Kurbanlarının lanetlenmiş ruhlar olduğuna ve lanetli ruhları öbür tarafa geçirebilecek tek kişinin; kurtarıcı ruhun kendisi olduğuna inanan ruhlar vardır. Hayatta kendilerine biçtikleri rol hiç de azımsanmayacak kadar büyüktür. Kimi karizma öyle güçlüdür ki, bu etkileme sanatı karşısında çaresiz kalırsınız, gördüklerinize bir türlü inanamazsınız. Bu lider özelliği anlaşılmaz, sürükleyici bir güçtür. Hitler’in Almanyasını kendi doktrinine inandırması ve kitleleri etkilemesinin bir benzeri; mikro ölçekli soykırımından başka bir şey değildir. Manson’da da olan güç. Ama öyle bir güçtür ki, işlenilen cinayetler bir kenera, mahkemede dahi davalarını yönetebilmesini sağlayıp, müritlerini mahkemeye emekleterek getirtecek bir güç.BİR VADİ OL; KADERE KARŞI DÖVÜŞMEYİ BIRAK VE BEKLE. O SANA AKACAKTIR…
Yattığı hücresine dünyanın her yanındaki gençlerden hala binlerce mektup yağan bir seri katille karşı karşıyayız. Anlaşılması gereken konu ise, masum insanları öldürmenin niye bu kadar popiler hale gelebildiği ve bu kadar yüceltilebildiğidir. Böyle bir durumda tartışılması gereken, ne Charles Manson‘ın geçmiş analizi ne de bunları neden yaptığıdır. Onu anlamaya çalışmak değildir önemli olan… Anlayınca değişecek bir sonuç olmadığı gibi, ne onun ne de müritlerinin yaptıklarının doğrulanabilecek bir durumu yoktur. Önemli olan konu, bu insanların nasıl bu kadar hipnotize olabildiği ve böyle bir duruma hayranlık duyabildiğidir. Bir seri katilin felsefesi ile yüceltilmesi bana göre oldukça tuhaf. Bu durum ne gidenleri geri getirir ne de Manson‘ın fan kitlesinin varlığını değiştirir.Müritleriyle Budizm, The Beatles, Scientology ve Adolf Hitler hakkında konuşmayı seven bir liderin yönettiği ritüellik bir kitle katliamı ise elimizde kalan tek gerçektir.VE TANRI “THE BEATLES” I YARATTI
Peki, 20. yüzyılın en ünlü seri katili olan Charles’ımızın çiçek çocuklar gibi bir dönemin barışçı hareketinin adını lekeleyip, hırslı ebeveynlerin ve tutucu kesimlerin hippi kültürünü yargılamasına açık davetiye çıkaran “Helter Skelter” tutkusuna ne demeli? Motley Crue’den U2’ya kadar birçok grubun coverladığı, Charles Manson’ın favorisi olup yaptığı bütün her şeyi dayandırdığı şarkı Helter Skelter… 1968’de The Beatles’ın bir punk şarkısı yaratması da ayrı bir olaydır elbette…Eminim birçok Charles Manson hayranı teenager yazdıklarıma nefret kusacak. Ama itiraf etmeliyim ki, Charles Manson gibi karizmatik liderlere hayran bırakacak yazılar yazmak çok kolay, ne de olsa her yer bu tip yazılarla dolu. E bunu hemen üzerine giyecek kesim de fazla olunca… Çünkü bu kimlik oluşumu sürecinde teenagerın en sevdiği şeydir garip olana, asi olana ilgi duymak… Manson’ı da bir popüler kültür malzemesi haline getirmek oldukça kolaydır. Peki, hangi açıdan onu desteklemektedir? Bunu tüm samimiyetimle merak ediyorum. Hamile bir kadını kesip biçerek öldürmenin veya öldürme emrini vermenin arasında ne fark vardır ve övülecek ne gibi bir yanı vardır? Parmağını bile kıpırdatmadan insanları boyunduruğu altına aldı diye mi saygı duymak gerekir? Evet, bu büyük bir güç ama niye öldürmeye ve yok etmeye odaklı? Bu tip bir karizma ve güce sahip olanlar niye bu yeteneklerini iyi bir şeyler uğruna kullanmıyorlar peki? Sadece merakımdan soruyorum…”Helter Skelter”, Charles’a tanrıdan gelen bir vahiydi ona göre. The Beatles’ın The White Album‘ünün hepsi aslında ona yazılmıştı. Anlaşılan o ki tanrı, peygamberi Manson’a ulaşabilmek için yaratmıştı The Beatles’ı ve grubun tek varlık nedeni ona bu mesajı iletebilmekti. Nitekim kısa süre sonra ne John Lennon kalacaktı ne de The Beatles! Görev tamamlanmıştı.Ve 4 Beatle, aslında İncil’de Armageddon’u; kıyameti yani “Helter Skelter”ı haber veren 4 melekten başka bir şey değildi.HELTER SKELTER
When i get to the bottom İ go back to the top of the slideWhere i stop and i turn and i go for a ridetill i get to the bottom and i see you againdibe vurduğunda kaydırağın başına geri dönüyorum..durduğum ve döndüğüm ve bir geziye çıktığım yere tekrar dibe vurana ve tekrar seni görene kadar
do you, don’t you want me to love youi’ m coming down fast but i’ m miles above youtell me tell me tell me come on tell me the answerwell you may be a lover but you ain’t no dancer.seni sevmemi ister misin, istemez misin? hızlı iniyorum aşağı ama senden millerce yukardayım..söyle bana, söyle bana, söyle bana, hadi cevabı söyle bana bir aşık olabilirsin ama dansçı asla
