“Bu sadece bir roman mı?”
Kitap kapağının son cümlesi böyle bitiyor. Ve yaşananların gerçek olabileceğini vurguluyor.
Derin İmparatorluk
“Derin İmparatorluk” Orkun Uçar ve Saygın Ersin’in üç yıllık bir araştırmaları sonucu yazdıkları bir kitap. Orkun Uçar’ı ayrıca Metal Fırtına kitabı yazarlarından biri olarak tanıyoruz. Saygın Ersin’in de “Zülfikar’ın Hükmü”, “Erbain Fırtınası” ve “Emekli Polisler Lokali” adlı kitapları var.Kitap piyasaya 20 Eylül’de çıktı ve okuma fırsatım oldu. Romanda geçen Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki iddialarıtartışma yaratacak gibi. Roman tarihten birkaç kısım ile başlayarak, 24 Mart 2008’de bitiyor.
Dan Brown’un “Da Vinci’nin Şifresi” (The Da Vinci Code) kitabının tadında yazıldığını göreceksiniz. Yani tarihsel gerçeklere bağlantılar, doğru bildiklerimizin haricindeki doğrular, şifreler, soylu bir ırk, gizemli örgütler ve bir koşuşturmaca. Hep yabancı roman ve filmlerde gördüğümüz ve kendimize yakıştıramadığımız bu tür olayların Türk romanlarında da gayet güzel bir şekilde ele alınabileceğini göreceksiniz.Kitapta ne gibi iddialar var derseniz. Amacım burada kitabı anlatıp, gizemini bozmak değil. Sadece kitap ile tanışmanızı ve kitap hakkında bir okuma rehberi oluşturmak. Altın Kitaplar yayınevinden çıkan romanın tanıtım bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.Kitapta hangi tarihsel konular geçiyor.Mustafa Kemal Atatürk ve Ali Fuat Paşa, Fatih Sultan Mehmet ve Çandarlı Halil Paşa, Osmanlı İmparatorluğun kurucusu Osman Bey, Timur ve Beyazıt, Mevlana, Ahilikteşkilatı ve diğerleri.
Kitabın arka kapağında yer alan tanıtımdan bir parça aktaracak olursak.
“Kayı boyuna imparatorluk yolunu açan kimlerdi?”, “Timur, Ankara Savaşı’nda Yıldırım Beyazıd’ı cezalandırmak için mi kullanıldı?”, “Fatih Sultan Mehmet kimlerin kellesini istedi?”, “Kurucular kim ve Türkiye Cumhuriyeti’nden ne istiyorlar?”, “Politikada hızla yükselen genç adamı kimler öldürdü?”
“Kurucuları sakın küçümseme evlat”, dedi. Onlar ne istediklerini bilen, amaçlarını unutmayan, dirayetli bir örgüt. En eskisi üstelik. ERKAN’ın yanında Masonlar çocuk, Tapınakçılar delikanlı, Haşhaşiler acemi kalır. Bütün hikayeyi anlatacağım sana”
Ve Atatürk Kurucular örgütünün varlığını biliyor ve yardım istiyor.
Kitabı etkileyici kılan bir nokta da, günümüzdeki mekanlara atıfta bulunması. Günlük hayatta karşılaştığımız özellikle Ankara ile ilgili mekan ve yapılarda saklı bulunan birkaç şifrelenmiş küçük detayları aktarması.Kitap yazarlarından Orkun Uçar’ın sitesini ziyaret ederek kitap ile ilgili daha çok bilgi edinebilirsiniz.Ayrıca kitap ile ilgili Milliyet Gazetesinin tanıtım yazısını buradan okuyabilirsiniz.Romanın arka kapağında yazan bir cümle ise hoşuma gitmediğini belirtmek isterim. Ağır bir söz olmuş, sanki.
Osmanlı İmparatorluğuTürkiye CumhuriyetiYA SONRA?
Soluksuz okuyacağınıza emin olduğum bu 206 sayfalık bir heyecan trafiğinden sonra normal hayata da bir gizem gözüyle bakacaksınız. Fakat tarihsel gerçeklerde yatan bu kadar gizem adamın kafasını yoruyor ve biz yanlış mı öğrendik sorusunu akla getiriyor. Sadece roman desek, neyse…İyi okumalar.
yorumlar
bu romanda metal fırtına serisi gibi çok satar belki ama ondan daha berbat fos çıkar.yane selçukludan beri türkler hiç bişi yapmamışlar, bütün zorluklara o dingiller göğüs germiş, ateşten gömlekleri yüzüne tükürülesi masonlar, fasonlar, haçlılar ve kültçüler, ne kadar dandik isimli dandik herif varsa giymiş, çıkarmış, herşeyi onlar yapmışlar. peh, soner yalçın daha iyi sallıyo bence.bence bu romanı yazan herifler de fasonmason cinsi yosundur. başkası yazıp bunların ellerine vermiştir, yayınlasınlar deyu.kendimi direk 1984 te hissettim valla. herif “sadece şimdiyi ve geleceği değil geçmişi de değiştirme iddiasında”.