BARAKA’yı izledikten sonra aklımda dolaşması gereken bunlar mı olmalıydı.. çıldırıcam..
saat 21.34’te, filmin yirmi dördüncü dakikası oluyor, cnbc-e dışbank reklamı yayınlıyor,, şu ekranın üçte birini kaplayan cinsinden.. o sırada görüntüde yan yana dizilmiş çıplak kız çocukları var, yakınca bi çekim.. ayıp bi yerleri kadrajda yani. ekranı küçültür ya cnbc-e bu tip reklamlarda, görüntüden en az kayıp verir,, bu reklamda küçültmedi. hatta şeridin ekranda kalma süresini ‘müstehcen’lik bitene kadar uzattı gibi bile geldi bana.
‘özdenetim’den kasıt bu olsa gerek. ‘ya kendiniz sansürleyin, ya biz halledelim.. olmadı ekranı karartırız accık..’
tüh allah cezanızı versin.. bilcümle zebaniye komşu olun da ilelebet felah bulmayın inşallah!!.. :)))
yorumlar
“bilcümle zebaniye komşu olun da ilelebet felah bulmayın inşallah!!..” ne güsel bi laftır ya..bunu üreten zihniyeti öperim,bunu yazan elleri öper başımın üzerine koyarım
Adiler, dar kafalı kelaynaklar, sansürcü maymunlar siziiii !… Yazık değilmi bu ülkenin sübyancılarına ??
onu da bayaa makasladılar
misalen sokak ortasında seks ve “shut up bill” olayı
dirk abinin kobrayı saldığı son can alıcı sahne
bilemiyörüm
gecenin 2si yahu rtük 24 saat ayakta deil ya
bundan iki sene önceydi sanırım yılbaşından bir gün sonra klasik yeni yılın ilk bebeği haberi vardı. adamlar yeni doğmuş bebeği gösterirken cinsel organının olduğu bölümü buzlamışlardı. o günden sonra her türlü sapıklığı bekler oldum bu adamlardan.
aynı şeyi düşünmüşüz filmin o sahnesinde ,özellikle uzun tutuldu . zaten artık cnbc e reklamları da abartmaya başladı
kanalın çıkışı, duruşu önemli.. biz ne makaslar, ne reklamla bölüp çıkarmalar gördük.. bu bişey diil pek onların yanında..
ama cnbc-e “sanattan anlarız biz” diyorsa saygı göstermeli yönetmene, esere..
ha, evet, bi de sübyancıyım ben..
flamingos’da feci kesildi cnbce’de.. ve hiç unutmam geçen sene bir adam bir koyuna gecelik giydirip tecavüz etmişti.. gazetelerde koyunun gözlerinin üstünde siyah bant vardı..
İnternette sübyancılılara fazla malzeme kalmadı galiba. Bazılarının çok ağrına gitmiş nedense. Yazık çok yazık… Kız çocuklarının cinsel uzuvlarını göstermek sanat, bunu sansürlemek ise sanata vurulmuş bir darbedir öyle mi? Bunları yazıyorken önce kendi kızkardeşlerinizi düşünün…. iyi düşünün…
ağrına değil ağırına..
heyecan yok; kimsenin bi yerini gösterince sanat yapmış olmazsın.
bunları yazıyorken kimsenin bir akrabasını düşünmem ben. eline geçen filmin orasını burasını kırpma, yani özgün bir eseri -izinsiz- değiştirme hakkını kendinde görmeni düşünürüm. ahlaka aykırılık, müstehcenlik nedeniyle esere müdahale etmeyle (ki izlemiş olsan, filmde -allah muhafaza- ruh sağlığımızı bozacak böyle bi ‘tehdidin’ olmadığını sen de görürdün) “böylesi daha güzel” deyip filmin bir yerlerini değiştirmek arasında, özünde, pek fark göremiyorum.
erken saatlerde sevişme sahneleri, çıplaklık yer alır cnbce de,.. ama konu çocuklar olunca yememiş sanırım,.. bir de pink flamingos ile boogie nights’ı kesmeden yayınlamak “sıkar” biraz takdir edersiniz ki,..
