Sıradan, sakin, duru bir hayat yaşamanın adı huzur sanırım. Ya da belki de alışkanlık. Alışkanlıkların yapışkan sadakatleri olmasa belki bu kadar zor olmayacak yeni sevdaların, aşkların ya da sıradan bir arkadaşlığın başlangıcı… Kördüğümle bağlanmasaydı eğer kalpler vazgeçilmez olmazdı tüyden geçme sevgiler… Zor değil aslında, buda sığdırılabilir çaresizlerin son durağına. Zamana…Hiç tanımadığı bir insanın kucağında, “bidenem, balım, dadlum” diye sevilmek sevilen çocuk tarafından rahatsız edici bir durumdur. Korkar, ağlar, annesini arar. Bulursa susar. Bulamazsa ya küser ya da ağlar. Sevdirmez kendini. Fırsatını bulduğunda hemen parmaklarını dişler. Canını yakmaya çalışır beni bıraksın diye. Belki de başarır çoğu zaman… Ayakları yere bastığında ve birkaç adım sonra yere düştüğünde anlar sevimsizce sırıtan insanlara ihtiyacı olduğunu. Sürünerek anca eşiğe kadar gidebileceğini. Geriye dönüp bakar acaba gelecek mi?Sen yirmili yaşlardan bahsederken söyleyiş tarzından anlamıştım iki yaşındayım demek istediğini. Ve seni gördükten sonra yaramaz tavırlarından anladım henüz oyun çağına bile gelemediğini… Küçüksün daha. Yüzün bile bebek gibi. Açmaya meyilli mavi çiçek gibi. Seni sevmeme sebep gibi… Aklım karışıyor çocuk. Büyük gönül yarandan bahsediyorsun bana. Yazdığın aşk şiirlerini yakmışsın. Bu rest çekmektir çocuk. Sildim demektir. Bitti demektir. Yüreğinde bir yangın çıkacak olursa şayet söndürebilirsin demektir. Sen, sıcak sütten ellerini sakınan çocuk! Nasıl olurda ateşi besliyorsun kalbinde. Nasıl başarıyorsun yürümeyi öğrenemeden koşarak kaçmayı?Ne zaman seni sevecek olsam kalbimi ısırıyorsun. Saçlarını okşayacak olsam mızmızlanıp kaçıyorsun. Benden kaçarken birde ayağıma sanki acıtabilecekmiş gibi basmaya çalışıyorsun. Seni seveceğim diye korktun mu? Öfkelendin mi çocuk? İşin garip yanı beni anlıyorsun. Söylediğim kelimeler seni mutlu ediyor. Ama annenin kucağındayken dinliyorsun beni. Annenin kucağından seviyorsun beni. Uzaktan gülümsüyorsun çocuk. Ben sevemiyorum seni. Orda kendini daha mı güvende hissediyorsun? Benden korkuyor musun? Yoksa eski yürek yaran sana sevgiyi öcü olarak mı anlattı? Ya da aklına aşkı kör kuyu gibi mi kazıdı da sürekli kucağımdan kaçıp güneşi görmeye çalışıyorsun?Sana katlanıyorum çocuk. Her ne kadar henüz hayal kurmayı bilmesen de yanımda olmayı hayal ettiğini söylüyorsun ya. Hayal etmesen de hayalin ne olduğunu biliyorsun ya. Sana katlanıyorum. Bir gün büyüyeceğini biliyorum. Acele et çocuk. Ben yaşlanıyorum! Ve eğer geç kalırsan seni kalbimde taşıyacak gücüm olmayabilir… Tutunmayı da öğren çocuk. Kalbimin bağı çözülürse düşmeni istemem!