Yazın gelmesi ile birlikte hemen hemen herkesi nereye gitsem telaşı alır. Sonuç olarak da her nedense Ege ve Akdeniz tercih edilir genellikle. Size küçük ama şirin bir Karadeniz köyünden bahsetmek istiyorum. Artvin ilinin Hopa ilçesinin Esenkıyı ( Azlağa ) köyü.
Üç tarafı dağlarla çevrili, ormanları ve bitki örtüsü sayesinde yeşilin her tonunu görebileceğiniz deniz ve doğanın birarada bulunduğu ender yerlerden biri. Dağlardaki şelaleri çok uzaklardan farkedebilirsiniz. Yeşillikler arasından bembeyaz akarlar. Köyümün içinden iki tane dere akmaktadır. Bizim evimizde iki derenin ortasında ahşap tek katlı eski bir ev ama anılarım hep yeni. Derede nesli tükenmekte olsa da kırmızı benekli alabalıklar bulunmaktadır.
Kemal’in Yeri’nde dere kenarında organik sebzelerle pişirilmiş Karadeniz yemekleri ve tereyağında kızartılmış alabalıkları yiyebilirsiniz. Karnınızı doyurduktan sonra Cahçe ( Beyaz Ağaç ), Meçeğali Deresi, Kanlı Dere, İsina Dağı gezilip görülebilecek yerlerdir. Eylül ayında ise Dolağala ( Güvercinlik Dağı )’na çıkılır. Dağlarında çakalı, kurdu, ayısı, karacası… Düşünebileceğiniz bütün yaban hayvanları mevcuttur. Akşamları onların ulumalarını çok rahatlıkla duyabilirsiniz. İlkbaharda ateş böcekleri inanılmaz güzellikleri sunar. O bir şölen gibidir. Kantha (Kafkas Engereği)köyümüzde ve civar köylerde bulunmaktadır. Önceleri Fransızlar ve Almanlar tarafından yakalanmaktaydılar.Ama artık yakalanmaları yasaklanmıştır.
Sahil yolu geçmeden önce kıyımızda kışlamız, medresemiz, okulumuz, camimiz vardı. Şimdi ne okul ne medrese ne de eski camii… Hani göç bahanesi ile hepsi ya kapandı ya da yıkıldı. Sahip çıkılmadı. Sadece eskilerin yerine yeni camii yapıldı. Evimizin önündeki Rum yapımı kambur köprümüzü yıktılar. Oysa o köprü belki de 400 yıllıktı.
Daha sonra yapılan köprü doğa şartlarına 1 yıl dayanamadı. Şimşir ağacı olmazsa olmazlarımızdandır. Ortancalar ve orman gülleri köyüme başka bir güzellik katar.
Eğer yolunuz düşerse sırtında kocaman sepeti ile çay taşıyan yorgun, emektar, bir o kadar da fedakar kadınlarımızı görebilirsiniz. Sahilde Esenkıyı çay bahçemiz vardır. Yaz akşamları köyün sanatçıları yorgun köy halkını ve misafirlerini Karadeniz oyunları eşliğinde günün yorgunluğunu unutturmaktadırlar Bu köy bizim köyümüz.
yorumlar
hımmm
demek ki gitmek farz oldu!
tuttum:)
işte canım ülkem:)çok sağol akoni:)
kırmızı benekli alabalığı görebileceksem gelirim ben.
yazinin ismini görünce kas agrisi icin sürülen krem sandim…ne alaka dedim…derken yazi köyünü anlatiyormus ….karadeniz cok güzel kardesim..komple güzel…serinliik yesillik su var ..bol meyve agaclari…güzel yürekli insanlari….
aa bizim köy :Dahaha olaya bak 🙂 (suigeneris söylemese haberim olmayacak)hafifte hemşeri buldum :)ne yazıcağımı şaşırdım valla
kırmızı benekli alabalığı yiyeceksem gelirim.
