Kızgın suların üzerinde yürüyorum. Sessiz sakin bir durgunluk… Dört yan yakamoz desem, yalan değil…
Benim için farklı desem, hiç yalan değil. Ben, sürekli aşk arayan kadın olmadım. Yazmamışlar/ yazmamışım’ diyerek çekilen kadındım. Sustum. Pus oldum. Özlem Tekin’in yazmamışlar şarkısını söyleyen/ içselleştiren kadındım.Sesi içinde yankılanan, kendi sesinden dünyanın sesini duyamayan kadındım. Şiir yazan, çizen, bakan, düşünen kadındım. Kadınlığı, içinde patlayan kadındım. Bu dünyaya uzaktım, çok uzaklara ise çoktan yakındım; doğuştan böyleydim.Uzakları yakınları, buradakilere benzemeyen kadındım. Sustum, pus oldum. Konuştum, gördüm ki; şarkılar dahi daha coşkulu insanlardan; biz öylesine yüzeyselleşmişiz ki, sussak kâfi gelir yüreğe…Dedim, ‘Kabul et.’ Varlık çoktan kabul etti, rahatladı bir o kadar. Varlığın kendi, ‘vazgeçen’ kadındı, bir o kadar çoktan es geçen… ‘Hayatta başka şeyler de var.’ diyerek kendini avutan kadındım.Sustum çoktan pus oldum, fark edendim ki, en zor olanı buydu. Saf olan güzelmiş meğer. Bilmek mutluluk getirmezmiş bildim. Bilmek bir o kadar yalnızlık demekmiş, anladım.Bilmek bir sabah vakti kuşlar yeni uyanmışken, soğuk sulara bulanmakmış, gün batarken yalnız dalgaların sesini içine alıp biranı yudumlamakmış…Rengârenk boyanmış bir tekneye atlayıp kendi sesini dinlemekmiş ayın ışığını önüne pusula alıp, yollara ve içe düşmekmiş.Fall in love
Aşk gerçekten düşmek- midir? Bunu düşünüyorum. Almaktan çok vermek midir? Kimi zaman salak/ saf olmayı, daha en baştan kabullenmek midir? Gözü açık aşk yaşanmazmış… Çoktan öğrendim. Biraz susmak, biraz sağır olmak gerekirmiş büyüklerin dediğine göre…Bazen vizyonunu görür ama tınlamazsın, görmezden/ duymazdan gelirsin ısrarla. Tanrıdan bir teneffüs molası istersin senin için ayrılmış o özel anlarda. Zaman akıp gider, aldırmak istemezsin bir an için… Yaşam dursun istersin ya da içindeki çığlıkları artık duysun…

www.osmanoguz.netwp-contentuploadsyagmur.jpg
www.osmanoguz.netwp-contentuploadsyagmur.jpg

‘Yer ispanya. Bir kadın…. Düğün günü…‘COMO LO SİENTO!’
Kilisenin önünde toplanan tanıdıklar… Şaşalı bir düğün. Belli ki, epeydir hazırlanılıyor…Sevgilisi ortada yok. Kadın sevgilisine güvenmektedir. Son ana kadar kadın bekler, ortaya çıkar diye… Son anda sevgilisinin ablası bir not bulur. Utanç ve acı içinde uzatır kâğıdı… ‘Yapamadım, üzgünüm, çok uzaklara gidiyorum, affet, seni sevdim.’ yazmaktadır.Kadın sokakta gelinliğiyle yürümeye başlar… Tüm davetliler onun kafayı yediğini, kendine bir şey yapacağını ve nasıl bu kadar sakin olabildiğini düşünmektedir. Fırtına öncesi sessizlik diye yorumlayanlar vardır…Kadın yürür… Yalnız…. Sonra gözlerinden bir damla yaş süzülür tüm hayatı, duyguları, sevgilisi, sevgisi, düşleri geçer gözünün önünden… Kadın bir şarkı söylemeye başlar…. -Yüksek sesle, acıyla, tüm acısını akıtarak ve yine de ne yapsa tüm acısını akıtmasına imkân olmayarak sessiz, yaşayan, koşan, alev alan, her zamanki gibi, ona göre ise melankolik sokaklarda yüksek sesle şarkı söyler.-Gelinliğiyle yürür. Gözlerinden yaşlar süzülür, aklında tüm hayatı ve her şeyin yalan olduğu… Haykırır, ‘COMO LO SİENTO!’Kimse ona artık ne deli ne abartan, marjinal bir kadın gözüyle bakmaz. Acısı sesinden anlaşılmaktadır. Herkes susar. İşine devan eder, kimisi edemez. Yüreği dağılır…Kadın kimseyi görmez, yağmur çiselemeye başlar, bol ağaçlı bir sokakta evrene söylediği son şarkı gibi seslenir: ‘COMO LO SİENTO!’ gözünden bir damla yaş, gözünden/ kalbinden umutlara dökülür kaldırımlara….

‘COMO LO SİENTO!’’

httpimg2.blogcu.comimagesvolvolcano1221806152yagmur.jpg
httpimg2.blogcu.comimagesvolvolcano1221806152yagmur.jpg

Bir şarkının içindeki acıyı hisseden ve o günden sonra, o şarkıdan sonra uyuyamayan kadındım…
1- (Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır.2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)