Gerçekten derinse belki, fakat neyin neye göre derin olduğuçok su kaldıracak bir tartışma.Bazıları, büyük bir dalganın yavaş yavaş kabarmakta olduğunu ve birikmekte olan büyük enerjinin, büyük bir patlamayla önüne gelen herşeyi ezip geçeceğini söylüyor.Bazıları, bunun konjonktürel ve üstesinden gelinebilir (ve de gelinmesi gereken) bir dalga olduğunu söylüyor.Hepsi de umutlu.Birinci umutlular, yıkım olacağı beklentisi içinde ve hevesinde, fakat yıkılanlar daha sonra nasıl ve kim tarafından, neye göre ve hangi çıkarlara göre onarılacak ya da yapılandırılacak.Ayrıca her yıkımda pek çok acı ve kayıp yaşanır bunu kim ne kadar umursuyor?İkinci umutlular ise, yıkım falan olmayacağını, ancak kısmi ve yerel boyutta bazı zararlar ortaya çıkacağını, fakat bunun da aslında iyi bir gelişme olduğunu, çünkü ancak bu sayede Türkiye’nin sorunlarıyla yüzleşme imkan ve cesaretine sahip olabileceğini söylüyor.Yüzleşilmesi gereken sorunlardan bazıları:Türk tarihi, milliyetçi akımlara fazla açık olmak, hak ve eşitliklerin tam manasiyle sindirilememiş olması, demokrasinin hala olgunlaşamamış olması vb..Ve bu ikinciler de umutlu, çünkü böyle bir dalgalanma (olursa eğer), genel anlamda ülkeyi, zaaflarını ortaya çıkararak olumlu etkileyecek.Evet herkesin bir hesabı var ve herkes umutlu.Ya millet ne alemde? Onlar da umutlu mu?Ya onların beklentileri?Bazılarının, hangi hesapla neyi nasıl yaptıkları bu milletin, çok büyük bir kısmının umrunda değildir, sorunlar da, sorunların tanımlanması da, cevaplar da, çözümler de umrunda değildir.Millet şuurunu neredeyse tamamen kaybetmiş haldedir.Bence dalga falan olmaz, belki birkaç bilinçsiz çırpıntı.