üzgünün poşhet303 ve haberhaber kırmız alabalıklarımız koruma altına alındılar.Ama yinede kaçamak yapıp yakalayanlar oluyor.Köyümüzün balık çifliği var istediğiniz balığı seçme şansınız var taze taze yiyebiliyorsunuz
uy dalayum sağa akoniii :)yazı çok güzel, çok samimi. tebrik ve teşekkürlerimi ileteyim hemen. Şu da hediyem olsun. Burada da sözleri var.
Hafif üyelerini köyümüzde ağırlamaktan mutluluk duyarız.Eğer ki karadenize giden varsa mutlaka Sarp sınır kapısını görmeğe gideceklerdir.Son resimdeki tabelanın önünden geçmeniz gerekiyor.işte hiç değilse çay bahçemizde oturup bi resminizi çektirip aaa burası akoni nin köyüymüş dersiniz.
hayır hayır, potasyumun köyü diyin bence… yada orayı geçince kopmuşa ulaşırsınız orada da sahile gidince gene selamımı söyleyin kuzen ağırlasın sizi, balığa çıkarsın 😀
potasyum senın köyün kopmuşmu?
yok azlağa benimkisi :Dnejdetin ordan merdivenlerden çıkarak gidiliyo benim evime (bayadır gelemiyorum aslında)
ayyy ne yazacağımı şaşırdım ya.komşuyuz desene.Çok sevindim.Bende seni tahmin edebiliyorum o zaman
Tahminim yanlış değilse 3 erkek kardeştiniz değilmi?
tahmin yanlış, mesaj attım. burayı meşgul etmeyelim
Karayemiş alıp rize’den ekmiştim mersine, ne hikmetse çıkmıştı.. Acaba döndüğümde de yaşıyor olacak mı. Yanımda geri götürmek isterdim ama eşşek herif bayağı büyümüştü…Güzeldir bizim oralar…
Untouchablezen karayemiş dalı batırıldığında yetişen bir meyvedir.Benle birlikte Antalya ya dalını da getirdim.Altı aydır burdayım.karayemiş dalını sorarsan süperrr oldu yaprak çıkardı çocuk gibi bakıyorum.Şimdilik resimle idare ediver.
orucumu bozmama neden oldugun için teşekürler akoni :)memleketimi hafifte görmek beni mutlu etti.bu arada bahsettiğin yemiş kuş üzümü olarak bilinen meyve değilmi yoksa benmi yaniliyorum.yaylada bende görürdüm onlardanama yabani sanip hiç yemedim.çok özledim oralari uzun zaman oldu gitmeyeli kısmetse bu sonbaharda ailece oralarda olacağim.
İşte memleketlilerim çıkmaya başladı.Bende esenkıyılıyım. Resimleri görince gidesim geldi bir anda.Rakı Balıkda güzel olurdu şimdi doğrusu.
haritametoddefteri sanırım yanıldınız.Bu karadenize özgü bir meyvadır.Bazı bölgelerde taflan veya laz kirazı denir.Biz karayemiş diyoruz.kurutulmuşu da çok güzeldir.İnşallah Antalyalılar da biraz büyüdüğü zaman tadına bakacaklar.Sonbahar da bir başka güzeldir bizim oralar. Tabiki havalar güzel olursa
kalası ne güzel değil mi? Bakarmısın potasyum da bizim oralı imiş.Çok güzel bir duygu
görmüşlüğüm var ama yemişliğim yok, birde bir bitkinin gövdesini soyup yerlerdi ismine kekre derler bilmem bilin varmi oda çok güzel bir lezzet.
evet onun tadına baktım.İstanbul pazarlarında bol miktarda olmasada bulmak mümkün,çok yararlı bir bitki olduğu duymuştum.Sanırım Van veya yanlış hatırlamıyorsam Erzurum da yetişiyor diye biliyorum
Karadeniz , ARTVİN’den başlar…
Himmm kurutulmuşunu hiç görmedim. Bizde kurutmazlar. Ama turşusunu yaparlar, şahane olur. Taflan ve karayemiş isimleri kullanılır. Taflan ağacı kışın yapraklarını dökmediği ve sık-sert yapraklı olduğu için binaların ruzgar alan cephelerine dikerler, rüzgardan korunmak için. Taflan, kiraz gibi kurtlanmaz, çabuk bozulmaz ve çok yerseniz sindirim sisteminizi bozmaz. Fakat tadını herkez sevmeyebilir. Az şekerli bir meyvedir ve biraz buruktur.kırmızı benekli alabalıklar hala aklımda, yemeği düşünmüyorum, amaç yakından görmek.
