Kalın hatlar yoksunuyum…Belirli renkler yoksunu,sabit fikirler ve de bilinirliğin yoksunu…İnce ince,her an üzerinden taşılmaya müsait belirsiz çizgilerden yürüyorum,kastıkça dengesizleşiyor,aşağı baktıkça korkuyorum…Başladığım yerden sonuca varamamak ise; işim…İnce çizgiler arasında gidip gelirken de,denge konsantrasyonundan arta kalan zamanda mavili kırmızılı birşeyler takılıyor gözüme,denge sağlama sebebim gibi oluveriyor,mutlu ediyor,biraz düşüyorum üstlerine,kurcalıyorum ellerimle,çok geçmeden boyaları akıyor,ucundan kıyısından kara bana bakıyor…Gülümsüyorum,renksiz ve gerçekçi çizgilerimden iyisi mi kaymıyorum…Hayalkırıklıkları,benim işim…Fikirlerimi seriyorum,uzun uzun bakıyor,toplayıp bölüyorum.Her topladığımda azalıyor,her böldüğümde çoğalıyorlar;manzarayı görüyorum,korkuyorum…Çok bilmek istediklerim var,ne kadar istersem bilmek,o kadar değersiz kılıyorum;peşlerinden koşmuyor onları şımartmıyorum,hepsini,bir yerlerden topladığım mahremiyetliklerle boğuyorum;can yelekleri olmak,benim işim…Bilmek ölmektir çünkü…Bilmek acı çekmek…Kulaklarımı tıkıyor,gözlerimi kapıyor,pedalları durmandan çeviriyorum.Sevgilerime laf olsun diye verilen karşılıklardan ve onların farkındasız suçsuz sahiplerinden,hiç istemesem de nefret ediyorum.Severek nefret etmek çünkü; benim işim…
yorumlar
Derinlemesine bir yazı. Birkaç kez okudum ve üzerine düşündüm, güzel oldu 🙂
favorilerim.Bir de başlıkta çok zorlandım. Çok işçilik, çok kişilik gibi alternatifler üzerinde gidip geldim. Küçülteçlerimi takıp tekrar bakınca gördüm ki çok işlilikmiş 🙂
ilmare, severek nefret etmek nasıl oluyor?
aradaki ince çizgi kayboluyor galiba
ilmare güzel olmuş beğendim..akoni DİYOR Kİ, (02 Kasım 2009 15:13)ilmare, severek nefret etmek nasıl oluyor?lmuş sayılır,beğendim..sanırım ilmare portakalı çok severim ve nefret ederim gibi bir sevmek ve nefret etmekten bahsetmemiş…sever gibi görünmek zorunda kalıp aslında gercek sevgisine verilen yalancı karşılıklardan nefret ettiğini sölemek istemiş sanırım..ayrıca bir insan herhangi bir şeyi hem sevip hem nefret de edebilir,bunun illaki çok karmaşık bir açıklaması olması gerekmez..
İLMARE bu arada başlığı ne maksatla yazdığını anlasamda beğenmedim..daha basit bir sözcük olabilirdi…
Başlık şöyle gelişti sevgülü mozzerella; okudum bitirdim yazıyı,ay ne çok işim varmış benim dedim,çok iş dedim sonra,çok eş çağrışım yaptı ardından,çok eşlilik dedim ve sonra çok işlilik…Hoşuma da gitti 😀 Ama yazının modu ile de pek uyuşuyor diil gibi…Akoni,mozzeralla’nın karşılık verdiği, sözünü ettiğin cümle hakkında da yorum yapmak istemiyorum,ne olduğunu sanırım ben de bilmiyorum.Hislerden ibaret herşey… Falan filann…
hımmm..şimdi daha kötü göründü gözüme başlık.. ben yinede başlığa bir şans verip yazıyla bi bağlantı kurmaya çalışmıştım..halbuki kendi kendine düşünüp yazdığın bir şeymiş…kınıyorum senii ilmare,hatta iğrenç vede tiksinçsin,bundan sonra başlıklarının azrailiyim bilmiş ol hahahaha:)))vede bir azrail kadar görünmez olucam bunu da biliyorum:)
”Kalın hatlar yoksunuyum…Belirli renkler yoksunu,sabit fikirler ve de bilinirliğin yoksunu…”Harika bir giriş yapılmış çok sevdim..
