tabi canım!devletin, milletin yapmakta zorlandığı, uygulama sorunu çektiği ne varsa vazgeçelim gitsin.terörle mücadeleden de vazgeçelim , zaten 30 yıldır beceremiyoruz anasına selam söyliyim.
ne yazık ki, hiçbir zorlamaya gerek olmadan sadece beyin kası çalıştırılmak suretiyle öğrenilebilecek bu konuda bile anadilimizin anlam niteliğini üstlenen ve olmazsa olmaz bir dizi kuralı “bela” olarak tanımlanabiliyor.Avrupa Topluluğu’na kabul kriterleri arasında bir milletin kendi anadilini (dilbilgisi kuralları dahil) eksiksiz hatasız kullanması şartı da olsa idi, hiç şüphesiz isteyen “Avrupa’ya gireceğiz” filan nidaları arasında, hatta bir dizi kurallar ve kanun hükmünde kararnameler silsilesine bile gerek kalmadan oturup bir gecede ıkına sıkına, kıç kaslarını çalıştırmak suretiyle dilbilgisi kurallarını öğrenebilirdi. ama nerede o yürek kası!
her t.c. vatandaşı türk dili ve edebiyatı dersi almıyor malesef. ben de dahil olmak üzere bu konuyu önemsemiyor ve öğrenmek için çaba sarfetmiyoruz. sizden ricam yazıyı dikkatli okuyunuz!öğretmeyi başaramadık diyor yazar. en acısıda eğitimli insanlarımızın da bu hataları yaptığını vurguluyor ve tahminimce kasıtlı olarak yazısında imla hataları yapıyor.bu durumdan rahatsız olan bir vatandaş böyle bir site açıyor: dahianlamindakideayriyazilir.comkomik olan ise bu durumdan rahatsız olmayan meb.not: makale adresi bu siteden, bu sitenin adresi ise bildirgec/günlük bölümündeki şu yazıdan alınmıştır.@pilli pati zorla güzellik olur mu?
zorlamaya gerek yok @agurbuz. sadece kuralın mantığını anlamaya kafa kası gerekir. haksız mıyım?verdiğin linkte yazarın özellikle yaptığı imla hatalarını da hissettim, ne ki; eğitimcilerimizin ya da medyadaki yayınların kontrolden geçmeden yayınlanışından dem vuran satırlarını da okudum. ama beni acıtan o yazının bir dilin kurallarını “bela” diye tanımlaması oldu. bunu diline sahip çıkan hiçbir Türk insanı da kabul etmemeli kanımca. “bırakalım bu kuralları bir kenara” filan gibi ifadeler son derece tembelce ve terbiyesizce görünüyor gözüme.bugün Türk dilini internet ortamlarındaki sohbet programları sayesinde; reklam panolarındaki ne idüğü belirsin Türkçemsi İngilizce veyahut İngilizcemsi Türkçe ifadelerle örseliyoruz zaten. ne münasebetle bir millet bu kadar duyarsız ve de anlamsız kalabiliyor çocuklarına karşı? ağacın yaşken eğilmesi gerekir derler, 6-7 yaşında çocuklara Arapça kursu düzenleniyor kenar köşe bucaklarda. Türkçe’nin hiç mi hatırı yok kuralını da sırtlanıp gelmeye ve dillerde renklenmeye, şeker kıvamında tatlanmaya, şiir kıvamında anlatılmaya?hangi dil kuralsızlığıyla vardır? lütfen! linkteki yazı son derece fütursuzcadır. kınıyorum.not: linki verdiğiniz iyi olmuş. bir kültürün en önemli parçalarından olan dili alaşağı eden bu üslubu gerekli kurumlara bildirmek gerekiyor.
alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.yazarın dilimiz hususunda bizden daha koruyucu olduğuna eminim. bence; tutmuş böyle bir yazı yazmış belki kıyamet kopar da birilerinin kör gözüne parmak sokulur hesabı.dili sahiplenen çıkmamış, vahim durum kabullenilmiş ve kimse bu makaleye senin gibi çıkıpta iki kelam etmemiş. (yapılmışsa bile etkili olmadığı ortada)yazar yıllar önce alacağı eleştirileri bilerek böyle bir yazı yazmışsa, eminim ki gayesi dilini korumak ve bu çarpıklığa dikkat çekmektir. lütfen tekrar okuyunuz derken bu hususa dikkat çekmek istemiştim.türkçe gibi güzel bir dile sahip kalem erbabının kendi dilini aşağılamak maksadıyla böyle bir yazı yazdığını nasıl düşünebilirsiniz?(hızlı cevap)
yazı dediğiniz gibi ironi barındırıyorsa bunu hissettirmesi de gerekirdi. ben bunu hissedemedim. bu yüzden de dilime saygısızlık edildiğini düşünüyorum.