Bu Artvinde yavru keçiden yaptıkları döner var. Her mevsimde de yapılmıyor. İshal olma tehlikesine karşın.. Adı neydi unuttum.. Birde ısırgan çorbası yapılır mı sizde…
poshet303 karayemiş hakkında söylediklerin gerçekten doğru.Sen kurutulmuşunu bende turşusunu yemedim.Alabalığa gelince mutlaka görürsün derelerimizde mevcuttur,derede suyun üzerinde dururlar.untouchalezen ben et ürünleri yemediğim için inan ki keçi dönerini bilmiyorum hiç de duymadım.Isırgan değilde lahana çorbası yapılır.
Bütün Artvinliler toplanmış. Yok mu başka? Bu arada karayemişler de gerçekten güzel görünüyorlar 🙂
evet ısırgan çorbasi yapilir .içine biraz peynir ve yumurta ile harika olur.döner meselesine gelince ilk kez duydum bu keçi eti dönerini ama oladabilir.
keçi eti lezzetlidir. keçi nesline halel gelmesin diye doğa da önlemlerini almış. sık sık yenmemesi tavsiye olunur.
gerçekten çok güzel
vaay vaay bak sen..! sizi ne kadar mutlu eder, dunyanızı ne derece degistirir bilmiyorum ama benim de kökler Hopa Abuislah’a (yeni adıyla Esenkıyı) dayanır. Dedem (babamın babası) orda doğup büyümüş, hatta bugun konuştum, biletini almış yine, her sene gider, kalır orda 1 ay kadar. Ben ne yazık ki henüz görme şansını yakalayamadım. Her sene “ulen, bu sene gidiyim, köyümü göreyim.” derim ama 28 yaşına geldim hala görmüş değilim. o da benim ayıbım.
arragonte gerçekten çok ayıpladık senii 🙂 insan memleketini görmeye gitmez mi hiçççç ?
haklısın da gidemedim napıyım be, affet:))
arragante gitmesekde,kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.
gidecegim bir gun merak etmeyin..
inşallah,inşallah beni de götür.
yazıyı okumadım ama resimler güzele benziyormemleketimden doga manzaraları tadında iste falan filan…
akoni, çok güzel yazı olmuş bu!annem babam giresun görele’lidir (e dolayısıyla ben de:) ve aylardır sayıklıyorum; gidemedik kaç yıldır karadenize, gitsek ya toplaşıp, diye…çok güzel memleket kardeşim.her köşesi güzel.sağol yazı için.
Witcchy oraları görmek lazım,anlatmakla olmuyor.Doğa harikası .Tablo gibi
benim tatil anlayısıma uymuyor pek
tatil anlayışını bir kerelik değiştir Witcchy, inan pişman olmayacaksın.tatil amaçlı gitme ya da…ülkemizin değişik bir tadını görmeye ve yaşamaya git sadece.gerçekten büyüleneceksin…yeşilin bu kadar farklı tonu mu vardı? diyeceksin..
Strawberry75 Ben köyümü yazdım.Ama karadeniz doğudan batıya kadar aynen öyle, yeşilin her tonu var.Witcchy gibi düşünenler de var tabi.Benim şikayetim yağmurun bol olması. Onun dışında deniz, doğa ve bol oksijen .Aslın da Türkiyemiz bir cennet her yeri ayrı bir güzel ..doğusu,batısı,güneyi ve kuzeyi resmem cennette yaşıyoruzz
kesinlikle haklısın akoni.bir de kıymetini bilsek…
Bu da karadenize özgü nesli tükenmekte olan bir bikti, Hopa’da ve Megrelce’de purçumale denir.Türkçemiz de yapışkanlı adaçayı olarak bilinir.