İnanmamm:D
o kadarını okudum, kızmaz isen, büyüyü bozma lütfen..
Sora hemen imzaya baktın herhal:D Aman ne kızıcam canım, laff…:)Mozzeralla,başlığım tüm tümcelerimin taşıyıcısı durumundayken tek ayaklı kaldı şimdi,sallanıyor tüm harfler.Kendisiyle daha alakalı olan yeni kelimelerin yeni cümleleri oluşmakta sanırım bu dengesizlik vesilesiyle.Dengesizleşmiş ve şartlanmış bir başlık, kelimeleri kendi anlamına doğru uyarlamaya…Hiyerarşik fazlasıyla harflerle olan ilişkileri… Sanki böylee…Hani Şener ağayı ata bindirirken kemal sunal eliyle destek yapıyodu ya onun ayağına,o sahne geldi nedense gözümün önüne mozzeralla;sanki minik harflerim de üstüste binmiş,kırılmış ayak yerine ayak oluyorlar başlığı dengede tutmak için…Seferber olmuşlarr,terlemişler çok…Ne demişler..Herşey vatan içinn… Cıxx olmadıı…Bu paragrafın da kırıldı bi bacağı…Yeni harflerin hedefe koşuşlarını görür gibiyimm..Ama ondan önce biri beni sarssın..Uyukluyo muyum nee..
Bi gün güzel yazı yazmak için uğraşıp da ortaya çıkardığım cümle öbeklerini buraya yapıştırdığım zaman,seni önemseyebilirim…Üstünde uğraşmayıp tek bi seferde elimden çıkan harflere, ben sadece kendi hislerimi yansıtıp yansıtmadığı kriteri içerisinde puan verebilirim,o da 100 üzerinden 100.Yazıp okuduğumda, “hayır ben böyle hissetmediğim halde böyle yazmışım” dediğim zaman ben kendime tokat atarım..Şimdilik yok öle bişi…Dediklerini de anlıyorum,buraya harika bi metin sunmak için yazıyor değilim evet,bunu yaptığım zaman belirticem…Ve, tamamen yazıya dair yorum yapmanla ilgili muhteşem özelliğine,o zaman gözlerimi açıcam…Ama tahmin ediyorum ki son cümlem şu olacak kendi kendime…”Yazık,doğru şeyler yazıyor aslında,yorum yapmanın mantığını da kavramış gibi; gel gör ki iletişim becerisi sıfırr…Ne kadar doğruları bağırsa da görünmezden gelinmeye mahkumm..Yazık böylelerine..Ne oluyorsa,daha doğrusu ne olamıyorsa, iletişimsizlikten,usluptan,terbiyesizlikten zaten.Öğrenemedik konuşmayı,en değerli cümleleri önüme sersen ne yazarr”derdim heralde..:DYani,şimdi sen azrail,müthiş bir yazı yazsan,muhteşem ama,o derecee…Ben senin şu üslubunu bildikten sonra,ne kadar yücelebilrsin yazın ve sen gözümde… Konu ben de değilim..Anlıyosun değil mi..Ben bir gün güzel yazı yazabilirim,kendimi geliştirebilirim;ama bence sen şu saatten sonra karakterini yansıtan bu üslubunu değiştiremezsin..Yazdığın harikalar sana kalsın…Bittii..:D
