Söz uçan canlılardan açılınca aklıma hep bu trajikomik hikaye gelir. Aşağıda okuyacaklarınız dünyamızın bir yerinde yaşanmış olduğundan canlı ve mahal isimlerini vermekten özellikle kaçınılmıştır, olayın kahramanları rencide olmasın. Uçan canlıları sadece kanatlılar olarak görürsek büyük bir yanılgıya düşer olayı tam manasıyla yeterli önem ve ehemmiyetiyle anlayamayız ki kavrayamadığımız bu olay başımıza dert olur, aynı hataya biz de düşebiliriz. Aman sakınmak, dikkat vermek gerekir.Evinin damına gecenin bi vakti konup da saatlerce gakdıgak gukdıguk diye viyaklayıp öterek ev halkını unutmayan saksağan kuşunun, gecenin bi vakti, yeter artık gına geldi bu hayvandan, bu duruma bir çözüm bulması yolunda beyini dürtüp uyandırmak için soluna döndüğü anda beyinin yatakta olmadığını fark edip ne yapsın kazmayı kaptığı gibi çıkarak dam üstündeki saksağanın beline vurup kazmayı yavrum dama çıkmaktan başka hiçbir kusuru bulunmayan hayvanceğizin ruhunu bedeninden ayırdığında, hayvanın biçare gözleri ne yaptın be hanım ne günahım vardı damınıza çıkmaktan başka dercesine bakan masumane bakışlarına takılır da gözleri hiç de pişman olmadan damdan inmeye başladığında beyinin de başka bir dama konduğundan habersiz, belki tuvalette çiş yapıyordur gereksiz adam deyip yatıp uyumakta bulur çareyi, sabah ola hayrola diye düşündüğünden mışıl mışıl dalar uykusuna, sorunu çözmenin verdiği gönül rahatlığı ve iç huzurla.Tam da bu esnadan iki saat ve oniki dakika kadar önce cep telefonuna gelen bir mesajı değerlendirip, bu kaknem karı uyuyo gine bari keyfime bakayım deyip usulca yataktan çıkarak, uçarcasına başka bir eve konan beyinin, kimin koynunda sabahı edeceği yada edemeyeceğinden habersiz olan evin hanımı, uyuya dursun, beyimiz de konduğu evin yatak odasında kocası iş seyehatine giden bu evin hanımının yanıp tutuşan bahçesine itfaiye hortumuyla dalmıştır bile, ihtirasla kavrulan bedenler olacaklardan habersiz aman sabaha kadar sevişelim bitmesin bu anlar yarın evin adamı gelene kadar yaşam dolu dakikalarımızı zevkle bezeyelim tarzında yatağın içinde bilmem kaçıncı uçuşu gerçekleştirirken aniden büyük bir acıyla bağırır da kadın sanki içinde ince bir sızı da hisseder aynı esnada. Nedir bu yandım anam, canavar mı var içinde çıkaramıyorum şeyimi ısırdı bırakmıyor diye bağara dursun korkudan kanter içinde iyice birbirine yapışan bedenler öylece kalırlar bir süre böyle alt alta üst üste. Mümkün değil geri çekemiyordur, içerde bir diş tutuyordur sanki de hatta bırakmıyordur, aman nedir bu ne soktun içinde diye inlerken, hanım uzun süre önce doktorunun uyarılarına kulak vermediğini ve yerinden kayan spiralinin sorun yaratabileceği uyarılarına aman nasıl olsa kocam olacak hıyarla aylardır yatmıyorum sonra hallederim diye düşündüğünü hatırlar ve bahis konusu olayı usulca anlatır üzerindeki genç sevgilisine, acaba bu olabilir mi diye. Neeee eyvah bittik biz ne yapacağız şindi, mahvolduk, demelerini panik yapmayan evin tecrübeli hanımı usulca doktorunu arayıp duruma el koyması için çevirir numarayı da, o esnada şükür ki hastanede nöbetçi olan ve boş boş oturmaktan sıkıldığından başhemşire ile başhekim odasının makam masasını kullanan doktorun acı acı çalan cep telefonuna küfürle karışık bakıp da masa üzerindeki yaptıkları çalışmaya hastasının sağlığı için mırın kırın ederek ara vermek zorunda kalırak sağ eliyle fermuarınıyukarı çekerken sol eliyle de telefonundaki 3 tuşuna basar, otomatik çevrilen acil ambulansın numarasından karşısına çıkan şöfere, ambulansın hazırlanması için emir verirken başhemşire’de dağılan başhekim masasını toparladıktan sonra beyaz eteğini çekip gömlek düğmelerini de tekrar ilikleyerek çıkar odadan doru ameliyatjhaneyi hazırlamaya gider. 18 dakika sonra bir ambulas ve 2 pratisyen doktor kapıda belirir, nasıl kalksın yataktan birleşik bedenler durumu camın kırılması suretiyle içeri girilip çarşafa sarılarak doru hastaneye getirilir. Ameliyathaneye alınan bedenlerin ameliyatına giren hemşireler ilk defa gördükleri bu duruma yorum yaparak bu yaşıma geldim böyle şey görmedim kıkırdamaları arasında başarılı bir operasyon ile bedenleri birbirinden ayırırlar, suç aleti spirali çöpe atarlar, bedenler aman organlara da zarar gelmeden ufak tefek sıyrıklarla olayı atlatırlar da maazallah bir daha uçmamaya tövbe ederler. Olur da hanım soracak olursa bu sıyrıkları böcek ısırmıştır heralde ne bileyim ben gibilerinden umarsızca cevaplar verileceği önceden tasarlanır da eve sağ salim dönülürken, aldatan kadın evine bırakılır nezaketen, umarsız kadın kıkır kıkır gülmekten neredeyse donuna işeyecektir de adam da sinirinden deliye dönmüştür. Neyse aldatan koca da evine gider, aldatılan kadın hala uyumaktadır yatağında, aman uyusun uyuz da ben de dinleneyim der ve dalar uykuya.Olan olayda hiç suçu olmayan saksağana olur, belki de evin beyi evde olsaydı, hişt pişt deyip kovalayacaktı hayvenceğzi de, hayvanceğiz de canından olmayacaktı. Ne diyelim eşler birbirini sevsin, saysın, aşkları sevgileri bir ömür boyu sürsün, heyecanları istekleri azalmasın, bi yastıkta kocasınlar da başka alemlere dalarak, sürekli uçuşmasınlar, işi tadında bıraksınlar da mazallah olmadık işler gelmesin başlarına, şeytan kulağına kurşun.