DELİ AYTEN’İN SIRRI

Deli Ayten’in haberini okuduğumu gören arkadaşım anlatıyor:“Delileri hep sevdim.Çünkü Ben bir delinin oğluyum.Bununla da hep gurur duydum.
Kimseye kötülük yapmayan,Dürüst, namuslu, çalışkan,Başarılı adam; benim babam…Adına deli demişler.Büyüyünce anlıyorum; benim babam ona deli diyenlerden daha akıllı…
Deli Ayten’in hikayesi ilgimi çekiyor.Gazete haberi ile yetinmiyorum.Deli Ayten’in peşine düşüyorum.
Zaman bundan 15 yıl önce…Deli Ayten Kızyakup Mahallesi’ne doğru ilerliyor. Peşine takıldığımı düşlüyorum.Mahalle bakkalı sesleniyor: “Bursa’nın efsane delisi: Deli Ayten!”
Deli Ayten Omzuna bir davul takmış.Eline bir cümbüş almış…Kolunda rengârenk çantalar…Şarkı mı söylüyor, ağıt mı yakıyor, anlayamıyorum.Her deli gibi kahkahalarına, çığlıkları karışıyor.Hem gülüyor, hem ağlıyor…
Peşine takılan çocuklara aldırmadan ilerliyor. Kapalı çarşının girişinde cümbüşü omzuna atıp, davulu ele alıyor.Kapalıçarşı davul sesi ile inliyor.
Herkes Deli Ayten’in geldiğini anlamış, tüm esnaf dükkan kapısına dökülüyor.Deli Ayten davulunu çala çala bir uçtan diğerine geçer kapalı çarşıyı…. Sonra da elinde bu sefer cümbüşü, inleterek, gittiği yoldan geri döner.Ben kapalıçarşının kapısında durmuş Deli Ayten’i izliyorum. Kapalı çarşının kuyumcusu elini omzuma atar o an; Bilir misin oğul, der bana, Deli Ayten bu çarşıda nerede mola verirse o dükkana bereket gelir.“Ayten Hanım buyurmaz mısınız?” diye esnaf , dükkânına davet eder Deli Ayten’i…Deli Ayten alkışlar ve tezahüratlar arasında her seferinde başka bir dükkânda konaklar. Oturur çayını içer sessizce.

Sonra cümbüşünü alarak ele, yürüyüşüne devam eder Bursa sokaklarında…Diğer mahallenin delileri, onun gelişi ile sevinirler, mahalle çıkışına kadar, iki yanında nezaret ederler Deli Ayten’e…Kapalı Çarşının kuyumcu dedesinden dinledim Deli Ayten’in hikayesini…Her yıl, Evlilik yıldönümünde en güzel elbisesini giyermiş Deli Ayten. En şık çantalarını koluna takarmış o gün. Kırmızı rujuyla dudaklarını boyamayı ihmal etmezmiş..Davul o gün için temizlenmiş, cümbüş parlatılmıştır. “Hasanım, hasanım, neredesin sen? Diye Deli Ayten, hem çalar, hem söyler, hem güler, hem ağlar , peşinde çocuklar, yanında diğer deliler, dolaşırmış tüm Bursa’yı..
Kuyumcu dededen öğrendim gerçek adını: Ayten Şenaşık…
Kızyakup Mahallesinin güzel kızı Ayten 17 yaşında mahalleden Hasan isminde bir delikanlıya aşık olur. Hasan ailesinden ister Ayten’i. Ancak Ayten’den 5-6 yaş büyük olan yaşı ve alkol bağımlılığı sebebi ile Hasan’ın isteğini geri çevirirler.Sevdiği adama kavuşamayan Ayten, her geçen gün sevdiğinin hasreti ile yanıp tutuşur. Yemeden içmeden kesilir. Gözü uyku tutmaz olur. Aşkının hasretinden aklını yitirir.
Götürüldüğü doktorlardan biri Ayten’in sırrını öğrenir. “sevdiği delikanlıya kavuşursa aklına da kavuşur “ der ailesine.
Altı yıllık ayrılık ve aşk acısından sonra Ayten kavuşur sevdiğine. Ancak alkole iyice kendini kaptıran Hasan bir gün evi terk edip gider. İşte o günden sonra; ne Hasan döner ne de Ayten’in kaybolan aklı.
Deli Ayten, kaybolan aklının peşine hiç düştü mü ,bilinmez ama, ölünceye kadar kaybolan Hasan’ını arar Bursa sokaklarında.
Bir elinde Hasan’ından kalan cümbüşü, diğer elinde Hasan’ın O’na hediye aldığı, içinde hatıra dolu çantalar. Hasan’ının davulunu takar boynuna. “Hasanım, hasanım, neredesin sen?” diye seslenir Bursa sokaklarına…
Hasan ölmüştür, haberi Deli Ayten’e gelir ama o son nefesini verinceye kadar , elinde Hasan’ının çümbüşü ve davulu, aramaya devam eder O’nu..

Tarih: 12 Mart 1992 ….
Deli Ayten’in davulu ile uyanmaya alışık Kızyakup Mahallesi sakinleri , Deli Ayten’i o gün göremeyince merak edip kulübesine bakarlar. Yine bir elinde cümbüşü, omzuna attığı davulu ve kolunda çantalar ile bulurlar Deli Ayten’i.. Güzel gözleri ağlamaktadır yine. Ancak Hasan’ına ağıt yakan dili susmuştur.Anlarlar ki Deli Ayten Hasan’ına kavuşmuştur.