…tv’de kıçıkırık küfürleri bile kesiyolar, Türk Filmlerindeki.. Baraka’yı izlemedim, Boogie Nights’ı sinemada izlemiştim, onu kırpmadan göstermek zor vic’in dediği gibi…
Öncelikle cnbc-e’nin avukatı olmadığımı belirtmek isterim. Cnbc-e’yi ya da filmin sanatsal olup olmadığını tartışmıyorum. Anti parantez ortada ‘izinsiz bir değiştirmeden’ sözedilemez. Sansür değiştirmek değil gizlemektir. Hiçbir ülkede sansür ‘böylesi daha güzel’ mantığı ile yapılmaz, O ülkenin normlarına uygun olmadığı için yapılır.
Sayın Kappa filmin ruh sağlığını tehdit ettiği ile ilgili bir yorum yaptığımı nereden çıkardınız pek merak ettim. Filmin tümünü seyredemedim seyredebildiğim kısmını da çok beğendim. Gösterdiğimiz farklı tepkiler farklı ahlaki değerlere sahip olmamızdan ileri geliyor.
Kutup bölgesinde evine gelen misafire karsını ikram eden adam kendi toplumundaki ahlaki değer yargısını yansıtmaktadır. Sİz böyle bir şeyi yapabilir misiniz?
Bu gösterdiğiniz tepkiler bu topluma ve bu toplumun ahlaki değerlerine ait değil. ‘Biz aşmışız kardeşim bu geri kafalı toplumu’ diyorsanız bu konuda başka bir şey söylemeye gerek yok zaten.
karsını ikram eden değil
‘karısını’ ikram eden olacaktı.
Bu kutup bölgesinde yaşayan insanlar kimlerdir? Eskimolarmıdır? Yoksa kutuplarda zaten yaşayanlar yok mudur? Ya da bu adam buz evlerde yaşadıklarından hayat gerçekten çok soğuk olduğu için mi böyle yapıyorlar.
Ya da sen “karsını” demişsin ya ben yanlış mı anladım “karısını” kastediyorsun de mi? Yani teklif edilen Kars vilayeti değil? Yok eğer kasıt Kars ise bu teklife icabet durumunda Kasr-ı Şirin (1638) anlaşması ihlal eilmiş olmuyor mu?
Şimdi yine malzeme konusu olmasın diye düzeltiyorum
“Sayın kappur”
… size kısaca Sayın Kappa diyebilir miyiz 🙂
Ulan yeryüzü 33 senedir yeryüzündeyim böyle sorular görmedim 🙂
Benim bahsettiğim insanlar eskimolar ama duyduğum kadar ‘yenimolar’ bu adeti terketmişler. Bu konudaki bilimsel tıklayınız
Eskimolar karsı ikram etmiş Kars’ın haberi olmamış 🙂
gerekiyor sanırım; sayın rootbalans.
