Yoga ülke için tehdit oluşturmuyor ama irtica malesef öyle. O yüzden gerekli görülenleri detayları ile bilmeden dış kapının mandallığı rolümüzü terketmeyelim. Dindar kesimin çok sevdiği Ali Fuat BAŞGİL hocamızında dediği gibi, bilgimizin olmadığı konuda fikrimizde olmamalı. Ya işte böyle…
irtica olan nedir?bu “irtica” ülke için ne gibi sorun oluşturuyor.Kim bu “irticacı”lar?O camide yapılan program devletin bütünlüğünü mü sarsıyor.Ne cemaatmiş öyle yıllardır başta pkk olmak üzere bu ülkenin kuyusunu kazmak isteyenlerin yapamadıklarını kuran okuyarak mı başaracaklar? hakkatten inanıyormusunuz buna?Hem neden sadece kamu görevlileri hakkında başlatılıyor bu soruşturma.Madem bunlar rejimi tehdit ediyor atalım hepsini birden “apo”ların yanına..Yok yok aslında sallandıracaksın bunlardan bir kaç tanesini Taksim Meydanında bak bir daha gidiyorlar mı öyle camiye falan.. Evet merhum Uğur Mumcu ağabeyimizinde dediği gibi, ilim sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım..
yoga bir pagan inanışıdır.. bir tür doğaya tapınma,insanın doğanın bir parçası olduğuna inanış..yani bencilliğin yüceltilmesi,insanın herşeye -ki ölüme bile- gücünün yetebileceğine inanılmasıdır..davinci şifresini okuyanlar yoganın, paganizmin en light hali olduğunu anlayacaktır..oysa islam yaratana teslimiyet duygusunu aşılar..bir yaratıcı olduğu,bir gün hesap verileceği duygusunu…hem de pek çok açık görünür delillerle..bu yüzden biraz korkutucudur..özellikle parayla yada maddi imkanlarıyla herşeye gücünün yeteceğini sananlar için..ve de yaptıklarının hesapsız kalacağına inananlar yada kendilerini zorla inandırmak isteyenler için…irtica; dini bilgiye sahipmiş gibi görünen ancak mesnetsiz ve dayanaksız yetersiz,yanlış din bilgisine sahip,cahil,şovenler grubunu ifade eder…ancak ne yazıkki ülkemizde bu terim bazı gruplarca ve özellikle tüm müslümanları kapsar şekilde kullanılmaktadır..Bir dinin kutsal kitabını okuyanı ve onu dinleyeni irticacı sayanların ne kadar cahil ve yobaz oldukları,nasıl bir at gözlüğüyle hayata baktıklarını üzülerek görürüz..bu insanlar için irtica her zaman tehdit olacaktır..taa ki at gözlüklerini çıkarıncaya kadar…yani önyargılarından kurtulup,gerçek müslümanları tanıyıncaya kadar…
pagan inanışlarının temelinde doğayla bütünleşme,ona kutsallık tanıma vardır..tanrısallaşma yani..hinduizm,brahmanizm,budizm bu inanışlardan birkaçı..ve yogada bunların yaptığı ritüellerden bir kesit..belki tamamı değil..çünkü bu bir din mensubu için kabul edilemez olurdu..o yüzden light bir pagan ritüelleri grubudur..yapan sanat sağlık vs. için yapıyordur elbette..ama ben ince,keskin ve zararlı çizgilerini(pagan-şaman kökenini) vurgulamak istedim…davincinin şifresinde de paganizm nerdeyse ayrıntılı anlatılmış..okuyan anlar…ama tarafsız olarak yogayı bir de budizmle tanı…sonra bana hak vereceksin..
zahmet olacaktı ama nasıl anlamam gerektiğini yazsaydınız memnun olurdum.Ben yukarıdaki mimde yazarın düşüncelerinden ziyade bahsedilen iki olayı ve bu iki olay karşısında devletin tutumunu vurgulamak istemiştim.yani ahmet beyinde yazısında ” çünkü bizde eylemin rengi, sözün anlamı, onu ortaya koyan veya söyleyen kişi veya kuruluşa göre anlam değiştirir” diyerek belirttiği bu uygulamanın yanlış olduğu düşünüyorum.Zamanında devletin düzenlediği bir resepsiyona sakalı yüzünden alınmayan “irticacı” bir gazete adına çalışan bir gazteci vardı.Aynı resepsiyona gidecek olan Emin Çölaşan’a Ertuğrul Özkök’ün “Emin ister misin sen de sakal yüzünden kapıdan çevrilesin” sözüne Emin beyin“Yok canım, beni bilirler” demesi gücüme gitmişti.Hem belli ki yazarında gücüne giden bazı şeyler var ki “Hukukçular, siyasetçiler, sanat ve kültür adamları bu komisyona katılsın ve kamu görevlilerin hangi tür kültür-sanat faaliyetlerine seyirci olarak katılabileceğini esasa bağlasınlar ve neyi neye göre yasak veya mübah kıldıklarını da izah etsinler” diye bir söz söylüyor.Yoksa bu bulanık suda zalimler daha çok insan avlayacağa benziyor..