Kardelenide unutmamak gerekir.Kardelen çok garip bir zamanda, kardan sonra, buzlu havalarda incecik gövdesini dans eder gibi uzatıp, ters çiçeklerini açıyor. Bu havalarda rüzgârdan, yağıştan koca ağaçlar devrilirken ona bir şey olmuyor, ilginç. Dikili olduğu mekânda ışık istiyor, ıslak – rutubetli toprağa bayılıyor; ama en çok da rahatsız edilmemeyi seviyor. Hani çok nadiren çocukların önüne yazarlar ya “öpme beni” diye, Kardelenler’e de “elleme beni” yazılmalı. Çünkü çiçekleri biterken tohumlar oluşuyor, bu tohumlar havada uçup bir yerlerde yeni kardelenler yetiştiriyor, dipteki soğanlar da orada içten çoğalıyor gruplaşıp genişliyorlar. Yani, üstte ve altta iş çok.
kardelen gibisi yoktur… tek geçerim.
memleketim gibisi yok
Ayyy kardelenleri görünce dayanamadım. Şu güzelliğe bakarmısınız.
bende gitmek istiomm 🙁
ekoni harikasın köyünü bukadar güzel anlatır insan seni tebrik ediyorum biliyormusun bahsettiğin alabalık çiftliğinin kızıyım ben bu sene gidemedim ama bana yaşattın o balıktan yemiş gibi oldum tereyağıyla kızartır babam metrelerce ötesinden gelir kokusu üfya süperrrrrrrrrrrrrr
ahanda memleket!
burası karadenizin şirin yerleşim yerlerinden biri- BOLAMAN
Fatsa-Yalıköy
Nar ağacı -Saçsızın bahçesi
Yalıköy-Eski Tavla Ağzı -Plaj Yolu
akoni sayende bende bu yaz ki anlarımın bir bölümünü paylaşabildim… sevgiler……
kıskanc seni..:)benim koydugum resimler esenkıyı koyunden. hatta bizzat benim cekmis oldugum resimler..
ARRO BAK GELMEYİM YANINA BUNLARDA BENİM KENDİ ÇEKTİĞİM FOTOLAR. ÜSTELİK KENDİ MEMLEKETİM….
iyi de konu esenkıyı diye şeettim ben resimleri..bi de büyük harfle yazmış bak bak..bağırıyorsun yani hı?
@ lorien köyümüze giderken kapınızdan geçiyoruzmuşuz da haberimiz yokmuş. Bir daha geçerken lorieennnn diye sesleneceğim tamammı. Hatta benim köyüme hep birlikte gidebiliriz. @arrogante resimler için çok teşekkürler ellerine sağlık taze, taze güzel olmuş. İnşallah bir daha ki gidişin daha farklı olsun. Gezme, dinlenme, tatil için. Çünkü karadeniz de yeşilin her tonunu görebilme şansınız var. Amazon ormanları gibidir, ağaçların altında nokta gibi kalırsınız. @ arrogante keşke benim evimi de çekseydin…. çok özledimmmm….
heeey bende varım:)
memleket gibisi yok. arkadaşlar bayıldım resimlere. gidesim geldi memlekete.
arro… başlatma konuya (pardon akonicim- arroya çıkışacam ya..) ha esen kıyı ha yalıköy ne farkeder? akoni orada evim var sadece seslenme uğra bana…. 🙂
yahu arroo arroo ne var yine. diyorum bu hitap baska yerlere gidecek zamanla ama ı-ıh. devam arroya..iyi dursun resimlerin, benden izin cıktı hadi yine iyisin. noh hoh ha hi hiyt…
sinir…. konuşmicam seninle daha….
şaka şeyettüydüm halbükün..neye eyle oldu küü..!
ne biliiimmm beni azarladın gibi algıladım. dayanamam ben kırılırım hemen… sevdiklerime tabiii nazım…
Ahanda bu da benim çektiğm resim.
Davetin için teşekkürler @lorienn Ha yalıköy, ha Esenkıyı hiç bir şey farketmez, gidebildiğimiz her yer bizimdir.@arro seni kızdırmaya çalışıyor sanırım.