heletr skelter helter skelterhelter skelter.her yer karmaşa
will you, won’t you want me to make youi’m coming down fast but don’t let me break youtell me tell me tell me the asweryou may be a lover but you ain’t no dancer.seninle sevişmemi ister misin istemez misin? hızla iniyorum aşağı ama seni kırmama izin verme…söyle bana, söyle bana, söyle bana, söyle bana cevabı bir aşık olabilirsin ama dansçı asla
look out helter skelter helter skelterhelter skelterdikkat et her yer karmaşa
look out, cause here she comes.dikkat et çünkü o geliyor
when i get to the bottom i go back to the top of the slideand i stop and i turn and i go for a rideand i get to the bottom and i see you againdibe vurduğumda kaydırağın başına geri dönüyorum ve duruyorum ve dönüyorum ve bir gezintiye çıkıyorum ve tekrar dibe vuruyorum ve takrar seni görüyorum
well do you, don’t you want me to make youi’m coming down fast but don’t let me break youtell me tell me tell me the answeryou may be a lover but you ain’t no dancer.peki, seninle sevişmemi ister misin istemez misin? hızla iniyorum aşağı am seni kırmama izin verme.. söyle bana, söyle bana, söyle bana cevabı bir aşık olabilirsin ama dansçı asla
look out helter skelter helter skelterhelter skelterlook out hleter skeltershe’s coming down fastyes she isyes she is.dikkat et her yer karmaşa, her yer karmaşa hızla düşüyor evet düşüyor
[i got blisters on my fingers]parmaklarım su toplamış
HERE SHE COMES: HELTER SKELTER!
“Helter skelter, helter skelter, here she comes, here she comes.” Bu Charles’ın mantığına göre, tüm yahudilere, siyahlara ve beyaz olmayan tüm ırklara karşı açılacak bir savaştı. Ailesinin bu kaotik ortamdan kurtulacak tek beyaz aile olduğunu savunan Manson, paketlenmiş ve çalınmış yiyeceklerle aynı ortamda yaşamalarının nedeninin, ırk savaşları ve nükleer savaşa, yani “Helter Skelter”a hazırlanmaları için olduğunu söylüyordu müritlerine. “Helter Skelter”ın gelmesi için ise, bir kayanın üzerine oturarak tanrıları gibi emir verdiği kullarından Tex Watson, Patricia Krenwinkel, Susan Atkins ve Linda Kasabian’ı Roman Polanski’nin evine gönderdi.

Sharon Tate
Sharon Tate

Ve onlar da, evdeki insanları, kanaya kanaya ölmelerini sağlayacak yaralar açarak tavana asıp ailelerinin sıcak kollarına geri döndüler. Tanrım ne müthiş, acımasız bir aileydi onlar! Takipçilerinden birinin sonradan söylediği üzere, istedikleri sadece tüm dünyanın durup onları fark edecekleri bir suç işlemekti… Evet, oldukça masum, bir insan başka ne isteyebilir ki? Dünyaya hatırlanacak başka ne bırakabilirdi ki bu kendi benliklerini bulmaktan yoksun insanlar? Onlar kolay olanı seçtiler. İçlerindeki vahşet ve saldırganlık içgüdüsüne karşı koymayı değil. Herkes potansiyel birer katildir. Kimi bunun farkında değildir. Bunu kullanıp kullanmama ise bir tercih meselesi olmamalıdır.Aile Manson’ın hem tanrı hem de şeytan olduğuna ve kendilerinin ise kendilerine değil sadece ve sadece O’na ait olduklarına inanıyorlardı. Onlara göre tanrı ve şeytan aynı şeydi ve birini öldürmek bir ruhu serbest bırakmak idi. Bu felsefe oldukça ironik ve ikilemleri barındıran bir bakış açısına ve uygulama alanına sahip bence. Onlara göre iyi ve kötü yoktu öyleyse ikisi de aynıydı. Peki, ölüm şekilleri? Neden hunharca işlenen cinayetlerden bahsediyoruz da, bir ruhu özgür bırakmak gibi kutsal bir iş için daha yumuşak geçişli ritüel bir kurban töreni organize edilmiyordu? Bu, müritlerin, ölen insanlardan çok kendi ruhlarını özgür bırakacak içlerindeki vahşeti ortaya çıkarmaları gibi bencilce bir yaklaşım değil de nedir?”Helter Skelter” Charles Manson için yaratılmadı belki ama Charles Manson “Helter Skelter” için yaratıldı… Bir anda derinden gelerek, boyunduruğu altına aldığı müritleriyle sonsuza dek var olmanın tadına vardı. Halinden geyet memnun bir şekilde hala hücresinde şarkılar kaydedip hayran mektupları okuyor. Ve “Helter Skelter” olmanın kendisine verdiği hazzı tadıyor garip bir şekilde… Şuçluluk duygusu mu? Neden çeksin ki? O kimseyi öldürmedi… Ve şöyle buyurdu: Hayatımda hiçbir şey için üzgün olmadım, üzgün olmak ne demek bilmiyorum… Ve pişman olmak da…