yorumlar
Yoga ülke için tehdit oluşturmuyor ama irtica malesef öyle. O yüzden gerekli görülenleri detayları ile bilmeden dış kapının mandallığı rolümüzü terketmeyelim. Dindar kesimin çok sevdiği Ali Fuat BAŞGİL hocamızında dediği gibi, bilgimizin olmadığı konuda fikrimizde olmamalı. Ya işte böyle…
irtica olan nedir?bu “irtica” ülke için ne gibi sorun oluşturuyor.Kim bu “irticacı”lar?O camide yapılan program devletin bütünlüğünü mü sarsıyor.Ne cemaatmiş öyle yıllardır başta pkk olmak üzere bu ülkenin kuyusunu kazmak isteyenlerin yapamadıklarını kuran okuyarak mı başaracaklar? hakkatten inanıyormusunuz buna?Hem neden sadece kamu görevlileri hakkında başlatılıyor bu soruşturma.Madem bunlar rejimi tehdit ediyor atalım hepsini birden “apo”ların yanına..Yok yok aslında sallandıracaksın bunlardan bir kaç tanesini Taksim Meydanında bak bir daha gidiyorlar mı öyle camiye falan.. Evet merhum Uğur Mumcu ağabeyimizinde dediği gibi, ilim sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım..
kendinden sıkılmadın mı?
yoga bir pagan inanışıdır.. bir tür doğaya tapınma,insanın doğanın bir parçası olduğuna inanış..yani bencilliğin yüceltilmesi,insanın herşeye -ki ölüme bile- gücünün yetebileceğine inanılmasıdır..davinci şifresini okuyanlar yoganın, paganizmin en light hali olduğunu anlayacaktır..oysa islam yaratana teslimiyet duygusunu aşılar..bir yaratıcı olduğu,bir gün hesap verileceği duygusunu…hem de pek çok açık görünür delillerle..bu yüzden biraz korkutucudur..özellikle parayla yada maddi imkanlarıyla herşeye gücünün yeteceğini sananlar için..ve de yaptıklarının hesapsız kalacağına inananlar yada kendilerini zorla inandırmak isteyenler için…irtica; dini bilgiye sahipmiş gibi görünen ancak mesnetsiz ve dayanaksız yetersiz,yanlış din bilgisine sahip,cahil,şovenler grubunu ifade eder…ancak ne yazıkki ülkemizde bu terim bazı gruplarca ve özellikle tüm müslümanları kapsar şekilde kullanılmaktadır..Bir dinin kutsal kitabını okuyanı ve onu dinleyeni irticacı sayanların ne kadar cahil ve yobaz oldukları,nasıl bir at gözlüğüyle hayata baktıklarını üzülerek görürüz..bu insanlar için irtica her zaman tehdit olacaktır..taa ki at gözlüklerini çıkarıncaya kadar…yani önyargılarından kurtulup,gerçek müslümanları tanıyıncaya kadar…
yoga’yı davincinin sifresi ile tanıyan, bir de üzerine konuşanlara selam ederim.
pagan inanışlarının temelinde doğayla bütünleşme,ona kutsallık tanıma vardır..tanrısallaşma yani..hinduizm,brahmanizm,budizm bu inanışlardan birkaçı..ve yogada bunların yaptığı ritüellerden bir kesit..belki tamamı değil..çünkü bu bir din mensubu için kabul edilemez olurdu..o yüzden light bir pagan ritüelleri grubudur..yapan sanat sağlık vs. için yapıyordur elbette..ama ben ince,keskin ve zararlı çizgilerini(pagan-şaman kökenini) vurgulamak istedim…davincinin şifresinde de paganizm nerdeyse ayrıntılı anlatılmış..okuyan anlar…ama tarafsız olarak yogayı bir de budizmle tanı…sonra bana hak vereceksin..
suphicim üzgünüm ama yine kaba etlerinden anlamişsin yazıyı.
zahmet olacaktı ama nasıl anlamam gerektiğini yazsaydınız memnun olurdum.Ben yukarıdaki mimde yazarın düşüncelerinden ziyade bahsedilen iki olayı ve bu iki olay karşısında devletin tutumunu vurgulamak istemiştim.yani ahmet beyinde yazısında ” çünkü bizde eylemin rengi, sözün anlamı, onu ortaya koyan veya söyleyen kişi veya kuruluşa göre anlam değiştirir” diyerek belirttiği bu uygulamanın yanlış olduğu düşünüyorum.Zamanında devletin düzenlediği bir resepsiyona sakalı yüzünden alınmayan “irticacı” bir gazete adına çalışan bir gazteci vardı.Aynı resepsiyona gidecek olan Emin Çölaşan’a Ertuğrul Özkök’ün “Emin ister misin sen de sakal yüzünden kapıdan çevrilesin” sözüne Emin beyin“Yok canım, beni bilirler” demesi gücüme gitmişti.Hem belli ki yazarında gücüne giden bazı şeyler var ki “Hukukçular, siyasetçiler, sanat ve kültür adamları bu komisyona katılsın ve kamu görevlilerin hangi tür kültür-sanat faaliyetlerine seyirci olarak katılabileceğini esasa bağlasınlar ve neyi neye göre yasak veya mübah kıldıklarını da izah etsinler” diye bir söz söylüyor.Yoksa bu bulanık suda zalimler daha çok insan avlayacağa benziyor..