C.Eren ÇELİKEh işte beklenen gün geldi çattı ve meşhur Ergenekon İddianamesi açıklandı…Açıklandı açıklanmasına ama Başsavcı Aykut Cengiz Engin’in açıklamasının can damarı bence Nokta Dergisi’nde yayınlanan ve Türkiye’nin 4 darbe tehlikesi atlattığı iddiasının temelini oluşturan “Darbe Günlükleri”nin bu iddianamenin dışında kalacak olmasını açıkça ifade etmesi oldu.Yani siz 13 ay bir soruşturma yürüteceksiniz, emekli generalleri,sivil toplum örgütü liderlerini, önemli gazetecileri tutuklayıp gözaltına alacaksınız ama bu işlemleri yapmak için kendinize mesnet edindiğiniz Darbe Günlüklerini iddianameye dahil etmeyeceksiniz.O zaman ortaya 2 sonuç çıkar…Bir; davayı yürüten savcıların soruşturmayı sürdürürken gözaltına alınan şahıslar hakkında farklı bilgileri vardı ve bu bilgilere dayalı olarak bu şahıslar göz altına alındı ve kendilerine suç isnat edildi…İki; bu suçlamalar başından beri bir hayal ürünüydü ve aslında karanlık bir senaryonun parçasından başka bir şey değildi.,Şimdi bakalım;soruşturma sırasında gözaltına alınanlardan tekrar serbest bırakılanların verdiğiifadelerden anlıyoruz ki kendilerine sorulan sorular başka bilgilere dayanmıyor ve suç isnatları Darbe Günlükleri üzerinden şekilleniyor.E o zaman bu darbe günlükleri niye iddianamede yer almıyor ? Eğer bu darbe günlükleri iddianemede yer almıyorsa içeriye alınan paşalara, sivil toplum kuruluşu başkanlarına,gazetecilere, siyasi parti başkanlarına, akademisyenlere isnat edilen suçlar da otomatikmen düşmez mi?Çünkü suçlanan kişiler suçlamalara göre bu darbe günlüklerinde var olduğu iddia edilen bir darbe planın içerisinde bulunmuşlar, onları bu planı uygulamaya ise “ERGENEKON” isimli yapılanma sevketmiştir.Bu arada savcı hem Darbe Günlüklerini iddianameye koymayacaklarını ifade ediyor, hem de Darbe Günlükleri’nde yapılmasının planlandığı iddia edilen bir darbeden yola çıkarak soruşturma sanıklarının “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni devirmek, Meclisi görev yapamaz hale getirmeye çalışmak” gibi nedenlerle suçluyor…Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu arkadaş. O zaman al darbe günlüklerini de iddianame içerisinde değerlendirilsin…Hukuk süreci içerisinde darbe günlüklerinin gerçekliği kesinlik kazanırsa (Çünkü günlüklerin kendisine ait olduğu iddia edilen Emekli Oramiral Özden Örnek bu günlüklerin kendisine ait olduğunu yalanlıyor) sorumlular hakettikleri cezayı alsınlar.O zaman herkez, her 10 senede bir darbe görmüş, her darbede de bir 10 yıl geriye gitmiş olan bu ülkede size destek olur, bu soruşturma bir “Demokrasiye sahip çıkma” soruşturmasına dönüşür,herkez bu dava etrafında kenetlenir, demokrasiyi hala içlerine sindirmeyerek Orduyu siyasetin birincil kuvveti yaparak iktidar ve nüfuz elde etme hayalleri kuranların hevesleri kursaklarında kalır ve hatta toplumun da desteği ile bu dava Türkiye’nin “Temiz Eller” davasına dönüşebilirdi…Ama yapılan birbirinden yanlış uygulamalar, soruşturma sürecinde medyaya çok gizli bilgilerin sızdırılması , bu bilgilerle kitaplar yazılmasına gösterilen müsamaha, gözaltına alınan şüphelilere sorguları esnasında birbirinden mesnetsiz ve komik sorular sorulması ve en önemlisi Ergenekon Soruşturmasının Ak Parti’nin kapatma davası ile birbirine çok paralel ilerlemesi kafalarda bolca soru işareti uyandırdı.İşte Darbe Günlükleri’nin iddianame içerisinde yer almayacak olmaması bu nedenle önemli.Çünkü artık kafalardaki soru işaretleri çok daha fazla ve çok daha keskin. Ve herşeyden önemlisi toplumu demokratik bir ülke için bir araya getirmek için bir fırsat olabilecek bu dava artık toplumu kamplara bölen bir dava olma sürecine girmiştir.Bundan sonra yaşanan süreçte geri dönülemez olarak toplum daha da gerilecek ve bu dava toplumu 2 kutuba ayıracaktır.Bu işin bir yönü…Ha tabii bir de yukarıda 2. şık olarak belirttiğimiz “Bu suçlamaların başından beri hayal ürünü”olması ihtimali var ki….İşte asıl endişe edilmesi gereken budur. Çünkü eğer durum buysa işler çok vahim bir noktadadır ve Türkiye’yi çok daha karanlık günler bekliyor demektir…