Katlanıcaksın,eleştirilmeye açık olucaksın diosun..Bak ne güzel cümleler yazmışsın,gayet de destekli evett….Hala nasıl oluyor da eleştiri tarzını,onların içerdiği kaba kelimeleri savunabiliyorsun gerçekten anlamlandıramıyorum…Benim senin eleştirilerinle değil,tarzınla sorunum var…Yoksa yazı yazamadığıma,cahiliyetime,anlamsız hüznüme ettğin tüm lafları yapıcı şekilde okumaya varım..Ama belli bir çerçeve seviyesinde…Ben güzel yazı yazabiliyorum da demiyorum zaten…Şunu da söyliyim,burası gayet benim kişisel dertleşme alanım olmaya müsait bi alan,burdaki çoğu kişi bu şekilde kullanıyor siteyi.İnsanlar kendine dair birsürü cümle yazıyor ve bir başkası o cümleyi alıp kendi hissiyatlarına uyarlıyor.Güzel tarafı da bu,benim hüzünlü cümlelerim sana tanımlanmamış gelirken bir başkasının dilinin ucunda olan bir hissiyatın açığa çıkmasını sağlayabiliyor. Gene senin bişey ifade etmediklerini düşündüğün cahilce cümlelerin ortak özelliği,bu şekil bir evrenselliği taşımaları..Bu evrenselliğin içinde,benim cümlelerimin senin hissiyatlarının aşağısında kalma durumu da var.Ama bu,cümlelerime paralel hissiyatların olmadığı anlamına gelmez.Her ne kadar çok daha kaliteli ifade edilme olasılıkları olsa dahi…Senin ifade etmeye çalıştığın yazma şeklini de zaten anladım,ve o şekilde yazabilmeyi gerçekten isterdim.Ki buna vakit ayırabildiğim zaman,yapabileceğime de inanıyorum.Sabır ve birikimin olmazsa olmazlar olduğunu son derece iyi biliyorum.Ama ben,şu şu birikime sahibim,güzel yazı yazmak için yazıyorum demiyorum,biliyo musun,o yüzden şu an burda yazıyorum.Sen burayı fazla ciddiye almışsın,burada muhteşem yazı yazanlar pekala mevcut,hepsinin ellerine sağlık ama berbat yazanlar da bir o kadar fazla.Yani her telden olduğuna göre,benim de istediğim gibi takılmama engel yok,o yüzden istediğim gibi serbest bırakıyorum kendimi.Herkes gibi…Sitenin çok kaliteli olmadığı zaten küfür içeren,ahlaksız kelimelerle dolu ahkamlara izin verilmesinden de belli…Ben zaten açıkçası,eleştiri mantığının olmadığı,eleştiri kalitesizliğinin olduğu bir ortamda,çok fazla üstüne düştüğüm bir yazımın yayımlanmasına da sıcak bakmayabilirdim.İşte o zaman,kendime başka bir yer arardım…Burda iyi yazan herkese söylüyorum,yanlış anlamasınlar beni de,o kelimelerin hepsi değerli,mantksız ahkamlarla kirlenmesine izin vermeyin…
Ah azrail ah… Niyedir kimedir bu kadar isyanın…Son kez söylüyorum daha da demiyeceğim;ben olumsuz eleştiriye son derece açık bi insanımm!!! Bunu gereğince yapan,daha doğrusu yapabilen insanlarr gözümde büyür de büyürr…Zordur çünkü bunu yapabilmek…Senin ise, şekilsellikten ibaret olan bir yazı anlayışın var,güzel cümleler kurabiliyorsun…Doğru fikirlerin de var..Ama gel gör ki,içlerinde erdem yok,hiç tanımadığın birine,bir alıp veremediğin varmışcasına yanaşıyorsun..Gereksiz,anlam verilemeyen savaş içinde gibisin…Aşıyor bunlar beni…Anlayamıyorum…Kal sağlıcakla
tebrikler sayın ılmare.. UZun süre oldu sizi okumayalı..Yazılarınızdaki tad daha da bir güzelleşmiş.
Teşekkür ediyorum Sevde,ilaç gibi geldi:))