Offf süper görünüyor…
seni de bekleriz o zaman shaika 🙂
bende böyle bir köyde yaşamak isterim.
gezilecek bir yer inşallah gitmek nasip olur
Bende bu yaz bir Karadeniz turu düşünüyorum. Anne memleketime gidemeyeceksem vah bana vahlar bana.
benim memleketim bilmezmiyim.
Ooooy ne olurdu orada olsaydım şimdi..
insan buralarda 100 yaşına kadar yaşar. belki daha fazla. ne kadar şanslı insanlar var.
caanım Türkiye’m!
yeşilin her tonu mavi ile bu kadar güzel kucaklaşa bilir. O da karadeniz’e özel..
karadenizi hiç görmedim ama resimden de olsa hayranım yeşiline. ama çok şükür akdenizli olmam sebebiyle biliyorum denizin rengini ve kokusunu.
@zorkedi ben şu an Akdeniz’ de yaşıyorum bunu burda yaşayanlara da sordum neden bilmiyorum ama denizin kokusu yok, oysa denizin kendine has güzel bir kokusu vardır..
işte o koku ege de vardır akoni, gün batımıyla kordon’da bira içende, ılgıt ılgıt iimbat eserken, buram buram gelir o koku
ben alıyorum o kokuyu akoni, özellikle sabah erkenden deniz kenarına yürüyüşe çıktığın zaman alıyorsun. bi harika.
@zorkedi nerdesin bilmiyorum ama inan ki burda denizin kokusu yok. Bir de çok ilginç kış aylarında denizin tuz oranı sıfır. @kopanisti, ne demek istiyorsun yanii, denizin kokusunu hissedebilmem için kordona mı geleyim
çok istiyosan deniz kokusu o vakit geleceksin akoni anne
karadeniz tek geçerim…
Deniz kokusunu özledim.Geliyim ama şarap ısmarlıyacan mı ? sana pek güven olmaz yarı yolda bırakırsın beni..
Ben bu akşam İstanbul’a gidiyorum, şimdilik ordaki denizin kokusu ile yetineyim
mafsalam ne şarap alır ne zılgıt küfü olmazsa kendi içinde bir dost hüznü, ne işe yarar varmaya gidilmeyen yollar, kalsın bütün beldeler dokunmazsa göz bebekleri…ben rakı alayım.
adımız çıkmış bi kere
@seytansarlatan sana rakı ısmarlarım ne olcak yanii. @kopanisti valla ben masumum adın çıktıysa sebebi sensin.
rakıyı da içerizşarabı da çekeriz
inşallah @kopanisti inşallah:))
çarpılcez çarpılcez,cehennemlikiz resmen
cehennemde kimler var bilmiyon herhalde. Bi bilsen..İçmeden çarpılmaktansa, içip de çarpılalım bişicik olmaz
hem ben sıcak yerleri severim,
Ben de onun için İstanbul’u terk ettim , Antalya’ya geldim.
sen terk etmemişin ki habire istanbula gidiyon
antalya’ da deniz nasıl mis gibi deniz kokmaz, akoni’ cim!!!şöyle bir yat limanına iniversen yürüsen, lâra’ da fener yolunda o muazzam şelalenin denizle buluştuğu noktada derin bir nefes alsan, konyaaltında beach park veya dışındaki hatta birazcık yürüsen, olmadı atlayıp bir Kemer yapsan, ayışığı plajında gün batımında denizin kıyısında oturup kalkıp gidemeyeceğini, bu güzellikten ayrılamayacağını ve daha bir çok akdeniz hülyaları ile bezeli düşüncelerin arasında kalsan,o nefis,o tarifsiz,o hayat aşılayan,akdeniz be!dedirten kokuyu alırsın…
Akoni, köyünü cok begendim. Yalniz verdigin link hatali. Ona bi bakiver…
@makaleci ben zaten konyaaltında yaşıyorum. Beach park her gün yürüyüş yaptığım yer. ayrıca denizi de çok severim hatta kış mevsiminde de denize girerim. Benim dediğim deniz kokusu burda yok. Karadenize özgü bir koku ,eğer bir gün yolun düşerse bana hak vereceksin.@xnıcox, gerçekten tablo gibi, harika bir köy. Köyün ortasında iki dere, üç taraf dağlarla kaplı ve önü deniz .Link hatalı değildi, adres değişikliği yapılmış. işte Esenkıyı köyü
Gercekten cok güzel bir köy. Akoni ne zaman davet edersin beni buraya:)))
En güzel mevsim ilkbahar ağaçlar çiçek açmış, yerler renk renk menekşeler, papatyalar ve kardelenlerle dolu olur inanılmaz güzeldir. Ne zaman istersen @xnıcox. Aslında hafiftekiler toplanıp gidelim, iyi bir tatil olur
Bu fikrine de cani gönülden katiliyorum.Akoni kardesim.)))