bilimsel dediğiniz site kendi deyimleriyle geyik bir sitedir. olayı ciddiye alan 5- 10 kişiden sonrası (özellikle popülitesi arttıktan sonraki üyeler) olaya tamamen geyik olarak bakmaktadır. Eskimoların eşlerini sunması tamamen iklşim şartları ile ilgilidir. cinsel değil. Lütfen olaya biraz saygı duyalım.. Hele de butür bir eleştirinin yapıldığı mimin ve ahkamların altında…
reca ediyorum bu esprileri(!) devam ettirmeyelim
Zıplayan güzel insan ! Bir nebze dikkat gösterme lütfunda bulunmuş olsaydınız ekşi sözlük ile ilgili kısmın latifeden mürekkep bir kelam olduğunu tefrik etmiş olabilirdiniz. Ama ille de bilimsel olsun isterseniz bir kaç bilgi vereyim:
“Evlilik sonrasında ve öncesinde çeşitli cinsel deneyimlere geniş bir cinsel serbestlik izni bulunmasına karşın, Eskimolar kadın edinmek için sürekli bir rekabete ve sık sık aşikar bir zina ya da başka bir erkeğin karısına iradi bir elkoyma biçimini alan şiddetli çatışmalara girerler.” (Hoebel, E. A. 1954. The Law of Primitive Man: A study in Comparative Legal Dynamics. Cambridge: Harvard University Press. s. 83)
“Yeni doğmuş kız bebeklerin öldürülmesi Eskimoların yaygın pratikleri olagelmiş. Erkek nüfusunun daha büyük olması eşleşme biçimlerine etkir. Çok kocalı evlilik yaygındır, yanısıra çeşitli yaşamsal zorunluluklar “karı değişimini” gerektirir. Uzun av seferi için karısıyla birlikte yola koyulan erkek karısının gebe, hasta, yaralı olması durumunda arkadaşından karısını rica edebilir. Ya da uzaktaki anababasını görmek isteyen kadın bir avcıdan birlikte gitmeyi isteyebilir. Bunun kıskançlık konusu olması bir yana, tersine, sıkı arkadaşlığın belirtisidir.”
(Mustafa Cemal- Eskimolar Nasıl Yaşıyorlardı?/Atlas)
altı forma üstü sorma….:)
anlayamamışım (!)
o ahkamda bir karşılaştırma var. senin için daha az parantezli, daha sık noktalı yazıcam. bak şimdi, dedim ki ben, “sansürlemek de, ‘bu daha iyi’ deyip değiştirmek de filme müdahaledir. eserin özgünlüğü iki durumda da zedelenmiştir. kendinde ‘burası ayıp’ deme hakkını bulan, ‘böyle daha güzel’ deme hakkını da bulur.”
bi de şeye takıldım,, “filmin sanatsal olup olmadığı..” ne demek yaw? sanatsal değilse sansürlenebileceği mi söylemeye çalışıyorsun? ya da ben fazla mı ciddi okuyorum yazdıklarını?
yok, sen böyle bi yorum yapmadın. hani var ya bi on dördüncü madde mi ne, ‘çocukların ve gençlerin ahlaki gelişimi, ruh sağlığı..’ falan diyor, onu şeyettirerek yazmıştım.. neyse..
Bu gösterdiğiniz tepkiler bu topluma ve bu toplumun ahlaki değerlerine ait değil. hmm.. homojen, tek bi ahlaki değer sahibi, sınıfsız, kaynaşmış bi toplumduk biz,, di mi.. unutmuşum..
seninle uzun uzun ahlak felsefesi falan konuşmak isterdim. accık yazdıklarını okudum, vazgeçtim. kısmet değilmiş.
bi anti parantez de benden.. bana sayın falan deme. kappa da deme. mümkünse hiçbir şey deme. hay allam yaa,, anti parantez..
tekrar gösterecekler filmi bu arada, duyrulur.. mimlerim gerçi..
bi de yukarıda ikinci paragrafta ‘mi’ den önce bi de ‘ni’ olacak 🙂 değiştirle sil linkleri (diyim,, ne ki onların adı..) çalışmıyor sanki.. bende de olabilir gerçi sorun..
Sayın antiparantez, (kappur demedim, kappa demedim, hiçbir şey demedim gördüğün gibi) !
Pes doğrusu… Makul, objektif, orta zekalı herkes ne anlatmak istediğimi anladı. Siz ya makul değilsiniz, ya objektif değilsiniz, ya da orta zekalı değilsiniz. Seçimi size bırakıyorum.
Kim siniz, neci siniz, kültürünüz, birikiminiz nedir bilmiyorum ama yüksek dozda önyargı aldığınız kesin.