de’leri bitiştirelim ki ve mi zaten karışmaz alışkanlık meselesi aslında ya kural koyalım hoş o kuralı kim koyuyor: dilde zaten olan vurguların yada anlamın yazıya geçirilmesi esnasında kurallar oluşuyor sanırım. şimdi de’leri birleştirdik, olayı anlamdan çıkaracağız:- sigaramı düşürmüşüm! yok!- bende!buraya kadar iki olasılık ve iki cevap var, biri: versene o zaman hayvan herif! öteki : – yaa sendemi ıhıh havadan herhal var bi uğursuzluk.yazıdaki kuralı değiştirmeye gücün yetiyorsa, edat olanı ek yapmak, buyur yap. gerçi örnekleri var ki ki farsçadan geliyor, çünkü için ki olabilir, ‘anbean’ arapça farsça karışık, bitişik, halbuki de öyle. sanki de sanki. ise ekleşebilmiş. yatmaya gidiyorum misal yatmağa gidiyorum yazılabilirmiş eskiden. ikinci üçüncü tekil şahıs belirsizliği var türkçede ona bir kural uydurulamıyor. çıktığını görmedim derken kimin çıktığını görmedim? onun mu senin mi. kural koydukça kuralsızlıklar almış yürümüş. çünkü kurallar anlamlara yetişemiyor. dayı deyi ayırıp ünsüz uymuna sokan da var. sert te vurdu namussuz! bu konuda söylenecek tek şey var aslında, konuşurken kelimelerin vurgularını nasıl değiştiremiyorsan, yazıdaki kuralı da değiştiremezsin.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
tabi canım!devletin, milletin yapmakta zorlandığı, uygulama sorunu çektiği ne varsa vazgeçelim gitsin.terörle mücadeleden de vazgeçelim , zaten 30 yıldır beceremiyoruz anasına selam söyliyim.
ne yazık ki, hiçbir zorlamaya gerek olmadan sadece beyin kası çalıştırılmak suretiyle öğrenilebilecek bu konuda bile anadilimizin anlam niteliğini üstlenen ve olmazsa olmaz bir dizi kuralı “bela” olarak tanımlanabiliyor.Avrupa Topluluğu’na kabul kriterleri arasında bir milletin kendi anadilini (dilbilgisi kuralları dahil) eksiksiz hatasız kullanması şartı da olsa idi, hiç şüphesiz isteyen “Avrupa’ya gireceğiz” filan nidaları arasında, hatta bir dizi kurallar ve kanun hükmünde kararnameler silsilesine bile gerek kalmadan oturup bir gecede ıkına sıkına, kıç kaslarını çalıştırmak suretiyle dilbilgisi kurallarını öğrenebilirdi. ama nerede o yürek kası!
her t.c. vatandaşı türk dili ve edebiyatı dersi almıyor malesef. ben de dahil olmak üzere bu konuyu önemsemiyor ve öğrenmek için çaba sarfetmiyoruz. sizden ricam yazıyı dikkatli okuyunuz!öğretmeyi başaramadık diyor yazar. en acısıda eğitimli insanlarımızın da bu hataları yaptığını vurguluyor ve tahminimce kasıtlı olarak yazısında imla hataları yapıyor.bu durumdan rahatsız olan bir vatandaş böyle bir site açıyor: dahianlamindakideayriyazilir.comkomik olan ise bu durumdan rahatsız olmayan meb.not: makale adresi bu siteden, bu sitenin adresi ise bildirgec/günlük bölümündeki şu yazıdan alınmıştır.@pilli pati zorla güzellik olur mu?
