniyetin maddî yönden gelişmesine katkıda bulunmuş olacaktır. Taş devrinde ateşin bulunması, maden devrinde ateş vasıtasıyla madenlerin ısıtılması ve yeni madenler elde edilmesi, ateşin suyu ısıtarak buhara dönüştürmesi, ateşin ve madenlerin sanayide ara madde olarak kullanılması… Liste uzatılabilir. Eğer bilgisayarda bunları yazabiliyorsam geçmişteki insanların yaptıklarını inkâr etmek mümkün müdür? Demek ki dünyevî şartları iyileştirmeye yönelik bir çaba biz insanlar da var olan veya olması gereken bir güdüdür.Sermaye biriktiren veya anamalın birikimi için çaba gösteren her ülke daha fazla mal üretebilir. Sermaye biriktirebilme tasarruflara bağlıdır. Tasarrufların olması için de elde edilen paranın elde edilen gelirin tamamı harcanmamalıdır. Harcamadan veya tüketimden vazgeçildiği takdirde tasarruflar olacak ve bu tasarruflar mali piyasalara yatırılacak… Tasarruflar olacak ki, o tasarrufları sermaye malına çevirecek bir müteşebbis sınıf, insan gereksemelerini gideren mal ve hizmet üretecek… Sermaye biriktirmenin gayri-kanuni yolu da köleleştirme, başkasının anamalını, fabrikasını yağmalama, sömürgeleştirmedir. Emek gücüne değerini vermezsiniz, onu köle olarak kullanırsanız ona vermediğiniz parayla ve ona verilmeyen değerle bol bol malî sermaye ve malî sermayeyi üretime yönlendirmede kullanacağınız maddî sermaye söz konusu olur. Maddî sermayeyi oluşturanın yolu-yöntemi görüldüğü üzere birden fazladır.İnsanlar ve insanlardan müteşekkil toplumlar gelişmek ve maddî şartlarını iyileştirmek istiyorlarsa hayatlarında ne kadar mal ve hizmete ihtiyaç duyduğunu, bunlar için ne kadarlık harcama yapabileceğini hesaplamalı aklını yaşaması için gerekli unsurlar için kullanmalıdır. Bu insanlar yaşamlarında gösterişli tüketim yapmak yerine tasarruf yapabilmelidir. Tasarruflarını mali piyasalarda değerlendirmelidir. İnsanlar yaşamda hem üretirken ve hem de tüketim yaparken rekabet halinde olduklarından üretimde başarıları onları geçmesine tüketimde başarıları mal ve hizmetler için harcama yapabilmelerine bağlıdır. Çeşitli meslekleri icra eden insanlar üretimlerinde rekabet halindedir ve üretim sonucunda elde ettiklerini harcarken de kısaca tüketimde de rekabet ederler. Bu yüzden bireycilik ve bireysel başarı bu ekonomik formasyonun olmazsa olmazlarındandır. Böyle bir ekonomide toplum için çalışmak yani rekabet ettiğin insanlardan müteşekkil bir grup için çalışmak anlamsızdır. Herkes kendi tüketimi ve refahını arttırmak için çalışmalıdır. Yaptığınız yanlış sizin hayatınızı kaydırabileceği başkasının da hayatını kazandırabilir. Kendini toplum için feda etmek anlamsızdır. Grup için insandan fedaîlik beklemek mantıksızlıktır. Sen benim dediğimi yaparsan ben de senin dediğini yaparım anlayışı geçerlidir. Rekabet ekonomisi de denilen hür teşebbüs ekonomisinde rekabeti sınırlandıran her şey ekonominin gelişimini engelleyecektir.Böyle bir ekonomin tarih sahnesine çıktığı günden itibaren seveni de nefret edeni de boldur. Fiili gerçeklikte bu ekonomi geçerli bulunmasına ve insanların ihtiyaçlarının bu ekonomide sağlanıyor olmasına rağmen insanların bir kısmı sevmekte ve bir kısmı da nefret etmektedir.