akoni;valla diyecek bir şey yok! hem konyaaltında oturup hem de canım Akdenizimin kokusunu alamadıysan harbiden karadeniz sende ayrı bir yere sahip…bzen öyle olur, anlıyorum, insan bir yerin, bir şeyin kokusunu ilk nerede aldıysa hayat boyu o kokuyu arar, diğer coğrafyalarla yetinemez, haklısın bu bakımdan, sevgiler:)
Şööyle alıp başımı gidesim geldi memleketime şimdiOoof of nanaçkimi..
@dej, nasıl yani…nanaçkimi.. sende mi biliyorsun?ay inanmıyorummm, niye şimdiye kadar demedin ki
enee ne bilem şimdi şeyettim öyle bi.Vay canına, bak sen şu işe:)
olsun,hiç bir zaman geç kalınmışlık yoktur. Önemli olan güzelikleri paylaşmak… onu da yaptığımızı sanıyorum..
he yaAma şaşırdımAkoni bak fena kanım ısındı sana haberin olsun
@dej, aslında akoni sende bir çağrışım yapmalıydı yaanii.. nanaçkimiyi bilyorsun da, akoni’yi nasıl bilmezsin:)
koyverdin gittin beni oy koyverdin gittin beniallahından bulasın oy allahından bulasınkimse almasın seni oy kimse almasın seniyine bana kalasınoy sevdiğim senin aşkın cigerlerimi dağlarhiç mi düşünmedin senhiç mi düşünmedin sen oy sevdiğin böyle ağlar sevdiğin böyle ağlargelavera dersei oy gelavera deresiiki dağın arası oy iki dağın arasıyüzünden silinmesin yüzünden hiç gitmesinbıçağımın yarasıoy sevdiğim senin aşkın cigerlerimi dağlarhiç mi düşünmedin senhiç mi düşünmedin sen oy sevdiğin böyle ağlar sevdiğin böyle ağlar ……
noluyo burada bakiyim..? nanaçkimi ne? ulen ne biçim hopalıyım ben beee..!
@aRRoGaNTe, sen nasıl Hopa’lısın anlamadım .. nanaçkimi bilmiyorum deme..
biz zaten hopa’lı değiliz ki ( azlaguyi’liyiz ).
nanaçkimi bozooBen neden yine duygusallaştım, ağlamaklıyım..
nanaçkimi nedir ogrenemeden bir de bozoo cıktı bak. @akoni, azlaguyi mi, azlağa mı?
Sen de tembel öğrenci olma öğren arroganta (tebessüm)Bu konuda bilgilendirmeyi akoniye bırakıyorum, bana düşmez..
@aRRoGaNTe, beni şaşırtıyorsun.. Köyümüz Azlağa.. nerelisin? dendiği zaman azlağuyi veya Hopuyi diyebilirsin.. @dejavuu’da Arkabuli ..@dej, imzam seni ağlatıyorsa kaldırabilirim..
hmm, simdi anladım. tamam biliyorum, koyumuzun 3 ismi varmış -ne bolluk-. azlağa da o isimlerden biri. azlaguyi de, azlağalıyım demek.bilmiyorum ne yapayım @akoni anne. esasında bi ara istemiştim ogreneyim diye. sonra da ustune pek dusmedim. benim yapmayı/olmayı istedigim o kadar cok sey var ki. bu da onlardan sadece biri/ydi..