zorlamaya gerek yok @agurbuz. sadece kuralın mantığını anlamaya kafa kası gerekir. haksız mıyım?verdiğin linkte yazarın özellikle yaptığı imla hatalarını da hissettim, ne ki; eğitimcilerimizin ya da medyadaki yayınların kontrolden geçmeden yayınlanışından dem vuran satırlarını da okudum. ama beni acıtan o yazının bir dilin kurallarını “bela” diye tanımlaması oldu. bunu diline sahip çıkan hiçbir Türk insanı da kabul etmemeli kanımca. “bırakalım bu kuralları bir kenara” filan gibi ifadeler son derece tembelce ve terbiyesizce görünüyor gözüme.bugün Türk dilini internet ortamlarındaki sohbet programları sayesinde; reklam panolarındaki ne idüğü belirsin Türkçemsi İngilizce veyahut İngilizcemsi Türkçe ifadelerle örseliyoruz zaten. ne münasebetle bir millet bu kadar duyarsız ve de anlamsız kalabiliyor çocuklarına karşı? ağacın yaşken eğilmesi gerekir derler, 6-7 yaşında çocuklara Arapça kursu düzenleniyor kenar köşe bucaklarda. Türkçe’nin hiç mi hatırı yok kuralını da sırtlanıp gelmeye ve dillerde renklenmeye, şeker kıvamında tatlanmaya, şiir kıvamında anlatılmaya?hangi dil kuralsızlığıyla vardır? lütfen! linkteki yazı son derece fütursuzcadır. kınıyorum.not: linki verdiğiniz iyi olmuş. bir kültürün en önemli parçalarından olan dili alaşağı eden bu üslubu gerekli kurumlara bildirmek gerekiyor.
alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.yazarın dilimiz hususunda bizden daha koruyucu olduğuna eminim. bence; tutmuş böyle bir yazı yazmış belki kıyamet kopar da birilerinin kör gözüne parmak sokulur hesabı.dili sahiplenen çıkmamış, vahim durum kabullenilmiş ve kimse bu makaleye senin gibi çıkıpta iki kelam etmemiş. (yapılmışsa bile etkili olmadığı ortada)yazar yıllar önce alacağı eleştirileri bilerek böyle bir yazı yazmışsa, eminim ki gayesi dilini korumak ve bu çarpıklığa dikkat çekmektir. lütfen tekrar okuyunuz derken bu hususa dikkat çekmek istemiştim.türkçe gibi güzel bir dile sahip kalem erbabının kendi dilini aşağılamak maksadıyla böyle bir yazı yazdığını nasıl düşünebilirsiniz?(hızlı cevap)
yazı dediğiniz gibi ironi barındırıyorsa bunu hissettirmesi de gerekirdi. ben bunu hissedemedim. bu yüzden de dilime saygısızlık edildiğini düşünüyorum.
de’leri bitiştirelim ki ve mi zaten karışmaz alışkanlık meselesi aslında ya kural koyalım hoş o kuralı kim koyuyor: dilde zaten olan vurguların yada anlamın yazıya geçirilmesi esnasında kurallar oluşuyor sanırım. şimdi de’leri birleştirdik, olayı anlamdan çıkaracağız:- sigaramı düşürmüşüm! yok!- bende!buraya kadar iki olasılık ve iki cevap var, biri: versene o zaman hayvan herif! öteki : – yaa sendemi ıhıh havadan herhal var bi uğursuzluk.yazıdaki kuralı değiştirmeye gücün yetiyorsa, edat olanı ek yapmak, buyur yap. gerçi örnekleri var ki ki farsçadan geliyor, çünkü için ki olabilir, ‘anbean’ arapça farsça karışık, bitişik, halbuki de öyle. sanki de sanki. ise ekleşebilmiş. yatmaya gidiyorum misal yatmağa gidiyorum yazılabilirmiş eskiden. ikinci üçüncü tekil şahıs belirsizliği var türkçede ona bir kural uydurulamıyor. çıktığını görmedim derken kimin çıktığını görmedim? onun mu senin mi. kural koydukça kuralsızlıklar almış yürümüş. çünkü kurallar anlamlara yetişemiyor. dayı deyi ayırıp ünsüz uymuna sokan da var. sert te vurdu namussuz! bu konuda söylenecek tek şey var aslında, konuşurken kelimelerin vurgularını nasıl değiştiremiyorsan, yazıdaki kuralı da değiştiremezsin.