Her kim olursa olsun bir kişiyi eleştirirken iddia ettikleriyle eleştirin lütfen. Kişi adına konuşup da sonra O’nu yargılamayınız. Nokta ve virgüllerle uğraşmaktan içeriği anlamaya zamanınız kalmamış anlaşılan. Ben burada edebi ya da bilimsel bir eser yazmıyorum, gramere bu kadar fazla takılmayınız rica ederim.
Ben yazdıklarımı önce düşünüyor sonra yazıyorum, yazdıktan sonra düşünmek adetim değildir.
‘Sansürle’ ‘izinsiz değiştirmek’ teknik olarak farklı kavramlardır, bu ise her ikisinin de esere müdahale edildiği gerçeğinden farklı bir şeydir. Daha kolay anlamanız için elma, armut örneğini vereyim. Elma ve armut aynı kefeye koyulmaz ama her ikisi de meyvadır.
Sendeki önyargı dozaşımı ve buna bağlı yan etkiler
‘filmin sanatsal değilse sansürlenebileceğini mi söylemeye çalışıyorsun’ cümlesinde ve devamında çok net olarak görünüyor.
Hangi sosyal bilim literatüründe ‘Homojen ahlak’,’homojen toplum’ diye bir tasnif var, kim uydurmuş böyle bir şeyi? Yok böyle bir şey. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir zaman homojen ahlak olmadı ve olamaz zaten. İnsan fıtratına aykırıdır. Ancak dünyanın heryerinde ‘genel ahlak’ diye bir tabir vardır bilmem siz duydunuz mu?
Heyecanlı olabilirim doğrudur ama siz de az agresif değilsiniz hani.
e iyi, takılmayalım o kadar gramere,, de ‘kim’le ‘siniz’in ayrı yazılmayacağını bari bilelim yaw..
yazım mevzuunda fazla mı titizim acaba?.. diil yaw.. gittikçe yozlaşıyor dil. iletişim kuramıycaz iki gün sonra. kimse düşündüğünü söyleyemiyor, söylediğini karşısındaki anlamıyor ya da yanlış anlıyor, anladığını zannettiği şeyle anladığı tamamen farklı vs vs.. buna sadece gerekli yere virgül koymamamız kadar basit bir hata neden olmuyor tabi ama, bence, iletişim özürlü bir topluma dönüşmemizde ‘gramere takılmayalım’ diyenlerin payı az değil..
makul olduğumu zannediyorum, her zaman yansız (objektif) değilim, olamam da.. ama orta zekalı olmadığımı biliyorum..
“filmin sanatsal olup olmadığını tartışmıyorum.” sözünü biraz açmanı istedim, o kadar. senin adına falan konuştuğum yok yani orda. sansür merkezli bi muhabbette ‘sanatsallık’tan bahsedince sormak istedim.
‘Sansürle’ ‘izinsiz değiştirmek’ teknik olarak farklı kavramlardır, bu ise her ikisinin de esere müdahale edildiği gerçeğinden farklı bir şeydir.
diildir. nihai olarak özgünlük zedelenmiştir.
sansür bi kere izinsiz bir müdahaledir. aynı düzlemde değiller yani. yaptığın karşılaştırma bu yüzden geçersiz. (burda ‘izinli sansür’ün varlığı tartışılabilir. yani yayıncı eser sahibiyle oturup ‘burayı keselim, ayıp,, burayı çıkaralım, günah’ falan gibi bi uygulamaya gidebilir mi? olmaz tabi,, ama tartışalım 🙂
Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir zaman homojen ahlak olmadı ve olamaz zaten. çok doğru azizim. de ben de bunu söylemiyor muyum? benim tepkilerimi (filmin bahsi geçen kısmını bile izlemeden) bu toplumun ahlaki değerlerinin dışında bulan sensin..
genel ahlakı duydum. ama sen filmi izleyene kadar (izlemediğin kısımlardan da çok hoşlanacağından eminim, yedi mayıs’ta kaçırma bence) ilgili bölümün genel ahlak kurallarının ne kadar içinde olduğunu seninle tartışmıycam.
bak, ne kadar mülayim bir ahkam oldu.. :))