Hayır akonim, çok düşüncelisin.Sen imzandan kaldırsanda ben bilgisayarın sık kullanılanlarına ekledim. Hatta şarkının mp3ünü arıyorum ama bulamadım ne yapıp edip onu ipod a yüklemem ve dışarılardayken de dinlemem lazım..
Köyümüm yeni resimlerini görünce eklemeden yapamadım…
Herşey Laz kültürünün yok olamaması adına
Günümüzde her ne kadar posta yolu ile iletişim kalkmış olsa da köyümün resmini pul olarak görmek inanılmaz haz verici.. Tüm sevdiklerime yolluyorum
Alfabetik olarak lazca atasözleri
UNESCO: TÜRKİYE’ DE 15 DİL TEHLİKEDE !Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) 21 Şubat Dünya Anadili günü öncesinde yayımladığı “Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre, Türkiye’de 15 dil tehlike altında.30’dan fazla dilbilimcinin çalışmalarıyla ortaya çıkan atlasa göre bu dillerin dağılımı şöyle.Son derece tehlikede olan diller: Hertevin. Ethnologue.com’a göre Siirt kökenli, Kuzeydoğu Arami dilerinden olmasına karşın diğerlerinden oldukça farklı bu dili 1999’da bin kişi konuşuyordu.Ciddi anlamda tehlikede olanlar: Gagavuzca, Türkiyeli Yahudilerin konuştuğu Ladino ve Süryanice.Kesinlikle tehlikede olanlar: Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Çingene dilleri (Atlasta yalnızca Romani bulunuyor), Süryanice’ye benzeyen Suret (atlasa göre Türkiye’de konuşan kalmadı; konuşanların çoğu göçle başka ülkelere gitti) ve Ermenice.Güvensiz durumda olanlar: Abhazca, Adige, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaki (Zazaca).KAYBOLUP GİDEN ÜÇ DİLAtlasa göre Türkiye’deki üç dil kayboldu. Kapadokya Yunancası, dünyada da son derece tehlike altında. Diyarbakır Lice’deki Kamışlı köyünde konuşulan Mlahso da kayboldu. Suriye’ye göçen köylülerden İbrahim Hanna’nın 1995’te ölümüyle bu dil de öldü. Ubıhça da Tevfik Esenç’in 1992’de ölmesiyle kayboldu.TEHLİKE FAKTÖRLERİUNESCO bir dilin ne derece tehlike altında olduğunu sınıflandırmak için dokuz ölçüt kullanıyor:* Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması* Dili konuşan kişi sayısı* Dili konuşanların toplam nüfusa oranı* Dilin kullanım alanlarında değişiklikler* Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi* Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için gerekli materyallerin varlığı* Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin resmi durumu ve kullanımı da dahil* Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu* Dille ilgili varolan belgelerin miktarı ve niteliği.TÜRKİYE’DE DİL KORUMA PROGRAMI YOKUNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim ve bilgi ve bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor. Ancak Türkiye’de yürüttüğü bir dil koruma programı yok.BİR DİL NASIL KORUNABİLİR?UNESCO kılavuzunda bu sorunun yanıtı şöyle:”Bir dili yok olmaktan koruyabilmek için yapılabilecek en önemli şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulları yaratmaktır. Bu genellikle, azınlık dillerini tanıyan ve koruyan ulusal politikaların, anadili eğitimini destekleyen eğitim sistemlerinin, o dili konuşan toplulukla dilbilimciler arasında bir yazı sistemi ve biçimsel yapı kazandırmak için yaratıcı bir işbirliğinin varolmasını gerektirir.”En belirleyici etken dili konuşan topluluğun dile yönelik tutumu olduğundan, çok dilliliği ve azınlık dillerine saygıyı yüreklendiren, bir dili konuşmanın ödev değil, zenginlik olduğunu hissettiren toplumsal ve siyasi bir ortam oluşturmak esastır.”Bugün bazı diller çok az konuşanı kaldığı için sürdürülemez durumda, ama dilbilimciler, dili konuşan toplum da bunu isterse, hiçbir iz bırakmadan kaybolmasın diye dili olabildiğince kayda geçirebiliyorlar.” ALINTI
KÖYÜM KARLAR ALTINDA
karlar altında bile güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiyor:)