Bu ayakkabıları kim çöpe atar ki.Gerçek bir ganimet bu güzel ayakkabılar. Ve bir güneş gözlüğü, kullanmaktan pek hoşlanmam aslında kendimi çok tuhaf hissediyorum güneş gözlüğü takerken, yinede almamda bir sakınca yok. Dibinde biraz bırakılmış kola şişesi, gazı hala kaçmamış.İnsanlar çöpe hep pis şeylerin atıldığını düşünürler. Kapağı kapatılarak atılmış bu şişenin içindeki kola nasıl pis olabilir. Özellikle ayakkabılar daha giyilmemiş bile. Belki de kolanın kalanını içen aptala bu ayakkabılar hediye edildi, beğenmedi ve çöpe attı. Dünya aptal insanlarla dolu. Başıma gelebileceğin en kötüsü de, beni en rahatsız eden aptal insan yine pencerede. Halbuki uyanmamış olacağını düşünerek erken gelmiştim bu sokağa. Geri dönsem iyi olur…-Gel evladım gel, börek yaptım açsındır.-Yok teyze saol.-Çekinme yavrum, dur ben geliyorum.Çok geç. Yağlı böreklerini peçeteye sarmış koşa koşa geliyor. İyi niyetli olabilir ama n’apayım yiyemiyorum bu kadının yemeklerini. Ölen kocasından saatlerce bahsetmesi börekler kadar çekilmez. Benim ölebilecek kimsem yok, ne mutlu bana! Adam seksen yıl rahat rahat yaşamış ölecek tabiki. Hem ağır, yağlı yemeklerden hastalanıp ölmediği ne belli. Korkuyorum bu kadından.Yağlı hamurları yutmaya çalışırken. Gözüm konteynerin diplerine saklanmış cips paketine takıldı. Kolayla birlikte ne güzel giderdi. Utanmaz fosil şimdi de para vermeye çalışıyor. Parayı ne yapacağım. Çöpte bulsam almam. Parayla alınabilecek herşey bedava zaten bana. Reddettiğimde yüzünde oluşan ifadeye gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Parası cebinde kaldığı için üzülüyor mu, seviniyor mu belli değil. Ağlamak üzere ama neden anlayamıyorum.İmdadıma eskici yetişmeseydi, koşa koşa kaçmayı düşünüyordum. Şükür mandal pazarlığına giriştilerde uzaklaştım oradan. Cebime tıkıştırdığım börekleri kokusu üzerime sinmeden bir sokak köpeğine verdim. Daha fazlasını vereceğimi ümit etmiş olmalı ki evime kadar peşimden geldi. Düşündümde belki o sokaktan yarın tekrar geçerim, biraz daha börek verirsem arkadaşım olabilir bu köpek. İsim bile verebilirim ona. Bir hayvan her zaman insanlardan iyidir. O aptal fosil gibi sorular sormaz. Ailen var mı?, Nerede yaşıyorsun?, Neden çalışmıyorsun? Nereden geldin? Ne biliyim ben! Ailem var ya da yok ne farkeder. Bir ailem olmasını hiç istemedim ki. Doğduğumu, büyüdüğümü bile bilmiyorum ben. Sadece yaşıyorum. Bunları öğrenmek istemiyorum. Şu anda tek istediğim soru sormayan bir arkadaş.Köpek yanımdan ayrılmadı. Evim büyük. Yüz köpek daha yaşayabilir benimle. Ne de olsa yüz insan çalışmıştır zamanında evimde. Aptal insanlar! aptal insanlar! bir fabrika inşa ediyorlar ve terkedip gidiyorlar. Koca binayı bile çöpe atmanın bir yolunu keşfetmişler. Neyse ki onu ben buldum.Akşama kadar yeni arkadaşımla birlikte uyuduk. Akşam yemeği için olanlar bana yetebilirdi ama ikimizi doyurabileceğini sanmıyorum. Arkadaş olduğumuza göre artık paylaşmamız gerekli. Her şey bedava olduğu zaman ortada paylaşmamak için bir neden kalmıyor. Biraz gezinelim, hava da almış oluruz.İnsanların kalabalık olduğu yerlerde hazinelerin değeri de artıyor. Otobüs durağının yanındaki konteynerde olduğu gibi. Gözümün önünde üç külah dondurma atıldı buraya. Çöpe atmak yerine bana vermedikleri için biraz kızmıştım ama üçününde çikolatalı olduğunu görünce affettim o çocukları. Bu durak aynı zamanda benim ikinci evim. Dışarıda uyumak istediğime hep buraya gelirim. Sıraları diğer duraklar gibi metal değil, tahta. Metal üzerinde uyuyamazsınız. Yazın güneş doğduğu anda çok sıcak olur. Kışın ise hep buz gibi.Bugün bu durakta kendim hakkında çok önemli bir şeyi farkettim. Okuyabiliyorum. “KAYIP – TUNCAY ÖZER”. Defalarca art arda okudum bu yazıyı altında sırıtan genç bir adamın siyah beyaz fotoğrafı vardı. Okudukça resimdeki adamdan daha fazla sırıtmaya başladım. Aptal insanlar yüzünden sevincim kısa sürdü. Şişman, domuz gibi bir herif. Yanıma geldi bir bana baktı bir de okuduğum yazıya, burnumun dibine kadar girip dakikalarca baktı. Okuyabildiğime şaşırdığını düşündüm, aldırmadım. Birden yanımdan hızla ayrıldı. Caddeden karşıya koşa koşa geçerken her duruşunda dönüp tekrar bana bakıyordu. Aptal adam yine aptalca bir şey yapıyor olmalı beni ilgilendirmez.Okuyacak başka bir şeyler bulmak için etrafıma bakınıyordum ki şişman domuzun yanında iki polisle bana doğru geldiğini gördüm. Hırsız sandı herhalde beni, onun neyini çalacaksam! Kaçıp kurtuldum onlardan.Köpeğim hala ortalarda yok. Aptal insanlar! onlar yüzünden tek arkadaşımı da kaybettim.EİAK