Bebeğime ek besinleri vermeye başladığımda hazır aldığım tahıllı mamaların üzerinde “gluten içermez” ibaresini okuyordum ve cahilliğimi hoşgörün ne demek olduğunu pek anlamıyordum. Sadece demek ki sakıncalı ki insanlar böyle bir ayrıntıyı yazmışlar diyordum. Merakımın üzerine gidip bir araştırma yaptığımda gerçekten önemli bir uyarı olduğunu anladım. Hem bebeğim için hem de bizler için dikkat etmem gereken çok güzel şeyler keşfettim. Keşfimi sizlerle paylaşmak istedim. Umarım faydalı bilgiler aktarabilirim.Buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan “gluten” proteinine olan duyarlılık çölyak hastalığına neden olmaktadır. Hastalığın ne ilaçla ne de ameliyatla tedavisi olanaklı. En önemlisi yaşam boyunca gluten içermeyen besinler tüketmek.Gluten içeren yiyeceklerin başında ekmek, makarna, kek, pizza ve kurabiyeler gelmektedir. Ancak, içinde gluten olup olmadığının belirlenmesi zor bir çok yiyecek de var; çünkü işlenmiş gıdalarda genellikle gluten bulunuyor. Özellikle; çorba, sos, puding, mayonez, ketçap, reçel,konserve yiyecekler ve hardal da gluten bulunma riski çok fazla. Araştırmalarımda pek çok glutensiz yemek tariflerine de rastladım.Çölyak hastalığı 1888 yılında, hastalığın gıdalarla bağlantılı olduğunun farkına varan bir İngiliz doktor tarafından tanımlanmıştı. Uzun süre sonra İkinci Dünya Savaşı’nda Hollandalı bir doktor, ekmek tüketimlerini azaltan hasta çocukların iyileştiklerini fark ettiğinde; buğday tüketimininde hastalığı etkilediği anlaşıldı. Yeniden ekmek yemeye başladıklarında, rahatsızlıklarda yeniden görülmüştü.Çölyak hastalıklarının belirtileri araştırıldığında farklı kişilerin hastalığa farklı tepkiler verdiği ortaya çıkmaktadır. Belirtiler arasında; karın ağrısı, ishal, kansızlık, gaz oluşması, kilo kaybı, sinirlilik, halsizlik ve depresyon bulunmaktadır. Yakıcı kaşıntıya yol açan isilik de görülebiliyor. Çocuklarda büyüme durması,, karında şiddetli kasılma,ishal de belirtiler arasında. Bu belirtiler diğer hastalıklarda da görülebileceğinden, doktorlar kimi zaman gerçek nedeni belirleyemiyorlar. Hastalara yanlışlıkla ülser, kalın bağırsak iltihabı, kronik yorgunluk sendromu tanısı konulabiliyor. Ancak, eğer asıl rahatsızlık olan çölyak tedavi edilmezse; bu durum yaşamı tehdit eden bir duruma bile dönüşebiliyor.Diğer bir yandan, glutensiz beslenme ile hasta hemen iyileşmeye başlıyor. Ancak, glutensiz beslenme büyük bir özen gerektiriyor. Yiyeceklerin etiketlerini okumak zor olabiliyor ve onlara her zaman güvenemiyoruz. Glutensiz özel ürünlerden bulmak da kolay olmuyor; bu ürünlerin fiyatları da çoğunlukla pahalı oluyor. Kimi kişiler de, ekmek gibi bir temel besinin o denli tehlikeli olamayacağını düşünüyor ve glutensiz beslenme gerekliliğinin farkına varamıyorlar.Türkiye’de 15 yıl önce çölyak hiç bilinmese de bugün durum oldukça farklı. Çölyak hastalığını tanıtıcı ve hastalarına yardım edebilmek için Çölyak Dernekleri bulunmakta. Üniversitelerle ve doktorlarla işbirliği yapan bu dernekler, glutensiz yiyeceklerin yaygınlaşması, gıda kanunları ile etiketleme düzeninin gelişmesi ve kişilerin çölyak hakkındaki bilgilerinin artması için yoğun çaba harcıyorlar.