Türkiyenin gündeminde uzunca bir süredir ‘çete‘ olarak adlandırılan yapılanmalar var. Nedir bu çeteler? Köşe yazarları çok ‘gizli’ birşeylerden bahsediyormuş havasında iken acaba nelerden bahsediyorlar? Polat Alemdar özentisi dengesizleşmiş gruplar mı; eski ülkücü tayfası mı, yada klasikleşmiş mayfa mı?
Hiçbiri. Her defasında olaylara yenileri ekleniyor, ama sessizce hakkında konuşulan tek kurum ‘ordu‘.
Danıştay saldırısında gene gördük; dinci denen biri, zamanla -medyamız sağolsun- eski asker birisinin adamı çıktı (medya tarafından ‘çıkartıldı’ yada). O adam da kalbinden bıçaklandı (yada kendisi yapmış olabilir?). Etraf daha çok karıştı hemen..Şemdinli‘yi hatırlayalım..
Olayın gerçekleştiği anda Başbakan “o kadar kısa sürede nereden öğrenmişti” de bu olayın İkinci Susurluk vakası olduğunu yumurtlayıvermişti?
Aradan bir saat dahi geçmeden..Daha sonrasında ise bir savcı eliyle gelecek Genelkurmay başkanına “çeteci” suçlaması..Hepsi ilginç gelişmeler bunların.

Asıl ilginç olan, Şemdinli iddianamesi sıralarındayken Emniyet İstihbarat Müdürü Sabri Beyin sözleriydi..Oyak gibi bir ekonomik kuruluşun askerin elinde bulunmasından duyduğu rahatsızlığı anlatıyordu.”Gerek MİT Gerek Asker, Parlamentonun emrinde bulunmalıdır” diyordu ve ekonomik bağımsızlığı olan bir TSKyı sindiremiyordu.Bunlardan başka, gelecek Genelkurmay Başkanı hakkında “Sabatayist” iddiaları başlatıldı. O da fazla etkili olamadı..
MİTçiler herşeye ve herkese -bilhassa olaylara- biraz küçümser gözle bakarlar. Ama söz konusu Ordu olunca ciddileşip “askerden korkarım arkadaş” derler. Şahit olunan bir olaydır.Acaba MİTçilerin biraz da korktukları bu kuruma karşı herhangi bir uygulaması olmuş mudur?Olmuşsa nasıl şeylerdir bunlar?Daha da ince olan nokta; bu asker aleyhtarı eylemlerde MİT’in bir rolü-parmağı var mıdır?