Noam Chomsky yurdumuza geldi de, içinde kendi yazısının da bulunduğu bir kitabı yayınlamaktan yargılanan yayıncıya destek oldu ya, hatta “Beni de yargılayın” dedi de kabul ettiremedi ya; bakınız metafilter camiası bu konuda neler konuşmuş. Elin amerikası ne diyor ne demiyor.
yorumlar
Demediklerini bırakmamışlar hakkaten; Noam’dan hoşlanmadığı belli olan biri Ken Layne adlı bir gazeteciden alıntı yapmış.. Ken şöyle birşeyler diyor; ‘Amerika’da yıllardır kendisini tutuklatmayı başaramayan Noam, Türkiye’ye giderek onu yargılamaları için yalvardı. Zavallı Noam. Yıllardır Amerika’nın muhalifleri içeri tıkan bir polis devleti olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Elde edebildiği tek sonuç; iyi bir üniversiteden yüklü bir maaş, astronomik konferans ücretleri ve ne yazsa basan bir yayıncı güruhu. Türkiye’deki yayıncısının bölücü propaganda yapmakla suçlandığını duyar duymaz atladı bir uçağa ve nihayet tutuklanma umuduyla soluğu mahkemede aldı. Ancak dava düştü ve Noam’ın elinde kala kala yüklü bir konferans programı kaldı. Konferansların üçü Türkiye’de…’
adı önemli ve etkili.bence bizim mahkemeler biraz çekindi apar topar gelince…eğer gelmemiş olsaydı bahsi geçen kitabı yayınlayan yayıncı paçayı kurtarabilecek miydi? ab’yle gergin ilişkiler içindeyken böyle bir mahkumiyet ne gibi tepkiler doğururdu? karışık durumlar açıkçası…
eh, ab’ye girmek için debelenen türkiye’nin bütün gözler kendine çevrilmişken mahkumiyet kararı alması çok da olası değildi bence de.. ilgili yazısında yıldırım türker şöyle bi laf etmişti; ‘Özgürlükler hak ettiğimiz için kavuşmamız gereken nimet değil, bize dayatıldığı için katlanmak zorunda kaldığımız
münasebetsizliklerdir, bilirsiniz.’